- 887 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
RUHUNU YÜZÜNE GİYDİRECEK CESARETİN VAR MI?
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Dostluk
Arkadaşlık
İnsan Olma Özelliği
Neyi anlatır?
Öncelikle karşımızdaki kişinin haklarına saygıyı ardından sevmeyi gerektirir.
Sevinçlerde mutlu olmayı, hüzünlerde üzülmeyi gerektirir.
İyiliklerden ders alıp, kötülüklerden uzak durmak gibi...
Sosyal paylaşım sitelerinde edindiğimiz sanal arkadaşlıklarımız ne kadar gerçek?
Gerçek yaşamımızdaki arkadaşlarımız kadar gerçek değildir ama sanal dostluklar da güzeldir, yeterli saygıyı ve sevgiyi barındırdıkça elbette.
Bazen okul arkadaşlarımızı, bazen hemşerilerimizi, bazen yıllardır yüzünü görmediğimiz ya da iletişim kopukluğu yaşadığımız dostlarımızı, bazen de yeni güzel yürekli dostlarımızı tanıdık ve onların gönüllerine misafir olduk sosyal paylaşım sitelerinde.
Fikirlerimizi, memleket meselelerimizi, edebi yazılarımızı, sanatsal çalışmalarımızı, aramızdan ayrılanları, ya da yeni doğanlarımızı ve karne sevinçlerimizi paylaştık. Hatta çok ileri gidip aç, yoksul demeden yediklerimizi dahi paylaştık bu hoşgörü ortamında. Çok zaman bizden daha tecrübelilerimizin bilgilerine başvurduk. Mesafelerin yok olduğu bu ortamın yararları saymakla bitmez elbette.
Bunlar, sosyal paylaşımların sanal alemde yaşanılan güzel yanları.
Varlığıyla bana değer katan arkadaşlarımın, bir tık yakınımda olmaları mutlu ediyor, onur veriyor bana.
Ancak, sosyal paylaşım siteleri amaçları dışında kullanılınca saygı ve sevgi de rafa kaldırılmış oluyor. Bu da kötü yanı sanal alemin.
Facebook’da ya da diğer sosyal paylaşım sitelerinde bir sayfa açıp profil fotoğrafını dahi cesaret edip koyamayan, ya da sahte fotoğraflar ve sahte bilgiler koyan ve bu alemde kadın avına çıkmış çapkın erkekler gerçek hayatta yapamayacaklarını sanal alemde yapmaya çalışmaktadırlar. Çünkü ruhlarını yüzlerine giydirecek cesaretleri yoktur. Ve çoğu evlidir.
Önce profil fotoğraflarından beğendiği kadınların durumlarını ve sayfalarını incelemeden, paylaşımlarına bakmadan özelden mesaj atar, rahatsız edip etmediğini düşünmeden...
Hiç tanımadığı, tanışmadığı ve hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadığı kadına şöyle seslenir.
-Merhaba, nasılsın!!!
Bakın burası önemli; Nasılsın? diyor. Nasılsınız? diye bir cümle kurmuyor.
Elbette çoğu kadın masum olmayan bu mesaja cevap yazmaz.
Bu durum günlerce devam eder. Erkek takmıştır kafayı, nasıl olur da sanal alemde olan bir kadın ona cevap yazmaz.
Sinirlenir daha da pervasızlaşır.
Kendine yakışanı yazar son kez;
-Aloooooooo neredesin?
Ve saat gecenin bir yarısıdır. Akıllı telefondan mesaj sesleri ardı ardına gelir.
Ve sonunda engellenir.
Gerçek hayattaki arkadaşınız, sofranızı ve sırlarınızı paylaştığınız dostunuz, sizi gecenin bir saatinde aramaktan çekinirken, sanal alemde listede arkadaşınız olsun ya da olmasın hiç çekinmeden size özelden ya da diğer mesaj bölümünden mesaj yazabiliyor.
Gerçek arkadaşınız sizin hakkınızda anlattığınız kadarını biliyorken, sanal alemdeki kişi sizin hakkınızda çok fazla şey düşünebiliyor, kafasında senaryo yazıyor ve hemen oynamaya başlıyor, hem de hiç tanımadan ve yüzünüzü görmeden.
Ne gariptir ki kendisine yapılmasını istemediğini bir başkasına rahatça yapabiliyor.
O nedenle sosyal paylaşım sitelerindeki sanal dostluklarda saygı esastır. Ve şarttır.
Beyler;
Sanal alemde olan her kadın potansiyel değildir. Kime nasıl davranacağınızı iyi belirleyin.
Siz davranışlarınıza "kişiye saygıyı" yerleştirmedikçe, sosyal paylaşım sitelerini çirkin amaçlarınıza alet ettikçe, karınız, kız kardeşiniz, anneniz, kızınız ve dahi kendiniz bile yaşanılanlardan bir gün payınıza düşeni alırsınız.
Hülya Türk BOYACIOĞLU
26 Ocak 2015
YORUMLAR
Yeni nesil hep anlatıyordu. Ama benim aklım almıyordu. Biliyordum. Aklımın almaması bilgi yetersizliğim dendi. Ama ben bilgisizliğimden çok mutluyum.
Ben açarım defterimizi, yazılan şiirleri, yazıları okurum.Arada birde bir yazı yazarım. O beni mutlu eder.
Benim inandığım bir görüş vardır ;
" Teknoloji insanların yararınadır. Ama aynı zamanda da insanlığın zararınadır."
Bir gerçeği anlattınız. Aydınlandım. Teşekkürler...
Güne düşen yazınızı tebrik ederim hanımefendi.
Her şeyin bir kültürü var elbet, olmalı da. Bir cep telefonunun kültürünü almadığımızda nelere sebep olduğunu hep görüyor, yaşıyoruz.
İnternet kullanımı ve sosyal medyadan yararlanma hususunda riayet edilecek unsurlara sahip olmak noktasında da toplum olarak yeterli değiliz maalesef. Gerek kişilerin sayfasında, gerekse gruplar ve fikir kulüplerinde küfür, sövgü yorumları gırla. Bu yapının insanları özelinden de rahatsız etmesi, sırnaşması şaşırtıcı değil elbet.
Bir de her insan kendi bünyesi ve potansiyeli kadar davranış sergileyebiliyor. Şu kadar ki; Kimi insanların şuuraltı foseptik çukuru misali. Bu tipleri arıtmak için vidanjörde kifayet etmeyebilir. Hani derim ki; Günlük hayatta şuuraltı problemlerini, rahatsızlıklarını ortaya koyabilmek mümkün oluyorsa Face'de çok daha imkan dahilinde elbet. Bazı insan yaklaşımlarının sergilediği duruş, tabiat olarak her türlü çirkinliğe müsaitim vurgusu yapabilir de.
Tabi Facebook sisteminin kuralları dairesinde şikayetçi olmak mümkün ve gerekli de kuşkusuz. Bu o kişiye ihtiyaç duyduğu engellemeyi getirecektir.
Işık tuttuğunuz ve aydınlattığınız için müteşekkirim.
Saygı ve selamlarımla...
levent taner tarafından 1/27/2015 1:04:47 PM zamanında düzenlenmiştir.