- 2270 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ALLÂH KISKANÇ OLUR MU?
Sevgili derviş kardeşlerim,değerli Mü’in ve Mü’mine dostlarım,bu gün internet de facebook diye bir site de bu fakir kardeşinizin de üyesi olduğum "ZEVK’İN ZEVK’İ"diye bir gurup var. Bu gurupta bir hanım kardeşimiz işte bu konuyu açmış."ALLÂH KISKANÇ OLUR MU?"Evet değerli dostlarım konu bu. Konu hakkında bir çok yorumlar yazılmış. Bir çok kişi,"Evet,Allâh Kıskançtır" diye yazmışlar ve bu fakir kardeşiniz de bunun nasıl olabileceğini,Allâh’ın nasıl kıskanç olabileceğini sorduk ve bu ciidi ithamı diyen kardeşlerimizden hiç alakasız cevaplar aldık ve tekrar tekrar bu çok ciddi itham hakkında din ve mantık çerçevesi içinde cevap verilmesini istedik ama nedense bu ciddi ithamın sahipleri bu fakir kardeşinize cevap vermeyi bırakın,bizi aklını kullanamıyorsun gibi saçmalıklarla itham ettiler. Önemli değil bu asılsız ithama maruz kalmamız. Bir bayan kardeşimizin verdiği bir cevabı aynen şöyle idi!.Bu sözü Efendi’m de diyor! Tamam anladık Efendin diyor ama sen Efendine bunu neden dediğini,bunun hikmetini sordun mu dediğimizde aldığımız cevap; Aaaaa olur mu? Haşa Efendime sormadım soramam da oldu!.Çok gülünç bir cevap değil mi,ne dersiniz?. Bakınız şunun cevabına!.Hiç utanmadan,sıkılmadan bu sözü ediyor ve sonra bu fakir’i akılsızıkla itham ediyor. Bir başka Abimiz de aynı bu cevabı yazmış!."ALLÂH KISKANÇTIR!" Ona da aynı soruyu sorduğumda verdiği cevap!.Evet Allâh kıskançtır çünkü Allâhlığını kimseyle paylaşmaz!.Cevaba bakarmısınız sultanlar.Ya hu mübarek adam ben sana Allâh’ın Allâhlığını kimseye neden vermediğini sormadım ki bana bu saçmalığı cevap diye yazmışsın. Bu cevap diye verdiğiniz şeyleri sizler aldığınızı sandığınız ilminize göre zevk edebilirsiniz,ama bunu genele empoze edemezsiniz dediğimde adamdan çıt çıkmadı nedense. Bu ciddî ithamı edenlere,ya hu arkadaşlar bu ithamlarınızı gaklayıp guklayarak değil, Kur’an âyetleri altında cevap verin. Var mı Allâh’ın kıskanç olduğunu söyleyen bir Kur’ân âyeti?!. Cevap yok,cevap yok ama çok bilmişlik çok. Sonra bu fakir biraz daha üstlerine gidip kuyruklarına basınca bu pabucumun âlimleri,evliyacıkları başladılar viyaklamağa. İçlerinden bir adam da çıktı ve hallacı mansur ve Beyazid-i Bistaminin sekir halinde dediklerini yazdılar cevap olarak. Ne alâkası varsa. Ve bu fakir de onlar ahmağın önde gidenleridir ve akıllarını kullanamadıkları için ettikleri sözlerinin bedelini çok ağır ödediklerini ve akıllarını kullanamayan,beyni sulanmış bazı kişileri de bu sözleri ile zehirleyip bu kişileri benliğe ittiklerini yazdığımda,"ZEVK’İN ZEVK’İ" gurubunun yöneticisi tarafından eleştiri oklarına maruz kaldık ve bu akıl fukaralarının kurduğu guruptan çıktık.
