- 3408 Okunma
- 4 Yorum
- 1 Beğeni
MİLLİ BAYRAMLARIMIZIN İLGİNÇ HİKAYELERİ , ÜVEY EVLAT MUAMELESİ GÖREN 19 MAYIS VE CUMHURİYET BAYRAMI KUTLAMA MESAJI
Bir günün Milli bayram olarak kutlanması ancak yasalarla mümkündür. Yani ‘’ Şu gün milli bayram ilan edilmiştir ve Milli Bayram olarak kutlanacaktır’’ Diyebilmek için yasa çıkarmak gerekir. Peki bu gün itibariyle kutladığımız Milli Bayramlarımız için yasa çıkarılmış mıdır TBMM den? Elbette çıkarılmıştır. Hatta şu an itibariyle kutlamadığımız Milli bayramlar için bile.
Şimdi gelin TBMM nden hangi tarihlerde hangi Milli Bayramlar için ve hangi gerekçelerle yasalar çıktığına sırasıyla bakalım.
1- Millî Mücadele döneminin ilk bayramı, “23 Nisan Bayramı”dır. TBMM’nin açılışının birinci yıldönümünde, 23 Nisan 1921’de kabul edilmiştir. 112 sayılı iki maddelik kanunun birinci maddesinde 23 Nisan millî bayramlardan sayılıyor, ikinci maddesinde yayımı tarihinden yürürlüğe gireceği ve yürütülmesinden TBMM’nin sorumlu olduğu belirtiliyordu. 23 Nisan, bayram olarak kabul edilince, o gün Meclis’te başka oturum yapılmamış ve pazartesi toplanılmak üzere çalışmalara ara verilmiştir. 23 Nisan, bundan sonra her yıl 23 Nisan Bayramı, müteakip senelerde 23 Nisan Çocuk Bayramı ve 1935’ten itibaren de Ulusal Egemenlik Bayramı olarak kutlanmıştır. Yani 23 Nisanlar 23 Nisan 1921 den itibaren ( 1921 dahil ) önce sadece 23 Nisan bayramı, daha sonra 23 Nisan Çocuk bayramı ve nihayet 23 Nisan 1935 Yılından itibaren Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı olarak kutlanmıştır.
2- Milli Mücadele döneminin ikinci Bayramı ‘’Hakimiyet Bayramı’’dır. Saltanatın kaldırıldığı 1 Kasım 1922 nin ertesi günü aynı zamanda Mevlid kandiliydi.Meclise verilen bir önergeyle Saltanatın kaldırılışının Mevlid kandiliyle birlikte Hakimiyet bayramı olarak kutlanması yolundaki önerge prensip olarak kabul edildi. Bu prensip kararı ertesi sene 24 Ekim 1923te yani Cumhuriyetin ilanından beş gün önce Mecliste oylandı ve 1 Kasım tarihlerinin ‘’Hakimiyet Bayramı’’ olarak kutlanması kararlaştırıldı.( 362 Sayılı Yasa )
Bu bayram 1935 yılında kaldırılmıştır.
3- Üçüncü Milli Bayramımız Bu gün 91. Yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet Bayramıdır ama hemen belirtelim ki bizler Cumhuriyetin 91. Yıldönümünü kutluyoruz. Cumhuriyet bayramının değil…Nasıl mı? “
29 Ekim 1923’te TBMM, Teşkilât-ı Esasiye Kanunu’nda yaptığı değişiklikle, hükümet şeklini cumhuriyete dönüştürdü. Aynı gece, 101 pare top atılmak suretiyle Cumhuriyet’in kutlanması Meclis’çe kararlaştırıldı. Ertesi sene Cumhuriyet’in ilânı günü, şenliklerle kutlandı. Fakat bunun bir kanunla tesbiti daha sonra gerçekleştirilmiştir. Konu ile ilgili olarak, Hariciye Vekâleti’nce düzenlenen ve hükümet tarafından TBMM’ne sevkedilen 2 Şubat 1925 tarihli kanun teklifinde, 29 Ekim’in millî bayram sayılması isteniyor ve gerekçesi şu şekilde açıklanıyordu: “medenî ülkelerden her biri kendisi için millî bayram olmak üzere tek bir gün kabul etmiştir. Her millet bu şekilde belirlediği günü, resmî özel gün sayarak yalnız o günü gerek ülke içinde, gerek dış temsilciliklerinde millî törenle icra eder’’
Hükümetin teklifi, Meclis Anayasa Komisyonu’nda görüşülerek 18 Nisan 1925’te karara bağlandı ve 19 Nisan’da TBMM’nde kabul edildi. (628 sayılı üç maddelik kanunun) Yani Cumhuriyet Bayramı 29 Ekim 1925ten itibaren Bayram olarak kutlanmaktadır. Dolayısıyla bu sene Cumhuriyet Bayramının 89. Yıldönümüdür.
