- 435 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Mustafa - Bölüm 4 – Ayten Hanımla Kızı Nergis
Sabah namazının ardından uyumama alışkanlığını kırk beş yıldır devam ettiren Ayten Hanım bugün de kendince rutin olan uygulamasına devam etti. Akşamdan “Yarın altı gibi kaldırır mısın anne?” diyerek ertesi günkü uçuş saatini az çok bildiren Nergis için bugün belli ki yorucu olacaktı. Belirttiği saatte evden çıktığında en az üç hatta gidiş dönüş uçuşa katılıyordu. Annesi de Nergis’in uçuş saatlerinden en az üç saat erken evden çıktığını artık çok iyi biliyordu. Bir buçuk saat kadar hazırlık yapan Nergis, yedi buçuk gibi evden çıkarsa on otuzda başlayacak uçuş koşuşturmacasına yeterli zaman içerisinde katılmış olacaktı.
Nergis, yirmili yaşlarını süren, ela gözlü, kumral tenli, neredeyse beline kadar inen saçlarıyla bakanın içini ısıtan güzelliğe sahip genç bir kızdı. Hafif şişkin ve al al olan yanakları, üstündeki az belirgin döküntüler sayesinde daha pürüzlü ama çok daha doğal bir güzelliğin görüntüsünü veriyordu.
Nergis, kardeşi Murat ve annesi Ayten hanımla birlikte doğup büyüdüğü İstanbul’da yaşıyordu. Babaları Tahsin Bey yedi yıl kadar önce kalp krizi geçirmiş, on iki günlük yoğun bakım sürecinin ardından bir daha gözlerini açamamıştı. İmtihanın zorluğu tarifsiz ama sabır da bir o kadar büyüktü. Ayten hanım annelik vazifesinin yanında Nergis’e on yedi, Murat’a dokuz yaşından sonra bir de babalık vazifesi yapmaya başlamıştı.
Marmara Üniversite’sinde istatistik bölümünü okuyan Nergis başlarından geçen yıkıcı olayın da etkisiyle okulunu beş yılda da olsa bitirmişti. Nergis, okula ek olarak bir işte çalışıp en azından harçlığının da peşindeydi. Ayrıca okul başarısını yüksek tutarak okulun ardından iş hayatına çabucak yerleşme niyetiyle de gayretliydi. Geçen günler süresinde kardeşi Murat’a abilik yapıyor, annesi Ayten hanımın da nazlı kızı olma görevlerinin bilincinde hayatını sürdürüyordu. Nergis, genç ama bir o kadar sorumluluk sahibi bir hanım oluvermişti.
Okulun bitmesiyle beraber birçok işe başvuru yapmış olsa da onun gönlü havayollarından yanaydı. Küçüklüğünden itibaren uçan ağır cisimler dikkatini çekmiş, bebeklerle oynamaktansa kardeşinin oyuncak uçak ve helikopteriyle eğlenerek zamanını geçirmişti. Anne ve babası da şaşkındı bu hallere ama olmayacak iş de değildi. Baba Tahsin Bey günlük takip ettiği gazete ve televizyon haberlerinde bayan pilot ve hosteslerle ilgili haber ve bilgilere rastladıkça iyiden iyiye gönlü Nergis’in gayret ve sözlerine ısınır olmuştu. Çünkü Nergis ortaokulun son senesinden beri okuldaki meslek seçimi konulu derslerin de etkisiyle “Pilot olacam ben” diyerek evde konuşuyordu. Kendince “Nasıl pilot olunur?” konulu birçok araştırma yapıyordu.
Ama hayat görünen menzile rağmen var gücüyle yolu uzun tutmaya çalıştı. Üniversitenin ilk yılındaki o yıkımın ardından toparlanma uzun sürse de her şey rayına oturmaya başladı. Okulun ardından havayollarında hostes göreviyle iş ilanlarını gören Nergis hiç düşünmeden o işe de başvurmuştu. Pilotluksa ancak hosteslikten elde edeceği birikimle sağlanabilecek ulaşılabilir bir hedef olarak beklemedeydi.
Birikimli ve alımlı genç kız işe kabul edilince tüm aile çok sevinmişti. Yaşanan onca üzücü hadiseden sonra evde birilerinin isteklerine adım adım yaklaşması tüm aileyi mesut etti. Aile Nergis’e olan desteğini yeniledi. Arada uzun yolculuklar sayesinde evden dışarıda kalacak olmasının çekincesini yaşayan kızının bu denli düşünceli hallerine aldırış etmeyen Ayten Hanım, kızının gönül rahatlığıyla görevine başlayıp sürdürmesi gerektiğini tekrar tekrar Nergis’e bildirmişti. Gel zaman git zaman iki senedir hostes göreviyle uçuştan uçuşa koşuyor, dünyanın dört bir yanını dolaşıyordu.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.