- 3026 Okunma
- 61 Yorum
- 0 Beğeni
Sağlı Sollu Salı Sohbeti :)
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Merhaba sevgili dostlar!
Hayırlı Salılar diyemiyorum size çünkü bugün en azından Pazar değil üstelik “Mutlu Salılar” gibi bir alternatif deyimimiz yok. Bu sebeple mutlu olmak için hafta sonunu veya Pazarı bekleyeceğiz. Her neyse ben sohbetimin konusunu aşağıdaki gibi değiştiriyorum.
Bugün Günlerden Salı.
Ne Olacak Memleketin Hali?
İki alman vatandaşı Ülkemizden hatıra olarak aldıkları bir şişe Tekirdağ rakısını memleketlerinde içmeye karar verirler. Hiçbir rakı şişede durduğu gibi durmaz. İçtikleri yerden dışarıya çıkarlar. Kollarını birbirlerinin omuzlarına sararak ve sendeleyerek ilerlerken bir duvara dayanırlar.
Müller; Fiziki kabiliyetini kaybetmiş zor anlaşılabilen, acındırıcı ağlamaklı ve yüksek bir ses tonuyla;
------ Ya Hans ne olacak bizim bu Almanya’nın Hali (!) der.
Hiçbir derdi ve sorunu olmayan Almanya’yı gündem dışarısına iterek Ülkemize dönmek istiyorum.
Ecevit’in Karaoğlan lakabı ile ünlendiği ve birçok demokrat seçmen gibi dayımın da oyunu aldığı günlerdi ki; dayım bu çocuğu seviyorum diyordu, veran bir inekle bir eşeğin çektiği demir pulluğun arkasında sürerken küçük toprağını.
Buğday fiyatları tavan yapınca dayım güzel bir traktör almış ve yeni aldığı fotr şapkasıyla gittiği köylerde –ki; Kemal Tahir’in dediği gibi şapkadan başka her şeye benzeyen bu başına geçirdiği illetle- kendisine çaylar kahveler ikram ediliyor, o da ikramda kimseden aşağı kalmıyordu. Kişiliği bile değişmiş sığırtmaç Mestan lâkabından Mestan Ağa olma şahsiyet ve şöhretine terfi etmişti.
Yine seçim zamanı gelip çattığında küçük bir konuşma geçmişti dayımla aramızda;
----Ne dersin evlat kime oy vermemiz daha iyi sence?
----Dayıcığım bak adam sana traktör aldırdı. Ne sıkıntın var? Senin yerine olsam gene ona oy verirdim.
----Ah be güzel oğlum! Senin bilmediğin bazı hususlar var. Tamam, iyi olmasına iyi de okuyoruz gazetelerden adamın arabası ve evi bile yok çok azılı bir komünistmiş bu. Bunları verdi ama şimdi her şeyi alabilir elimizden. Ben yine eski partime döneceğim.
Oyu zengine vereceksin ki; adam zaten doymuş senden bir şey çalmaz. Lakin fakire
verirsen donuna kadar soyar seni. Bu sözleri geçen gün demokrat bir milletvekili adayı söyledi kahvede çok da doğru buluyorum.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi dayım da küçük köylü düşüncesinin içinde kaybolmuştu. Sonra traktörü dâhil her şeyini kaybetti. Ardından da biz onu kaybettik.
Dayımın gazeteleri okuduğu yıl ben farklı şeyler okumuştum aynı gazetelerde. Devrimciler Ecevit’i sevmediklerini şu fikirlerle ifade ediyorlardı.
----“Ülkenin refah seviyesini yükselterek toplumsal patlamayı engelledi. Başka bir deyimle balonu söndürdü.
Sağcı kesim ise Komünist diyordu Ecevit’e
Cumhuriyetimizin Kurucusu Atatürk de bazı nedenlerden dolayı sağ kesim ve ne yazık ki devrimciler tarafından sevilmiyor ve bunun nedenlerini irdelemem yıllarımı alıyordu.
Türkiye’nin içinde bulunduğumuz çağda sahne almasını sağlayan Atatürk, Anadolu’da anaların doğurduğu en akıllı en makul ve en yakışır bir adamdı. Ona sarılmalıydık çünkü alternatifi yoktu.
Bugün hâlâ ondan daha zeki bir adamın olmadığını görmek çıldırtıyor beni.
Eğer Mustafa Kemal’in hataları var ise Türkiye’deki fikir akımları hangi zavallı akıllarıyla alternatif olacaklar kanayan ülke sorunlarına.
Petrolün Varili 170 Dolar oldu. Japonya su ile çalışan arabasını ülke içinde devreye soktu.
Biz memur emekli köylü işçi ve topyekûn halk olarak çoğumuzun canı çıktı.
Biz ne yapıyoruz Gökçe adayı Kıbrıs’ta yaptığımız gibi sorunlu hale getirerek, elimizden çıkarmaya çalışıyoruz.
Biz ne konuşuyoruz?
----Türban.
----"Atatürk olmasaydı da İngiliz’in kucağına otursaydık"
----Tabii Neyzen Tevfik gibi dahi bir şair, bestekâr, aydın bir adam yıllar önce vermez mi bu kepazeliğin yanıtını;
----Anan belli olurdu ama baban belli olmazdı kızım!
Tanrı aşkına!
Bu memlekette herkes kendini bir şey sanıyor da yok mu bir Tanrı’nın kulu
su ile çalışan araba yapıp ülke içinde faaliyete geçirecek?
---- Bunu yapamazsanız at-eşek-katır koşun beyler!
----Siz hala benzinli araba kullanıp bir de milliyetçi olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Hani nerede birkaç karga çağırın da gülsün!
----Siz hâlâ Amerika’dan icazet alıp iyi bir Müslüman olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Devrimcilere de sesleniyorum! İnceleyin dünyadaki devrim nutuklarını. Adamlar nasıl ölüyorlar vatanları için. Toz bile kondurmuyorlar. Ki; devrimciliğin en önemli unsuru toprağına ve insanına âşık olmaktır.
----Sezen’e ve Denize de sesleniyorum!
----Vizyonunuzu kaybettiniz aklınız fikriniz AB ile yatağa girmek (onlar nikâhsız siz nikâhlı)
----Ecevit de vizyonunu kaybetmişti nur içinde yatsın. Son günlerinde hafızasında kalan tek şey kooperatif sözcüğüydü ve oy oranını tamamen yitirdi.
Sevgili dostlar bugün Salı sohbet edelim dedik uçtuk daldan dala
Belki adam olmamız zor ama küçücük bir umudum var hâlâ
Sevgilerimle!
C.Çalık
Katılmadığınız fikirleri nazikçe belirtirseniz sevinirim.
YORUMLAR
İnsan adlarını tartışmak yerine geçmişten bugüne yapılan icraatları tartışmak daha verilmli bir çıkarıma götürebilir bizi.Şimdi Atatürk osaydı... gibi abestle iştigal artık tekdüzeleşmiş,yavanlaşmış ve daha da önemlisi -Söyleyen bireyin sisteme ve onun yeni yüzlerine karşı acizliğini belirten- cümleleri bir tarafa bırakıp,artık dinci olsun milliyetci olsun siyasi zekası nelere elveriyor ve ülkeyi diğerlerinde nispetle daha az sömüren birilerini bulma ve 'ampülü parladığında' ışığa koşma girişimlerini de bir tarafa bırakıp,bu zihniyeti toptan tükürüp. Bu 'benim görüşümden siyaseti ... üstünden yürütüp bana karanlık odaya kapanma özgürlüğümü verecek.' mantığından uzak.Bu adam ülkemin tarımına,turizmine,yer altı kaynakları yönetimine vakıf.İşcisinin ve vatandaşının çıkarlarını üst planda tutup meydanlarda koftiden nutuklar atmayan,bizim vergilerimizle oğuna 'Gemicik',karısına pırlanta'cıklar almayıp sendikalaşmaya (ki bu bireyin ilk özgürlüklüğüdür) önem verip emekcisinin rahatını deri koltuğunda oturan babaların rahatına değişmiyerek ya da en azından onun evine ekmek götürmek için dişini kemiğine takıp günde en az 14 saat çalıştığı,kan ağladığı 365 günlük hayat keşmeşeki içinde hiç değilse 1 gün bayram yapmaya hakkı olduğunu,bayram gününde beline jop vurup,kafasına su sıkarak gösterme nezaketinde(!) ve bilincinde bulunmaması temiz olurdu.
Son günlerde hep bahsedilen özgürlük meselesine gelince...
Özgürlüğün tanımı insandan insana değişmez ve Spartaküs'ten bahsetmeden özgürlük tanımına başlanamaz.Ya da en kolayı Spartaküs'lerimizin kafasına su sıkıp üstlerine gaz bombası atarak özgürlük bayramımızı kutlayalım.
sevgili dostum baştan sona dikkatle okudum elbetteki yazıyı , mutlaka içinde katıldığım ve katılmadığım şeyler var siyaset arenasında bir hayli bulundum bir zamanlar ama sonunda bir şeyi öğrendim , ne sağ a nede sol a inanmamayı zira her ikisininde çıktığı kapı aynı , bu memleket yeni bir şeyler koymak mecburiyetinde , 1980 öncesinde politize edilmiş bir gençliğin nasıl kolay ve çabuk bir oyuna düşürüldüğü malum , aynı oyunlar hala önümüze konulmak istenmektedir , bu şu demek depildir tabiki peki a politikmi olalım buda değil , dediğim yeni kavramlar bulup içini ideolojik olmayan sadece müsbet bilime ve milli devlet güçlü iktidar hedefine inanan ve bu yolla her türlü zorluğun üstesinden gelecek idealist yeni bir gençlik yetiştirilmeli , yoksa hala seksen öncesi kavramlara takılıp kalırsan aynı yerde dönüp dururuz , yani sözün özü , suyla çalışacak arabayı hedef alan bir düşünce devrimi , anladığım tek devrim bu ...sevgilerimle
Komünizmin iflâsı…İzmir/89
Duvarlar dümdüz oldu, yıkıldı hep heykeller,
Şapkaları düşünce, göründü bütün keller!..
...
Yazınızı bitirir bitirmez, aklıma ilk gelen şey, yıllar öncesi yazdığım yukarıdaki cam parçası oldu... İçinizdekileri iyi resmetmişsiniz, ifade ediş şekli de güzel...
Şimdi... Bakınız dünya görüşleri değişebilir, fikirler kişilerin eğitim ve kültürlerine göre değişkenlik gösterebilir. Bu normaldir ve de mozaiktir diyorum... Herkes saygı duyacak... Yazdıklarınızla birlikte yazılan yorumları da okumak hoştu... Herkes seviyesine ve bilgi ve de kültürüne göre bir şeyler yazmış...
