KIŞ MUHABBETİ
KIŞ SOHBETİ
Ortalığın toz duman olduğu, Fransa’da bir derginin basıldığı on iki insanın katledildiği, meteorolojiden peş peşe felaket tahminlerinin yayıldığı, maalesef çoğunun da tuttuğu; örneğin Gediz’in, Büyük Menderes Nehri’nin ve de Köyceğiz Gölü’nün taştığı günlerde sohbet ediyoruz.
-Sibirya soğukları gelecek, ısı on- on beş derece düşecekmiş.
-Kar yağması iyidir diyorum. Güzlük ekinler iki dal çimlendiyse, onları bir yorgan gibi sarar ve korur.
-Ben soğukları sevmiyorum ağabey, o kadar korunaklıysa altına girip uyusana karın!
-Yorgan dedimse ekinler için dedim. Ben ekin değilim ki!
Aradan iki gün geçti geçmedi, meteorolojinin tahminleri harfi harfine gerçekleşti.
Arkadaşımdan bir telefon:
-Ağabey dediğin oldu. Kar da yağdı, soğuk da geldi. Gözün aydın. Mekânda konuşacak kimse kalmadı. Herkes evine çekildi. Yalnız kalınca seni hatırladım.
-Nasıl yardımcı olabilirim?
-Yapılacak bir şey yok da. O gün çok istiyordun karın yağmasını. Arzuların oldu. Gel de sonucunu gör. Yalnız kaldığım gibi çok da üşüyorum. Beğendin mi manzarayı?
- Beğenmesine beğenmedim de şartların oluşmasında hiç bir dahlim yok. En iyisi sen de arkadaşların gibi yap. Git evine, yak sobayı, keyfine bak. Eğer bu havalar böyle devam ederse, yani kış kışlığını yaparsa ve de HES’ler doğayı rahat bırakırlarsa bu sene barajların kurumayacağını, eskiden olduğu gibi derelerin şırıl şırıl akacağını, suların çayıra can vereceğini, ürünlerin bol olacağını düşün. Huzur bul...
-Haklısın galiba. Öyle yapayım bari. Mekânda yalnız başıma pineklemektense...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.