- 855 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
bir Sevgililer Günü
pc yi açarken aklımda cumartesi sabahı caddenin köşesindeki kadını seyrettiğim..
acele giden kızlarca, elinden tutulmuşlarca; birilerinin birşeyler sorup gittiğini anlatacaktım..
hikayem şöyle devam edecekti..
çok yaşlı kadın demetlediği ıspanak ve afyon(yeşil haşhaş) için
"-demedi 2 lira" deyince de herkes çekip gidiyordu..
bir kağıt para, bir de metal 1.-TL. verip
"-anacığım pahalı diyorsun" dedim
"bu gün pazar var, bunların kilosu bu para" diye uzattım..
verdiğim paraları iki elinde tutarak
"-ben sana üste ne vereceğim" ya da
"sen ne alıyorsun" der gibi; poşete koymadan elimde tuttuğum 3 demete baktı.
belli ki parayı tanımıyor, neyi kaça sattığını da bilmiyordu
"bak bu beş lira.. bir de bu altı etti
iki lira afyon..
ikişerden 4 lira da ıspanak"
memnun “-tamam” dedi..
onun yerinde olan değil..
daha genç olanlar, eli ayağı tutanlar,
okuma yazma olarak bile bu devlete masrafı olmadan yaşlanmış bir insan, sevgililer günündesabah-sabah..
yaklaşık 90’larında
elleri üşümüş, pembe
yüzü güleç, pırıl pırıl hem de
görüp görmediğinden de emin değilim aslında
önemli mi?
dilenmeyi ar eden biri olduğu belli..
***
iki ay önce de böylesi bir mutluluk yaşamıştım..
pazar girişindeki Yeşilyayla köyünden bir anacık’ın bana ilkel pazarlama tekniğini yemiş, nesi var nesi yoksa kakalamasından memnun ayrılmıştım.. (bu ifade dışarıdan bakanların ifadesi olmalı idi, benim değil..)
daha küçük bir poşete önce saman koydu (40 yıl önce) ebem de pazara yumurta koyacağında sepete böyle yerleştirirdi..
o bir yumurta daha koydu güya ikram..
(evde görecektim ki daha ucuza bunların iki katından büyük idi önceden alınmış olanlar)
yer elmaları da pek güzelmiş, yarım kilo kime yetermiş.. kuru bamya, acı biber, bulgur, tarhana, ceviz, inar eğşisi..
pazarlık etmiş olmak adına yarı hep fiyatını verdim.. kabul etti, o hepsine gene ikram etti, öderken ben kilo parasına yarım kilo aldım,
ah bu dilenmek aklına gelmeyen insanlar.. İnsan gibi insanlar..
eşime selamla, tarif etti ne nasıl pişer,
ben de amcayı sordum..
“öte tarafa getdi” demedi şükür.
"amcan at üstünde gezeridi" dedi
anladım ki hala sevgililer..
ne 14 şubattan haberleri var,
ne günü birlik çiçeklere boğulmamışlar..
amcanın sağ olup-olmadığından da emin değilim..
kuşlar dedin ya
ben bunu anlatacaktım
anlattım gardaş
bu yazıyı yayınlayayım artık..
teşekkürler Güzel İnsan Nazik kardeş
Sevgili Glenay’a teşekkürler
.
YORUMLAR
Değerli üstadım, şiir tadında güzel yazınızı okuyarak sevimli Pazarcı teyzeyi kaleminden tanıdık.
Evet Anadolunun güzel insanları bunlar. Kaç yaşında olsa da çalışır. Hayatını sürdürür.
Marketden degil de pazar alışverişini ve hatta köylü pazarını çok severim. Özellikle onlar ile sohbet eder cantamı doldururun. Kaleminize sağlık esen kalınız
Gerçekten aynen yoruma yazdığınız gibi aktarmışsınız.
Yürekten etkilendiğim bir öykü.
Bu okuması yazması olmayan insanlar
parayı bilmedikleri için bazen çok ucuz bazen de
iki katı fiyatına satarlar ürünlerini.
Aynen senin anlattığın gibi bir yaşlı teyze de bizim pazarda var.
Yaşı doksan yüz vardır. Torunlarının da onun sattığı yerin tam karşısında yerleri vardır.
Onlar da pazarın içinde yaparlar satışlarını.Onun çok pahalı sattığını anlayınca artık
almıyorum. Sanıyorum, sattıklarını kendi yetiştiriyor. İnsan yetiştirdiği ürüne paha biçemiyor
galiba diyeceğim ama işin içinde cahillik de var senin yazdığın gibi.
Tebrikler kardeşim,
güzeldi öykü,
selâmlar..
İbrahim Çelikli.
güzel anılara..
ya da ders çıkarmalı insan
hikayelerde bu olmasın denebilir mi..
eminim siz de o oduncuların ve ninenin hikayesini yazacaksınız
teşekkürler
Saygılar sunarım..