Ama din bir ideoloji olmadığından yorum ve tartışma götürmeyen tek şeydir... Din; Allahü Teala tarafından Cebrail Aleyhisselam vasıtasıyla Peygamber seçtiği Muhammed Aleyhisselama gönderilen kural ve kaidelerdir... Peygamber aleyhisselam da bu emir ve yasakları ümmetine ancak tebliğ etmiştir. Kabul edenler Müslüman olmuş, etmeyenler ise kendi inançlarında kalmışlardır. Yani din yoruma açık değildir ve de iman ve ibadet olarak iki kısımdır. Bütün dinler aynı itikadı bildirmişler fakat ibadet şekillerinde farklılıklar olmuştur. Yani dinde inanırsın veya inanmasın bitti… Bu sebeple din nakildir, fotokopidir. Felsefe asla değildir.
Gelelim dünya ve Türkiye’mizin yakın geçmişi ile fikir ve görüşlerinize;
Ben ilkokula başladığımda, babam Demirelci, abim ülkücü, ablam solcu(devrimci) idi… Ben ne anlarım siyasetten… Ablam devrimci filmlerine götürürken, abim ülkücü gecelerinde boy gösteriyordu… Ve malum kardeş kavgası ve dökülen binlerce kardeş kanı… Çok şükür hiçbir siyasi parti üyesi değilim ve de siyaseti hiç sevemedim… Böyle olunca siyasetçileri de tabi…
Şimdi bir konuda fikir yürütebilmek için yeterli bilgi ve belgeye sahip olmak gerekir diyorum. Bu sebeple de fikirlerini beyan edenlerin fikirlerine; “şu fikriniz doğru şu fikriniz yanlış” deme gibi bir hakkım olduğunu sanmıyorum…
Ama şunu diyorum ki lütfen din konusunda ve dini değerlere yorum yaparken dikkat edilmeli diyorum o kadar.
Yazınızda baktım ki anlatmak istediğiniz konular tam isabet ama lütfen başörtüsü meselesini siyasallaştırmayalım. Öyle yorum yazanlar olduğu için bunu söylüyorum. Dün Paris’te doğup büyüyen ve orada tıp okuyan bir genç kızımızla evlerinde tanıştım. Başını örtmüş idi. Sordum; okulda serbest mi diye. Evet dedi.
Fransa’da durum böyleyken bizdeki durumu varın siz düşünün gayrı…
Demek ki Fransa laik değil, biz laik’iz öyle mi?
Şimdi tekrardan baktım da güzel yazını; yorumlarıda okuyunca gülesim geldi… Sen ne dersen de ne anlatırsan anlat, millet içindekini dökecek ya, ne “ kel alaka konular…”
Ben Türküm Kardan adam… Elhamdülillah Müslümanım… Atamı, Vatanımı ve milletimi her Türk genci gibi kanımdan canımdan daha fazla seviyorum… Kimse kucağımıza oturup sakalımızı yolmasın lütfen… Herkesin de kendi milletini ve dinini sevmesini saygıyla karşılıyorum. Ama bana (Dini ve milli değerlerime) sataşılmasın lütfen. Tarihte çok tokatlar attı ecdadımız yinede o tokadı atacak torunlardan biriside benim diyorum…
Yazınız ve bizlere böyle bir yazı yazmaya vesile olduğunuz için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim…
Saygılarımla;
Kadir Çetin
Sayın madwolf344,biraz daha açık anlatır mısınız?Malum bizim gönüllerimiz kör,şahsen ben anlayamadım...
Hangi olaya bakalım mesela?
Anayasa mahkemesi üyelerine yapılan çirkin saldırılara ve hakaretlere mi?
Devletin kurucu kişi ve kuruluşlarına yapılan saldırılara mı?
Ekmek alamayan vatandaşa başörtüsü yedirmeye çalışılmasına mı?
Maktum ve Kadılardan medet umulmasına mı?
vs...
Saygılarımla
İzninizle ben de küçük bir anektodla düşüncelerinize katılmak istiyorum.
Ben küçükken hatırlıyorum da liseli gençler aralarında konuşuyorlardı. Tabi o zamanki liseliler şimdikilerden çok farklı düşünürlerdi. Bu gençlerden biri diğerine soruyordu: "Ne olacak bu ülkenin hali, hiç bir şeyi değiştiremezmiyiz?" Diğeri cevap veriyordu: "Çok zor! Bu ülkenin değişmesi için en az 50 yıl geçmesi gerekiyor."
Şimdi düşünüyorum da hala bu sorular sorulduğunda 50 yıldan söz ediliyor. Hesap yapınca o günden bu güne 25 yıl kaldı diyecem. Ama hayı bu 50 yıldan hiç bir şey eksilmiyor. Herkes içki sofralarında dünyayı kurtarmaya çalışır ama zihniyetin değişmesi için kimse kendisinden başlamaz. Belki de bütün çilemiz kendimizden başlayamadığımızdan kaynaklanıyordur. Yapmadıklarımızı başkalarından bekliyoruz. Yapamadıklarımızı değil. İşimize gelmeyenleri. Ve ülkemiz o kadar içler acısı bir durumdayken neler yapılabilir ki. Her şey yasal yollardan hallediliyor. Tefecilikten gaspa kadar. Her şeyin bir kılıfı var. Kimse sesinin çıkaramıyor. Neden? Çünkü korkuyoruz. Yarına yaşayacağımızı kimse garanti etmiyor bize. Sesimize ses veren yok, neden? Çünkü seslerini kıstılar insanların. Birilerinin cebine birşeyler sokarken geri kalanının son kuruşunu bile alıyor. Kutuplaşma o kadar hat safhada ki, zengin gittikçe zengin fakir gittikçe fakirleşirken bu gidişata kimse dur diyemiyor. Neden? Çünkü dur diyebilecek olanlar zengin ve gittikçe zenginleşenler. Onlar dur der mi. Demezler. Peki fakirler? Fakirler de ölsün(!)
Bir ülkeyi ayakta tutan ekonomi ve insanları bir arada tutan ise dindir. Burası müslüman bir ülke ama ne insanlar bir arada ne ekonomisi belli... Gerçi ekonomimiz çok iyi olsa gerek Dışardan yüzlerce milyar dolar geldi, borç alındı. Bu paralar bu ülkeye geldi demekki zenginiz. Her ne kadar o paralar bize gelmiyorsa bile bu ülkede bir yerlerdedir. Bize geliyor ki biz ödemek zorundayız. (?) :):):)
Üstad harika bir konuya değinmişsiniz. İnsanın içinden o kadar çok şey yazmak geliyor ki, ama insan bazı şeyleri dökemiyor. Çünki o kadar bağlayıcı şeyler ki. Her geçen gün biraz daha kötüye gidiyoruz. Çağdaşlaşalım derken daha beter kapanıyoruz. Önce bazı şeylerden şikayetçiyken şimdi varolan sistemi korumaya çalışıyoruz. Dün içki sofrasında ülkeyi kurtarmaya çalışan arkadaşlarımız atandıktan sonra 180 derecelik dönüşe geçtiler. Neden çünkü başka çareleri yok(!) Yok mu gerçekten? Hayır yok. En azından Bu coğrafyada. Lisedeyken George Orweell'in 1984 adında ters ütopya olan bir kitabını okumuştum. Ürpermiştim. Üniversitedeyken daha ayrıntılı bir şekilde okuma fırsatı buldum. Belki o ütopya 1984 te gerçekleşmedi. Ama evimize giren bilgisayarlar, sokaklardaki kameralar İnsanların numaralandırılması vs...
Yaza yaza biter mi bilmiyorum. Ama Önce kendimizden başalarsak bu 50 yılı içimizde eirtip belki de bu zihniyeti değiştirebiliriz...
Saygı ve sevgilerimle...
Biz ne konuşuyoruz?
----Türban.
----"Atatürk olmasaydı da İngiliz’in kucağına otursaydık"
----Tabii Neyzen Tevfik gibi dahi bir şair, bestekâr, aydın bir adam yıllar önce vermez mi bu kepazeliğin yanıtını;
----Anan belli olurdu ama baban belli olmazdı kızım!
Tanrı aşkına!
Bu memlekette herkes kendini bir şey sanıyor da yok mu bir Tanrı’nın kulu
su ile çalışan araba yapıp ülke içinde faaliyete geçirecek?
---- Bunu yapamazsanız at-eşek-katır koşun beyler!
----Siz hala benzinli araba kullanıp bir de milliyetçi olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Hani nerede birkaç karga çağırın da gülsün!
----Siz hâlâ Amerika’dan icazet alıp iyi bir Müslüman olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Devrimcilere de sesleniyorum! İnceleyin dünyadaki devrim nutuklarını. Adamlar nasıl ölüyorlar vatanları için. Toz bile kondurmuyorlar. Ki; devrimciliğin en önemli unsuru toprağına ve insanına âşık olmaktır.
----Sezen’e ve Denize de sesleniyorum!
----Vizyonunuzu kaybettiniz aklınız fikriniz AB ile yatağa girmek (onlar nikâhsız siz nikâhlı)
----Ecevit de vizyonunu kaybetmişti nur içinde yatsın. Son günlerinde hafızasında kalan tek şey kooperatif sözcüğüydü ve oy oranını tamamen yitirdi.
Sevgili dostlar bugün Salı sohbet edelim dedik uçtuk daldan dala
Belki adam olmamız zor ama küçücük bir umudum var hâlâ
-------------------------------------------------------------------------
-------Sevgili Toprağım yorumumdan önce şunu belirtmek istiyorum.
