Benim adım EYLÜL CANSIN
Saatler sonra televizyonlarda haberler bar bar bağırıyor! Bir kaç saat önce 24 yaşlı transseksüel bir kadın İstanbul Boğaziçi köprüsünden atlayarak intihar etti. Spikerler telaşlı gibi reportaj yapıyor. Boğazda yapılan geniş çaplı araştırmanın sonucunda İstanbul Polis Ekibi Mehtap Zengin’in cesedine Orta köy sahiline yakın bir alanda ulaştı. Kısa bir anonsla bir kadın faciası, hayır tek bir kadın değil onun gibi onlarla, yüzlerle kadının faciasının anonslarını duyduk duymaktayık ve duyacağız. Ne kadar basit, hayatımız bir çümlenin içeriği kadar değersiz. Haberlerin ardından sabah radyo frekansları yine aynı şeyi anlatıyor. Gazelerin ilk sayfasında Kadıncığazın resmi 37 sm karede. Üzerinde kırmızı büyük punktolarla yazıyorlar:
TRANSSEKSÜEL KADIN KÖPRÜDEN ATLAYARAK İNTİHAR ETTİ !!! sonda üç ünlem işaresi. Kimseyi kadıncığazın hayatı ilgilendirmez. Gazetelerin tek bir amaçı var fazladan satış yapabilmek!
Bu sosyal medyanın aktivitesi. Efendim burda her hangi bir böçek veya hayvandan bahsedilmiyor bu kadar basite alalım herşeyi. Konumuz İnsan, konumuz Kadın, konumuz insanlığa değer. Nerde benim insan hakklarım, nerde benim anayasam. Maddelerde inceleniyor:
Anayasa ile tanınmış hak ve hürriyetleri ihlâl edilen herkes dinininden, cinsinden, ırkından, dilinden, tuttuğu görevden asılı olmayarak anayasa ve kanun karşısında eşittir. Bu mu eşitlik? Bu mu Kanun? Bu mu anayasa? Kim o kadıncığazın intiharından sorumlu? Soruyorum KİM? Bu kadar belalar başımıza neden geliyor biliyor musunuz? Hep kendi egolarmız yüzünden. Herkesi dışladık o eşcinsel, şu transseksüel, bu gay, o lezbiyen... Allah aşkına hepsı yüce Rabb’in kulu. Biz kimiz Allah’ın yarattığına karşı çıkıyoruz? Veya onlar ne yaptılar size, bize, sana, bana? İnsan tabiatı bin bir türlü fikirlerimiz, düşüncelerimiz, yaşam felsefemiz aynı olmayabilir veya aynı olmak zorunda da değil. Ama, herkes birbirine, görüşlerine, yaşam tarzına saygı göstermek zorunluluğu vardır.
Var... içlerimizde öyle kişiler de var ’’canı cehenneme’’ , ölmeyi hakk ediyorlar’’, ’’pislikler’’ deyip de ön yargıda bulunuyorlar. Onlar terbiyesizdir, onlar küfür ediyor, onlar çıplak geziyor, onlar vucudlarını satıyor ve daha neler. Sana neeeeee? Tekrar soruyorum sana ne? Bana ne ondan? Devlet memuru olamıyorlar, universite mezunu. Hiç bir kurum, şirket, iş yerleri işe almıyor. Neden? homoseksüeller! Peki Nasıl karşılayacak o zaman yaşamın masraflarını? Kimse severekten zevk için asla yapmıyor o işi. Sadece madurlar, zor durumdalar onun için. Aaslında biz onları zor durumda bırakıyoruz. Hiç gördünüz mü Onlar diye kategorileştirdiğiniz onlardan biri size, veya kimseye bir kötülük yapsın? Ama, Siz Bencil insanlar, yok insan demek bile günah ve cinayettir size, ama siz bencil yaratıklar onlara şiddet gösterdiniz, küfrettiniz hatta öldürdünüz bile ve hala bu prosedürleriniz devam etmekte... Herkes hüzünde, herkes moreli bozuk üzülüyor, ağlıyor, gözyaşları içinde. Acaba kaç saat devam etti bu hal sizde? Tamam ben abartıyorum saat demiyeyim acaba kaç gün o kadıncığaza üzülüp ağlayacaksınız? Veya bu ağlamalarınızın, bu gözyaşlarınızın bir anlamı var mı? Soyut bir felsefi soru... Paradoks... kendimizi kandırıyoruz sadece. Peki, sonra? Unutulur, unuttuk!!! Ama, iş bununla bitmiyor Mehtap gibi onlarla, yüzlerle transseksüel kadının Figen’in, Selin’in, Gizem’in hayatı tehlikede... Bugünden sabaha güvenleri kalmadı bile, her dakikalarının peşinde ölüm. Bugün, Mehtap köprüden atıldı. Yarınsa sıra onlarda. Lütfen, Bari onları koruyalım. Bari onları sevelim. Yalvarıyorum, lütfen... Allah rızası için, insanlık için. Kaybettiklerimiz yeter artık!!!
Bu Makalemi EYLÜL CANSIN’ın ölümüne adıyorum.
Allah’tan ona rahmet, yakınlarına sabır dilerim.
Kamil-Vüsal 2015 6 ocak
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.