İHTİLAÇLAR
HABİR SIFATINDAN TECELLİ İHTİLAÇLAR
‘’Sultana kul iken, oldu sıfata sultan
marifetullahtan bilindi, kemal-i irfan
Zat’a tevhidin sırları, hikmetten ayan
tecelliyat, kudretullahtan zuhur eyledi.’’
KULAK ÇINLAMSI
Günü cuma; ZÜHRE saati:
Zührede sağ kulak çınlarsa biraz kussa (kusur) vardır.
Sadaka vermek, o tecelliyi defeder.
Zührede SOL kulak çınlarsa, sağdan bir devir etmek, ibadetle meşkul olmak gerekir.
Günü pazar; ŞEMS saati:
Şems saatinde her iki kulakta da çınlama, dostluk işaretidir. Sağ kulak çınlarsa, ya mümin bir insan ya da kadın bir dostla buluşma olur. Solda ya inancı olmayan veya zayıf inançlı biridir. Veya inaçlı bir erkektir. Müdafaa etmek gerekmez. Dostluk vardır.
Günü salı; MERİH saati:
Merihte sol kulak çınlarsa, ölüme kadar yolu vardır. Sağ devri yapmak, besmele ile beraber ’ HAYYÜN, MUHYÜN ’ isimlerini okumak gerekir. Veya besmele ile birlikte ’ ya Hayyul baki, bi hayatil bekai ve bi dul el ömrü fil hayati ’ okuyarak devri tamamlarsın.
Devirden çıktıktan sonra sağ eli kalp üstüne koyarak, aynı duayı yani(Bismillahirrahmânirrahiym, ya Hayyul baki bi hayatil bekai ve bi dul el ömrü fil hayati )şeklinde yeterince (en az dokuz kere) okursun. Sonra elini sağa doğru çekerek sağ göğse gelir, üç kez daha, aynı duayı okuyup salâvat getirerek bitirirsin.
Sağ devrinin nasıl yapılacağına gelince:
SAĞ DEVRİ
Öncelikle her duada niyet etmek gerekir. Niyetsiz ibadet olmaz. Apdestsiz ibadet olmadığı gibi niyetsiz ibadet de olmaz. Niyetsiz ibadet hedefsiz ok gibidir.
Bütün dualarında:
‘’ya Rabbim; okuyacağım esmaların ve yapacağım efallerin sırrı mucibince(hikmeti gereğince) zatımı ve sıfatımı korumanı niyet ve talep ederim.
Dostuma dost düşmanıma düşman, zaman içinde an mucip sıfatınla tecelli buyur’’.
Dersin.
Sonra;’’ İstimdat ya Resulullah
İstimdat ya Habibullah, İstimdat ehli beyti güzin,
İstimdat ashabı-ı kiram vel istimdat cümle ruhaniyat’ ………….diyerek yardım dilersin.
Ve üç<veya >dokuz kere salâvat-ı şerife getirirsin.
’’Allahümme salli ala seyyidina muhammedin ve ala âlihi ve sahbihi ecmain ’’
Ellerini namazdaki gibi bağlar, euzü besmele ile başlayarak bir Fatiha okursun. Ardından besmele çeker (gerektiğinde ihtiyaca göre, en çok iki esma daha ekler) kırk beş derece soluna, ayakları kaldırmadan, sürükleyerek dönersin. Yönün doğuya olur.
Yeniden okur, bir çeyrek dönüşle yönün kuzeye gelir.
Yeniden okur, bir çeyrek daire dönersin, yönün batıya olmuş olur.
Yeniden okuyarak kıbleye yönelirsin ve devir tamam olur. Kendini ve sıfatını okuduğun esmaların anlamıyla daireye (korumaya) aldın demektir.
Üç veya dokuz salâvat ile devir tamamlanır.
Bir kere de;
‘La ilahe illallahü, vahte hu la şerike leh lehülmülkü velehül hamdü ve hü ve ala külli şey’in kadir.’’ Okursun.
İşin tamam olur.
Önce sol adımını atarak devirden çıkarsın.
Sol ayakta kendi zatın vardır. O nedenle solla çıkarsın ki kendini daireden çıkarmış olursun. Buna çok dikkat etmelisin. Aksi halde o dairede hapsolmuş olursun ki bu hikmette yasaktır; zarar görürsün. İptilaya uğrarsın.
SAĞ devir bu demektir.
Normal olarak günde bir defa bu devri zühre saatinde yaparsan CELAL sıfatını kontrol altına alırsın. Herhangi bir ihtilaç almamışsan besmele ile yaparsın. Eğer bir ihtilaç varsa o ihtilacın gerektirdiği esmalardan ikisini besmeleye eklersin.
Not; Vücutta oluşan seyrimelerin neyi işaret ettiği ve olumsuzlarından nasıl bir dua ile sığınılacağı yitik bilgiler adıyla kayıtlıdır. Oradan izlenebilir. Ayetel kürsi ile yapılan sağ devri kişiyi her türlü maddi ve manevi tehlikelerden korur...