4- Dördüncü bayramımız, 30 Ağustos “Zafer Bayramı”dır. Millî Mücadelemizin dönüm noktası olan ve düşmana nihai darbenin vurulduğu 30 Ağustos günü, 1924’te Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın katıldığı bir törenle ilk kez Afyon’da kutlanmıştı. Bugünün bayram sayılması hakkındaki kanun tasarısı Müdafaa-ı Milliye Vekâleti tarafından hazırlanarak 7 Ocak 1926’ da Bakanlar Kurulu’na getirilmiş, 27 Ocak’ta Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek TBMM’ne şevkine karar verilmiştir. TBMM, 1 Nisan 1926’da yasa tasarısını kabul etti. (795 Sayılı Zafer Bayramı) Yani 30 Ağustos Zafer Bayramı da 30 Ağustos 1926dan beri kutlanmaktadır.
5- Milli Bayramlar içinde üvey evlat muamelesi görmüş olan ise 19 Mayıs olmuştur. Evet 19 Mayıs diğer bayramlardan farklı olarak çok daha geç bir tarihte Milli bayram olarak kabul edilmiştir.
19 Mayıs Tarihi aslında önemli bir Tarihti. Atatürk’ün Samsun’a çıktığı ve Milli Mücadeleyi başlattığı tarih yani. Ama gelin görün ki adeta unutulmuştu. Hatta ‘’adeta’’ kelimesi fazla oldu diyebilirim çünkü bayağı bayağı unutulmuştu. Şimdi ‘’ Yahu bunu da nereden çıkarıyorsun ‘’ denilebilir. Öyle ya Atatürk Büyük Nutkuna başlarken bile ilk cümlesi 1919 Senesinin 19 mayıs Günü Samsun’a ayak bastım’’ dır. Ayrıca kendisine doğum gününü soran bir yabancı gazeteciye ‘’ neden 19 mayıs olmasın?’’ cevabı vermiştir. Dolayısıyla 19 Mayıs unutulacak bir gün değildir. Öte taraftan 1926 ya kadar 19 Mayıs’ın resmi Bayram olmasını bekleyen Samsunlular hem kendileri hem de bütün yurt için çok önemli olan bu günün unutulmamasına yönelik olarak 19 MAYIS 1926 yı ‘’Gazi Günü’’ ilan edip büyük törenler yaptılar. Dahası yine Samsunlular 1926 Yılında Samsun’da Mustafa Kemal’e hediye edilmek üzere bir Gazi evi açtılar. 1927 deki törenler çok daha ihtişamlı oldu çünkü Samsunlular bu tarihte Samsun parkındaki Atatürk heykelinin temelini de attılar.
1928 Yılı daha da görkemli törenler yapıldı ve ilk kez bu törenlere devletin bir bakanı katıldı ( Ticaret Vekili Rahmi mey ) Aynı Gün iş Bankasının da açılışı olduğundan İş Bankası Genel Müdürü Celal Bey ( Celal Bayar ) da Samsun’a gelmişti.
Samsunda başlayan bu coşku diğer illere de örnek oldu ve 23 Temmuzlar Erzurum’da, 4 Eylüller Sivasta Kutlanır oldu ( Erzurum ve Sivas kongreleri )
1927 ve 1928 Kutlamaları gazete manşetlerine de taşındı ancak her nedense 19 Mayıs bir türlü Milli bayram ilan edilmiyordu.
27 Mayıs 1935te TBMM de ‘’Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun” görüşülüp karara bağlandı. Buna göre Yurt içinde ve yurt dışında kutlanacak Milli Bayramımız Cumhuriyet bayramı olarak ifade edildikten sonra Milli Bayramlar 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 1 Mayıs Bahar Bayramı, 30 Ağustos Zafer Bayramı olarak kutlanıyor, Ramazan bayramı tatilinin üç gün, Kurban Bayramı tatilinin dört gün, hafta sonu tatilinin de Pazar günleri olduğu karara bağlanıyordu. Yani 19 Mayıs yine bayram değildi. ( 1 Kasım Hakimiyet Bayramı kaldırılmıştı )
Şimdi gelelim bütün bu olanlara rağmen 19 mayıs adeta unutulmuştu dediğime:
: “Yıl 1936. Günlerden 19 Mayıs. Atatürk Dolmabahçe’de, yanında Şükrü Kaya, Ruşen Eşref, Kılıç Ali, Salih Bozok, Mehmet Soydan, Nuri Conker var, konuşuyorlar. Birden bire Atatürk soruyor: “Bugün günlerden ne?” Diyorlar Salı, Çarşamba neyse. Ayın kaçı: 19’u. Aylardan ne: Mayıs. “Ne oldu bugün söyleyin bakalım?” diyor. Düşünüyorlar, 19 Mayıs’ta ne oldu? “İzmir’in işgalinin 3. günü” diyorlar, “Ankara mitingi yapılmıştı” diyorlar. Atatürk, “Değil” diyor, “ismet Paşa’nın Lozan’dan Gazi’ye çektiği telgraf” diyorlar. “Hayır. O 1923’te, Mayıs’da değil” diyorlar.’ “Haliç Konferansı” diyorlar, “İngilizlerle Irak meselesi üzerinde konuşmuştuk” diyorlar. “Terakki Perver Fırka’nın kapatılması da bu aylarda olmuştu” diyorlar. Atatürk, “Bırakın yahu bunları” diyor. “Öyle bir şeydir ki bu ülkenin kuruluşudur.”
