SEVGİLERİ YARINLARA BIRAKTINIZ..!
Sevgileri yarınlara bıraktınız..
Çekingen, tutuk, saygılı..
Bütün yakınlarınız, sizi yanlış tanıdı..
Bitmeyen işler yüzünden..
Ki,
Siz böyle olsun istemezdiniz..
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi..
Kalbinizi dolduran duygular,
Kalbinizde kaldı..
Siz geniş zamanlar umuyordunuz..
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek..
Yılların telaşlarda,
Bu kadar çabuk geçeceği..
Aklınıza gelmezdi..
Gizli bahçenizde açan,
Çiçekler vardı, gecelerde..
Ve yalnız,
Vermeye az buldunuz..
Yahut vakit olmadı..
BEHÇET Necatigil
" Enayiyim ben, sarhoşlardan, budalalardan daha enayi..
Herşeyin, herkesin göründüğü gibi olduğuna inandığım ve öyle Sevdiğim için enayi "
_ Hakan ! Gene nereye daldın? Bıktım senin suskunluğundan, bari milletin içinde yapma !
Evde yeterince silik yaşıyorsun, insanlara ayıp olacak.. İki laf etsene be adam..
Kulağına eğilmiş dişlerini sıkarak fısıltıya konuşan karısının yüzüne baktı boş boş..
Sonra başını kaldırdı, etrafta dolaştırdığı gözlerini, aynı sakinlikle Karısını duymamış gibi..
Bir yemek sofrası kalabalığı içindeydiler.. Ve bir tülün ardından seyrediyordu hepsini, gerçekler bu tülün ardından daha net görülüyordu sanki..
Sigara dumanının puslu baskısı sarmıştı etrafı, savruluyordu sanki, mırıltılı konuşmaların, gülüşlerin, çatal bıçak seslerinin arasında..
Yabancıydı buraya, bu ortama, bu insanlara ve en çokta yanındaki kadına...
Sözcüklerin arasında boşluk bırakmadan konuşuyordu her biri, çünkü birden bire bir sessizlik olursa, hepsi birden düşeceklerdi o boşluktan aşağı sanki..
Durmadan konuşarak, durmadan gürültü çıkararak birbirlerini o büyük boşluğun üzerinde tutmaya çalışıyorlardı belkide..
" Ve ben kendi boşluğumdan yapılmış maskemle aralarında oturuyorum " diye geçirdi aklından..
Sanki uzun yıllar önce kaybetmişti kendisini, ailesine boynunu bükerek " Evet " dediğinde silikliğin içine çekilmişti.. Amcasının kızına bağlamışlardı hayatını, mal, mülk uğruna..
Oysa o..!
Gülen bir yüz belirdi hafızasında, buğulu bir ses erişti kulaklarına..
_ Canımsın sen, benim canım..
_ Sende benim canımsın Selma, inan bana..
Sonra yanağına değen dudakları anımsadı.. Derin bir iç geçirdi, keşkelerle dolu..
" Ne basit hayallerim vardı.. Bir zamanlar askerden geldiğimde Selma ile adım atacaktım geleceğime.. Ve çocuklarımız olacak paylaşacaktık hayatı"
Sonra dönüp sağındaki kadına çevirdi yüzünü, karşısındaki kadına dudaklarını büzerek birşeyler anlatma telaşını izledi..
Yabancılık sardı bedenini, kendisiyle ilgili bütün doğrularını çoktan kaybetmişti..
Bir başka akışa bırakmıştı kendini, sevmeyi bırakalıda çok zaman olmuştu.. Yada denemeyi bırakalı, sürekli bencil, sürekli kendil olan birinin ilgisini nasıl çekebilirsiniz ki...
Artık eksilmeye başlamıştı.. Umutları, beklentileri, düşleri hep ertelemekten eksilip küçücük kalmıştı içinde...
İncitilmenin, küçümsenmenin, olmayan saygının ve hatta başaramadığı sevmenin kabuklarını biriktirdiği yüreğinde yığılma vardı..
Daha Issız, daha anlamsızdı artık herşey.. Neden bu rol seçilmişti, o da neden oynuyordu hiçbir fikri yoktu..
" Evet, enayiyim ben, olmayan bir şeyi yaşamaya çalıştığım için, ne tuhaf hep böyle anlarda, Selma dolaşıp geliyor aklıma, hayatım boyunca sevdiğim tek kadın..! Yüzü, gülüşü, sesi, kokusu...
Ooff ! Nerden gelip değdi yine gönlüme... "
Önünde duran kadehi dikti kafasına...
Konuşmak, Konuşmak, Konuşmak ...
Öyle çok hasretti ki konuşmaya, onca dilsizlik biriktirmişken hemde içinde, öyle susamışlık vardı ki boğaz’ında...
Elindeki bardağa baktı.. Evirip çevirdi avuçlarında..
Sonra bardağa bakarak...
" Hadi enayisinde bana, sarhoşlardan, budalalardan bile daha enayi.. Dünyayı, insanları, hayatları göründüğü gibi sandığım için, herşeyin göründüğü gibi olduğuna inandığım için..
Söyle..!
Budalalardan daha enayisin de sevebileceğini sandığın, mecburiyetlerine boyun eğdiğin için de,
Söyle..!
Sevgilerini yarınlara bıraktığın için.. ENAYİSİN de...
8/11/2014