Hayırlı bayramlar anacığım
Bayram farklı olmalı ama değil. Öyle olağan bir gün gibi geçiyor.Yine de kızımın telefonda
bana söylediği söz gerçek. Bayram telâşı, temizlik, baklava, yaprak sarması falan yaptık
dediğimde hâlâ mı aynı şeyler dedi,batı cephesinde değişen bir şey yok mu dercesine evet
hep aynı dedim. Bizde devam ediyor bu adetler.
Öyle ziyarete çok tanıdık geleceğinden değil, belkide alışkanlıkla yaptım bayram öncesi
hazırlığını.Önce kıyı bucak bayram temizliği.Yaprak sarması,hazır yufkayla da olsa baklava
ve sütlâç. Nasıl olsa kurban bayramı kimse erkenden gelmezdi. Bayram günü öğleye kadar
hazırlığım.
Çoluk çocuk uzakta, İstanbul’da, Amasya’da, Mersin’de.Telefonla aradılar zorunlu olarak.
ilk kızım aradı. Bursa İstanbul’a yakın olduğu için kaynanasıgile gitmişler iki saatlik vapur yolculuğuyla. Tatil kısa dedim, çok haklısınız. Buraya gelmek için çok zaman gerek.
tatil kısa gelip gittiğinize değmez. Kızımdan sonra yeğenim Burak aradı, hiç bir özel günü
kaçırmaz. Onu çocuklarımdan ayırmam, öyle severim. Oğlum ve gelinim torunum geniz eti ameliyatı olduğu için uyuyamamışlar, bu yüzden geç kalkmışlar. Kahvaltıdan sonra
aradılar.sorunu olmasaydı bu bayram gelmeyi düşünüyorlardı. Onları bekliyordum. Neyse
seslerini duydum telefonda.Duru’ya annesi babaannen sana para mı yoksa şeker mi versin isterdin diye sordu, o da hemen şeker dedi. Çok hoşuma gitti. Ah canım benim, şekerler
çikolatalar aldım, tatlılar yaptım ama siz yoksunuz dedim. Onların iyi bayramlar demesi bile yetti bana..
Bayram günü canım gündelik kıyafetimi çıkarıp, başka özel şeyler giymeyi bile istemedi.
öylece gittim anneme. Bir apartman ilerdeydi. Kardeşim annemin üst katında oturuyordu;
tıpkı benim bir kaç yıl öncesinde oturduğum gibi. Şimdi annemin yapılacak işlerini benden
küçük kardeşlerim yapıyor.öyle olduğu halde annemin bana aman kızım yedin mi, içtin mi
sözü üstüne biraz iç geçiriyorlar, tıpkı yıllar önce benim yaptığım gibi. Dünya tersine döndü.
Anneme gittiğimde erkek kardeşimin eşi ve çocukları gelmişti. Küçük kardeşim beni
yemeğe çağırmıştı telefonla, evden çıkmadan, ben de önüme bayram için yaptığım
yiyeceklerden koymuş, tam yemek üzereydim.Bu yüzden yemeğe gitmedim. Beni gören
yeğenim Zeynep hala yemeğe niçin gelmedin sitemiyle karşıladı. Annemin elini öperek bayramlaştım. Amma çabuk geldin dedi annem. Haklıydı. Çok önce gelmeliydim. Sanki
misafir mi dolacaktı eve. Annemin elini öpüp oturdum. Ben, büyüktüm hepsinden. Her zaman, burası annemin evi olduğu için hoşgeldin demek için ağzını kıpırdatmayan kardeşlerim gelip bayramımı kutlasınlardı. Benim küçüğüm ve gelinimiz gelip bayramlaştı.
Küçük kız kardeşim,her zamanki gibi kanepeye oturdu, sonra aklına bayram olduğu geldi ve bayramımı kutladı, ben de onun tabii.
