- 884 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
DOĞAMIZI ELLERİMİZLE BOĞUYORUZ
DOĞAMIZI ELLERİMİZLE BOĞUYORUZ
Ben diyorum ki önce üretiyoruz pet şişeleri, plastikleri, naylonları ve plastik yiyecekleri sonra sanki doğaya garezimiz varmışçasına doğaya atıyoruz.
Ne denizleri koyduk ne yol kenarlarını nede dağları, dağların eteklerini, çayırları çimenleri erittik. Doğal kalmayınca plastikten çimler yaptık. Plastikten ağaçlar, meyveler yaptık. Hayvanlar, biblolar yaptık. Bırak hepsini plastikten, camdan kendi yaptıklarımıza sanki gerçek diye inanmaya başladık. Petrolleri boşalttık denizlerimize balıkları, bütün canlıları öldürdük. Birde balık var mı? Denizlerde diye ışıklar yakıp aramaya başladık.
Yeryüzünü nasıl kirlettik? Atık deposu yaptıksa denizlerin altlarını ve uzayı bile çöplük, çöp deposu yatık. Bırakın buraları midelerimizi, vücutlarımızı bile atık deposu yaptık.
Trafik ışıklarlarında beklerken, bakıyorsun etrafına insanlıktan utanılacak şekilde pet şişeleri, bebek bezleri, ayakkabı parçaları, araba teker parçaları, poşetler, alüminyum parçaları daha ne aklınıza gelirse oralarda. Ya biz, bizler bu kadar aciz miyiz? Bir poşet koyup arabalarımıza çöplerimizi, atıklarımızı poşetlere katıp çöplere atamaz mıyız?
Otlar çıkıp yeşerecekler belki ama kafalarını topraktan çıkarsalar sanki öcüler yiyecek gibi geri toprağa saklanıyorlar belli ki.
Geçenlerde bir gün çok sıkılmıştım ki; kordon başında bir banka oturma ihtiyacı duydum. Şöyle bir denize bakayım birazcık kafa dağıtayım, hayalden de olsa büyük bir gemiye binip buralardan çekip gideyim demiştim.
Oturmaz olaydım oraya; yer dopdolu çekirdek kabukları, mısır kesleri, çikolata kabukları filan ne ararsan orada tabii ki temizlikten başka!!!
Bankın her tarafı bıçakla kazınıp kalpler çizilmiş, isimler yazılmış, aşk ilanları yapılmış filan derken güya kafa dağıtacak huzur bulacaktım. Tamamen sinirlerim gerildi. Feryat figan tam dibe vurdu asabiyetim.
Reklam dağıtma bahanesiyle el ilanları kapılarımızda paketler halinde asılı, merdivenlerimiz de yerlerde atılı, özel alanlarımız bile kağıt depoları halinde kimsenin kimseye saygısı kalmamış, kimse kimseyi anlamıyor artık, kimsenin kimseye sabrı yok. Yani kısacası kirlendik, kirlettik, öldürülüyoruz öldürüyoruz, doğayı katlediyoruz sularımızı gereksizce kullanarak bitiriyoruz, geleceğimizi katlediyoruz.
Gülmüyoruz, gülemiyoruz, gülmeyi hak etmiyoruz.
Doğayı, insanlığı, insanları, hayvanları, balıkları ve uzayı bile ellerimizle boğuyoruz öldürüyoruz.
BAŞIMIZ SAĞ OLSUN.
Bu olay, bu katliam bu kadar kısa yazılacak, bu kadar kısa şekilde anlatılacak bir olay değil ama yine sinirlerim ayaklandı onun için kısa kesmek zorunda kaldım.
Doğacak olan bütün çocuklarımız ve bu kirli dünyada yaşamak zorunda kalan, kalacak olan bütün varlıklar ( canlılar) bize haklarınızı helal edin. Bu mümkün değil amma!!!
YORUMLAR
X
kır papatyası tarafından 11/14/2014 3:24:19 PM zamanında düzenlenmiştir.
xx
kır papatyası tarafından 11/14/2014 10:06:34 AM zamanında düzenlenmiştir.
yazmaya yeni başlayan biri için oldukça başarılı bir çalışma olmuş bu canım...
hem ele aldığın konu hem anlatımın;
özellikle deniz kıyısına gidişini anlattığın bölüm, hani çok yakın bir arkadaşınla hasbihal eder gibi, samimi ve gayet rahat ifadeler kullanman çok hoş olmuş... ilerleyen zamanlarda senden çok daha güzel yazılar okuyacağımızdan eminim...
aramıza hoş geldin diyor sevgiyle kucaklıyorum seni...
kır papatyası
Sayfamı onura ettin canım ilham geldik sıra yazmaya çalışacağım Allah'ın izniyle yorumun için çok ama çok teşekkür ederim sevgilerimle..