Ben bu sitede yazılara kesinlikle yorum yapmama kararı almıştım kendimce, bende burada 2 yazı girdim sağolsun tanıdığım bildiğim 3 beş dosttan başkası bu yazımı kale bile alan olmamış, bir çok yerde yazılarım var hatta Atatürkle ilgili bir yazım Antolojide günün yazısı ve sonrada beğenilerek haftanın yazısı olarak uzatılmıştı ve üstelik şiirimi Antolojide bile yayınlamazken başka bir sitede görerek alıyorlar ve Antoloji Atatürkçü düşünce sitesiydi sanıyorum orada yayınlanıyor ve üstelik o kişileri hiç tanımıyordum da, Ama burada ben bunu göremedim hemşehrim, burada herkes bildiklerine tanıdıklarına yorum getiriyor, al gülüm ver gülüm gibi burada bu var işte o yüzden ben bundan sonra burada ne yazı- ne de yorum yapmamak niyetindeydim ama sen rica edince seni kıramayarak tamam dedim aslında yazını okumuştum ve hala da birçok yazıları okuyorum ama yorum getirmiyordum ve getirmeyecektim de bundan böyle, Düşünün artık burada küçücük bir toplulukken biz burada bu dayanışmayı sağlayamıyorsak, Türkiyenin bu halde olmasının nedenlerinde çok fazla bişi irdelemeye de gerek yok gibi bu sadece ufak bir örnekti, önce millet olarak birlik ve bütünlüğü sağlamalıyız bununda en güzel yolu dayanışmadır, bir elin nesi var- iki elin sesi var der eskiler, bu çok eski bir sözdür ama çok gerçektir tek başınıza hiç bişi olmuyor bazı konularda dayanışma şart- bayazdı- karaydı- sarıydı- siyahtı demeden, ya da açıktı -kapalıydı- dinsiz di-dinliydi-müslümandı- gavurdu demeden tek bir yürekte toplanıp kenetlenmeliyiz yeter ki sadece türk vatandaşı olalım Türk olmakta şart değil İşte Amerika hepimizin o çok kızdığı Amerikada işte bu var zencisi de-beyazı da -kuzeylisi- güneylisi de önce Amerika Herşey Amerika için demesini biliyorlar sanırım her şeyin de başı burada yatmakta evet hocam bende o harika yazınızı kendimden örnek vererek böyle bir girişle yorumlamaya çalıştım ve affınıza sığınarak burada da bitirmek istiyorum sanırım tansiyonum yükseldi şiddetli bir baş ağrısı başladı yoksa daha neler yazardım neler tutmayın beni dermişim :)) tebrikler zaten fazlasıylada edilmişsiniz de kutluyorum ...sevgi ve selamlarımla yüreğinize kaleminize sağlık...Saygıyla.
kardelenim tarafından 7/2/2008 4:32:31 PM zamanında düzenlenmiştir.
Biz ne yapıyoruz Gökçe adayı Kıbrıs’ta yaptığımız gibi sorunlu hale getirerek, elimizden çıkarmaya çalışıyoruz.
Biz ne konuşuyoruz?
----Türban.
----"Atatürk olmasaydı da İngiliz’in kucağına otursaydık"
----Tabii Neyzen Tevfik gibi dahi bir şair, bestekâr, aydın bir adam yıllar önce vermez mi bu kepazeliğin yanıtını;
----Anan belli olurdu ama baban belli olmazdı kızım!
Evet güzel bir anekdot vardı yazınız içinde ders verilen ve ders alınası dizeler yüreğine sağlık üstadım kutluyorum zaten gereken ödül de verilmiş saygılarımla...
yoksulluğu yaşamamış bireyden bir hayır gelmez. ne şefkat barındırır yüreğinde ne merhamet. tok açın halinden anlamaz. açsa kominist, toksa faşit zihniyeti de siyasi bir komplodur. insan olabilmek siyasetin üstünde bir devrimdir. açı da barındırmaz toku da, eşittir.herkese anlayabildiğinden fazlasını söylemek, anlaşılmamayı barındırır. sürekli zengin olma hayallerinden doğan seçimler hep yanılgılara sürüklemiştir insanları. tek anahtar vaatlerinden başlayıp sonsuza kadar uzanan siyasi vaatler aldatıcı olmuştur.şimdi hemen hemen her insan evinin arabasının yazlığının... anahtarlarını taşımakta zorlanıyor. sonuç insanlıktan uzaklaşmaktan başka bir şey değildir. yoksulluğu kabul edebilecek halkın seçeceği iktidar her zaman adaletli olur kanımca. zengini daha zengin yoksulu daha yoksul olmaz en azından. kendimizi sorgulayabilmeliyiz. verileni düşünmeden alan bireyler olup çıktık. gelecek nesilleri bozmassak daha iyi olur.
Sevgili arkadaşım Bağımsıztürk!
Çok teşekkür ediyorum katılımınız ilgi ve takdirleriniz için
Bahsettiğiniz muhteremin teorisini biliyorum. Bugün burada konunun çok detaylara girmesini ben arzu etmedim hoş sobet tartışalım diye.
Matematik nasıl bir bilimse Ekonomi ve İktisat ta bilimdir
Ama ne yazikki tüm dünyada bu fenomenler matematiksel ve bilimsel olarak uygulanmak yerine siyasi olarak uygulanır. Bizim gibi ülkelerin batağa saplanasının yegane sebebi bilime yolları kapatıp her şeye kucak açmaktır.
Suyumuz amerikadan gelmiyor
Havamız da
Kapat türkiyenin etrafını çin setti gibi
cennet gibi yaşa
Bunu örnek olarak verdiğimi belirteyimki bazı arkadaşlar ne yapıyor bu Kardanadam demesin
Kısaca bugün kapalı bir ekonomi uygulayıp alışverişi kessek
ne olur biliyor musun
Batı bunu savaş sebebi sayar
Çünkü öyle çok iştahlandırdık ki onu
yıllardır kişiliksiz politikalarla
sevgilerimle dost
Can,mal,namus,din ve vicdan emniyetinin kaybolduğu bu dünyada,tevazuya ve taassuba kaçmadan söylenmesi gereken bir şey var sanırım.O da bunları sağlayacak,bilgi,görgü,ilim ve tarihe sahip tek millet aziz Türk milletidir.Bir zamanlar Afrikadan zincirlere vurularak getirilen köleler sayesinde mallarına mal,paralarına para katan batı dünyası,şu dönemdede ekonomik sistemlerle birlikte vurdukları ekonomik prangalar sayesinde bu sömürü düzenini devam ettirmektedir.Hani çok ünlü bir küresel tefecinin dediği gibi 'Bana bir ülkenin parasının yönetimini verin,sonra dilediğiniz kanunu çıkarabilirsiniz''.Zat-ı alinizin ifade buyurduğu tüm gerçekler ve sıkıntıların içerisinde Dünya iktisat literatürüne giren bir de Türk Profesör var.Prof.Dr.Haydar BAŞ.Benim yakinen çalışmalarını takip ettiğim, bence; Türk ve dünya tarihini değiştirecek fikirlerin sahibi bu insanın çalışmaları kasten bu milletten gizlenmeye çalışılmaktadır.ABD son girmiş olduğu ekonomik krizden sayın BAŞ ın Milli Ekonomi >Modelinde ifade ettiği senyoraj hakkını kullnarak çıkmaya çalışmaktadır.
Yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen,Milli Ekonomi Modelinin,Sosyal Devlet Milli Devlet projelerinin yalnızca Türkiyede değil,tüm dünya ülkelerinde uygulanmadan ,dünya insanlığının bu girdaptan çıkabileceğine inanmıyorum.
İktisatın tanımını değiştiren,paraya yeni tanım ve işlevsellikler katan bu eserleri zat-ı alinizin ve bu yorumu okuyan değerli arkadaşlarımında okumadıysanız okumanızı geleceğe ümit ile bakılması konusunda moral bulmanız açısından çok önemli bir nokta olarak görmekteyim.
İktisatın tanımını ''Sınırsız kaynaklardan sınırlı insan ihtiyaçlarının karşılanması'' şeklinde ifade eden bu ekonomik modelin en büyük getirisi ülkelerin her türlü mal ve hizmeti borçlanmadan karşılanmasının adı ve forfümülü olması ile birlikte savaşları sona erdirecek bir alt yapıya sahip olmasıdır.
yemek,içmek,barınmak,ısınmak,eğitim,ulaşım,sağlık,giyim gibi iki elin parmağını doldurmayacak kadar az olan insanın temel ihtiyaçlarının bu modelle karşılanması her bireye verilen bir hak ve özgürlük olarak gözükmektedir.Verilecek olan vatandaşlık maaşı,doğum ikramiyeleri ve faizssiz krediler ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ikinci yılda avrupayı üçüncü yılda amerikayıu geçerek dördüncü yılda kainatın en güçlü devleti olması kaçınılmazdır.
Bu fikirler demokratik ortamda ne zaman hayat bulur bilemiyorum,vatandaştan bu kadar gizlenen bir gerçek ne zaman vatandaştan teveccüh görecek onu da bilemiyorum.Ancak bildiğim tek bir şey var.Bir gün bu millet tekrar Ekonomi başta olmak üzere her alanda bağımsız olarak yaşamak kararı alırsa,elinde projesi hazırdır.
Değerli yazınızdan ötürü zat-ı alinizi tebrik ediyor,selam ,saygı ve muhabbetlerimi arz ediyorum
Erkan ÇEVİK
Değerli dostum;
Öncelikle yazını biraz önce okuyabildiğimi belirteyim.
Her şeyi olduğu gibi yazmışsın. Bir tarafa yüklenip tek taraflı vurmak gibi bir haksızlığa düşmeden ülkemizin gerçeklerini çok tatlı bir sohbet havasında dile getirmişsin.
Benim de tamamen katıldığım konular.
Ellerin dert görmesin.
Bende sohbete şuradan başlayayım diyorum.
Burada amacım Atatürk’ü yüceltmek filan değil. Bence O Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu olarak zaten yücelerin en yücesindedir. Dünyada tüm liderlerce ve toplumlarca kabul edilmiş bir dehadır. Elbette Atatürk de bir insandır hataları veya kusurları olabilir,kendisi bunun ayırtında olarak şunu demiştir. “ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.”
Eğer O’ndan sonra ülkeyi idare edenler bırakın ondan daha akıllı olmayı ona yakın akıllıkta olsalardı biz bu gün AB topluluğuna girmek için bin dereden su getirmekten daha zor koşulları kabul etmek durumunda kalırmıydık?
Bu soruya samimiyetle cevap verdiğimizde : Cevap Hayır olmalıdır.
Çünkü Onlar bizi aralarına almamakta direttikleri ,kovmaktan beter ettikleri halde biz girmek için yalvarmaktan daha öte şeyler yapmaktayız. Peki neden biz önder bir toplum olamadık,onların topluluğu gibi ileri bir topluluk kuramadık ? Neden bilimde teknolojide hayatın her alanında onlardan üstte olmayı beceremedik? Neden Biz onlardan daha ileri olamadık ta onlar gelip bizim kapımıza ne olur bizi de aranıza alın diye yalvarmadılar? Neden? Neden? Neden?
