- 458 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
IZDIRAP YOLU
Her adım başında senTolstoy’un, üzerine yirmi yıl çalıştığı ve Almanya ile savaşın başladığı 22 Haziran 1941 günü bitirdiği bir başka büyük eseri de Izdırap Yolu adını verdiği üçlüsüdür. Eserin adı Meryem’in ızdıraplarını anlatan eski bir dinsel metinden alınmıştır.
Roman, Rus toprağı ve yüz yılın ilk otuz yılında Rus insanının kaderi üzerine bir deneme, bir düşünce sayılabilir. Yine aynı roman, iç savaşın geniş bir tablosu, bir tarihçe ve bir destan, bir insan yüreğinin samimi itiraflarıdır. Rusya her zamankinden daha büyük, daha uçsuz bucaksızdır. Gözlerimizin önünde şehirler ve köyler akıp geçer;halkın cıvıl cıvıl yaşantısı, kabaran sular gibi taşar;ihtiraslar çatışır ve silahların gök gürültüsü duyulur. Her çeşit insanın kaynaştığı bir ortamdır bu;soylular, köylüler, aydınlar, avukatlar, doktorlar ve işçiler, bazen büyük salonlarda, bazen kulübelerde, bazen taşra revirlerinde yaralıların baş ucunda , fabrikada, siperlerde ve kağnının arkasında boy gösterirler. Ve bütün bunlarda, büyüklüğü ve çelişkileriyle insanın kalbini sıkıştıran, ama bir yandan da kişiyi ileriye doğru gitmeye zorlayan o büyük o muazzam Rusya’ya karşı, derin, yürek parçalayıcı bir sevgi vardır.
Bu kitapta özellikle kadın kahramanlar, örneğin Katya ve Daşa kız kardeşler öne çıkar.Aleksi Tolstoy’un kadınlarında Turgenyef’i hatırlatan bir zarafet ve manevi çekicilik vardır.
Roman, yeni Sovyet devletinin sancılar içindeki doğumunu anlatır. Anarşizmin kitapta böylesine fazla yer tutması bir raslantı değildir. Çünkü Tolstoy’un temel sorunlarından biri, her birimizin içinde yaşayan bireyci ifadeye karşıne yapılabileceği sorunudur. Ve yazarın vardığı sonuç kendi başına bırakıldığında anarşi eğilimlerinin ancak faşizme vardırabileceğidir. Roman kahramanlarından biri, Katya’ya şunları söyler:
’Bir zamanlar bize tarihin kasırgası, büyük medeniyetlerin ölümü, fikirlerin zavallı bir kopyası gibi helen olayların saçmalığı konusunda nasıl uzun uzun düşündüğümüzü hatırlıyor musun? Hepsi yalandı! Gözlerimizin bağı çözüldü...Tüm geçmişimiz suçtan ve yalandan ibaret ! Rusya yeni bir insan doğurmuştu...Bu yeni insan kardeşlerinin de insan gibi yaşayabilme hakkını aradı. Bu bir hayal değil;süngülerimizin ucuna takılan bir fikir, gerçekleşebilir bir fikir...Birdenbire göz kamaştırıcı bir ışık binlerce yıllık geçmişin kubbelerini aydınlattı...Her şey uyum içinde. Her şey meşru...Hedefe varıldı...Bunu her kızıl asker biliyor.’
Bütün amaçlardan daha soylu ve insancıl olan bu amacın insanların insan olabilmelerini sağlama amacının şiirselliği, Tolstoy’un Rus halkının özgürlük ve insan hürriyetine kavuşmak için izlediği ızdırap dolu yolu anlatan üçlüsünü baştan sona