Bu ciddi itham dolu talihsiz sözleri eden ve kendilerine Melâmî diyen bu akıl fukaralarına buradan tekrar soruyorum. Lütfen bu fakir’e, Allâh’ın nasıl "KISKANÇ"olduğunu âyet ile ıspatlasınlar,bize ispatlayamıyorlarsa ol vakit kendilerine ispatlasınlar. Arkadaşlar bu nasıl bir Melâmî anlayışıdır anlamak istiyorum anlayamıyorum. Bu konu hakkında internette bir araştırma yaptım ve nedense Allâh’ın âyetleri dururken bir çok uydurulmuş hadislerle Allâh’ın Kıskanç olduğu beyanlarına rastladım mâlesef. Şimdi bu talihsiz ve ciddi itham hakkında bir internet sitesinde yazılan ve konu hakkında bir çok uydurulmuş hadis ve yazıları,akılları sıra kendilerini haklı çıkaracak bir kaç âyeti de delil olarak gösterilmiş talihsiz bir yazıyı burada paylaşacağım. Allâh’ın kıskançlığı hakkında ciddi ithamlarla dolu bu yazıyı sizlerle paylaşırken, vicdanlarınıza danışarak bu yazıyı kendi kendinze analiz ediniz.Yazı şöyle!.
ALLAH KULUNU NASIL KISKANIR...
Es-Selamun aleykum değerli muhterem dostlar.
Belki duydunuz, belki duymadınız, mühim değil. Hiç düşündünüz mü acaba, "Allah cc’da kulunu kıskanır." Ammaaa, Mü’min kulunu kıskanır. Belki bazılarınız şaşırabilir. "Kıskanmak mahlukata has bir şey değil mi?" diye.
Evet değerli dostlar! Allah cc kulunu kıskanır. Hemde mahlukatın birbirine olan kıskancından daha fazla kıskanır.
Ebû Hüreyre’den rivâyet edildiğine göre Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Şüphesiz ki Allah kıskanır (gayret gösterir). Allah’ın kıskanması, haram kıldığı şeyleri mü’minin işlemesidir.” Buhari / Nikah Bahsi 107
İmam Buhârî, “gayret” (kıskançlık) diye koyduğu bâb başlığı altında, Muğîre’den rivâyet edilen şu hadis-i şerife yer verir:
Sa’d b. Ubâde (r.a.):
-Eğer karımla beraber bir erkek görürsem onu kılıcın keskin tarafı ile vurur öldürürüm." demişti. Bunun üzerine Rasülullah (s.a.v.):
-Siz Sa’d’ın kıskançlığına şaşıyor musunuz? Ben ondan, Allah da benden daha kıskançtır” buyurmuştur. Buhari / Nikah Bahsi 107
Karı-koca arasındaki kıskançlık, onların birbirleri hakkında duydukları heyecan demektir. Asalet ve safiyetini yitirmemiş insanda var olan bu duygu ve heyecan, makul ölçüde aranan bir özelliktir. Çünkü bu sayede karı-koca, kendilerine yönelen kötü niyet ve bakışlardan bir diğerini korumuş olur. Peki, karı-koca birbirlerini neden kıskanır? Mesela bir koca, hanımına iyilik yaparsa, ya da hanımı beyine bir iyilik yaparsa kıskanır mı? Düşünün şimdi, koca akşam evine dönerken bir çiçek almış, eve girişinde, selam vererek, eli arkasında duruyor. E, haliyle birazda heyecanlı tabi ki. Eşi de kapıyı açmış, tebessümlü ve muhabbetli bir edayla:
-Hoşgeldiniz efendi, derse. Bu kıskanılacak bir şey midir, yoksa sevinilecek, o evde huzuru arttıracak bir şey midir? Eşi de, eve girerken şöyle güzel bir Allahın selamını verse ve alnından öpse, emin olun sağ taraftaki sevapları yazacak melek sürekli takır takır sevap defterinizi dolduracaktır.
Evet, kıskanmak bu değildir. Bu olması gereken ve İslam’da övülen, Allah’ın da cc çok hoşuna giden şeydir. Kıskanmak, karı ve kocanın birbirlerinde görmesini arzu etmediği şeyleri görmesidir. Yabancılarla görüşmesidir. Teferruatlara girmiyoruz.
Geçenlerde sohbet esnasında benzer konu geçti de, bir kardeş sordu: "Yahu hocam! Hiç eşlerin birbirlerine olan muhabbeti ile sevap dolar mı defterlere. Bu fıtri birşey değil midir?"