Atamız söylenecek son sözü söylemiş:
Türk Milleti zekidir,çalışkandır…
Ama bu zeki ve çalışkan karakter ( Tarih bilimi bu sözü doğrulamıştır, Dünyanın en büyük İmparatorluğunu kurmak onu yüzyıllarca yönetmek, astronomide,denizcilikte, matematikte ,tıpta,mimaride,edebiyatta musikide çok üstün eserler veren şahsiyetleri yetiştirmek vb. ) çıkarcı politikacılar ve onların içerideki ve dışarıdaki işbirlikçilerince bilinçli olarak ve dış destekli bir erozyona uğratılmıştır. Tabi bunun yanında bir çok politik ve sosyal neden sıralamak mümkündür…Sağcılık veya solculuk adına dayatılan her türlü tabu ve dogmatik değerler,Etnik Milliyetçilik, Feodalite, Din vb…
Özellikle Din olgusunu siyaset basamağı olarak kullanıp iktidara gelmekle bu ülkeye büyük kötülük yapıldığını hep beraber görüyor ve yaşıyoruz. Ne kadar iyi şeyler yapmaya çabalasalar da ki iyi yaptıkları şeylerde vardır, ben bu konuda at gözlüğü ile bakmak istemem ve bu Ülke adına iyi yapılan her şeyi yapan her kim olursa olsun takdir ederim,ancak din olgusunu siyasete alet etmek gibi bir yöntemle geçmişte, bugün veya gelecekte iktidar olanların çok yanlış bir yöntem tercih ettiklerini düşünüyorum. Bana göre görünen o ki; toplumumuzun giderek 70 li yıllardaki gibi bir kamplaşmanın içine sürüklendiğidir.
Batının seçilmişlerinden ve atanmışlarından, ülke yönetiminde söz sahibi olanlardan , Ülke çıkarlarını kendi çıkarlarının üstünde tutmayı becerebilenlerin çoğunlukta olması bizde ise tam tersinin görülmesi de üzücü nedenlerinden biridir gerikalmışlığın.
Suçu her zaman politikacıya atma kolaycılığına düşmeden toplum olarak neden bu seviyede olduğumuzu her fert samimiyetle sorgulamalıdır.
Bir toplu iğneye bile sahip çıkacak, onun toplu iğne haline gelinceye kadar geçirdiği evreleri bilip onu yere atmanın değersiz görmenin vatan hainliği olabileceği bilincine sahip kuşaklar yetiştirebilmek umuduyla saygılarımı sunuyorum.
Tanrı aşkına!
Bu memlekette herkes kendini bir şey sanıyor da yok mu bir Tanrının kulu
Su ile çalışan araba yapıp ülke içinde faaliyete geçirecek
---- Bunu yapamazsanız at-eşek-katır koşun beyler
Aslında bu memlekete herkes kendini Amerikaya ben daha senden Amerikalıyım yarışında görüyor. Halkın derdi hiç kimsenin umrunda! Bütün dert İMF nin dediklerine harfiyen uymakta. İncirlikte tutulan nükler başlıklardan, ülkeyi kan gölüne çeviren kontur gerillesından, kim hesap sordu kim söz edebildi. Elektriğe ve otomobillerin vergilerine yapılan zam furyalarını, hangi basın dile getirdi? Atatürk düşünce ve değerlerine sahip aydınlar, önceleri değişik şekillerde ortadan kaldırılıyordu. şimdi daha değişik şekilde aynı el tarafından işlem sürdürülüyor. böl parçala yönet işlemi devam ediyor.Ve Atatürk önderliğinde yedi düveli yenen bu halktan çoğu ne yazıkki... Duâ için, Hemde parasıyla kuyruğa giriyor. Bu Amerikanın başarısıdır. Futor çıkarmak gerekir.
Çok güzeldi salı sohbeti. baya herkesin hafızasını tazelemiş.
eline yüreğine sağlık. Şu günlerde pc ye giremiyorum. işlerimi henüz bitiremedim. Kısaca Amerikancılıktan kurtulmadıkça, kurtuluşumuz yok bizim.
Selamlar, saygılar sunarım.
Sevgili dost.Ben yorum yapmayacağım.Bir kaç not düşüp
okurlara bırakacağım.Yalnız,yazınız biraz karışık olmuş gibi.
Sağlı-Sollu bir salı yazısını yazarken kimseyi üzmemek adına olsa gerek.Kendinizi nötr bırakmışsınız.Yani ne Aliye,ne veliye misali.(Atatürk hariç.)
**************Hulasa
.........
1-Dün haberlerde herkesin duymuş olduğunu tahmin ettiğim
olay.Erzurumda bir radyo sahibi bir zat! kanser ve bilumum
hastalıkları toplu dua ile iyileştirdiğini iddaa ederek
1200 kadar müşteri ! toplamışken.....
diyorum ki...Ben bu memleketin "adam" olacağına inanmıyorum.
2-Şeriat gelecek...ama kanlı olacak,kansız mı...
diyen zihniyetlerin çok az ara vermelerine rağmen..
70 yıldır iktidar olup,başbakan oluyorsa....
kişiliğini bir kaç kilo bakliyat,yakacak 'a satan varken..
....diyorum ki bu memleket "adam" olmaz.
3-Allah birdir diyenlere sorarım.(Mecazi anlamda)
Bu memlekette parası olan allahtır
Bu memlekette polıs,asker,maliye memuru,müdür,hatta öğretmen gibi elinde yetki olan allahtır.(garibanlara veya muhatabı olan bir alt kesime karşı)
4-Yoksul bıraktırılmış(sistematik) bir toplum,dinsel,siyasal,kültürel ve hatta cinsel açılardan
sömürülmeye mahkumdur.Türkiyede olan budur.
5-Geçmişi ile övünenler,patatese benzerler .En iyi tarafı toprak altında kalmıştır...der bir düşünür.Doğrudur.
Yeter artık hamaset.Rahat bırakmak gerekir ataları.
Biz becerelim bir şeyleri.
*********
Bu kadar yeter dost.
Sağlıcakla kal.
Sevgili kardanadam,bu ülkede devrimciler onlarca yıldır emperyalizme ve onun yerli işbirlikçilerine karşı verdiği savaşımında çokça kayıp verdi veriyorda.yakın tarihte f tipi katliamı hala sıcakken,nasıl devrimcilerin yurtsever olmadığını söyleyebiliyorsunuz.Devrimcilerin nutku;Bilimsel Sosyalizm'dir.
Sevgili Celal , geçmişte yaşanana bir takım siyasi olaylara girmişsin yazında ama ben geçmişi pek kurcalamak istemiyorum yer kaplamaması açısından . Günümüze gelince dediğin gibi pek de iç açıcı görünmüyor malum baştaki partimizinde icraatları belli ve genel olarak halkın bundan memnun olmadığıda ortada ama şu sıralar gerçekten de bir çok arkadaşın belirttiği gibi ortam oldukça gergin hem ekonomik olarak hem de Kürt ve Ermeni sorunu konularında . Türkiye'de resmi rakamlara göre 52 farklı ulus yaşamakta ve bu aslında bir zenginlik hem de her yönden , çok kültürlü olmak kadar güzel bir şey olabilir mi , bunlardan rahatsızlık duyulacağına sevinilmesi gerekir .. İnsanlar birbirine saldırmadığı, hakaret etmediği ve haklarını gaspetmediği müddetçe bir arada kardeşçe ve el ele yaşıyabilir ve zorlukların üstesinden gelebilir ve gelmeli de çünkü yaşayacağımız başka bir yer yok ..Tam şimdi birlik ve beraberlik zamanıdır ve kışkırtmalarada fırsat vermemelidir diye düşünüyorum ancak o zaman şu içerisinde bulunduğumuz zor koşulların üstesinden gelebiliriz ...
Yazının bazı bölümlerine katılmasamda seni kutluyorum can arkadaşım ama sen yinede yolun solundan gitsen iyi edersin derim ben :)) Seninle ayrıca tartışma hakkımı saklı tutuyorum :))))) Ortalık oldukça gergin , kendine dikkat et yine de :)))
Defterde oluşan arızadan dolayı bugün yazını geç okudum , özür dilerim ama olsun yine de okudum ya :)) Seni kutluyorum , sevgilerimle Celal .........
TEBRİKLER...
KURDELAYIDA ALMIŞSINIZ VE YAKIŞMIŞ...GERÇİ BİZLER ONUN İÇİN YAZMIYORUZ ELBET AMA...
SALI GÜNLERİ BU KÖŞEDE BULUŞMAK ÜZERE ŞAİR...İSTANBUL'UN SALI PAZARI ÇOK MEŞHURDUR...BİZİMDE CEPLERİMİZDE TAŞIDIĞIMIZ TAŞLAR ÇOK MEŞHUR...KOLAYMI YILLARDIR BİRİKTİRİYORUZ...
SAYGIM VE SEVGİMLE DOST KALEM...
MAVİLER YÜREĞİNİZE...
Tebrikler Celal bey kardeşim.
O kadar güzel ve rahat okunan ve anlaşılır bir yazı ki, ilk baştan bu yönünden tebrik ederim sizi.
Konu da özetlenerek öyle boyutlara sürükleyici bir çığır açıyor ki, bu da büyük bir başarı.
İçerik mi? O da içine bir girince çıkılmayacak kadar çeşitli derinliklere götüren cinsten.
Eşele eşele bitmez.
Neler çıkar altından neler.
Yorumculardan, fikirlerine katılmadığım dostlar olduğu gibi, yazdıklarının altına imza atılacak yorumlar da var.
Hepsine teşekkürler.
Bir çok politakacının az çok yolsuzluklarını mutlaka duymuşuzdur.
Ecevit bunları yapmadığı için sevilmedi.
Çalmayı başaramayan, ülke yönetimini mi başaracak gözüyle bakıldı.
Bu millet alışmış ensesi kalınlar tarafından yönetilip, ne dayatılırsa pekiyi efendim deyip el etek öpme acziyetine.
Vay efendim Ecevit zamanında kuyruklar olmuş.
Evet oldu.
Ben de yaşadım o günleri.
Ama altında yatan, o sıkıntılara sebebebiyet veren gerçekler ne idi?
Çünkü, dış güçlere taviz vermemişti rahmetli.
Bu yüzden bir çeşit ambargo uygulandığı hâlde, milletine güvendi ki, sabırla bir müddet bu sıkıntılara katlanırız, ama sonunda, kendi yağımızla kavrulmaya başlarız.
Bizlerin bir kötü tarafımız var ki, sen önümüze düş, hele bir yürü de biz de peşinden geliriz.
Ama adam yolda tek başına kalıverir, dönen dönene-lerin ardından.
Örnek, rahmetli dayınız misâli.
Atatürk'ü ilah yapıyorsunuz diyenlere de şaşmamak elde değil.
Kim Atatürk ilahtır demiş ki?
Bu sözü kullanmak bile abesle iştigal.
