- 568 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İyi Kötü
İyi Kötü
İnsanın tercih ettiği kendine göreceli olarak iyidir! Tercih etmediği de kendine göreceli olarak kötüdür! Evrende aslen “İyi-kötü” ayrımı yoktur! Bir unsura iyi olan diğer unsura kötü olabilir! Tüm unsurlar yerinde olduğunda tercihe göreceli olarak iyidir! Arı çiçek ister, bok böceği gübre ister!
İyi veya kötü konusunda belirleyici olan insan tercihidir! Tercih ise evrenden, esmadan yapılır! O halde “Kötülükleri, ‘Ben’ tercih eder, iyilikler Allah’ın!” şeklinde ayırmak abes olur! Yani hayır da şer de aslen evrende ayrılmamıştır, tercihle benlik ayırır! O halde bu ayrımı yapan benliğe göre oluşur günah-sevap! İnsan bir şeyi “Kötü” kabul ediyorsa, benliğine saygılıysa tercih etmesin; “İyi” kabul ediyorsa da (başkasına zararı dokunmayacak şekilde dilediğini) tercih eder! Çelişkiler içerisinde debelenip sonra da iyi-kötü üzerinden bir sürü yanılgı yaşar! Zaten evrensel işleyişe uymayan eylem ve tercihler geri kişiye “Cehennem” olarak yansır; buna da kötü tercihin geri yansıması olarak bakabiliriz, iyi tercih de yansır ona da “Cennet” yansıması olarak bakabiliriz! Torpil arayışı vardır, o da kutsal alandaki gayretlerde ve ayrıcalıklı olmak isteğinde saklıdır! Yani her şey ortada yanılgılar ve debelenişler de ortada! Görene!
Kişi kendini nasıl vasıflar ise öyledir zaten. Beylik laf eder bazısı, kendi adına da konuşmaz genelleme yapar "Hepimiz günahkar!" beyliğinde bir laf eder ki akıllara zarar! Kendi günah saydığı şeyi ya da günahını başkalarına dağıtınca aklınca yaranacak Allah’a…
Günahkar olarak kendini kabul eden, zaten durumunun farkındadır! Başkalarına bu konuda akıl vermeye çalışması ise çaresizlik ve cahillik göstergesidir! Yani ilk önce kişi kabul ettiği şeyleri kendi içselleştirecek. “Günah kötüdür!” diyor ve kendini günah içinde görüyor! Sonra da nasihat veriyor!
İşte bu “Allah’ın emir ve yasakları” nı kim dil ile ikrar, kalp ile tasdik ediyor? Muhatap "İnsan" yani "Ben"! O halde tüm tercihler konusunda "İyi kötü" göreceliliği var! Burada Allah’ın emir ve yasakları "Ben" den yansıyor! Yani "Ben" e sunulan bir tercihe göreceli İyi-kötü oluşuyor! Tarihsel süreçte bu emir ve yasaklar konusunda zaten tüm kavgalar! Batıl dinlerin ilahları kurbana doymadı, semavi dinlerin aracıları da "Seçilmiş ırk" , "Vaat edilmiş toprak", "Fethi övülmüş yerler!" iddiasında bulundu, bu nedenle "Emir ve yasaklar" geniş dairede çekişmelere neden oldu! Yani "Emir ve yasak" olanları kim belirleyecek kavgasıdır yaşanan aslında!
Af müessesesi de tam anlaşılmamış!
Af tercihlerin karşılıklarının görülmesi ve tekrarlanmamasını sağlayan bir müessesedir! Çelişkili bir tercihler zincirinde menfaate göreceli olarak yaşayıp sonra da kutsal alanda buna çare aramak “Af” kapsamında değerlendirilmemeli! Bu olsa olsa kurnazlık olur! Hem yapacak hem de af edilecek aklınca!
Son tahlilde, eski zaman insanları birilerine bir hakikati anlattığında ya da öğrettiğinde ya da öğrettiğini düşündüğünde; kutsal bir bağ aracılığıyla kendisine de itaat istemiş. Günümüz insanı bunu yapmıyor! Ya da yapamıyor ya da yapamaz!
İnsan, “Ben” olarak bilinçlenebilir ise zaten “Sen” ve “Ben” aynı kapıya çıkar! Sen ve ben O olarak yansır!
Selametle,
Ahmet Bektaş
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.