Onu da yine hadisi şerifde geçen güzel bir sözle cevapladık Allah’ın izni ile:
Efendimiz sav buyurdular ki:
"Nasıl ki, gayrı nikah olan kişilerin bir birbirleri ilen münasebetleri haram ise, nikahlı eşi ile olan münasebetleri helaldir ve Allah onlara sevap verir."
Neyse, konumuz bu olmadığı için asıl fasla dönüyoruz.
Oysa, Allah’ın kıskanması (gayretullah, gayret-i ilâhiyye) ise, kulunun haram ve gayr-i meşrû söz ve fiillerine rıza göstermemesi anlamındadır. Yüce Allah’ın kulunu kıskanması, onun sevap, hidâyet, saâdet üzere olmasına rıza gösterip, günah, dalâlet ve şekâvetine râzı olmamasından ve ona olan merhametindendir. Bu konuda Yüce Kur’an’ın beyanı açıktır:
“Eğer küfre sapacak olursanız, bilesiniz ki Allah size, hiçbirinize muhtaç değildir. Fakat O, kulları için küfre ve nankörlüğe râzı olmaz.” Ez-zümer Sûresi 7. ayet
Şüphesiz Allah’ın râzı olmadığı fiil ve davranışlar, O’nun irâdesi (meşîet) dışında cereyan etmez. O, imtihanın esprisi gereği, itaatkâr olsun, isyankâr olsun kullarına fırsat tanır. Hesap günü ise, herkes yaptığının karşılığını mutlaka görecektir.
"Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer işlemişse onu görür." Zilzal Sûresi 7-8. ayetler.
Buna göre Allah Teâlâ, kulunun açık veya kapalı olarak çirkin hareket ve davranışlarda bulunup günah işlemesi halinde, gayret ve hamiyet göstererek ondan memnun olmayacaktır. Düşünmek gerekir ki, Allah cc kuluna, faraza ceza vermese bile, böylesi bir hitap ile karşılaşmak ne kadar ağırdır dostlar:
"Ey kulum! Beni unuttun mu? Yoksa, o an seni görmediği mi sandın? Oysa, Ben seni bir an dahi görmemezlikten gelmedim. Nerde olursan ol, Ben seninle beraberdim. Neden Benden gafil oldun?"
!!!!.........
Akşam oluyor işten dönüyoruz, zar zor akşam namazı kılıyoruz, yatma vakti geldi, öylesine kıldık kıldık; ya kılmadan yatmıyor muyuz? Al sana, mahçubiyet hali.
Değil ayda bir hatim indirmeyi, yılda bir hatim dahi indirmekte güçlük çekiyoruz (! güçlük neresinde, o belli değil !!!) Nerede kaldı Kur’ân sevgisi, nerede kaldı Allah sevgisi? Nerede kaldı, uğruna alem yaratılan, kainatin gözbebeği Efendimiz Hz muhammede sav olan sevgi.......
Sevgi, sevgi, sevgi. Aaaah sevgi..... Bir insen dillerimizden kalplerimize, aka aka, yaka yaka, arta arta....
Bol ibadet yapmayı, sanki velilerin görevi olarak görüyoruz. Haftada bir hatim yapmak, gecelerde seherlerde onlarca rekatlik namaz kılmak, tesbihlerce zikretmek bize ait hal olmasa gerek!! Sanki Allah cc, sadece veli kullarına emretmiş:
"Ey inananlar! Allah’ı çokça zikredin. Ve O’nu sabah-akşam tesbih edin." El-azhab Sûresi 41-42 ayetler.
Rabbim cümlemizi, kendi huzurunda ne cevap veremeyecek suallere maruz bıraksın, ne de utandırsın.
O halde mü’min, Allah’ın Müheymin (her şeye hâkim, görüp gözeten) sıfatını düşünerek her hâlükârda gayret-i cahiliyyeden kaçınmalı, gayretullâh’a dokunabilecek söz, fiil ve davranışlardan uzak durmalı ve şu âyetle hemhâl olmalıdır.