Elimizde istila edilmedik neresi kalmıştı ki o devirde?
O kadar zayıf bir hâle gelmiş olduğumuz bir dönemde, içerden dışardan sarılmış bir ülkeyi, kurtarmış olmasının bedeli, olarak, ödülü olarak bu sözleri mi hak ediyor bu Atatürk?
Çünkü o dönemlerde bile boş durmamışlar adamlar.
Misyonerler ajanlarıyla.
Çarşafı mı kaldırdı, din elimizden gidiyor yaygarasını başlatmışlar.
Hakkında asılsız yazılar yazıp bir kesimi galeyana getirmeyi başarmışlar.
Konu çok uzayacak.
Bu gün sevilmemesini de temin etmişler işte, kafası o yönde algılamak isteyenleri tahrik ederek.
İnanın ilk okuduğumda ne yazacağımı bilmiyordum.
Bu sizin yazınızın başarısı olsa gerek.
Daha da yazsam yazacağım.
Ve de değinilecek o kadar konu var ki şu anda, yazınızın çığır açtığı.
Bunları yazdığım için şimdi kimisi bu kesin solcudur diyecekler.
Kimisi ise, yok dini konularda da şiirleri var diyecekler.
Ben milletimi vatanımı çok seven, şehitlerime ve geçmiş Atalarıma çok saygısı olan birisiyim, hepsi bu.
Ruhları şad olsun inşallah.
Çözüm mü?
İnşallah başka sohbetlerimizde de çözüm ararız hep birlikte.
Başarılarınız daim olsun değerli dost.
Saygımla ve dualarımla selamlar... Sultan Yürük
s.yuruk tarafından 7/2/2008 12:16:09 AM zamanında düzenlenmiştir.
siyasi görüşümü sizinle paylaşmayacağım tabi.Koyu bir Ecevit hayranı olmadığım kesin ama...
ama şu bir gerçeklik ki Ecevit hakkında söylenilenler doğru veya yanlış, (bu konuda o kadar çok kafa patlattım ki bir dönem inanın her tezde ve her tezin çürüyüşünde, beynime ağrılar saplandı.Malum siyaseti anlamaya çalışmak, adamda hal bırakmıyor...)ardında söylenen bir sözü takdire değer bir lider olduğunu ıspatlıyordu.Hiçbir yolsuzluk olayında adı geçmemiş bir adamdı dediler onun için.Bu yurda nadir gelen bir lider sıfatı, iyi veya kötü liderlerimiz oldu...Lakin bir çoğunun adı tıkandı kaldı kendi çıkarlarında.Neye hizmet etti, niçin bu kadar dürüstü, davası neydi ben yoruldum yakın tarihe dair sorgularımda Ecevit için olanlardan.Ama dürüst bir adamdı, buna inancım sonsuz...
düşüncelerin dışa vuruluş şekli güzeldi.kaleme tebrikler...
----Siz hala benzinli araba kullanıp bir de milliyetçi olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Hani nerede birkaç karga çağırın da gülsün!
----Siz hâlâ Amerika’dan icazet alıp iyi bir Müslüman olduğunuzu mu iddia ediyorsunuz?
----Devrimcilere de sesleniyorum! İnceleyin dünyadaki devrim nutuklarını. Adamlar nasıl ölüyorlar vatanları için. Toz bile kondurmuyorlar. Ki; devrimciliğin en önemli unsuru toprağına ve insanına âşık olmaktır.
******************
Hiç uzun değil hiç değil yazacaklarım neden derseniz tümüne varım...tebrikler Kardan adam kutlarım saygılarımla NeNa
olağanüstü şeyler yapabilmek için sadece zeki olmak yetmiyor. belki daha fazla da cesaret lazım. çılgınca bir cesaret ve özgüven. bunların üzerine de uğrunda kendinden vazgeçeceği insanlara güven lazım. atatürk'te zekadan fazlası vardı bence. yoksa zeki insan çok var etrafta.
fikir adamı öncelikle tutarlı olmalı bir de. neyse o olmalı.
efendinin millet olduğu ve yöneticilerin onların "emrinde" olduğu da unutulmamalı. hükümetler adlarının aksine millete hükmetmek için değil hizmet etmek için işbaşına gelmektedirler "aslında".
seçimlerle "millet kayıtsız şartsız egemenliğini" bir süreliğine "ülke ve millet sevgisiyle" hareket ederek hizmete talip olduğunu inandığı vekillerine verir. eğer bu vekiller hizmet için değil de egmenlik kurmak için başa geldiklerini sanırlarsa kısa ya da biraz daha uzun süre içerisinde kesinlikle halk tarafından alaşağı edilirler. örnekleri vardır.
saygılar.
Ben bu sayfada çok zaman geçireceğe benzerim.Daha çok okuyarak tabi ki.Ama iki satırcık yazmadan geçemeyeceğim.
Üretime dayanmayan -hem de ürettiğini sanarak- ekonomilere sahip ülkelerin kaçınılmaz kaderi.Kendine özgü eğitimleri, her alanda özgün araştırmaları, uygulamaya geçemeyen buluşları, yasaları..çoğaltabiliriz.Atatürk gününün koşullarında ülke gerçekleriyle örtüşen uygulamalarıyla bir ülke, bir devlet, bir millet var etmeye uğraştı.Vakti zamanında Köy Enstitülerinin yabancılar tarafından nasıl incelendiğini bilmeyenimiz yoktur herhalde.
Sonra? Sonrası halimiz..
Sevgi ve saygımla.
sevgili dost.tarafsız bir yazı kutlarım. ben atatürkçü değilim ama bir geröeği yadsıyamam o oolmasaydı biz bunları konuşur olmazdık. şuda bir gerçektir atatürk son yüzelli yılın gelmiş geçmiş liderlerinden birincisidir. bunu dünya kabullenmiş. bunu redetmek abesle iştigal olur.
din konusuna gelince ateist değilim ama kitaplarada inanmıyorum agnotistim ama inancı olanada saygımız sonsuz bu vesileyle turbana yapılan göndermede bir açıklama gereği duydum. bu ülkede ideolojik bir sdilah olarak kullanılıyor bu yüzden karşıyım.
ha bizim uşaklara gelince yani devrimciyim demokratım diyenlere hani küçük burjuva rahatlığından ödün vermeden onu bunu anmak kolayda iki tek çekip ayak bacak yapıp şiire misyon yüklemekde kolay velhasıl bizden adam olmaz. olsada biz görmeyiz
bir yere yazacağım yazının taslağını çıkarıyordum burayua asmak isterdim ergenekonla ilgili şimdi bizimkilerden biri darbeye karşı öneri veriyor meclisde tamda bu vakitde ona ithaf bir yazıydı. adamın demokratlığı başörtüsünden ibaret. ona destek olmak vesile bunca kıyametde. bir yanda sivil darbe girişimleri diğer yanda üstü örtülü ünüformalı girişimler diğer yanda egenekonlar kimin eli ki,min cebinde belli değilken çıkar çatışmalarında olan yine halka oluyor. devlet içinde devletçikler ve ağababalrı memleket satılmakta birer birer bizde tıs yok canım yanıyor da bağıramıyom sıkıntıda burda işte
unutmadan söylemem lazım ankaradaki restauranta tayyip beyle baykal bey mezgit yerlermiş bir ortak yanlarını yakaladık nihayet. yakınlarda işbirliğinede girerler. yaf biz bu anayasa mahkemesini kapatalım diye. sana ordan saldırıyor bana burdan bir diğeride bağırıyor türbana özgürlük bağır be kardeşim nede olsa özgürlük var.
işin şakası bir yana ön görüyle bakarsak gerçekden kötü günlere giriyoruz . üstelik çok kötü. belki toplum olarak farkında değiliz ama kaotik ortamlar içinde darbe üzerine darbe söz konusu gibi geliyor bana görünen köyde. yargıdaki bölünmüşlük ya da taraflılık gün gibi çıkıyor ışığa medyum olmaya gerek yok da üst hıyerarşik çıkar çatışmaları içinde olan yine bu halka olacak. üstelik bu defa çok daha kötüsü.
Çünkü T.C tarihinde bu kadar develt içinde keskinleşen kavga ayyuka çıkmamıştı bekleyip göreceğiz.
parası olan dostlara nacizane bire öneri dolara yatırım yapsınlar bire iki verecek çünkü kısa bir zaman sonra. benim param olmadığı için dert değil.
ancak bu suskunluk böyle gittikce. bırakalım traktörü mraktörü üsütümüzdek,i elbisede gidecek.
yazın güzeldi kutlarım dost ulamalar yaptım kendimce. umarım kırmamışızdır sürçi lisan ettikse affola.
geçenlerde bir yerde daha dedim .... "milletsevmez" - "Yurtsever"
milletini sevmeden yurtsever nasıl olunur biri bana anlatsın diye ama hala çıt yok
dedim sonrasında da
Tuncelinin insanını sevmeyip toprağını sevsen / mardindeki süryanileri sevmeyip toprağını sevsen / istanbulda yaşayan rum ermeni vatandaşlarımızı sevmeyip toprağını sevsen vs...
ancak "yurtsever" değilde olsa olsa bir "doğasever" olursun diye
işte bu yüzden
Türkiyede milliyetçilik bayrağı,
Atatürkün getirdiği o çağdaş milliyetçilik anlayışını benimsemeyen,
ümmetçilik ırkçılık-şovenlik karışımı marjinal "milliyetçi" bir gruba kaptırdığını anlattım
ve bir çok gençlerimizde bu grubun tuzağına düşürüldüğünü de
şimdilik böyle gidiyor bir hayat sevgili Celal dost
uzun uzun sohbetlerimiz olur fırsat buldukça damlarım sayfana
yani
halkımın sağıda soluda fitili cebinde sadece bir kirbit bekliyor
sen fil demişsin ben fitil :)
Atam izindeyiz - M.Kemal Atatürk
diye kendimiz söylediğimiz bir yakıştırmayı Ata sözüdür diye algılayan bir kısım gençliğimiz de var onlarıda unutmayalım saygıyla analım kendilerini
ümmetçi: bağnaz, gerici olarak yaygınca kullanılan tanım
ırkçılık: başkasının özgürlüğünün başladığı yerde kendi özgürlüğünün bittiğini hazmedemeyen insanların kompleksi
şovenist: degişik ırk ve uluslar arasında düşmanlık yaratmayı amaçlayan ve bu yolda kışkırtmada bulunan aşırı ulusçuluk akımı
milletsever: ortak bir geçmişi, kültürü ve genellikle dili paylaşan topluluktur.
