Hilâl ÖZDOĞAN(Şiirşinas): ' Edebiyat hayat damarım, şiir ise en süslü ve en samimi hâli.' ...Söyleyişi
..................
Meselci: ŞiirŞinas kimdir? Kimlerdendir? Huyu nedir, derdi var mı?
Şiirşinas: Doksan bir yılının soğuk ve karlı bir gecesinde; Gemi kâtibi idealist bir babanın ve ev hanımı fedakâr bir annenin beşinci çocukları olarak, Bitlis’in Tatvan ilçesinde dünyaya geldim. Cemal Süreya’nın vefatının seneyi devriyesinde ayrıca. Rakamlarla bir münakaşam vardır oldum olası. İyi ya da kötü tesadüfler. Cemal Süreya ile çok benzer yönler bulurum kendimde, belki de bulmak istediğim için bilmiyorum. Hani bir iddia uğruna soyadından y’yi çıkarmış olması gibi. Benim soyadımda bir değişiklik yok tabii. En azından şimdilik. Çok radikal kararlar alamasam da hayatımda pire için yorganı geçtim, saray yakmışlığım çoktur. Varsın o pire kurtulsun yanan pul olsun misali. Ve başka birçok sebep.
Meselci: Neden şiir, niçin edebiyat? Sanata dair koyduğunuz bir hedefiniz var mı?
Şiirşinas: Duygularımı daha süslü nasıl ifade edebilirim diye düşündüm ve şiir dedim. Haddinden fazla duygusallık ve edebiyat âşkının getirisi diyebilirim. Farkında olmadan aslında dörtlükler yazmaya başlamıştım. Biraz fazla seviyorum sanırım. Doğayı, dünyayı, insanları ve âşkı. Ben âşka aşığım derim her zaman ve şiirdir âşkı en iyi anlatan… Edebiyat hayat damarım, şiir ise en süslü ve en samimi hâli. Onsuz bir hayat ve dünya düşünemiyorum. Şiir yazacağım deyince de yazılmıyor ayrıca, kendini yazdırıyor işte. Yer ve zamanı çok tanımıyor, fazla başına buyruk.
.
Sosyoloji üzerine çalışmalar yapmak istiyorum, edebiyata dair. Doğup büyüdüğüm yer itibari ile birçok farklı kültür üzerine araştırma yaptım ve yapmaya devam ediyorum. Türk, Kürt, Zaza ve Arapların olduğu bir şehirde büyüdüğüm için şanslı sayıyorum kendimi. Oldum olası farkında oldum memleket meselelerinin ve bu kültürel zenginliklerin. Toplumun hassas olduğu konuları yakinen takip etmek ve kaleme almak hedefim. Tabii şiir vazgeçilmezim. Hayattaki yegâne servetim.
Meselci: Malumunuz şiir kitapları az satılıyor. Oysa şiir yazan her geçen gün artıyor. Bu yaman çelişkinin sizce ana ve yan sebepleri neler? Şiir ne zaman hak ettiği noktaya kavuşacak?
Şiirşinas: Şiir her zaman garip kalacak. Ancak öldüğü zaman tanıyacağız şairleri ve şiirlerini. Kısa vadede bunun değişeceğini düşünmüyorum. Toplum olarak bir şey yitip gitmeden değer bilmiyoruz ne yazık ki. İyi ki şiirleri var büyük şairlerin, öylece tanıyor ve seviyoruz her birini.
Meselci: Şiirsiz bir hayat mümkün olmaz der misiniz? Şiir olmadan yaşamayı denediniz mi hiç?
Şiirşinas: Şiirsiz bir hayat benim için mümkün olmasın isterim. Öyle ki mutsuzluğu yeğlerim mutluluğa, şiirlerimin katili olacaksa eğer mutluluk. Mutlu insanların şiirle uğraştıklarını pek görmedim çünkü. Genelinde bir melankoli hali. Doğrusu ben de mutlu zamanlarımda uzaklaştım şiirden. Mutluluk çokta kuvvetli bir duygu olmasa gerek ya da bizler çok mutlu olamadık onu şiire dökecek. Mutlu adamın harcı değil şiir yazmak yani… Gariban adam işidir şiir, mutsuz insanın sesi, fukaranın lokması, züğürdün çenesi, çilenin kendisi, hasretin özüdür.
