KIRMIZILI SON
Kâmil Efendi durdu.
Yağmur sisinin ardında küçük bir ev görünür gibiydi.
-Siz durun Büyük Bey. Sevdiye Hanım ile Kırmızılı oradalar.
-Nereden biliyorsun ukala, müneccim misin sen? Koskoca adayı dolaştık bulamadık, şimdi uzaktan anladın onların burada olduklarını. Nasıl göz senin gözlerin.
-Tahmin ediyordur baba.
-Hadi canım sen de. Böyle tahmin mi olur? Bu kadar insan neden tahmin edemiyor. Bir yem attı işte, ya tutarsa. Gidelim de görelim Kâmil’in attığı yemi. Yürüyün bakalım.
**
Eve yaklaştıkça bastıkları yollar adetâ çamurdan derya olur. Birbirlerine tutunarak sisin beyazında daha da zorlukla yürürler. Kâmil Efendi önden gittiğinden çoktan bulmuştur onları.
Sevdiye Hanım, elinde minik bir bebekle köşeye oturmuş ağlıyordur. Şaşkındır Kâmil...
Gördüm onu Büyük Bey. Kucağında bir bebek vardı, ağlıyordu.
-Bebek mi? O da nereden çıktı?
-Allah Allah, bebek de neyin nesi Kâmil, biz burada yokmuşuz gibi camın arkasında bekleyelim. Sen içeri gir, bak bakalım.
-Tamam Küçük Bey, bende size onu diyecektim aslında ama dilim varmadı.
-Git git hadi, bakalım neyin nesi imiş, git de anla bakalım.
**
Kâmil Efendi, ayağındaki fazla çamurları evin kenarındaki duvarın köşesine sildikten sonra, tahta kapının üstündeki demir tokmağın üstüne bir kaç defa vurur. İçerden telaşlı bir ses duyulur.
-Kimsin?
-Tanrı misafiri bacım.
-Bu saatte misafir olmaz, kimsin sen?
-Sevdiye bacı, ben Kâmil.
Bir süre sessizlik...
-Aç ebe kadın, Kâmil Efendi yabancı değildir.
Kâmil, içeri girer.
Sevdiye’nin kucağında sahiden de bir bebek vardır.
-Hoş geldin Kâmil Efendi. Ne güzel bebek değil mi? Kırmızılı sayesinde dünyaya geldi.
-Nasıl yani hanımım?
-Sen giderken bizi bıraktığın o ağaç altı vardı vardı ya, "Akşam olmuştu, yanımızdan bu bebeğin anne ve babası geçtiler. Anne ölüm kalım savaşı veriyor, doğum yapacak bir ebe arıyordu. Benim tanıdığım bir ebe arkadaşım var dedim ama buradaydı.
Kırmızılının da nalı yoktu. Senin bana bıraktığın yağmurluğun kolunu, onun ayaklarına geçirdim."
-Biliyorum Hanımım, yollarda izi vardı. Sürtünerek gelmişsiniz buralara kadar.
-Yine de geç kalmışız. Bebeği kurtardık ama annesini kurtaramadık. Babası bebeğimi size teslim ediyorum dedi, çıkıp gitti. Şimdi ben eşime, kayınpederime ne diyebilim?"
-Hanımım, bir şey söylemenize hiç gerek yok.
**
Kapı çalındı...
Büyük Bey ve Sevdiye’nin eşi, gözyaşları ile içeri girdiler.
-Sevdiye, kızım. Allah seni bize bağışladı ya, hem de güzel mi güzel bir hediye ile... Başka nasıl teşekkür edebilirim ki Ona.
-Sevdiğim, hep bir çocuğumuz olsun isterdik değil mi? Adını "Yağmur mu koysak acaba?" Baba, sen Kâzım Efendi’ye bir şey söyleyecektin değil mi?
-Ah Kâzım Efendi, şu Kırmızılıyı görmeye gidelim mi? Sonra da, hafta sonu bir tavla atsak diyecektim.
-Estağfurullah da Büyük Bey, yani bedavasına mı?
-Höyttt. Şuna bakın yaa, beni devirecek. Yok sana özür mözür. Önce beni devir de görelim bakalım.
**
Yan taraftan Kırmızılının mutlu sesi duyuluyordu...