Evet 19 Mayıs diye yasayla bayram olarak kabul edilmiş bir gün yoktur ama Samsun’da başlayan ‘’Gaziler Günü’’ Kutlamaları dalga dalga yayılmaktadır ve Atatürk bu güne oldukça özel bir önem vermektedir. Son olarak 19 mayıs 1938 de Ankara Hipodromunda yapılan 19 Mayıs törenlerini hasta hasta izler. Bir taraftan Samsunluların gayretleri öte taraftan Atatürk’ün bu güne vermiş olduğu önem ( Türk gençlerine ve Türk spor ve sporculuğuna mutlaka bir bayram hediye etmek istiyordu ) ve bir diğer taraftan Atatürk’ün sağlığının gitgide kötüye gitmesi üzerine, İçişleri Bakanlığı’nın 2739 Sayılı Kanunun 2. maddesine bir fıkra eklenmesi hususunda hazırlamış olduğu yasa tasarısı, Bakanlar Kurulu’nda görüşülerek, 1 Haziran’da TBMM Başkanlığı’na sunuldu. Meclis İçişleri Komisyonu’nda müzakere olunan tasarı, 8 Haziran’da Meclis Başkanlığı’na takdim edildi. Meclis Genel Kurulu, söz konusu tasarıyı, 13 Haziran’da birinci kez, 20 Haziran’da ikinci kez görüşüp kabul etti. Böylece 20 Haziran 1938 tarih ve 3466 sayılı Kanunla 2739 Sayılı Kanun’un ikinci maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiş oldu: “G) Gençlik ve Spor Bayramı, Mayıs’ın 19 ncu günü”
19 Mayıs ancak 1938 yılının 20 Haziranında resmi olarak Milli bayramlarımız arasına girdi ve tüm yurtta resmi bir bayram olarak 19 mayıs 1939 yılından itibaren kutlanmaya başladı. Ne yazık ki Atatürk -aynı zamanda doğum günü olarak kabul ettiği- bu günü yasalarla kabul edilmiş milli bir bayram olarak izleme mutluluğuna eremeden aramızdan ayrıldı.
Evet Milli bayramlarımızın hikayesi işte böyle. Bu gün bu bayramlarımızdan en önemlisi olan Cumhuriyet bayramımızı kutluyoruz.
Türk Milletinin yeniden doğuş günü günü olan 29 Ekim 1923 ün Yani Cumhuriyetimizin ilanının 91. Senesinde ‘’ Ne Mutlu Türk’üm’’ Diyene diyebilen herkesin Bayramını can-ı gönülden kutluyor; bayramımızın yurdumuza esenlikler getirmesini Yüce mevlamdan niyaz ediyorum.
BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN EY TÜRK MİLLETİ !
Sağ üstteki resim Cumhuriyerin ilanının haber veren o zamanki Vatan gazetesi...Sol alttaki resimde ise aynı haberin Açık söz gazetesindeki verilişini görmektesiniz. Sağ alttak resim ise 1925te yapılan ilk Cumhuriyet Bayramı kutlamasından. Resmin sol tarafında eski yazıyla ‘’ Varolsun Halaskarımız ( Kurtarıcımız ) ‘’ Yazıyor
YORUMLAR
Hocam çok teşekkürler...
Selam ve saygılarımla...
