Kadın dayağı
Kilo almaya başlamadan önceki zamanları düşündü kadın. Taptaze bir gelinkenki utangaçlığını
anımsadı. Kocasının aslan kesilen hallerini. Dar zayıf göğsünü kabartarak, nasıl da yürürdü
üstüne üstüne. Kaynanası onu doldurur salardı üstüne.Hani arenada bir boğaya kırmızı parçayı
gösterirler de boğa azar, iyice kızgınlaşır ya, işte öyle olurdu.Ağzından ateşler saçarak hışımla
dalardı odaya.Ağzına geleni kadına sayıp dökerken yumruklarını bir boksör gibi sıkar, saldırırdı
kadına. Kadının ailesinde çok söyleyen, kızan, söylenen ama erkeğin üstüne saldırıp, tekme tokat girişmeyen kadındı. Yani kadının sesi daha gür ve sert çıkardı.Şimdi durum tam tersiydi.
Kadın pasif, erkek güçlüydü.
Ne kadar aptalmışım dedi. Bir de senin sesin çıksın ne olur. Yok, o kavgasız halletmek
istiyordu sorunlarını. Aslında sorun falan da yoktu. Bu sorunlar kaynanası ve eltiler
tarafından üretilirdi.Köydeki ahşap evlerinin alt katında kaynanası, çevredeki evlerde ise
eltileri otururdu. Bir araya gelince hiç işleri yokmuş gibi bu son gelen gelini çekiştirlerdi.
Onların sesini odadaki yer tahtasının aralık yerlerine dayayarak, ya da evin bahçesindeki
seslerinden duyardı.En olmadık şeyleri konuşurlar pire kadar olmayan şeyleri deve yapar
kendi sözlerinden iştahlanarak birbirlerine onaylattırırlardı. Bu yüzden kaç kez üstüne yürümüştü kocası.O zamanlar kocası kızmasın diye hep yumuşak davranmış, alttan almıştı
Demek ki böyle olmamalıymış diye düşündü kadın.Oturduğu köşedeki kırlenti düzeltirken.
Kocası az ilerde bahçede ağaçların dibine uzattığı hortumla ağaçları suluyordu. Oysa daha önceleri, evin işi, çocukların bakımı, bahçe işi, her şey ona bakardı. Bir keresinde oraya
buraya koşmaktan bayram günü ayağı basmaz olmuş bayramı güçlükle yürümeye çalışarak
atlatmıştı. Onun ektiği fasulyeleri nasıl gözüne baka baka çiğnemişti. İçinden elin ayağın
kırılsın dese de yüzüne birşey söyleyememişti.Onun azgın boğa gibi kudurgan bakışlarından
gözlerini kaçırmıştı.
Kocası dayak attığı zaman aynı onun gibi kendinin de ondan aşağı kalmayıp, kocasına
karşılık verdiğini söyleyen arkadaşı onu uyardı. Senin elin armut mu topluyor, sen de onu
dövsene.Önünde kuzu kuzu sopa mı yiyiyorsun. Bu kadının aklına dank etti. Yine de ailesi
hayattaydı o zaman. Ne ayrılabilir, ne de dayaklara o da karşılık verebilirdi.
Kocasının işleri yolunda gitmedi.O zamanki hükümet partili yandaşlara bol keseden kredi verdi. Bu krediden kocası da sözde ev yapıyorum diye kandırarak aldı. Bu paranın nereye gittiği, ne için harcandığı hiç belli olmadı. Ama o zamanlar çevresinde arkadaş çoğalmıştı.