öyküsatıcısı / Davi 2015
YORUMLAR
Öykülerin sultanı ....
Bunun ilkini okuduğumda devam et dediğimi tekrar hatırladım o ara yoğunluktan bakamadım sonra baktım devamı geliyor.Uyanıklık edip bir solukta okudum şimdide :)
Her bir parça diğerinden güzeldi. Su gibi okutan kalemini kutluyorum
sevgilerle
Davidoff
Teşekkür ederim Nurefşanım.
Öykü yazmak, çoğunlukla yaşamakla olur...
Hayali bir öyküye, ben öykü demedim hiç bir zaman.
Mutlaka içinde bir yerinde olmalısın, ya kahve içmelisin oralarda bir yerlerde,
ya şemsiye açmalısın, ya da...
Ya da işte öyle br şey...!
Tekrar teşekkürler.
Nurefşan.
sevgilerle
Eve geldim ilk işim KIRMIZILI yı baştan okumak oldu ;
l. Düşüncelerin seslendirilmesine bayıldım.
2. İnsanların zor durumlarda geçmişi unutup ,bencilleşebileceği örneğine hayran oldum.(Büyük bey-Kamil efendi diyalogları)
3. Kırmızılının tamamı okunup bittikten sonra;
Gömleğim yağmurdan ıslanmıştır diye değiştirdim. Çamur olmuştur diye ayaklarımı yıkadım.( O kadar güzel tasvirler vardı)
4. Final karanlık bir tünelden aydınlığa çıkılmış gibiydi.
5 Edebi bir ziyafeti doya doya yaşadım.
6.Usta işi bir başka oluyor.
SELAM VE SAYGIYLA
Davidoff
Usta yorumu da başka oluyor hocam.
Sizin bu yorumunuza cevap yazıcam diye, sayfaya girirp girip çıkıyorum.
Eee değere, değer verilmelidir.
Çizip geçilmemelidir...
Burada Davi'nin yazılarını eleştirelim bence, benim değil.
Çünkü, ben yazı yazarken kalemimi Davi'nin eline verip, kenara geçiyorum.
Hoş, ara sıra ne yazıyor diye bakarken çayı üstüme dökmediğim olmuyor da değil ya hani.
İşin en güzel tarafı ne biliyor musunuz, alıyor sazı eline,
bir bakıyorum piyano çalmaya başlıyor.
Hop hop diyorum...
Kime dinletiyorsun ki?
Shopen'den İbrahim Tatlıses'in şarkıları çalıyor.
Yapacak bir şey yok.
Fırsat varken bir Teşekkür edeyim.
Yan taraftan Kırmızılının mutlu sesi duyuluyordu...
USTALARA MAHSUS BİR FİNALDİ......SAYGILARIMLA
Davidoff
Estğ. Komutan.
Ustalık için pasta yemek gerek. Biz işin bisküvi kısmındayız henüz.
Kırmızılı' nın sesi çıkmadan, final olmaz dedim sadece o kadar.
Teşekkür ederim.
Davidoff
Senden "geç yorumcu" olmaz Ayşe Sultan.
Olsa olsa, evinin işini bitirip ancak yetişmiş yorumcu olur tahmin ediyorum.
;)
Sevgim, saygımla.
AYSE 09
sevgimlesin
Nerede bizim tahminimiz final, nerede öyküsatıcısı / Davi 'nin finali... Onun zekice kurgulanmış finallerini tahmin etmek zaten ne haddimize ki... bizimki eğlence olsun diye...:) tebrikler...
Okuyucu kafasında öykü anlatıcının söyledikleriyle şekillenen bir finalin kurgulanması normaldir; buna karşın , anlatılan finalin evvelce hiçbir ipucu verilmemiş yeni bir olayla sürpriz biçiminde bitirilmesi, bu yeni finali tahmin etmenin imkansızlığının göstergesidir...Bu doğru bir uygulama mıdır? Bence tartışmaya bile duymadan, bu tür bir uygulamanın yanlış olduğunu söylemek gerekir. Evet, sadece finale, sırf yeni bir gelişme eklerseniz, bu final (yani edebiyat dilinde SONUÇ BÖLÜMÜ) olmaz. Sadece GELİŞME BÖLÜMÜNÜN devamı olur ve öykü, finali yazılmamış bir öykü olarak kalır...Öykülerde SONUÇ BÖLÜMÜ, GELİŞME BÖLÜMÜNDE anlatılan olayların bir nihayete (ama sürprizli, ama felsefik, ama psikolojik) bağlandığı bölümdür, yani tekraren: yeni bir olayın kurgulandığı bir bölüm değildir....diyorum ben; TABİİ Kİ, HOŞ GÖRÜNÜZE SIĞINARAK...SAYGIYLA
Davidoff
kemnuuurrr...