CUMHURİYET ÇOCUĞUYUM
Her yıl bugün
Hanemizde çifte bayram yaşanır
Canımız kanımız onun yoluna adanır
Benim inandığım, toprak bedenime ruh verenim
Ne tanrıdır
Ne de ilahtır
Benim yaradanım Allah’tır…
Kulak asmam tarikata
İşim olmaz cemaatle memaatle
İcazet almam
Ne Şıhtan ne de dervişten…
Medet ummam
Muskadan hacıdan hocadan…
İnanırım Atatürk ilkelerine
Fes fesedir eski ya da yeni
Gönül vermişim cumhuriyete
İşte ben Atatürk çocuğuyum…
Yolum hak yolu
Yürüdüğüm yolu aydınlatan
Ulu Önder Mustafa Kemaldir
Bizi kurtaracak Cumhuriyettir
Ne mutlu bana bugün doğmuşum
Adımı iki önderden almışım
Ümmetiyim Muhammed Mustafa’nın
Askeriyim Mustafa Kemal’in
Müslümanım elhamdülililah
Laik milliyetçi Cumhuriyet çocuğuyum
Allahım “ıkra” demiş gönderdiği ayetle
Ne İncil, tevrat
Ne Zebur’dayım
Kitabım Kur’andır onu okur ondan ilham alırım
Türkçe okur Türkçe yazarım
Dinime, ırkıma kem gözle bakanın
Gözlerini oyarım…
Ayrımcılık yoktur yüce dinimizde
Hep bir olmadık mı Cumhuriyetle
Herkes sevebildiği kadar insandır
Memleketimin her köşesi yaşanacak vatandır
Ne mutlu bana bugün doğmuşum
Has be has Cumhuriyet çocuğuyum…
Gideceğimiz yer baki dünya değil mi nimetlerini bil
Neyini paylaşamıyoruz fani yalancının
Sultan Süleyman ne götürmüş kalmış mı ona fani
Sen ben ne götüreceğiz?
Bu memleket bizim hepimizin
Türkülerimizi söyleyeceğiz
Türkü-kürdü
Lazı-çerkezi
Alevisi-sunnisi
El ele kol kola yürüyeceğiz…
Eskisi yenisi yok hepimiz Osmanlı torunuyuz
Yıkılmadık asırlardır dimdik ayaktayız
Kardeşçe yaşadığımız Atatürk’ümün Türkiye’si var
Ne mutlu bana bu coğrafyada doğmuşum
Ben Cumhuriyet çocuğuyum
Ne Mutlu Türküm Diyene
Yaşasın Cumhuriyet
Ben cumhuriyet çocuğuyum
Mustafa KARAAHMETOĞLU
28.10.2014
//Hocam ltf sayfaya eklediğim Süleyman APAYDIN hocamın *Yıkın Heykellerimi* şiiri var bakabilir misiniz?)
sami biberoğulları
Siirinizde sadece ''Fes fesedir eski ya da yeni'' dizesini anlamadım. İzah ederseniz sevinirim.
Süleyman Apaydın'ın ''Yıkın Heykellerimi '' Şiiri çok iyi bildiğim bir şiir olup her sene bayramlarımızdan en az birinde mutlaka okutmuşuzdur öğrencilerimize.
Selam ve sevgilerimle.
Kanı deli çağlarımızın,
unutulması mümkün olmayan anıları ile dolu olduğu ve diğer bayramlardan ayrı olarak,
çeşitli spor etkinliklerinin yapıldığı ve bizlerin de son derece aktif görevler aldığımızdan olsa gerek,
en unutulmaz bayramdır aslında 19 Mayıs.
Biraz masraflı oluyordu ama,
şu gösterileri kaldırmasaydılar keşke.
Değişik bir hava veriyordu memlekete.
sami biberoğulları
Tam on üç gün önce Halkın Kurtuluşundan feci bir dayak yemişim. Ve o gün bizim okul türen alanına ilerlerken boru trampet takımımızın çaldığı marş eşliğinde , sesimiz susturmak için '' Yaşasın 1. Mayıs '' Diye bağırtılar...
Şimdi o adamlar vatansever oldu maalesef. Yanarım yanarım da ona yanarım
Selam ve sevgilerimle.
Hocam çok teşekkürler ediyorum bizi aydınlattınız .Lakin malumunuz ağzıma kilit vurdum ve bu günde konuşmak istemiyorum.Cumhuriyeti biz canakkale ruhuyla kurduk.Savaşta kazandık savaştan sonra masa başında mağlup olduk hangi bayramı kutluyoruz hocam.Gönüllerden aşkın bayrağını indirmişsin her yere Şehitlerimin kanı olan bayrağımı assan flamalarla doldursan ne olacak.Ben ceddimin ruhuna özgürlük istiyorum .Bu gün benim için bir karalı gün ben bayramı kutlamıyorum ve Canakkalede savaşan o ruhu istiyorum.Cümle ceddimin ruhları şad mekanları cennet olsun selam ve saygılar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.