İdriz Aga: ben Yemenden geldim İlahi sesi dinlemem
kardanadam: Celal Çalık
sevgimle hep,
Politik kimlikleri de bir yana bırakmaktan yanayım her zaman.. Ülkede şimdiye kadar politik anlamda başarılı olan biri olsaydı şimdi anılıyor olurdu herkes tarafından..
Oysa biz politikacılarımızı genellikle hoş olmayan şekilde anıyoruz hep..
Asıl önemli konu bence politikacıların yapıp yapamadıklarından çok ulusal bir stratejinin olmaması..
Bakınız örneğin Amerika'da başa kim gelirse gelsin, esas amaç belirlenmiş stratejinin işletilebilmesi.. Başa gelenler, daha önceden planlanmış olanları uygulamak amaçlı çalışıyorlar.. Bunun adı savaş olsun, istila olsun. her ne olursa olsun.. amaçları ülke yararına daha önce planlanmış olanı yapmak.. Ve her ne olursa olsun asla milli menfaatlerden ödün vermemek..
Siz hiç Amerika'nın , İngiltere'nin bir topluluğa girmek adına ülkesinin menfaatlerinden ödün verdiğini gördünüz mü? Bütün milli varlıklarını sattığını?
Madem ki uluslararsı bu kuruluş çok çok iyi birşey İngiltere neden bu kuruluşa dahil olmamıştır? Onlar da müzekerelere başlayamamışlar mıdır?
Ekonomi.. Eğer ekonominiz iyi değilse ülkenizi siz yönetemezsiniz.. Bu kuraldır.. Peki birşey sorayım; ekonominiz iyi değilse,ekonomisi iyi olan bir topluluk sizi neden içine alsın? Para harcamaya yer mi arıyorlardır sizce?
Düşünün; onbeş arkadaşsınız.. Hepiniz milyardersiniz.. Kendi aranızda her türlü aktivasyonu yapabiliyorsunuz..
Evinizde kuş sütü eksik.. Ve biri gelip aranıza girmeye,sizinle aşık atmaya çalışıyor.Cebinde kuruş yok.üstüne üstlük sizin yıllık gelirinizden fazla borcu var size.. Siz bu adamı neden aranıza alasınız? Çok mu sevdiniz onu? Hiç sanmıyorum!..
"Evinin bir odasında bizim misafirleri ağırlayacaksın onlara hizmette kusur etmeyeceksin,onlar orada ne isterlerse yapacaklar karışmayacaksın" diyebilirler.. "Tamam" diyeceksin.imzala bakalım kontratı..
"Evin oğlunun odası oğlana özel olacak.Kimse karışmayacak.
orada istediğini yapma hakkı olacak.Karışmayacaksın.imzala!"..
"Kazandığınız parayı nereye harcıyorsunuz siz? Aa! Siz kazandığınız parayla 1 kilo et mi alıyorsunuz ayda?! Almayın.100gr alın paylaşın.Paranızı nereye harcayacağınızı biz söyleriz..."
"Sizin evin bahçesinde yetişen çiçekler bozuk.biz size çiçek satarız. Zaten o bahçedeki topraklarda kimyevi gübre kullanmışsınız.biz o çiçekleri koklamayız bile.. Hem siz kalitesiz tohum kullanmışsınız.Biz size tohum da veririz.Siz çiçek yetiştirmeyi bile bilmiyorsunuz!.. "
"Kızım gel bakayım buraya;kardeşine yeni giysi alıyorlar da sana almıyorlar mı?.. Hemen hakkını iste!.. Kafa tut!..
Biz de zaten alınması için gereken kontratı imzalatırız!
olmazsa kardeşlerinle kavga et! Hakkını iste"..
"Biz size giysi de satacağız.Bu kızın giysileri bizim ürettiklerimizden olacak.Paranız mı yok.Biz size borç veririz.Alırsınız."..
"Evi badana yaptırın.Paranız mı yok? biz size veririz!."
"Parayı vereceğiz ama bütün bu ihtiyaçları bizden alacaksınız! üstüne bir de davul tozu minare gölgesi alacaksınız bizden..! İmzalayın!.."
"Komşuda ucuzu mu var? Ondan almayacaksınız! Alırsanız bütün borçları hemen ödeyin o zaman bize olan..
Hem siz evde üretim mi yapıyorsunuz? Yapmayın! Boşa para harcamayın yatırım için.Bizde ucuzu var biz size satarız!."
Ve bu liste uzar gider..
Ekonominiz iyi değilse gerisi hikayedir..
Yapılması gereken;bütün aile fertlerinin bir araya gelip bu borcu ödemek adına çalışma kararı almalarıdır.babaları da paranın yönetimini iyi yapmalıdır.. Her kafadan bir ses çıkar,hala;"benim pantolonum kısa senin mintanın uzun " kavgasına devam ederlerse yakında üzerlerine giyecek birşey bulamayacaklarını idrak etmelidirler..
Birlik olmanın,birlikte çalışmanın,çok çalışmanın zamanı gelmiş hatta çoktan geçmiştir..
Eskileri hikayeleri bir kenara bırakıp herkes bu sorunu nasıl gidereceğimiz yönünde düşünmek zorundadır. Kişilerin kendi ekonomik düzeylerini iyi hale getirmeleri bütünün içinde bulunduğu durumu asla düzeltmeyecek,kardeşler arası kavgalar artacaktır.. Toplum olarak müreffeh bir düzeye erişebilmek için ciddi politikalara ve yatırımlara,ama çok daha önemlisi toplum olarak bunları kararlılıkla yürütme bilincine sahip olmamız gerekmektedir..
Sorunu belirtirken çözüm adına da en azından ipuçları verilmesinden yanayım her zaman.Yoksa babamın hep yaptığı gibi;haberleri izlerken olanlara oturduğu yerden küfretmesinden öte geçmez yaptığımız..
Teşekkür ediyorum öncelikle size.. sessiz kalmadığınız için..
Fikirler olmalıdır ve tartışılmalıdır.. Katılırız katılmayız ayrı konu.. Doğrular; farklı fikirlerin birleştirilip iyilerinin alınmasıyla çok daha işe yarayacaktır diye düşünüyorum..
Çok yazdım.. Kusura bakmayınız.. Konu ülkemin ve milletimin sorunlarıysa dayanamıyorum..
Selam ve sevgilerimle..
Değerli insan İlber Ortaylı'nın bir sözü vardı.
''Bu ülkenin saçmalama payını bırakınız.Cumhuriyet henüz genç''.Evet cumhuriyet genç lakin bu saçmalamalar o kadar sık olmaya başladı ki,artık Atatürkçü-İslamcı damgası ile mimlenmeye başladı insanlar.
Efendim daha önce ki yazıda da dile getirdim,Suud'un kellesini aldı Osmanlı.O dönemin apo'su tabir eder sayın Bardakçı,haklıdır.Şimdi o insanları savunanlara sormak gerekmez mi ne yaptı onlar İslam için?O sebeple söyledim hutbeyi okumalarını.
Atatürk,bu devletin kurucusudur.Ve cumhuriyetin kurucu unsurlarına saldırı kabul edilemez.
Anayasa mahkemesi,tarihinde sadece parti kapatan yargıçlardan ibaret görülüp,hakarete varan saldırılarda bulunuluyorsa düşünmek gerek.Hata kimde?
Ve işin en ilginç yanı ise,demokrasi denen şey bu ülkede zerrece yoksa bu fikirler nasıl beyan ediliyor?
Keyifli sohbet..Sindire sindire
Saygılarımla
sevgili arkadaşım, fikirlerinize katılmamak içten değil çok can alıcı noktalarla kanayan yaralarımıza işaret etmişsiniz, bir kaç söz eklemeden edemiyeceğim:
Bence önce tarihimizi unuttuk,bu toprakalarda bilimle,akılla ve inançla ne büyük işler yaptığımızı.yunus emre'nin insan sevgisini,mevlana'nın güneş gibi cömertliğini... daha nicelerini ...yanlış anlaşılan insanlardan biri de Atatürk .kim ne derse desin bir kere çok zeki bir insandı.o dönemin durum ve şartlarına geri dönsek, ne yapardık acaba. empati yapmazsak hiç bir doğruya varamayız.
bugün çok büyük yanlışlar içindeyiz. insanımız şaşkın... sağ ıveya sol u artık kimse düşünmüyor,okumuyor ve inanmıyor. Atatürrk'ü dileyen dilediği gibi kullanıyor.ideolojik bir karmaşadan daha kötü bir durumdayız.her şey para ve alma-satma üzerine kurulmuş. insan olma karmaşasındayız artık. çevre kirliliği,amerika,kültürel yozlaşma vs. say say bitmez sorunlar. hep tespit ediyoruz ama çare bulamıyoruz.insani değerlerimizi kaybederken teker teker, benim inanın hiç umrumda değil sağ lı solu sohbetler.insan olmadan hiç birşey olunmaz diyorum.karanlığa küfretmek de hiç işe yaramıyor .... ne çok şeyden şikayet ediyoruz sabahtan akşama kadar ama hep oturduğumuz yerden. dünyanın en tembel milletiyiz bir kere.önce kendimizde sonra ailemizde daha sonra komşularımızda olmasını istediğimiz bir dünya için çabalamazsak, çocuklarımızın yaşayacağı bir ülke değil dünya bile kalmayacak bence...
böyle bir zemin hazırladığınız için Celal Bey teşekkürler ve saygılarımla...
leylim tarafından 7/1/2008 10:18:39 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sanatın fikir verme misyonunu üstlenmesi gerektiğini düşünen bir sanat sever ve siyaset sever olarak böyle bir çalışma ürettiğiniz için sizi kutlarım. Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete sözünün bile kifayetsiz kaldığı, polis devlete dönüşmüş, gericiliğin ve dinci faşizmin kıskacında çırpınan yeni bir Hasta Adam gelişti bu güzelim topraklarda... Üstelik her zaman bir Atatürk beklemek de boşa... Halkın kenetlenip, halkçılığı ve ulusalcılığı yükseltip bu memleketi yine gerçek sahiplerine teslim etmesi umuduyla... Tebriklerimi sunarım...
Sevgili dostum Zeki Bey
Bizim Köyün bir Şairi vardı İdriz Aga
bir kırmızı götlü sigara (Birinci sigarası) koydular mı önüne
derdin ne diye sorar ve diledikten sonra yapıştırırmış cevabı bir beyitle. &0 hanelik köyümüzde tüm insanlara soyadı veren bir şair. Şiirlerini ezbere bilenler var. Ben ona yetişemedim ama onun hikayeleri ile büyüdüm. Belki de
şiirimden atamadığım espiriyi o yapıştırdı benim alnıma. Yemende 15 yıl askerlik yapmış. Ne zaman hoşuna gitmeyen
bir irticai muhabbet olsa
- Arkadaşlar ben Yemenden geldim İlahi sesi dinlemem dermiş.
