Ah Nada
Nasıl sevgisiz bir dünyada yaşıyoruz. Sevgisiz insanların çokluğu bunu düşündürüyor belkide.
Nada’yla küçük kız kardeşimin evinde karşılaştım ilkin. İnce küçük yüzü, ışıl ışıl
gülümseyen güzel gözleri resim gibi burnu ve gülümsemek için yaratılmış biçimli ağzıyla o
dilinin ucundan konuşur gibi buğulu sesiyle "İyiyim Allah’a şükür" derdi, nasılsınız deyince.
Suriye’liydi. Türkçeyi daha yeni öğreniyordu. Fazla konuşmaz, gülümseyerek ara sıra kısa cümlelerle söze katılırdı.
Onu karşıdan, aile yaşantısında mutlu huzurlu sanırdık. Yakınmazdı hiç. Eşi doktordu.Nada
Suriye’de yüksek öğretim gördüğü halde oturup evde çocuklarına bakıyordu. Bu eşinin
isteğiyle oluyormuş, sonra öğrendik.
Onunla parkta yaptığım yürüyüşlerde karşılaştım daha sonraları. Bebek arabasıyla bebeğini
gezdirirdi yürüyüş yaparken. Dudağında hep o güzel, munis gülümsemesiyle "Nasılsın abla"
diye sorardı. Sen nasılsın Nada? Hem çocuk hava alıyor, hem de sen yürüyüş yapıyorsun
derdim."Evet, çok iyi oluyor böyle" derdi ve gülümseyerek elini hafifçe kaldırır sallardı.
Geçen yıl hanımlar lokalinde birkaç arkadaşıyla yine gülümseyerek yanıma geldi. Nasılsın
diye hal hatır sorduktan sonra oturduğumuz masaya çantasından takılar çıkarıp koydu. Masa çevresinde oturan arkadaşlara alır mısınız? Bakın çok güzel, isterseniz daha arabada da var. Gelin bir bakın. Beğenip alırsınız.
Kızlar:
"Çaylarımızı içelim, eve dönerken bir bakarız."
"Gelin beraber oturalım isterseniz. birlikte çıkarız." dedi bir arkadaş.
Nada:
"Yok öyle olmaz. Yanımda arkadaşlar var.Biz yan masada oturuyoruz. Daha sonra beraber çıkarız."
Daha sonra birlikte çıkıp Nada’nın arabasını bıraktığı yere yürüdük.
Bayağı çok malzemesi vardı. Kızlar ellerine alıp baktılar birer birer. Şu bana yakışır, bu sana diyerek. Ben de bir kolye beğendim kızıma. Herkes bir şeyler aldı.
Eve gelince bunu kardeşime söyledim. Kardeşime de selâm göndermişti. Artık kardeşim
aynı apartmanda oturmuyordu. Nada incik bocuk bir şeyler satıyor dedim. Kardeşim de
n’apsın kocası eve doğru dürüst bakmıyormuş. Başka bir kadınla ilişkisi varmış. Zaten
Nada’ya da hiç huzur vermiyormuş. O zavallı da elin yabancı ülkesinde kimseye bir şey
söyleyememiş,yıllardır çekip duruyormuş dedi.
Çok üzüldüm. Onu normal bir aile gibi ufak tefek sorunları olsa da yaşayıp giden biri sanıyordum.
Nada boşanmak istiyor eşi hem boşanmıyor hemde çocuklarla evle hiç ilgilenmiyormuş.
Onlara ölmeyecek kadar bir para veriyor, dışarda keyfine bakıyormuş, nasıl bir vicdansa.
Nada dün yine hanımlar lokalinde gelip usulca omzuma dokundu. "Nasılsın abla dedi gülümseyerek.İyiyim, sen nasılsın Nada?dedim.İyiyim Allah’a şükür diye güldü. Arkadaşlara dönerek: Bir şeyler almak ister misiniz? diye sordu ve çantasından bir kaç yüzük çıkardı.
Kızlar parmaklarına taktılar gönüllü gönülsüz, bıraktılar. Bende baktım.Benim parmağıma
uyan bir yüzüğü aldım. Bir yüzük parası onun sıkıntısını gidermeyecekti ama, gönlü olsun istedim. Sıkıntısını çok iyi biliyordum. Oğlu üniversitede okuyordu. Kızı da sanıyorum lise
öğrencisiydi.
Nada halk eğitimde arapça dersleri vermek için başvurmuş,kabul edilmişti. Kardeşlerimde
kursa yazılmıştı. Kocası onun zor durumda kalması için onu da ne yapıp edip engellemiş.
Bilmeden bu yarasına dokundum:
"Sen arapça dersi vermiyor muydun Nada?" dedim.
"Fatma sana söylemedi mi abla? Sen durumu biliyorsun."
Bir şey söylemedim. Son durumdan haberim yoktu. Ben burada değilken olmuş her şey.
Nada kocasından boşanmış ama adam bir şey vermemiş. Arabayı da almış. Üç beş kuruş
nafakayla işi bağlamış. Bunu anneme gittiğimde kardeşim söyledi. Çok üzüldüm.
Yüzüğü alacağımdan değil, Nada’nın gönlü olsun diye aldım demiştim kardeşime. Bu sorun bir kaç yüzük, ıvır zıvır satmayla olacak gibi değildi. Allah iman ve insan sevgisi versin böylesi İnsanlara. Acı çektirmek zevk veriyor böylelerine.
Ah Nada! Allah sana ve senin durumundaki bütün kadınlara yardım etsin..
25. 11. 2014 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
glenay
bir de Nazik vardı aralarında:)
Teşekkürler arkadaşım,
sevgiyle..
Allah, yardımcısı olsun.
Ne Nada'lar var savaşın perişan ettiği.
Yerinden, yurdundan ayrılmak zorunda kalan,
yabancı memleketlere perişan olan.
Anlamlı bir yazı olmuş.
glenay
bir de savaş madurları var.
Tam anlamıyla perişanlar.
Çocuklar acınacak durumda.
Anne baba çaresiz..
Çok teşekkürler,
selâmlar..
Merhaba,
İronik,çok ironik! Kadınımıza ayakları üstünde duracak olanakları
sağlamak zorundayız. Bu iş fıtratla olmaz!
Teşekkür ederim saygılar.
glenay
Böylesi yaşamlar insani bir eğitim gerektiriyor.
Ülke politikaları da elbette etken.
Buradaki kadın, bir de yabancı olmanın ezikliğini yaşıyor..
Ben teşekkür ederim,
selâm ve saygılarımla..
glenay
Çok teşekkürler Ayşe hanım,
sevgilerimle..