- 1000 Okunma
- 2 Yorum
- 2 Beğeni
2.NCİ DERSİMİZ CİNSELLİK!
Canı çok sıkkındı polis memurunun. Sayısız olaylarla karşılaşmıştı bu zamana dek. Polisliğe severek girmişti. Macera onun her şeyiydi. Zamanla gençlik yıllarındaki o heyecan kalmamıştı. Gittikçe durgunlaşıyordu. Maceradan da bıkmıştı. Sayısız orospular girip çıkmıştı karakola. Sadece orospularla kalsa yine iyiydi. Hırsızı, gaspçısı, esrarcısı, magandacısı, mafyası, oğlancısı, lezbiyeni daha ne ararsan vardı. Karısını mı doğrayan, anasını mı boğazlayan, babasını mı kesen daha neler neler. Kadınlardan hoşlanıyordu orospu da olsa. “Onların da kalbi vardı her insan gibi, “diye düşünürdü. Bu yaşına dek harama uçkur çözmek istememişti ama şeytana uymuştu geçen sene. Moldavanlı bir kadınla anlaşmışlardı. Bir hafta izin alıp kadının memleketine gitmişti. Evdeki hatununa da yurt dışına bir hafta göreve gidiyorum, diye yalan söylemişti. Nasıl olsa yalana da alışmıştı polisliğe gireli. Neye alışmamıştı ki; öz benliğinden sıyrılıp herkes gibi olmaya başlamıştı zaten. Karısına karşı yaptığı ihaneti ihanetlikten saymıyordu. “Kadınsa kadınlığını bilsin ki başkalarında gözüm olmasın, yine de yesin içsin babasının evine göndermediğime,” diye kendi kendine teselli ediyordu. Aman Allah’ım neydi o Moldavalı fahişe öyle. Sanki bir ateş parçası. Erkek olduğumu onun sayesinde duyumsadım. Ah benim karı da öyle olsaydı ne olurdu sanki. Aman orama dokunma. Vay sağımı solumu açma. Bırak fanteziye yapmayı şimdi. Deprem olursa anadan uryan görmesinler beni.Yok günah,yok sevap. Aman vallahi çıldırdım. Ben de işte öyle önüme çıkanla kendimden geçerim. Masasına gelen evrağın farkında bile değildi. Moldavalının yataktaki fısıldamaları çınlıyordu kulaklarında.
“ Siz Türk erkekleri ,kadınlar için çıldırıyorsunuz ama sizin kadınlarınız kıymetinizi bilmiyorlar. Sevişmekten utanıyorlar. Hiç olur mu öyle şey…Kadın erkeğini doyurmalı ki; gözü dışarıda olmasın.”
-Şefim imzalar mısın?
-Hayırdır?
-Daldın gittin yine…Öğleden sonra toplantı var? Üniversiteden psikologun biri terapi dersi vermeye gelecekmiş.
- Yeni uygulama mı?
- Evet, öyle. Amirim, dedi.
-Vay senin amirine de, psikologuna da. Gelsin o psikolog da ben verem ona terapi.
Polislerin son zamanlardaki durumları hiç de iç açıcı değildi. İntihar olayları artmıştı. Daha geçenlerde eşini,çocuğunu sonra da kendisini vuran polis, bardağı taşıran son damla olmuştu. Eşinden boşananlar, boşanmayıp da kavga edenlerin de haddi hesabı yoktu. Doğrusu çoktan kendisi de boşanacaktı ya çocuklarının suyu yüzü hürmetine idare ediyordu namuslu namussuzu. Çeyrek asır olmuştu aynı yastığa baş koyalı; iş dönüşü şöyle fingir fingir karşılayıp da sarılmamıştı boynuna. Aman çocuklar görmesin, ayıp olurmuş. Ulan görürse görsünler, kötü bir şey mi yapacaz. En çok öpüşecez.
