- 965 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YÜREĞİ GENİŞ MEKÂNI DAR KADINLAR
Özgecan,
Candan öte dedi annesi.
Candan da öteydi Özgecan.
Beyaz bir gökyüzünün altında ölüm kadar soğuk bir havada, soğuk bir bıçak saplandı böğrüne. Başına yediği son levyede gözlerini kapatıp karanlığın bağrına bir bakış bırakırken, geride kalan kadınların yüreğine de kocaman bir ateşi beraberinde bıraktı. Kız babalarının yüreğini titretti yaşadıklarıyla.
Türkiye’de artık bu olaylar sıradan gibi yaşanılmaya başlandı. Ancak arkasındaki psikolojinin korkunç boyutu tüm kadınları derinden sarsıyor. Kadın cinayetlerine kadınların duyarlılığı dışında gösterilen siyasi duyarsızlık bir kez daha umutsuzluğa neden oluyor.
Bir süre sonra, bir kadının hunharca katlediliş hikâyesi daha eskiyecek. Yaşanan her gecenin içine korku dolu solgun bakışlar düşecek.
Özgecan’ın yaşadıkları beyazın ortasına düşmüş kara bir leke gibi. Katil bir el kanı ile imza attı kara yazgısına. Bugün Özgecan’a olanların yarın bir başka kadına olmayacağını ya da sana, bana olmayacağını kim garanti edebilir?
Bundan sonra ne olacak peki?
Hep böyle kuytulara sinmiş, hayvani duyguları kabarık sapık katillerin ellerindeki bıçakta, silahındaki kurşunda, gözlerinin ateşinde gizlenmiş ölümün soğuk nefesini mi hissedecek kadınlar.
Elbette ki hayır.
Özgürce nefes alabilecekleri bir ortamın yaratılması için mücadeleye devam edecektir kadınlar.
***
Yıllar öncesinde Türkiye kumbarasında, hemen her alanda akademik ödüller, başarılı sanatçılar akademisyenler, yeni yetişmiş başarılı öğrenciler biriktirirdi gelecek için.
Türkiye, son zamanlarda yeni yüzler biriktiriyor.
Hırsızlar, tecavüzcüler, katiller, dolandırıcılar, uyuşturucu, çeteleri, mafyalar, kadın düşmanı kadınlar ile kadın düşmanı erkekler.
Cezalar yeterli olmayınca kumbara da yeni yüzlere yer açılıyor. Kumbara doldukça alıyor, aldıkça yerine yeni yerler açılıyor.
Yüzde seksen altısı erkeklerden oluşan Meclisimizde kadının yaşam hakkı için bir yasa çıkar mı?
Bunu beklemiyoruz, çıkmayacak elbette.
İşte bu yüzden siyaset yapan siyasilerin ellerinde yüzlerce öldürülmüş kadının kanı var. Eğer caydırıcı bir yasa çıkmazsa bu sayı milyonlara ulaşacak. Kimse timsah gözyaşı dökmesin, şunu yapacağız, bunu yapacağız demesin. Bir süre konuşacak, sonra yine sessizliğe gömülecek siyasiler. Ta ki yeni bir kadın cinayetine kadar.
Yasalar çıksa bile bu sorun kısmen çözülecek. En önemli adım aşağıdaki cümleleri sarf eden sözüm ona akademisyen, gazeteci, üniversite görevlisi ve sanatçılarına doğruların anlatılmasıdır.
“6 yaşındaki kız çocukla evlenilir”
“Erkek 4 karı alabilir”
“Kadından ve Gavurdan şahit olmaz”
“Ana bir, bacı iki gerisine salla s…..”
“İz bırakmadan kadınlarınızı dövünüz…”
“Evlilik dışı cimada erkeğe 100 kırbaç, kadına recm ile ölüm”
“Çalışan kadın fuhuşa hazırlık yapar”
“Dekolte giyene tecavüz ederler”
“Hamile Kadının sokakta dolaşması terbiyesizliktir.”
“Amerika’da bile oluyor bu tür olaylar kapatın çenenizi”
“Siz de mini eteği giyip, soyunup laik sistemin ahlaksızlaştırdığı sapıklar tarafından tacize uğrayınca da bas bas bağırmayacaksın”
Bu liste uzar gider.
Akılsız kafaların bilinçaltına gömülen bu cümleler, tecavüzü ve kadın aşağılamayı mübah sayar ve yapılmak isteneni kolaylaştırır.
Sistemin yarattığı acizlerdir bunlar.
Hafızamızı yoklayıp geçmişe baktığımızda tecavüzün giyimle ilgisi olmadığını göreceğiz. 3 yıl önce türbanlı bir kızımız öldürülmedi mi? Bugün öldürülen Özgecan dekolte mi giymişti?
Öncelikle bakış açımızı değiştirelim. Kimin ne giyeceği kendi kararıdır. Bu tür yaklaşımlarla topluma korku salmak isteğidir bu açıklamalar.
Görünen o ki Türk toplumunda birlikte uyuyor ölüler ile diriler.
Yürekler hala ıssız, kadınlar çaresiz,
Oysa yüreği geniş, mekânı dardır kadının… Küçük bir yerde geniş dünyalar yaratır, içine sadece sevgiyi koyar, almasını bilene.
Hülya Türk BOYACIOĞLU
16.02.2015
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.