12
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1069
Okunma
İnsanın kendine ulaşması ve yazması sanıldığı kadar kolay değil. Çok uzaklara yolculuklar yapılması gerek.
Üstelik hayata gözlerinizi açtığınız anı hatırlamazsınız. Oysa ne büyük bir ağıtla açmışsınızdır gözlerinizi.
İçimden hiç gitmeyen hüznün nedenini arar sorgularım. Bu taa derinlere işlemiş sızı bir türlü geçmiyor..
Yoksa annem beni bebek iken usluyum diye yastıklarla destekleyip bir başıma bırakıp,odadan biraz uzak
uzak mutfağa iş yapmaya gittiğinden mi? Belkide geçmişte yaşam diye bir şey var. Ben de hayatımda
yaşadığım kötü olayların etkisinden hala kurtulamıyorum. Veya geçmişte yaşadığım küçük küçük acı tortuları içimde bir yere yerleşti de beni hiç bir zaman bırakmıyor..
Kendinden uzaklaşmak kolay mı? Söz gelimi bir sanat eseri yapmaya çalışırken yada küçük küçük uğraşlarla kendini doyurmaya çalışırken.. Tabii mümkün; eğer büyük bir acı yüreğini baskı altına almamışsa.
Yanımda hep ailem oldu ve onların adımlarıyla yürümem istendi sanki bana çok da hissettirilmeden.
Belkide biraz safım. Duyumsayamadım onların dikte ettiklerini. Doğal bir davranış sandım. Her insan
kendince özeldir. En birbirine benzer sandığımız kişiler bile farklıdır birbirinden. El çizgileri bile
birbirine benzemeyen insan, diğerine benzer mi? Düşünür ki kimileri, insanlar bir kalıba vurulmuş gibi
birbirinin aynı olsun. Bir koyun sürüsü gibi sürsünler sonra. Sürüye katılmayanla ise yok edilsin.
Ayrı bir kişilik olduğum daha algılanamadı. Ona üzülüyorum. Annem dün yine kızım ne diye boş şeylerle uğraşıyorsun. Sen sadece abdestinde namazında ol, Kuran oku. Bana kişiliğim gözetilmeyerek böylesine emir vererek bir şey yaptırmaları mümkün değil. Yapmak istesem de yapmam.Sanılmasın ki
namaz kılmıyorum. Hoş bu benden başka kimseyi ilgilendirmez. Annemin söylediği bana öğüt niteliğinde söylediği sözleri daha önce de dinlemiştim. Önce yine annemden, sonra erkek kardeşimden
daha sonrada iki kafadar kardeşimden. Küçük kardeşim bu sözleri kızımın yanında söylemişti. Bana adeta büyük bir öfke ve kin kusarak. Ben de sizler gece yarıları kalkıp Kuranınızı okuyun,çokça ölümü
düşünün.Ve hatta ölün dedim. Ben yaşamayı düşünüyorum.
Kardeşlerimin benim köşeme çekilip tıpkı annem gibi uyuklayarak tespih çekmemi istediklerini sanmıyorum. İçlerinde gizli kalmış ne gibi duygular var çözemiyorum. Benim bir adım ileri gitmemi bile istemiyorlar. Elbette onları dinleyecek değilim. Hem şiir yazar, hem resim yapar hem de koroya
katılır şarkı söylerim. Kardeşlerimin resmi, şarkıyı sevmediklerini söyleyemem. İki kız kardeşim de resim yapar. Sadece şiir yazamazlar. Şu an yazarken aklıma geldi. Yoksa bunlar şiir yazmama mı karşılar. Hem annemi, hem erkek kardeşimi doldurup üstüme saldırtıyorlar.. Ne yazık ki ben artık uslu kız çocuğu değilim. Dilerim bu yazımı okursunuz kardeşlerim. Yazdıklarımı okumadığınızı biliyorum ama..
Sözde beni anlatacaktım biraz. Yoksa anlattım mı?
03. 03. 2015 / Nazik Gülünay