- 414 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
445- ardahan tren istasyonu- yeniyazım- ard.öyk.
"Kalbi kara adamdır."
"O mu?"
"Kalbi kara ne bilmem’dir."
"O pek bilgiliydi."
"Kalbi karadır."
"Karnının ağrısı başkadır!"
Hayındır vs. vs...
Kalbi kara şahıs, ben çocuktum. Bulutlar konulu ödevi...Buna gittik.
Mahalle oturmasına.
Cam kavanoza sıcak su doldurdu. Kavanozun ağzına teneke kapattı içinde buz parçaları. Ki kavanozun sıcak havasını soğutsun. Soğuyan hava bulut oldu.
Hava soğuyunca bulut. Bulutun da soğumuş hava olduğunu ne güzel anlatmıştı.
Niye kalbi kara olsun adamın anlamış değildim.
Eros, Tanatos ve Anti eros...
Eros: Yaşam sevinci.
Tanatos: Ego harici olumlu sevme veya olumsuzu sevmek.
Anti Eros: Sevgiyi sevmemek.
Adam yaşamı seviyordu. İnsanlara yardımcı olduğundan kestiriyorum. Tanatos’un menfi kısmından olsaydı niye bana yardım etsindi. Değil mi?
Ardahan Tren İstasyonu.
Süratte uçuşan tren önü yönde gittikçe yol artıyordu.
Trenin şöhretini teslim edelim.
O da yolu yolayıp yutuyordu.
Kamyoncular:
"Ömür biter yol bitmez." demişse bildikleri ne?
Resmen yol tren koridorundaydı.
Yozgat Çekerek’i geçerek.
Bostanlar ayağımıza yayıldı.
Hıyar, domates, şalgam, turp, soğan, aygün, mısır koçanı.
Yolcu tren eşantiyonu sandı: Şalgamı kökünden söktü.
Hıyar kopardı.
Domates dalından koparttı. Domatın kirli yüzünü silmedi. Yolcu dişledi. Domatesin suyu pencereye sıçradı.
Bostan trende yeşermişti gibi.
Çimenistan: Yolcuların ummadıkları bollukları trenin her tarafına calamıştı...
Harman çeperi cepheden önümüze çıkınca tren şaha kalkıp zıpladı.
Trenden kimse inmek istemez bu gidişe.
Pencere gördüğü ne varsa içerdeydi.
Yolculara gün doğdu.
Yolcunun canına minnet.
Ardahan tren İstasyonu.
Perondayız.
Tren yorga gider...
Hay huy, cart curt! Bastı gitti!
HAY! HAY! HAY!... HAY Kİ HAY!
Alâ!.. akşam alacası... yorgan çekersin, üstüne lambasız gecede... lambası açık gecede... öyle değil!
Trenin saç tenekesi, üstünde renk erimişti, açık turuncu uçtu, gitti.
Şırınga gibi sıvı ilaç akışı azdan daha azaldı.
Trende...
Kompartmanların açıldığı holdeyim.
Perondan Ardahan tren’i seyrediyorum.
Tren de kompartman kapısında dayanmışım dışarıyı seyrediyorum.
Kendimi görüyorum.
Kendime el sallıyorum.
İstasyonda durmadı tren. Rus filimlerin sahneleri: Tren eşyaların en açık figürüydü. Fon’a muhtaçız diye yalvarıyordu!
Nuru yüzüne vurmuş kondöktör. Ladıkarslıymış. Ardahan kompartmanı biletden puldan biraz verimsiz. Yüz de yüz naçar. Adamcağızdan allah razı olsun. İlgilendi. Godo’nun babasını tanıyormuş. Adamcağız geldikçe kompartımana: " Bir arzunuz var mı?" diyordu. Godo, adam sırtını dönünce sürgülü kapı sürüldükten sonra:
" He var! Arzu Okay..."
Adamın zarifliğine... göre:
Melek Görgün
Figen Han
Feri Cansel
Tasso
Sütçü
Kazım Kartal
Behçet Nacar
Hayati Hamzaoğlu
Hüseyin Zan
Erol Taş
Necati Er
Bilal İnci...
Baroların Hamoş Kayseri’de bindi trene.
Haberliymiş meğer arayı aradı buldu.
Ardahan yaylası tren’e misafir oldu. Üçüncü mevkii bileti alabilmişti. İnsan yorumlayamıyor. Ardahan yaylası trendeymiş.
Selo şakadan:"Bandırma’da yedim parayı. Anasını satayım." dedi.
"Meso! Karı! Aynı anan benzeri. Yaşı da aynıydı. Onnan yedim. Benzetmek gibi olmasın... da!"
Artvinli nüktedan dayı:
"Ola ne şekil şaka bu."
Gençlerin hepisi:
" Eeeee şakka işte. O biçim şakka." dediler.
"Dışarı sarkmayınız!"
Cama yazmışlar:
" Tehlükelüdür!"
Sarkılacak alem’e: Kiraz bahçelerine sarkılıyordu.
"Kaysı dallarla çadırlamış. İğdir mi bura, bana mı öyle geliyur?.."
Çölkâri yerleri tey arkamızda bıraktık.
Trende kiraz dalları açık büfe yiyin gada yiyin!