Esrar-ı Hikmet kitabından tercümedir.***********************************
Nur-u tevhitten murat, ilm-i ledün dediler
İşlenen efal sırrına, Hikmetullah dediler
Efal-esma bilgisine, marifetullah dediler
Yapılan tecelli edince, adı hakikat oldu.
Tevhit-i nur-u Muhammed’den, şeriat oldu
Musa zuhalde, İsa utaritte, Davut merihte,
Oldular tevhit; Muhammet zührede oldu
Bu yüzden, cümle tevhitleri Zühre bozdu
Görülen nurların vahyinden kur’an oldu
Muhammedin vücudu levhi mahfuz oldu
Sıfatullah’ta nur-u tevhit onu hıfz etti
Bu ilimden tecelli, makbul şeriat oldu
Ey aziz, sakın hayrette istifrak olma
Hakikat budur, gayrinde Allah arama
Hikmetullah böyle, başka gerçek arama
İlahi ihsandır, halka eyle yardımı
Muhammet bu sırdan, kâmilen haberliydi
Söylemesi gerekirdi, yazık, gizledi
Yalnız Ebubekir’e biraz söylemiş idi
İlk halef devri, o yüzden, kuvvetle geçti
Bil, İlm-i ledünde mukadder, ezel yoktur
Tevhit olan zatın efali, mukadder oldu
Celalden zuhura, zahirde derler ezel
Zat efali karşılar, olur layezel
Cemal efaliyse takdirdir, olmaz ezel
Zatın efal cemali, efalullah oldu.
Cemal efali, hep cemal gösterir sana
Kader deme, ilmi ledün verildi sana
Efal sendedir, bil, hikmet bildirdi sana
Tevhit oldun, işine karışan olmadı.
Sana lazım olan, ilmi ledünü bilmektir.
Marifetullahta, işi güzel bilmektir.
Kudretullahta, efal cemal işlemektir.
Yetki sende,kimse karışamaz sana
Cemal tecellisi, şerefle eder zuhur.
Resule vekilsin, makamı zührede dur
Zühre makamı Mahmut, aktap onda duracak
Küffarın başına, hep darbeler vuracak
İmam-ı zamandır, zühreden ayrılmayacak
Zühreden kamere vusulü için, şereflerin
Bütün işler böyle, aktardan eder zuhur,
Aktap işin işler, zahire eder zuhur,
O tecelli insanların zihnine doğar,
İnsanlar severek o işi yapmaya koşar.
İnsanın fikrine gelen Cibril sıfatı
Kalpte muhabbet ilhamdır haktan tecelli
Kahriye, sıfat-ı efal, celalindendir
İnsanları helak etmeye sevk edendir
O tecelli insanı hem tazyik edendir
Semadan gelir, âlemi ihata eyler
Bu tecelli, efal zattan tecelli eder
Aktap efal işler, esma okur, iş gider
Semaya, ne okuduğuna dikkat etmeli
İşinde sebat et, tevhit oldun, sen zatsın
Hakikat, ilmi ledünde, efalullah’sın
İmamı zaman hakkla tevhitte bir oldu
Bu bir şan-ı ilahi, hakikat böyle oldu
Zühre makamı Mahmut, zat onda duracak
Küffarın başına daim darbe vuracak
İmam Zühreden katiyen ayrılmayacak
Ki, zühreden daim kamer alsın şerefi
Zühre şeref verir hikmetten kamer alır
Mü’minler o zaman saadetle hayat bulur
Nur-u hidayette, yolu kemale varır
Marifet budur, hakkın makbul şeriatı
Sırrı marifetullah, hikmette iş budur
Kamer sıfat, efali zat, efalullahtır
Zühre sıfatındır, sen zatsın, hikmet budur
Tüm evkat sıfatın, zat işler efalini
İlmi ledün budur, aktap zührede durur
İşler efalini, ona batın denilir
Batında, sıfatı kamer müminlerindir
Zahirde, reisi cumhur, müşteridedir
Zührede okudun, o, sana bir sıfat olur
Efal cemalde ise zat, zühre evkat olur
Buna son derecede dikkat lazımdır
Sebat et, tevhit oldun, başka allah yoktur
İlmi ledün hikmetullahtan, hakkı buldu
İmam ezzaman, Allah ile tevhit oldu
Nur-u ilahiden, her kemalat böyle zuhur eder
Sırrı marifet efalinden, kemal tecelli eder
Bu bir şan-ı ilahidir, kudret böyle zuhur eder
Nur-u tevhit, kudretullah’ın, Hikmetullah kemalı
Nur-u sıfatı ilahide zat, tevhit olmuştur
O nurda, celal /cemal sıfatları bir olmuştur
O nur-u ilahide, zat sıfatla bir olmuştur
Artık bütün Sıfatullah, zatın sıfatı oldu.