“.....Nerede olsanız, O, sizinle beraberdir.” El-Hadid Sûresi 4. ayet
"Ya Rabbi, cümlemize bu düstûr ile hassasiyetle yaşamayı, ahiretine böyle hazırlanmayı ihsan eyle. Mahcup eyleme Huzurullahta, huzur-u resulullahta kimseyi. Bükme boynumuzu, mahrum etme cemalini, cennetini. Sokma bizleri cehennemine. Değil bir dakikasına, bir an bile dayanacak gücümüz yoktur oraya. Gösterişten, desin’lerden, riyâdan, arızî gayretlerden muhafaza eyle cümlemizi. Sen bizi seversen, bizler ancak seni sevebiliriz. Esirgeme sevgini bizlerden Allah’ım..."
Selametle kalınız efendim.
Es-Selamun aleykum ve rahmetullahi ve berakatühü.
Kaynak: www.duslersokagi.com/anilar/7297-allah-kulunu-kiskanir-mi.html
Bazıları (Kendine Melâmî diyen zümre)’da bu ve buna benzer sözleri neye dayanarak söylediklerini bilmeden söyleyip dururlar. Sonra kendileri ve kendileri gibi düşünenleri haklı çıkaracak bir çok zırva sözler eder dururlar. Kendi edepsizliklerini görmezler de karşılarındakine "EDEP YÂ HÛ"demeye başlarlar. Duymuşlar Efendilerinden bir kaç söz duydukları sözleri de sorgulamadan kalkmışlar internet ortamında ahkâm kesiyorlar. Değerli gönül dostu kardeşlerim, her perşembe olduğu gibi dün, yani 24 Şubat 2011 Perşambe, akşamı efendi babamızın olağan haftalık sohbetlerinden biri olan sohbette idik. Sohbetin bir yerinde söz,Efal,sıfat ve zata geldi ve efendi babamız hepimize,bakın çocuklar hepiniz burada yanımdayken kuzu gibi sessizsiniz,efal,sıfat,zat diyorsunuz dillerinizle ama bunu kabul ediyormusunuz bakalım dedi ve devamında; şimdi buradan çıktığınızda karşınıza bir hırsız çıkıp cebinizdekileri alsa ve gitse bunu nasıl kabul edersiniz,Allâh’ın paraya ihtiyacı vardı ve aldı gitti diyebilirmisiniz deyince hiç birimizde çıt yok. Şimdi bahsettiğim bu kendini melâmet olmuş zanneden zavallılar da böyledirler işte. O kişilere devamlı cemalinle muamele edersen evliyadırlar ama; biraz celalini gösterip de kuyruklarına bastınmıydı. Eyvaaaahhhh eyvahhhh... Yandı gülüm keten helva!. Başlarlar kedi gibi viyaklamaya ve bulsalar tırmalarlar adamı vesselâm...
Değerli dostlarım; bu hal sadece melâmîlere has bir durum değil,diğer insanlar için de geçerlidir bu hal. Herkes "ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEK"den bahseder ama aslında ölmemişlerdir, sadece ölü taklidi ypmışlardır bu yüzdendir bu haller ve bu durumlar. "ALLÂH KISKANÇTIR!"diyenler bu ciddi ithamlarını haklı çıkaracakları bir âyet göstermeleri icabeder. Öyle uydurulmuş Hadislerle hüküm vermek olmaz. Bu Hem Allâh’a ve hem de O yüceler yücesi Peygamberine hakaret ve küfürdür. "Allâh’ım Cinlerin ve Melâmî’lerin şerrinden sana sığınırım."Sen bu fakiri bu iki zümrenin şerrinden ve hasedinden muhafaza eyle yarabbil âlemin âmîn. Aşk ile hûû...
Fakirullahmelâmî.
İstanbul.
25/02/2011/Cuma.
YORUMLAR
Eğer insan varsa Tanrı da vardır, Evrende insan yoksa ,zaten Tanrının varlığınıda ispatada gerek yok. Beni yaratan, bana kendinden bir parça üflemiş ise ,bende mevcut bütün duygular ondada vardır. Zaten mutlak kavuşma, bütün aklın ve duyguların tamamlandığı yaratanda vuku bulacaktır.
Saygılar