Onun hakkında araştırmamı tamamlayınca paylaşacağım dostlarla
Tüm dostlarıma katılma nezaketini gösterdiği ve değerli fikirlerini paylaştığı için çok teşekkür ediyorum.
İnançlarımızı inanç olmaktan çıkarıp rejim yapmaya çalıştık
bu tüm insanları budist, hristiyan, musevi ve müslüman yapıp zorla namaz kıldırmak gibi bir şey
Halbuki o Mavi gözlü adam sihirli bir değnek gibi bir seçenek sundu bize
Laiklik
ve hâla anlaşılamadı anlamı
4 Kör fili yoklamış
1. kör - fil yelpazedir demiş
2. Kör 4 adet sütundur demiş
3.Kör Ters bir kubbedir demiş
4. Kör fil dediğin bir hortumdur demiş
eeee!
el fîli mel fîli hortûmil tavîylü
(fil öyle bir fildir ki; hortumu uzundur)
:)))
kardanadam tarafından 7/1/2008 10:01:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
türban bir yorumdur ... islamın şartı yada sünneti değildir
islamiyet de örtünmenin bir kadın örneği Emine Şenlikoğlu' dur.
gerisi siyasettir... islamiyeti farklı yorumlamaktır / işin içinden din alimleri çıkamıyor biz mi çözeceğiz burada
milliyetçilik, ulusçuluk, ırkçılık, kominizmin vs ..
dünyada bu akımların ne zaman türediği bizim başımıza ne zaman çorap örüldüğünün tarihleri tek tek bellidir ... fazla değil fransız ihtilaline kadar gidersek orada kaynağını görebiliriz.
kolay değil tabi "Teokratik" yani dine dayalı bir sistemi çökertip yerine insanca yaşanabilen / özgürce / halkın kendi kendini yönetebileceği çağdaş laik bir düzen kurmak
bunların hepsi yakın bir tarih... sıkıntılar olacak tabi
Atatürk yaşasıydı şöyle olurdu bilmem kim yaşasıydı asası bilmem ne olurdu... bunların hepsi şimdi yazabileceğimiz hikayelerin içinde birer karakter olmaktan öteye gidemez
gerçek şudur ki Mustafa Kemal Atatürk'ün kurduğu Cumhuriyet'in devam sürecinde yapı taşlarının yıkılmamasıdır.
o dönem bu dönem şu ana kadar kim geldiyse bu rejimi sürdürmeyi başarmıştır.
gelelim salı sohbetlerine...
kendime bir şarap alıp geleyim hele
keyifli bir sohbet olacağına benziyor
Dünyada her millet icraatına tahammül ettiği hükumetin mesuliyetine ortak sayılır demiş yüce Önder
Bir konuşmacı:
-İnkilaplarımızla Avrupayı on asır geride bıraktık!diye nutuk çekerken,Yahya Kemal esefle dizine vurarak:
-Hay Allah ya demiş.Şu avrupayla da bir türlü beraber olamıyoruz.Ya geri kalıyoruz,ya onu geçiyoruz...
Güne düşen yazıydı...
kutluyorum...
puanımla...
Sevgi Saygı ile...
İlk yorum yazanlardan olacaktım ama sistemde bir sorun oldu uzun sürede sürdü, bilemiyorum belkide hepiniz yaşamışsınızdr...Zaten hep sistemlerle başımız dertte değilmidir..? Sistem sistemi yağmalamış diye bir yazım vardı, aklıma geldi...
Dost bu ne güzel bir sohbet böyle,bence hepimizin en az şiirler kadar ihtiyacımız var...Zaten pc'in karşısında robot gibi sadece yazar olduk yakında konuşmayıda unutacağız...Bugün kızımla tel'de konuşuyoruz; bir soru sordum bana ok diye msn cevabı veriyor:)))
İşte teknolojinin getirdiği rahatlığın dezavantajıda ne yazıkki gittitkçe kör olan hatta yok olan iletişim bozukluğu...
Yazınıza birkaç hakkım olsaydı üstüste 10 puan verecektim...bir insanı sevmek onu eleştirmemek anlamına gelmez..Ecevit başbakanlık döneminde 11'leri almakla hata etmişti, birazda eşinin sözlerini dinleyerek..:)))) ama beynini,kültürünü çok sevdiğim değerli liderlerdendi.Halkın anlayacağı dilden konuşmayıp tamamen istatistik konuştuğu için belki pek anlaşılamıyordu...
Atatürk onca devrimler yaptı,savaşlar ve stratejiler uuguladı hemde dev gibi Avrupa ülkelerine.Değerli sözlerinin toplandığı bir sürü değişik kitaplardada yazıları mevcut,üstelik Avrupa ülkelerinin büyük liderlerinin Atatürk'e ait yazdığı aklına ve politikasına ait yazılar(onların dilinden dökülen)...Ata'mızı öven sözler .. Atatürk Kıyafet devrimi yapmış,oysa bugün günümüze bir bakalım lütfen;
kimse üstüne alınmasın türban, eşarp saçı örter beyni değil.Ben Tekstille uğraş verirken yeminle ençok transparan (şeffaf) kıyafetleri türbanlılar satın alıyordu ama biz açık geziyoruz diyede sözleriyle aşağılar gibiydiler..Namus kıyafette değil beyindedir.Şortta giyerim mini etekte giyerim kimse beni bu yüzden kınayamaz hakaret edemez ve bu hakkımıda elimden alamaz çünkü ben doğduğumdan ittibaren böyle büyüdüm.Sözüm meclisten dışarı kimse üstüne alınmasın,sadece düşüncelerimi,duygularımı söylüyorum amacım demogoji yapmakta değil elbet...Benim yaşama bakışım,yaşama biçimim bu şekilde ama herkesede saygı duyarım.Ailemde eşarp takanlarda var birçok türbanlı sevdiğim arkadaşlarımda var...Ancak ben saygısızlığı,showu sevmiyorum,Heleki dini alet edip herşeyde kullanılma taraftarı beni çok güldürüyor çok kızdırıyor...Parayla imân'ın kimde olduğu bilinmez sözü çok doğrudur diyenlerdenim...İmân,inanç kişinin içinde olmalı Allah'la kul arasında yani...Koskoca başbakan bile <biz> <siz> diyor ne demek yahu..? Biz biziz, bir toplumuz ve sen oylarla hizmet etmek için göreve geldin....
Bakkal'a gidiyorsun kapıda kağıt üzerinde bir yazı<<namazdayım>> Be kardeşim Allah kabul etsin namazını kıl elbet fazrdır ama kıldığın namazı kimse bilmemeli...Ve günümüzde dediğim gibi bir showdur gidiyor (dinin showumu olurmuş,Allahımı kandırıyosun) işte böyle hareketler aslında soğutucu,uzaklaştırıcı unsurlardır..İnsanız,hepimiz bu toprakların sahibiyiz ve sahip çıkmak zorundayız gerektiğinde hesap sormak hakkımızdır elbet.Kolay kaznılmadı.Şehitlerimizin kanıyla asılan bayrağımıza Atatürk'e dil uzatanlara çok kızıyorum...
Neyzen Tevfik gibi dahi bir şair ne güzel söylemiş gerçekten..geri kafalı değilim ama ABD' nin İngilterenin oyunlarını anlamaycak kadar aptalda değiliz ki zaten kabak gibi ortada asıl anlamazdan gelmek aptallık ve cahillik olurdu...
Benim yine çenem kaçak yaptı galiba,sohbet etmeyi meğer ne çok özlemişim...Dediğim gibi sözlerim yaşam biçimimdir herkesin yaşamına saygı duyuyorum o yüzden kimse üstüne alunmasın çünkü art niyetli yazmadım...
Saygım ve sevgimle değerli dost..Sohbetlerimizin devamı dileğimle...
Maviler yüreğinize...
Sohbete katildim ve dinledim dostum..
Hans aslinda dogru söylemis;
Ne olacak bu Almanya'nin hali.
Bunu son 5 yildir burada herkes söylemeye basladi.
Rahmetli Ecevit'i saygiyla aniyorum.Keske son yillarda biraz kafasini dinleseydi.
--
"Tanrı aşkına!
Bu memlekette herkes kendini bir şey sanıyor da yok mu bir Tanrının kulu
Su ile çalışan araba yapıp ülke içinde faaliyete geçirecek"
demissiniz de; suya bile hile katariz biz demeden kendimi alamadim.
Mesela uyanigin birinin cikip suya mazot katmayacagi ne malum.
Saka bir yana; bilim adamlarinin acikladigi buluslar sadece yüzde 20 si, digerlerinin aciklanmasini engelleyen nice boynu kalinlar var dünyada...
Anlamli bir sohbet icin tesekkürlerimle,
Almanya'dan selam olsun...
Hilmi Yazgi tarafından 7/1/2008 9:06:24 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sistemden şikayet eder sohbete dahil olan bir çok insan.Hep sormuşumdur,sisteme ne kadar dahil oluyoruz?
Ak ile karayı kovalamaktan bıkmadık mı?
Atatürk...Ben kelime bulamam anlatmaya.Yaptıklarını göremeyen,görmek istemeyenlere ise zaten sözüm yok.Lakin Atatürk'ün 7 Şubat 1923 tarihinde Zağanos Paşa Camii'nde verdiği hutbeyi okumalarını tavsiye ederim.Kurtuluş Savaşı'nı ateşleyen Sütçü İmam'dı diyebilen bir tarih bilgisi benden geçer not alamaz hayatın hiç bir alanında.Neden diye soracak olursanız,tarihini bilmeyen insan,imam arkasına sığınmaya çalışan ve o büyük fırtınayı imama yükleyecek kadar acizleşmiş düşünceye uzağım.
İngilizleri bu kadar çok sevdiklerini de bilmezdim.Demek ki;sömürüye aşağılanmaya bu kadar muhtaçlar.
Hindistan'ı sömürge haline getirmek için çırpınan ingilizler neye uğradığını şaşırırlar.Geri çekilirler.Fakat giderken yanlarında esir götürürler.Kafeslere tıkarlar,işkenceler yaparlar.Londra sokaklarında onları gezdirirler.Bakın biz onlara neler yaptık,biz güçlüyüz...
İşte böyle bir zihniyet.Daha çok anlatmama gerek var mı bilmiyorum.