Bayramın tatsız olduğundan, öyle eski bayramların kalmadığından konuştuk. Herkes
keyifsizdi adeta.Yeğenim Jülide her zamanki gibi canının çok sıkıldığını söyledi durdu. Bir
ara gözümüz,evin önüne duran itfaiye arabasına kaydı. Öndeki sürücü bize bakıyordu. Bir
an Çubuk itfaiyesi sandım.Sonra bunun Ankara itfaiyesi olacağını düşündüm. Kardeşim bu
bölgede çalışıyordu. Bir anons sesiyle bu kanıtlanmış oldu. Ben ekolu sesten sözleri tam
anlayamamıştım. Ses: " İyi bayramlar anacığım" diyordu. Az sonra yan camın önünde
kardeşim gülerek bize bakan yüzünü gördük. Kapıyı açtık. Öyle kir pas ve is duman kokusu
içindeydi ki ona acıdım. Çorapları samana bulanmış,itfaiye giysileri pislik içindeydi.İtfaiye
aracı sürücüsüyle içeriye girdiler.Üstünü başını iyice silkele,öyle gir diyecek oldum sonra
vazgeçtim. Kardeşimi kırmak istemedim şu bayram gününde..
Çubuk’un bir köyünde bir yerdeymiş yangın. Altta odunlar, üstte ise samanlar varmış. Üstelik yangın daha söndürülmemiş bizimkilerin buraya geldiğinde. Annemin bayramını kutlamak biraz da soluklanıp bayram havasını solumak istemişler. İtfaiyecilere bayram
tatili yoktur. Onlar bir gün geceli gündüzlü çalışır, iki gün evde dinlenirler. Şu anki durumlarını görünce, nasıl dinlenirler onu bilmiyorum. İş dönüşü uyumaya çalışır kardeşim.
Ben içeri odada namaz kılarken, konuşmalar, gülüşmeler gırla gidiyordu, yarım bırakılan
yangın memleketin her işinin böyle olduğu, sonra da işi bırakıp geldikleri sorgulanıyordu.
Yangın yerinde başka itfaiye ekibinin de olduğu daha sonra anlaşıldı. Bizim kızlar kardeşim
giderken yine "hayırlı bayramlar anacığım" anonsunu yapmalarını istediler. Bu kez ben de sözleri tam anladım. İtfaiye hareket edince cadde altın evler sitesi bu anonsu dinliyordu..
İki kez tekrar etti kardeşim..
Kardeşimin üst katında oturan, ve itfaiye apartmanın önünde durduğunda yangın mı var
eşini bizim kapıya gönderen Teslime ve diğer site sakinleri gibi.
Bu bayramı yıllar sonra da hatırlatacak güzel bir anıydı bu olay..Bizim için güzel bir olaydı.
Bayram sevinci verdi. Teşekkürler İbo..(kardeşim)
05. 10. 2014 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
Bu yazıyı okurken,
geçirmekte olduğumuz bu bayramı sorguladım ben de. Baktım ki sizin gibileri çok az buralarda. Özenerek açılan tatlıları bir kenara bıraktım da dip bucak bayram temizlikleri bile sıradanlaşmış.
O gün ağırlayacağımız misafirler bile eksilmiş birer birer.Biz aslında çoğalmak diye adlandırdığımız bayramları gün geçtikçe azalarak yitiriyoruz.
Ne çok üzülüyorum.
Ve bu güzel kalemden okuyunca ben bu güzel yazıyı bir bayram telaşına kaptırdım gittim. O huzuru yaşadım ben de. Ve bu anı da çok güzel yakışmış ayrıca güzel bir günü hatırlatmak adına.
Bayramınız kutlu ve nice olsun efendim,
sevgimle.
glenay
Gerçekten güzel değerlerimiz ne yazık ki kayboluyor.
Burada bayram anlamını yitirmedi henüz. Bayran denince ilk eve gelen
konuklar hatırlanıyor. Eskisi gibi çok olmasa da. Bunda yaşlılarımızın
ölümlerinin de payı var.
Sevgilerimle..