Kaç çeşit ölmek var
İnsanlar aynı görüşü, duyguyu paylaştıkları, kısaca anlaşabildikleri kişilerle evlenmeli. Benim yaptığım yanlışa asla düşmemeliler. Hiç tanımadığın biriyle görücü usulüyle evlenmemeli.
Sanıyorum yatsı namazını kılıyordum. Evli olduğum kişi sarhoş, başımda dikilmiş söyleniyordu. Namazı nasıl kıldım bilmiyorum. İçimden ya sabır çekmiş olmalıyım.
"Karıya bak ya, namaz kılıyo!Ne biçim karısın sen. Bu karılık mı?"
Başıma azrail oturmuş, ben de son duamı yapıyorum sanki. maybull ölümle ilgili bir şeyler yazmamı söyleyince aklıma geldi. Bence yaşarken böylesi durumları yaşamak da bir ölüm. Buna gülüp geçen olur mu acaba? Adam sarhoş, boş ver diyebilir misiniz?
İnsanı yıkan, acı söz de yaşatır ölümü. Kimbilir kaç kez yaşadım. Yani öldüm öldüm dirildim.
Ey hayat hep ölümlerden kurulu bir çatı olamazsın değil mi? İnsan sevgiyle yaşar. Sevgi pınarındaki su geriye kaçtığı zaman, araki bulasın onu.
Hayal mi gerçek mi diye sorguladığım bir zaman dilimi şu an gözümün önünde canlanan olay. Kocam yine sarhoş olmalı.Dışardan yakaladığı bir kediyi boğazından tutmuş sanki pek
bir şeyin farkında olmayan bir- iki yaşında bir çocuk gibi kedinin boğazını sıkıyor. Öldüreceğim seni diyor kediye. Zaman gece yarısı. Sanıyorum onun sesiyle uyanmış bu korkunç manzarayı seyretmek zorunda kalıyorum. Kediyi öyle sıkı tutuyor ki kımıldayamıyor bile. Yoksa onun tırmalamadığı yerini bırakmazdı. Kimbilir bana bir göndermeydi bu davranışı. Senin de boğazını böyle sıkarım mı diyordu acaba? Zaten bir iki
boğazımı sıkma denemesi olmuştu, şakaya getirerek. Gerçek ölüm hiç sevmediğin ve anlaşamadığın biriyle bir arada yaşamak zorunluğudur.
Onca yıl nasıl yaşadım böyle biriyle. Sanki kollarından, ayağından bağlanmış bir tutsak gibi. Ölüm sen bazı insanların rengini, tavrını mı aldın yoksa. Belkide annemin dediği gibi ölüm kimi insanlar için şeker yüküdür. Sanıyorum sürünen, bakılmayan ve bir türlü ölmek
isteyip de ölemeyen yaşlılar için söylenir bu söz.
Evlendiğim adamın ölmesi için dualar ettim. En kolay yoluydu bu ondan kurtulmanın. Ama
ölmedi işte! Ayrılmak düştü bana da. Çok kötüsün diyemez hiç kimse. Onunla ne ölümler yaşadım ben bilirim. Onu anlatmak bile ölüm benim için. Susuyorum..
31. 01 2015 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Sevgili ve çok kıymetli dostum glenay
Yazınız büyük bir üzüntüyle okudum size yaşarken ölümü tattıran o insana gıyabında çok öfkelendim. Biz sayfa dostlarınızın çok kıymetlisi olan sizi üzen böyle bir ne denir bilemiyorum fakat dediğiniz gibi yalnız kalmak ona layık en iyi ceza olmuş sanırım. Büyük geçmiş olsun bundan sonrası için mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamanız dileğimle
İçten paylaşımınıza teşekkür ediyorum
Saygı selamlarımla
glenay
Hiç bir suç cezasız kalmıyor.
Çünkü Allah her şeyi görüyor.
selâm, sevgi ve saygımla..
tebrik ederim.
DİRENMEKTİR YAŞAMAK
Direnmektir yaşamak
Toprak gibi olmalısın
Ezildikçe sertleşmelisin
Seni ezenler sana muhtaç olmalı
Hayatı sende bulmalı
Ölümü sende yaşamalı
ÖMER HAYYAM
glenay
Ömer Hayyam'ın yazdığı gibi hayatım hâlâ direnmekle geçiyor.
selâmlar..
Bundan sonra ölme ve üzülme sırası onda,bir daha size acı söz söyleyemeyecek
ve üzemeyecek diye.En çok da hiç değmeyecekler için harcadığın zamana,boşa
giden emeklerine,görmezden gelinen fedakarlıklarına üzülürsün.O;değerini bilmediği
için hayatını kaybetmiş zaten...Derin bir hüzün kavruğu yüreğin sesiydi yazınız.
Tebriklerimle.Sevgi ve selamlarım bol olsun.
glenay
Sanıyorum benim gibi birini daha bulamadı üzecek ki yıllarca, çektirdiği onca acıya aldırmadan yine benimle evlenmek istedi. Tabii ki asla kabul etmem mümkün değildi. Yalnızlığı ona en büyük ceza.
Selâm ve sevgimle..
Kendi yayınlayacağım yazımdan küçük bir alıntı yaparak başlamak istiyorum.
Evet, her ölüm bir doğum, her ben, bir seni doğurur. Kelam hakikati yıkadıkça da hayat nedenleriyle bir sonuca varacak. İyi ki ölmek ve öncesi doğmak var. Yoksa tükenmeyen şey bitmez ve devamlılık bir zindan doğuracak.
Çıplak bir bedeni giydiren han, giyinik bir bedeni yine çıplak gönderiyor. Günahsız bir ruh, günah yüklü bir bedenin sırtında, ezelden ebediyete kör bir aklın izinde bazen iz bırakarak, bazen iz olarak göç ettiriyor !
İnsanın geçmişi ölümün gölgesini oluşturur. Gölgelik arttıkça da biz biraz daha ölüme koyun açmış oluruz. Lakin yaşarken ölmek bambaşka...Bir ızdırap ölümün arka bahçesinde zehirli çiçekler gibidir....Siz onlara baktıkça,siz onları suladıkça sizi zehirlemeye devam edecekler...Taki orasını terk edene kadar. Siz onları terk ederek doğru olanı yaptınız. Kimse kimsenin kulu ve hükmedeceği kişi değil. Hak,hukuk paylaşıldıkça kıymetlidir.
saygılar,sevgiler
glenay
Çok teşekkürler,
yazınızı bekliyorum okumak için.
Selâmlar..