- 955 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
HAYAT ,Kadına Dair
Saçlarım dağılmış ,göz altlarımda torbalar oluşmuş ve kırışıklarımın derinliklerine açım ,hüznüm ve mutluluklarım dolmuştu.Aynada kendime saatlerce baktığımı hatırlıyorum .Tenim bembeyaz ,ruhum ise bir iş kadar dumanlı ve gri idi.Vücut hatlarımdaki orantıları inceliyor ve tenimdeki ki ,bedenimdeki kusurları arıyordum.Boş gözlerle kendime bakarken yanaklarımdan süzülen göz yaşlarım beni teselli etmek istercesine akıyorlardı.Bakıyordum ,bakıyordum ve kendimdeki eksiklikler her geçen saniye daha da artıyordu.Nedenler,niçinler,haniler beynimin en derinlerinde ,geçmişteki tüm güzel günler,sözler,yeminler,güven ve aşk birer birer çok şiddetli ,büyük yıkıcı güce sahip olan hortumda varlıklıklarını acıta ,acıta yok edercesine ,bir daha yerine gelemiycekmiş gibi alıp götürüyordu.benliğimdeki kasırga aynada bana bakan beni ve kendime olan güvenimi savurup duruyordu ve ben çaresizce yüreğimdeki limana,kıyıya vurmuştum. Bu liman ne fırtınalar,ne lodoslar gördü hiç bu kadar teslim olmamıştı.O sert herşeyi yerlebir eden rüzgalara karşı duran ben, evet ben dayanamamıştım ve yıkılmıştım.Dalgalar beni;
Ilık bir ilk bahara ,akdenizde güneşin tenimi işittiği , kumsalda çakıl taşlarını toplarken mutluluktan kelebek gibi uçtuğum ve aşkın tüm hücrelerimi kapladığı yerdeydim.Bahardim ,tenimi yakan güneşimdi.Beni izlerken ki heyecanım ,kadının rahmine düşen embrionun ilk kalp atışları kadar hızlıydı.aşkla,sevgiyle ve şevkatle oluştum.Hayatımda ikinci kez bu aşka doğdum.mutluluk bedenimde baharın ilk müjdecisi olan kardelen gibi açmıştı ta ki kemirgenler tarafından yenmeye başlayınca oluşan çürükleri aynada ki solmuş tenimde görünceye kadar.
Ağlıyordum ama artık gözümden yaş damlamıyordu.Sizim sizim en derinimde birikiyordu. Dönüp kalmıştım. Düşünemiyor ,kendimden herşeyden vazgeçmek için kılıç,kalkan ve mızraklarımı kuşanırken vahşice dövüşmek zorunda kalan yüreğim arenadaydı. Bu adil olmayan dövüşte Çaresiz, yorgun düşen bedenimin tek darbede mağluptu.Yığılıp kalmıştım. Gözlerimi kapattığımda,
Bir sedyenin üstünde başımda iki hemşire ne konuştukları belli belirsiz ameliyathanenin kapısındaydım.Kalbim hızla çarpıyordu ve o an yanlız değildim.benimle çarpan bir kalp daha vardı .El salladıklarım geride kaldılar ve doğuma girdim.Mutluydum,anne olucaktım . Gün doğumu gibi rengarenkti, kırmızı,turuncu,mor ve sarıydı evliliğim .Hergün rengarenk batıp tekrardan rengarank doğuyordu üzermize .Yavaş yavaş ayılmaya başladım.
Uyuya kaldığım aynanın karşında gözlerimi açtığımda acımla yine yüz yüzeydim.Aldanmış ,aldatılmıştım...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.