Şekersiz bir çay söyledi. Kesmedi bir de acı kahve içti üstüne. İki sanık gelmişti odaya. Hırsızlıktan yine. Alışmış kudurmuştan beterdi.Bu kaçıncı gelişleriydi hergelelerin. Bakmadı bile yüzlerine. Diğer polis aldı ifadelerini. Kendisi de imzaladı evrağı.
Polis Semra girdi içeri. Daha yeni evlilerdi ama boşanmıştı kocasından. Kimdeydi suç. Kocasında mı, kendisinde mi? Neyine gerekti. Sorup da boşboğazlık yapmanın alemi yoktu. Muhakkak yataktan kaynaklanmıştır hır gürleri, diye düşünmekteydi. Böyle Semra gibi çok boşanan vardı meslektaşlarının içinde.
Kafası şişmişti. Offf çekti. Gidip dışarıda bir sigara içmek canı çekti. Paketi cebinden çıkardı. Üstündeki yazıyı okudu:
“Sigara cinsel gücü öldürür.” Haklı tarafı vardı, kim dediyse. Demek ki bir takım tecrübelerden geçti ki söyledi bu veciz sözleri. Kendisini kıyasladı yatakta. Eskisi gibi değildi. Aslan gibi kükremenin devirleri çoktan geçmişti. Zaten Moldavalı ile de birlikteliğinde bir kutu viagranın sayesinde erkeklik onurunu korumaya çalışmıştı.
Öğleden sonra toplantı salonunda ön sıralardaki koltuklardan birine gömüldü. Terapi dersi verilmeye başlanmıştı. Hoca, gençten biri sayılırdı. Bu zamanki tecrübelerine dayanarak vücut dilinden hocanın karakterini ölçüp biçti. Biraz toyca buldu. Gerçi filozof gibi atıp tutuyor, kelimelerde boğulmuyordu ama yüz mimikleri de öyle söylemiyordu.
“ Önce yaşayacaksın, sonra bunları anlatacaksın,”diye aklından geçirdi.
“ Konuşmak isteyen söz alabilir,dedi psikolog konuşmasının sonunda.
Salonda çıt yoktu. O hırsızlara, yankesicilere, homoseksüellere, gaspcılara, orospulara kan kusturan polislerden çıt yoktu. Salona nerden girdiği belli olmayan bir sineğinin vızıltısı uçuş istikametine doğru vınlayıp durdu. Demek herkesin vaziyeti mükemmeldi ha.
Şöyle bir geriye dönüp meslektaşlarını süzdü. Hepsinin yüzünde söylenmesi gereken dünya kadar sorunlar gizliydi. Parmak kaldırdı. Polisin biri mikrofonu hemen getirdi.
Polis Hamza, açtı ağzını yumdu gözünü. Anlattı. Anlattı. Anlattıkça arkadaşları rahatladı. Gergin yüzler yumuşadı. Gülüşmeler duyulmasın diye dişler sıkıldı,dudaklar ısırıldı.
- İşte böyle hocam, Türkiye’de yapılan suç oranlarında cinsellik ya birinci ya da ikinci sırada gelmektedir. Bu zamana kadar yatak konusu hep gizli kapaklı kaldı, kim bilebilir, orada yaşananların cehenneme mi yoksa cennete mi dönüştüğünü.
- Haklısın Hamza Bey, ikinci dersimiz Cinsellik olacak!..
Devam Edecek...
YORUMLAR
Oldukça güzel bir konu.. Ve akıcı okuru sıkmadan yormadan tanımlamalar ve anlatım yapılmış... Üstelik gerçektende dile getirilmeye çekinilen bir konuyu almanızda değişik olmuş... Sonuçta evliliğin temelini kabul edilmekten kaçınılsada cinsellikte oluşturmakta... Ve evlilikler gene cinsellik yüzünden bitmekte... Devamını merakla bekliyorum, saygılarımla...
Sunum güzel, konu can sıkıcı.
Bir tutam hayat tarafından 9/16/2014 8:18:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
Bir tutam hayat tarafından 9/16/2014 8:18:30 AM zamanında düzenlenmiştir.
ayhansarıkaya
Saygılarımla