Korkmayın yiyin karışanın... olmayacak çocuklar!
Dallarda kiraz; gine çalmaya çalışıyor... Yolcular.
Çalmadan yesene
Al ama çalma!
"Birinin yerine beş katıp mahana üretmeyin; kaysıları ikiye yarıp yedik."
Kasım Tırpancı’nın ektiği domatesler de koridor da.
"Hani Ardahan da domates yetişmezdi?"
Asaf Atmaca sabah kalkmış güvercinlere zahire telisinden avuçla arpa-buğday serpiyor.
Rızo camı açtı. Yemlenen güvercin iki alemi kapı eşiğe açılmış derz’den havaya kanatlı uçtu... konmalı mıydı; penah’a?
Üç parmağını elinde hayvan seyreder gibi seyredip ölçüyor Fağo.
Şaristan: Şehrin bir ismiymiş. Ne güzel isimmiş.
Orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmağa söyleniyor.
Alemin hızına göre tren koridoruna mana arıyor.
Hayal alemi
Mana alemi
Kayıp alem
Olgun insan alemi
Nesne alemi.
"Yüzük parmağım serçeden büyük orta parmaktan küçük." diye düşünüyor. Trenin Erciyes’e oranı da böyle diyor. Erciyesin eteğindeymişik sahi! Meğer!
Trende yürüyebiliyorum. Trenden ihraca doğru yürüsem paramparça olurum.
Hareket birşeye göre değişiyor: Gözün dizdarlığına göre olmasın?
Al bir yanbey’i daha...
Treni Ardahan’a kazasız belasız yanaştırabilse kaptan ne mutlu.
" - Hemşerim trenin şöferine makinist desene!"
"Başüstüne dünürüm!"
İhtara hemen icaben tashih etti. Uyarıcı karşı tarafın edebi titizliğine hayret kaldık.
Tren yolcuları "trenli mi?" dedi. Pencereden boynunu uzatmış genç:
"Evet!.."
"’Buna şaşkalınmaz mı?’ dedi.
" Hema hema şaşırdım. Kimseye yalan borcum yok. Askerde arkadaş hatrına yalan söylemişim. Bir defa yalan söylemişim."
Herkesin bir kereliği çok inandırıcı değil.
İki bostan yanındaki kompartmanda sarı takım elbiseli adam ağzında pipo. Laftır ki duman ve şoğurtu ağzından saçıp duruyor.
- Ben insanların abartmalarını normal karşılamam. Acayipte görmem insan imkansızlıktan abartır kafi eğitim almışlık nisbetinde, abartı, mübalağayı tesviye edecektir.
"Meşgullla!"
MEŞGULLA!
Sarı adam alkışları da yan cebine koyunca. Kamurân kesildi.
KAMURÂN MI?
Bir kamurânla tren Ardahan istasyona lehliye lehliye dörtnala kopmuş uçuyor. Azaldı yol öyle güman ediyorum:
Trende mesafe ovalık genişliğinde. Ova trenden; tren ovadan geniş ve kocamandı.
Yalan diyenin nenesi... ölsün!
Çorak yerlere Kepirtepe, Kepiryaka, Kepirkuyu diye seslendiklerinde anladık.
Üçü bir olmuş, adamı dövüyorlar.
" Büzüğümü verseze hırğhızlar!"
"Büzükün biz almadık kardaş." dedi biri.
Şikayetçi cüzdanında babasından mirat kurt büzüğü taşıyormuş. Sohbet esnasında kurt büzüğünü cüzdanda olduğu ikrarını etmiş. Çıkartıp görsetmiş saf.
Sohbetçilerin kel olanı senelerdir kurt büzüğü diye yanarmış. Takıntıdan sirayet inadı şu: Kurt büzüğüne kurşun işlemezmiş.
Eee anan ölsün Tilki Selim durur musun?
O vurmuş götürmüş.
Kondüktör o, bu, şu geldi arama tarama. Hırsızın makatında adamın kurt büzüğünü buldular.
Medem öyle "ÜLKER" meselesini de ARDAHAN TREN İSTASYONUNDA bir ele alsanız diyorum.
Günahsız inekler gün dönümünde nerdeyse yanıp kül olacaktı.
Erden trende inekler nahırla Sazara merasına sürdü çoban. Dabak inekleri otlukta bırakırdılar.
Kuzeye inek, danayı süren çobanlar haziran gündönümünde sabah kuşluğunda ülker yıldızının hayvanları hele atların derisinin zoğunu çıkartırdı vallahi!
Çoban inekleri, ülker yıldızın ışınlarına nerdeyse kavurtturacaktı. Yetişen ahali kuzeye sürdürdü hayvanları zorzoruna kurtardılar. İnekler yanan bereleriyle sanki boyanmıştı.
Kuzeye kaçırınca hayvanları ışınların zararından korumuş olursun.
Gündönümü malum; eğik açılı dünya, güneşin etrafında altıncı ayında yaz gündönümü eğiğine geçer.
Yengeç dönencesine geçince ışınlar dar ve etkili gelir. Yaz başlar yani, bu ise ışınların sert ve sıcak yakıcılığı demektir.
Dönencenin ilk anları ülker yıldızı yakar diye bellenmiştir.
yalçıner yılmaz
13-03-2011
gebze
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.