Belli ki para arkadaş,ya da karı kız ortamında tüketilmişti.Borç ödemesiyse aileye düştü. İşte o zaman kadının bu işe el koyduğu zamandır. Güç ondaydı artık. Hemen kocasından
maaşını devraldı. Sen burda dur bakalım Mustafendi dedi. Yedin, içtin geçtin. Şimdi sıra
bende. Sana kalırsak belli ki kara güne kalacağız. Ver bakalım ne maaş alıyorsan. Evi ben idare edeceğim. Malum senin idare edişini gördük.Bu gidişle çoluk çocuk aç kalacağız. Bu
sayede parayla birlikte güç de kadının eline geçti.Adam artık kadının önünde pervane olup
Fadime hanım diye dört dönüyordu. Gerektiği zaman evi süpürüyor, ahır işlerine o bakıyor
bahçeyle ilgileniyor, hemen her işi yapıyordu. Kapının önünü süpürüp, eve mahalle
çeşmesinden su getiriyordu.Hele bir kadının dediğini yapmasın kadın ona yanında taşıdığı
sopayla vuruyordu. Adam hakettim ben bunu diyordu. Karşı çıkarsa karısını daha çok kızdıracağını biliyordu.
Kadın fazla hareket etmemekten gün güne kilo almış,oturduğu yerden yönetir olmuştu evi Bu zamanlar süresinde iki kızını evlendirmiş, son olarak bir oğlu kalmıştı. Allah’ın izniyle
onu da everirse dünyalar onun olurdu. Oğlan babasının durumuna çok üzülüyordu. Yapma
ana be.Babam da insan,bırak zavallıyı bir soluk alsın diyordu.Kadın derin ahlar çekiyor,aah
ah! Bilmezsin bu adamın bana neler yaptığını.Benim yaptıklarım onunkinin yanında az bile derdi.
Birgün kadın evin önünde yine sandalyesine kurulmuş otururken onun sandalyesine takıldı diye yol ortasında dövdü adamı. Yoldan geçen köylüler başlarını sallayıp, dünyanın sonu
geldi dediler adama acıyarak.
Bir kadın sokak ortasında yumruklanıp tekmelenirken kimse yardımına bile gelmedi. Kadını
kocası hem döver, hem severdi.
Adam öldüğünde kadın taziyeleri kabul ederken, üzgündü. Bir yardımcısını kaybetmişti..
04. 12. 2014 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
glenay
Dayağa karşıyım bunu bilin, dayak yemiş kadın olarak ama hiç karşımdaki
adama vurmayı düşünmedim, çünkü erkek kuvvetine karşı koyacak kadar
güçlü değildim. Karşı koyanın da ellerine sağlık:)
Öykü, bir ders niteliği kazandırılmış güzel bir anlatı şeklinde sunulmuş. Olayların gelişiminde okur açısından bir sürprizle karşılaşılmıyor. Verilmek istenen mesaj, eden bulmalı...Finalde adamcağızın bulduğu alaka, sev ilen birinin ölümü yerine bir hizmetlinin ölümü kadar olmuş. Bu çok acı bir şey bence, insan bu kadarını neden hakeder ki illaki...Kadın ölseydi önce, adam da kurtulduğu baskıya sevinirdi sanırım. Ha, bu arada ben de maaşımı hanımıma teslim et tim, istediğin gibi harca diyerek, ama valla billa mustafayla aynı nedenden değil..Ben evden çıkamadığım ve harcamalarla kafa yormamak için. Niye yalan söyleyeyim, maaşı teslim ettiğim 2009 yılından bu yana evimizin bereketi parayı benim yönettiğim döneme göre dört beş misli arttı....Şu bir gerçek: bu konularda kadınlar biz erkeklerden çok daha akıllı davranıyor...Yazarı bu güzel anlatı için tebrik ederim. Saygıyla
glenay
Erkek kardeşimin de eşi alıyor maaşını.Kardeşim biraz savruktu para
konusunda. Bir sorun yok. Öyküdeki durum başka.
Bu kadın gerçekten güçlü bir kadındı.
Çok teşekkür ederim,
selâm ve saygılarımla..
Şu kaynana ve eltiler yüzünden 17 ay içinde evliliğini bitirip
Atepten İzmire taşınmış bir arkadaşım var
Ona ablalık yapar eski eşini unutmasını empoze etmeye çalışırım
çünkü eski eşine hala aşık , Fakat eşi tam ir ana kuzusu
anneler tabiki de sevilr sayılır ama evlendikten sonraeş ve anne arasındaki dengeyi kurmak erkeğe düşer..