Meselci: Boş zamanlarınızda ne yaparsınız? Boş zamanı boşuna yaşayanlara lafınız ne?
Şiirşinas: Benim için boş zaman diye bir kavram söz konusu değil. Kendime ayırdığım özel zamanlarım vardır. Gündemi takip eder, araştırmalar yaparım eksik hissettiğim konularda. Bir mum yakar ve kağıt kalem ile raks ederim coğu zaman. Bazen de doğa yürüyüşlerine katılır, sadece doğayı izlerim. Günü de bir bardak çay ve çikolata ile bitirmek koşuluyla.
Boş zamanı boşuna geçirenler için; Ömrün çok kısa olduğunu ve hayatın öğrenmek için çok kısa olduğunu hatırlatmak isterim.
Meselci: Ülkemize gelelim. Türkiye’ye. Sanatla uğraşan insanlar siyasetten uzak mı durmalılar, yakın durmaları elzemse ne gibi bir sanatsal politika içerisinde yer almalılar?
Şiirşinas: Bilakis, sanatla uğraşan insanların siyasetle uğraşmaları gerektiği taraftarıyım. Bunu bir şiir yazarı olduğum için söylemiyorum. Fakat dünyayı şairlerin yahut yazarların yönettiği bir dünya çok daha çekilir ve güzel olurdu diye düşünmeden alıkoyamıyorum kendimi. Haksız da sayılmam ne dersiniz? Aşırı mantıkçıların yol açtığı karmaşalar, kalbiyle yaşayan gönül insanları tarafından düzeltilebilir belki de, mantığı da elden bırakmamak koşulu ile tabii. Şair ve yazarlar halkın içinden kopan insanlardır çünkü. Halkın ta kendisidir yani. Doğal olarak sosyolojik olaylara daha samimi yaklaşabilirler ki temeli bu olmalı siyasetin. Yalandan arınmış bir samimiyet.
Meselci: Son sorularıma geldim. Aşağıdaki kavramların yüreğinizde çağrıştırdığı anlamları birkaç cümleyle söyler misiniz?
Şiirşinas:
- Gece:
Hüzündür gece, yalnızlıktır, tek başınalık ve upuzundur. Bitmek bilmezdir, gelmek bilmezdir.
- Deniz:
Mavinin dibidir deniz. Sonsuzluğun ta kendisi, özgürlüğün adı ve huzurun yegâne adresidir. Biraz da hasrettir deniz.
- Çocukluğun:
Siyah beyaz çocukluğum. Yakın ama çok uzak. Bir bisiklet pedalında takılı kalmış sanki. Büyüyememiş ve kalmış orada. Koşup gidesim var, orada kalasım.
- Yaşadığın şehir:
Güzel Trapezus… Âşkın ta kendisi, güzel kelimesinin özeti. Ben dediğim ve olduğum şehirdir Trabzon.
- Yalnızlık:
Daimi.
- Ölüm:
Gerçek.
- Dost:
Ebedi olan ve sadakatin kendisi.
- Karıncalar:
Çalışkanlar. Tanrı’nın örnek öğrencileri gibi.
- İlkbahar:
Âşka heveslilerin mevsimi. Yaza hazırlık ve geçici heves gibi… O yüzdendir ki kışları âşık olmak isterim hep.
Meselci: Her soruma içtenlikle cevap verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Edebi yolunuz daima açık olsun.
Şiirşinas: Asıl ben teşekkür ederim. Bana sayfanızda yer ayırdığınız için. Keyifli bir söyleşiydi benim için. Tüm Edebiyat Defteri Ailesi’ne ve size teşekkür ediyor, Selam ve saygılarımı iletiyorum.
Şiirle kalın…
11.03.2015
............................BİTTİ..............................
YORUMLAR
şiir yazan birinin tam hissettiği gibi, kendimi buldum bir ara..ben mutlu olduğum zamanlarda mizah yazarım, lakin ağlamayı seven bir milleti güldürmek kolay bir şey değil..öyle dut yemiş bülbül gibi okur geçerler, gülmezler dahi :) yada ben beceremiyorum güldürmeyi..
tebrik ederim..bir ara kendimle bir söyleşi yapmayı düşünüyorum..