Ehli irfan bu ilme, hep ilmi ledün dediler.
Zat efal işlerse, buna Hikmetullah dediler
Esma /efal ilmine, marifetullah dediler
Tecelli zahir olunca, adı hakikat oldu.
Tevhit nuru Muhammet, zahire şeriat oldu
İnsan hidayeti, hayatı, bu tevhitle buldu
Efal rasulullah’tan tecelli, şeriat oldu
Nur-u hidayet sancağı, böyle zuhur eyledi.
Musa kelimin tevhidi, sıfatı Zuhal oldu
Davut nebinin tevhidi, evkatı Merih oldu
İsa Mesih tevhidi, makamı Utarit oldu
Her üçünde de tevhit, ne yazık celalde oldu
Muhammedin tevhidi, zührede, cemalde oldu
Onun içindir, her üç tevhit birden bozuldu
Nur-u Muhammet dini, umuma şeriat oldu
Diğer şeriatlar, toptan batıl, hem fesih oldu
Görülen nurların işaretinden, kuran oldu
Vücudu hazreti Muhammet, levhi mahfuz oldu
Tevhit nuru Sıfatullah, ol vücudu hıfz etti
İnsanlığa bu ilimden, kuran şeriat oldu
Zat efalinden zuhura gelir, bunca hikmet bil
Celal-cemal sıfatlarındaki ilmi hikmet bil
Sırrı marifetullahtan, hoş hünerler etmek bil
Kemalat gösterip, müminleri mesrur etmeli
Sen ey azizim, hayret içinde istifrak olma
Hakikat bundan ibaret, gayri allah arama
Hikmetullah budur, başka allah arama
İlahidir, tevhit, müminlere eyle yardımı
İnsanlar, zatın efal külliyesine bağlıdır
Hizmetin, bütün âlemleri ihata eyledi
Cemalden ise, müminlere hep saadet olur
Celalden ise, küffar o işten faydalar bulur
Celal, hayret demektir, enbiya, evliya aynı
Çoğu, efali bilmeyip, hayret içre, çok durdu
O sebepten, aktı çok enbiya, evliya kanı
Kimin derisin yüzdü, kimin kellesin vurdu
Ben esma-i ilahiyi, beş senede öğrendim
Bir beş senede, evkat-ı ilahide uğraştım
Tevhitte, nur-u sıfatullahla hakken buluştum
Geri dönüp, beş senede bildim sıfatullahı
Meğer ben zat olmuşum, bu hikmetten hiç bilgim yok
Beş sene daha uğraştım, zat ilmini bildim çok
Yirmi senede ancak, efal ilmine girdim çok
Efal sırrında, sayısız tecrübeler edindim
Balkan harbinde, seferberlikte, gör neler ettim
Milli mücadele ve sonrasında ikmal ettim
Kırk senede ancak, bu ilmi, bi hakkın keşfettim
İmamı zaman oldum, cihana kitabım yazıldı
Gece gündüz çalıştım, öğrendim ilmi ledünü
Ama nasıl çalışma hiç durmadım dünü günü
Efal tecrübemde eyledim, üç büyük düğünü
Son, kuvvayı milliye de yenebildim celalı
Artık celale vermem, bundan böyle asla meydan
Zira bilindi, efal sırrı marifetullahtan
Bundan böyle, küffara kudretten ederim ziyan
Canları göndereyim cehenneme, gör figanı
Hikmetullah ta olmuş, çok evliyada bu hata
Hazreti allahım, nur cemalden, eğledi ağta
Efali cemalinden ayrılma, hiç olmaz hata
Nur-u tevhidin, lütfü erişti şükür, kemali
Tevhit olan evliya, enbiya, mesul değildir
Sırrı marifetullahta, bu, kemali hikmettir
Sıfattaki evliya, enbiyalar, sorumludur
Tevhitte derece büyük, zat sıfatla bir oldu
Mesul değildir, mertebe-i zatiyette, enbiya
Tevhit derecesi vardır ki olmuş enbiya
Aynıdır, tevhitte, enbiya ve yahut evliya
Mesul değildir, derecesi, zat makamındadır
‘’la yezel ama yefal ‘’dir, zatların tüm işleri
İlmi ledünle, hikmetten işlerler, hep işleri
Sailin, suale hiç yetmez ki, yoktur, güçleri
Zattır onlar, Hazreti Allah’la, tevhit olmuşlar.
Zira aktaplar, tevhitte, haktan yetki almışlar
Ondan evvelkiler, efalden, tam sakıt olmuşlar,
Zamanında, efalde hem, tek yetkili olmuşlar
İnsafı var ise, Muhammed’e eder riayet
Eğer insaf etmez ise nefsine hizmet eder
Ondan önceki şeriatı bozar, tarumar eder
Kendi efali hikmetullahtan tecelli eder
İstediğini yapar, celalde olur, devri zamanı