Bu öyküde öyle başlamış ama sonrası gerçekten ilginç..:)
Şiddetin her türlüsüne karşıyım.. Fakat Son günlerde şahit olduğum bazı durumlar yüzünden
bu öykü hoşuma gitti..
Tebrik ederim Nazikcim..
glenay
otururdu Çubuk'un ama karekterleri aynı.
Aslında kadınların kaderleri benzeşiyor.
Erkeği dövmek büyük bir cesaret ister.
Örneğin ben dayak yerken değil elimi kaldırmak,
ne olduğumu anlayamazdım:(
Çok teşekkürler Nilgün,
sevgimle..
çöldeki kelebek
evlatların kurban olsun böyle bir anaya..
sustum
çok sevgim saygımla
olur mu olur tabi ki
başta kadına zulmu reva gören yine öteki kadınlar
kaynana görümce acı olan kısmı bu
lakin kahramanda oldugu gibi bir den böyle radikal degişiklikler zor
belki ayrılıp gide bilir ama dün dayak yerken bugün dayak atamaz sırf maaşı ver demekle
olmaz diye bir şey yok ama zor
ne diyelim yüreğinize sağlık
şiddetin her türlüsüne karşıyız lakin toplum olarak şiddetle büyüyoruz kim kime gücü yeterse şiddet
uyguluyor kahramanımızda olduğu gibi
dün şiddete maruzken bugun kendisi uyguluyor
güç bende diyen sarılıyor sille tokada
glenay
Buradaki kadın kahraman gerçek.
Bizim evle onlarınki arsında bir yol vardı.
Kadının kocasını dövdüğü söylenirdi.
Adam zayıf bir ihtiyar, kadınsa şişman,
yapılı biriydi..
Çok teşekkürler,
selâmlar..
Himen geldi aklıma birden. Burada geçen kadın mutasyona uğramış Himen olmuş. Titrek iken atılgan olmuş. Karşısında iskeletor ya da hayvan adam hak getire.
Güzel öykülemeniz için teşekkürler efendim.
Saygılarımla...
glenay
Önce hanım hanımken,
öyle zorlayıcı etkenler oluyor ki, kadın nerdeyse delirebiliyor.
Çok teşekkürler güzel yoruma,
selâmlar..
''Kadın, kocasını hem döver, hem de severdi.''
Koca için de geçerli bu söz tabi ki.
Ve,
her ikisi için de yanlış.
İkisi de sevsiin yav birbirini.
Neden dövüyorlar ki?
Bu arada,
çoluk çocuğumu memleketten uzakta,
kendi bildiğimce yetiştirdiğime çok seviniyorum.
Karışan olmadı, görüşen olmadı.
Kendi yağımızla kavrulduk ailece.
Realitenin farkındaydık.
Aile, daha çok dışarıdan karıştırılıyor.
glenay
bağlı olmalı.
İşte böyleyken bile aileler işin içine dalıveriyor ve düzen bozuluyor.
Siz çok şanslıymışsınız. Her aile de böyle olur diye bir sav yok tabii.
Çok teşekkürler..
glenay
Ne yazık ki, maalesef iki taraf kaynanalar da ortalığı karıştırıyorlar, daha
evliliğin ilk günlerinden başlayarak..
Çok teşekkür ederim,
sevgilerimle..
Helal olsun kadına dedim. Sen ye ye sopayı,,, şimdi güç kendisinde. Eden bulur demişler. Nerde böyle delikanlı avrat :) şimdi silahlar konuşuyor. Tüfek icat oldu mertlik bozuldu..
Nefis ve düşündürücü bir yaşanmışlık okudum kaleminden.
Eline sağlık..
glenay
İki kadın da artık erkek gibi olmuşlar, güç bende diyordu.
İkisi de rahmetli oldu. Güçlü kadınlardı..
Çok teşekkürler Murat,
selâmlar..