Giriş, gelişme ve sonuç kısaltılmamış öykülerde olur.
Benim öykülerim okuru sıkmamak adına kısaltılmış öykülerdir.
Bunu her zaman açıkça ifade ederim.
Ya bir yorumun cevabına yazarım, ya da yazdığım yazının altına.
Okursan anlamış olursun.
Kemnur
Kemnur
Şu düzeltilmiş hali de yazayım sil baştan
:okorum, okorum, a anlayamorum...sizin öykülerinizi sevmeye devam edeceğiz amma ve lakin zekamızı sizinkinin karşısında hep mağlup ederek...
Meraktan çatlasam da okumayacağım. Eve gidince baştan okuyacak. Ziyafetin tadına varacağım.
SELAM. SAYGI...
Davidoff
Bedri Bey, yazımı sırtınıza alıp götürmeniz ayrı bir güzellikti.
Teşekkür ederim.
Yorumunuzun ne olacağını merakla beklediğimi bilin istiyorum.
Sağlıkla kalın.
Yeni öykünüzü sabırsızlıkla bekliyorum.
Okuyucuyu sarıp sarmalayan kaleminizi saygıyla selamlıyorum...
Can-ı gönülden kutlarım.
Sevgiyle kalın, mutlu kalın.
Davidoff
Yeni öyküm hazırda ama, sayfamın biraz dinlenmesi gerek gibi geldi bana.
Teşekkür ederim yorumun için.
Sevgiyle Gülüm.
şimdi ne diyeyim, oturup boş bir zamanda okumak lazım hepsini. ama bilirim hayal dünyan çok güzel.
Davidoff
Bir romanı almayıp, arka kapağı okuyanlardan mısın yoksa Laci?
"Nasılsa Yazarın hayal gücü güzeldir!..."
Gidip MC. da bir hamburger yemek gibi.
Davidoff
Doğrusu bu, yazmayı seviyoruz ama okumayı sevmiyoruz lacim.
lacivertiğnedenlik
Davidoff
Lacim, sana benim yazılarımı neden okumadın demedim.
Kimseye böyle bir söz söylemedim, söylemem de.
Okusun veya okumasın, Anton Çehov değiliz nasılsa.
Sevgiyle öptüm gözlerinden.
lacivertiğnedenlik
Davidoff
Teşekkür ederim Sevgili UÇUK.
Senin en güzel yanın bu zaten, fotoğrafındaki gibi; "hepimizin şiirlerine, yazılarına kucak açman."
Ne mutlu bizlere, ne mutlu sana.
Sağ ol.
İşte öyle bir şey,mutluluk
Ele avuca sığmaz o kadar büyütür ellerinde dolup taşar. Yaradan verince hep büyük büyük verir.
Kıymetlim, yazar bilir geniş köşeden bakmayı herkes kendi dünyasını sığdırır kalemine,senin dünyana zaten hayranız bizler :)
Harikulade bir eserdi.
Tebrik ediyorum narin yüreciğini ve kalemini,
Selam, sevgi, saygı ve hürmetlerimle,
Davidoff
Ben Teşekkür ederim Sevgili Nurcan...
Köşeden görmek önemli değil, köşeyi de okuyabilmek önemlidir.
Sevgimle.
bebekli son..
sürprizli son diyecektim.:)
3.bölümü okumamıştım o bölümü de okudum
Yeni bir öykü serisinde buluşmak üzere
Tebrik ederim Davim
Davidoff
Bebekli son, öykünün başında ki sondu aslında.
Kısaltıldığı için okura sürpriz son gibi geldi.
Daha da uzun bir öykü, benim sayfama yakışmazdı. Mecburen konunun bazı sözlerini kısaltmak zorunda kaldım.
Beğenin için Teşekkür ederim Nilü'm.
Sevgimle.