Avrupa konusuna değinmek gerekirse,yaşadığım deneyimlerden bahsetmek isterim.Avrupa Birliği diye heyecanla bahsedenler neden düşünmüyorlar acaba avrupa'nın içinde bulunduğu çıkmazı.Bir ülkenin ak dediğine diğeri kara diyor.Hristiyan klubü tabirini bu sebeple doğru buluyorum.Avrupa ekonomisi ne durumdadır,insanlar orada rahat mıdır?Yaşadınız mı orada?
Ben yaşadım...Ve Avrupa Birliği'ne dahil olmak istemiyorum.
Bu benim şahsi görüşümdür elbette.Uygulanan ve uygulanacak olan yasalara amenna.İnsan hakları amenna ama orada var mı?
Pkk yanlıları bizlere küfredip sokaklarda gösteri yaparken tartaklanan bizlerdik.Burada bol keseden atan aydınlar değil.
Kimliğine sahip çıkamayan birey,özünü koruyamayan millet zarar görür.Tarih örnekleriyle doludur.
Ehl-i Beyt'in mezarlarını talan eden Suudların(Vehhabiler) boynunu vuran milletin torunlarıyız.İslamiyet'e yapılan en ufak hakarete tepki vermiş bir imparatorluktu...Tarih sayfasında yer ayırdı.
Dün yaşanan ve bugün hala yaşanmakta olan sorunlardan dert yanmadan önce sanırım kendimize sormalıyız?
Neden bu kadar umursamaz olduk?
Saygılarımla
cok sevdim sali sohbetini .. benim de" siir üzerine sohbet" baslikli bir yazim var bu sitede .. pek bakan olmamisti . hani edebiyat sitesinde siir üzerine sohbet mi olurmus .. hahaaaaaaaaaaaa "geyik üzerine sohbet" yazsaydim dedim sonra basligini ama yine de degistrirmedim tabii .. :-))
Anan belli olurdu ama baban belli olmazdı kızım!
Neyzen Tevfik ne güzel söylemis ..
sevgili arkadasim Celal dost; sohbet icin tesekkürler ..
tebrikler ... sevgimle
Sevgili ağabeyim,
Çok güzel bir sohbet olmuş.
Yıllar önce, yasaklanan ve yakılan kitapların hasatı alınmakta.
Bugün bağımsızlıktan dem vuranlar, "ekonomik yönden bağımsız olmayan bir ülke, siyasi yönden bağımsız olamaz, " diyenleri asmışlardı.
Yazık.
Devirimcilik ilkelerinden haberdar olmadan ya da o ilkeleri kulak ardı ederek, "ben devrimciyim," diye dolaşanlara sesleniyorsanız, hiç umut etmeyin sesinizin yankı bulacağına...
Saygılarımla...
Biz ne konuşuyoruz?
----Türban
----Atatürk olmasaydı da İngiliz’in kucağına otursaydık
Sevgili Ağabeyim
Gün öyle karışık ki Tv başında şaşkınlık içindeyim…
Gözdağı
Sözdağı
Salı sohbeti kim sağ kim sol karıştı gitti…
Salı sallandı deli evlendi derken memleket mimlendi…
Atatürk çarşafı attı sokak şimdi çarşaf dolu…
İçindeki erkek mi bayan mı belli değil…
Kafa sıkıldı kâse açıldı…
AB süslü gelin kimin yatağına girse soyunur üstünde ki deriyi…
Bir hikâye vardır, kralın kızı yılan şeklindeymiş kim girse o gece damat olarak sokar öldürürmüş…
Kral kızının bir türlü mürvetini görememiş.
Derken uzaktan gelen bir genç demiş ki ben evleneceğim kızınla kral gülmüş, durum bu hayatından olursun demiş.
Derken gerdek gecesi oğlan kıza soyun demiş soyunmuş kız, kız demiş ki sende soyun bir genç çıkarmış üstünden bir parça bir de kız…
Bu iş yedi kat derisi çıkana kadar devam etmiş yılan kız 7 kat derisini atmış güzel mi güzel bir kız haline gelmiş…
“Memlekette bulunanları soysak ne çıkar bilemiyorum biliyorum da bilemiyorum…
Yedi katla da kurtaramayız işi…”
Sabah gencin ölüsünü buluruz diye giden saray görevlileri birde bakmışlar ki içerden şen kahkahalar geliyor…
Şaşırıp kalmışlar…
Bu hikâyeyi neden anlattım her kesin derisi öyle kat kat oldu ki kim kimdir nedir bilemez olduk…
Atatürk şu an öylesi kahkaha atıyor ki rahmetli Evecit de altıokuyla gezdiği zamanları saklı uyuyor yüreğinde…
Bence türbanın altında bir okka makyajla gezenlere sormalı göğsü, kalçası belli daracık kıyafetlerle dolaştıranlara…
Araba başka neyle çalışır diye…
Fakir insan toktur ağabeyim tok insan tehlikedir doymaz çünkü dahasını ister o köksüz beyinleri…
Durum ortada…
Salı sallandı deli evlendi derken memleket mimlendi…
Son sözle bu yazı okundu kardeşin dertlendi…
Sevgi ve saygılarımla…
Cumaya da bekleriz efendim sohbete…
Atatürk Rahat uyu umudumuz tükenmedi...
Ve Hocam Gördüğünüz gibi hala çoğunluk kuşkuyla bakıyor, O'nun Fikirleirne...Ondan sonra gelen hükümetlerin batılılaşma anlayşını onun ki gibi sürdüremeyip bir taklitten öteye gitmesine engel olamadıklarından,batının her yönüyle(sanayi ve teknolojisi hariç) kültürüyle beraber ülkeye girmesine engele olamadıklarından,ve özde birbirine aykırı diyebilceğimiz iki kültür doğu ve batı karşılaştığından dolayı,Halk içinde bir infiale yol açmış ve bir kısım diğer bir kısıma farklı gözle(bir kısım-bunlar bizi dinimizden edicek,diğer kısım bunlar gerici yobaz)bakarak,şüphelenmeye başlamıştır...Burda Halk'ın hiçbir suçu yoktur,O''nu böyle birbirinden şüphe ettircek hale getirenler utansın diyorum...
Aklıma yeni şeyler geldikçe sayfanıza uğruyacagım...
Esenlikel kalın..
Tanrı aşkına!
Bu memlekette herkes kendini bir şey sanıyor da yok mu bir Tanrının kulu
Su ile çalışan araba yapıp ülke içinde faaliyete geçirecek
---- Bunu yapamazsanız at-eşek-katır koşun beyler
**********************************************************
Deh deyince gider , çüüüüş deyince durur ..
Ne var yani .. Öyle fazla fazla havayıda kirletmezler .. Arada sırada salıverilen otomatik gazın dışında..
Hani yere salıverdikleri veya bıraktıkları da gübre olur . Hormonlu gıdalardan da arınır memleket! Ooooooy ... Oy .. Yok mu bu fikre verecek oy ..
Ben oy değil de , on veriyorum .. Gerisini başkaları cevaplasın efendim ..
Saygıyla efendim
. Müthiş yazmışsınız ..
Anlayana ...!Anlatanın hakkını yemeden , kolay gele ...
kONUNU CİDDİYETİNDEN DOLAYI ÖNCELİKLE KUTLUYORUM.
hani ne derler bir özdeyiş var:
BİR İNSANI TANIMAK İSTİYORSANIZ ONU YÜKSEK BİR MEVKİYE GETİRİNİZ.
BİR ÖZDEYİŞ DE
KÖPEĞE GEM VURMA , KENDİNİ AT SANIR.
KOYUNUN OLMADIĞI YERDE KEÇİYE ABDURRAHMAN ÇELEBİ DERLER.
KÖPEK NEYLESİN TAKKEYİ , TİNGİLDERKEN DÜŞÜRÜR.
BENİM DE ÇENEM DÜŞTÜ BİRDEN!
SALI SALLANDI GELİYOR DA ,SONUNDA KİMLER SALLANACAK MERAK EDİYORUM.
GÖRÜNEN KÖY KILAVUZ İSTER Mİ CELAL BEY !
SOHBETİNİZ BOL OLSUN.
KUTLARIM GÜZEL YAZINIZI...HOŞÇA KALIN !
Şaban Aktaş tarafından 7/1/2008 6:51:03 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hocam bıkmadan sonuna kadar okudum bu yazınızı Adeta Roman tadındaydı..Dil ve uslub acısından baktıgımızdada öyle,tamamen roman cümleleri adeta yalnız şu noktada bir hatanız var beni mazur görürseniz..
volümü yüksek bir ses tonuyla;
volüm derken zaten inglizcesi ses anlamına gelen bir kelimeyi ayar anlamında kullanmak istemişsiniz ama Türkçe kullansaydınız daha makbul olurdu,ama anlatmak istediğinizi genede çağrıştırıyo bu ufak kusurdan dolayı
yazınıza benden 10 üzerinden 9,5 ..:)
İçerik olarakta gayet güzel her nekadar politik kavramlar göreceli olsa da Atatürk üzerine yazdıklarınız gayet güzeldi...
Ve şimdiye kadar yönetime geçen hükümetlerin onun çizgisinden uzak oldugunuda itiraf etmeliyim,
Hiç bir hükümet O'nun pragmatik fikir anlayışını kavrayamadı,bu yüzden hem halkın hemde diğer kesimlerin O'na kuşkuyla bakmalarına sebeb oldular...
bu konu üstüne çok konuşulur ama...
Ben size
Esenlikle diliyorum
ve tebrilerimi yinelyorum...
Sevgili arkadaşım Atatürk ilahtır demedim. Bugüne kadar Anadoluda dünyaya gelen en akıllı adamdır dedim. Şimdi bizim elindeki asasıyla kızıldenizi açacak peygamberlerimiz yok
çağımızın en büyük sihirli değneği ilimdir. Atatürk bilimi kullandı
ve en iyi şekilde. sevgilerimle.
belki atatürk ten akıllı insanlar vardır
fakat
belki orataya çıkartmayan bir sistem vardır
kimbilebilir
birde her olayı neden türbana getirdğinizi anlamıyorum
yada müslümanlığa
alıp veremediğiniz ne
size kim dedi
amerikadan icazet alanlar
büyük müslümandır
ki hatasızda kul olmaz bilmek lazım
bende mesela sizin atamızı bu kadar hatasız görmenize şaşıyorum
atamızın herhalde bazen insan olduğunu unutuyorsunuz galiba
ve bu millet unutmayın ki
cumhuriyetten önce de vardı
ha sakın yanlış anlamayın
ben atamıza karşı dğeilim
ama onu bu derece ilahlaştıranlara karşıyım
şimdilik düşüncelerim bunlar
saygılar
birde yazı çok karmaşıktı
:)