- 1853 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
İNSANCA SAVAŞ-ÇANAKKALE 1915 1 VE 2. BÖLÜM
İNSANCA SAVAŞ
ÇANAKKALE 1915
Yüzbaşı Adela Taylor 35 yaşında İngiltere’nin Hindistan sömürgesinde görev yapan kadın subaydı. Adının anlamı Adil olmasına rağmen oldukça zalim bir yöneticiydi. Yönetimi altındaki halka özellikle Müslümanlara karşı çok zalimdi.Saçlarını erkekler gibi kısa kestirir erkeklerin giydiği kıyafetlere yakın kıyafetler giyerdi. Sevgi ve aşk onun için gereksiz duygulardı. Hayatı boyunca hiç kimseye seni seviyorum dememişti. İlişkileri 1 gecelikti. Öldürdüğü insanların kulakları ve burunlarını kesip sakladığı için halk ona kasap lakabını takmıştı. Annesi ve babası Mısır’da Türkler tarafından öldürüldüğü için Müslümanlara özellikle Türklere karşı büyük Nefret duyuyordu. Dayısı onu 14 yaşında Askeri Liseye koymuştu. Askeri Lisede Kız olduğu için ezilmiş ve kötü günler geçirmişti. Daha Sonra harp Akademisine gitmiş ve 1900 yılında 22 yaşında Teğmen olarak mezun olmuş ve İngiltere’nin sömürgelerinde görev yapmıştı. Görev yaptığı ülkelerde zalim ve despot anlayışı İngiltere’nin Üst kademe yöneticileri tarafından takdirle karşılanmış üst üste terfi alarak kısa sürede terfi etmişti.Adela’nın bir özelliği de Keskin nişancı olmasıydı. 200 metreden istediği hedefi tam isabetle vuruyordu.
Yer: Londra Birleşik Krallık Genel Kurmay Başkanlığı
Tarih:30 Haziran 1915
Genel Kurmay Başkanlığı Koridorlarında bir kadın subay yanında bir askerle ilerliyor. Kadın subay Döpiyes bir etek ve üniforma içerisinde koridorlarda topuklu ayakkabı sesi yankılanıyordu. Kadınlara özgü asker şapkasını takmıştı merdivenleri teker teker çıkıyordu. Uzun bir koridor da yürüdükten sonra önünde iki askerin nöbet tuttuğu bir kapının önünde durdular. Birkaç saniye kıyafetini düzelttikten sonra içeri girdi. Bir Ayağını hızlıca yere vurup asker selamı verdi
-Yüzbaşı Adela Taylor emir ve görüşlerine hazırdır komutanım
-Rahat yüzbaşı
Adela şapkasını çıkarıyor.
Masanın Arkasında arşimed dükü sir General Jhon Hamilton var düşünceli Pencereden dışarı bakıyor. Sonra yüzünü Adela’ya dönüyor.
-Oturun yüzbaşı
Adela bir koltuğa oturuyor
General:
- Havada boğucu bir sıcaklık var değilmi yüzbaşı britanyanın kaderi bu nem ve sıcak
- Evet havada boğucu bir sıcak var general
- Ne içersiniz Yüzbaşı İskoççadan getirttiğim viskiyi tatmanızı isterim
- Tabi olabilir General
General bardan iki kadeh viski doldurur birini koltukta oturan Adela’ya verir
Adela Viskiden bir yudum alır
- Hımm Mükemmel Hindistan böyle kaliteli viski bulunmuyor general..
- Beğendiğinize sevindim Yüzbaşı
- Beni buraya viski içmeye çağırmadınız sanırım general
- Yüzbaşı babanızı tanırdım başarılı bir sömürge valisi idi. Talihsiz bir şekilde kaybettik. Sömürge yönetimindeki başarılarınız Britanyaya kadar ulaştı. Sömürgecilik Bakanı sizden övgü ile bahsediyor
- Teşekkür ederim General
- Ancak sizi bunun için çağırmadık yüzbaşı
- Sizi dinliyorum general
- Biliyorsunuz şu an Osmanlı Devleti ile Çanakkale de savaşıyoruz. Cepheden iyi haberler gelmiyor. Savaşta üstünlüğümüzü kaybetmek üzereyiz
- Ben ne yapabilirim Genral
- Harp akademisindeki dosyanızı inceledim Keskin Nişancı olduğunuzu biliyorum 200 metreden bir insanı gözünden vurabiliyormuşsunuz
- Doğrudur general
- İşte size bu konuda ihtiyacımız var Sizi Çanakkale cephesine göndereceğiz. Göreviniz Çanakkale deki Üst rütbeli subayları öldürmek Özellikle Anafartalar daki Albay Mustafa Kemal’i öldürmeniz çok önemli. Osmanlı askerleri subayları ölünce dağılacak ve savaşı biz kazanacağız ve siz yüzbaşı savaştan sonra binbaşı rütbesi ile Anadolu sömürgesinde önemli görevlere getirileceksiniz
- Gerçek bir savaşa katılmak ve Türk öldürmek kulağa oldukça hoş geliyor bu görevi memnuniyetle kabul ediyorum savaştan sonra sizi İstanbuldaki ofisimde ağırlayıp İzmir bağlarından yapılmış Rakı içmek için bekliyor olacağım general
- Güzel bir temenni Yüzbaşı ama bu kadar emin olmasanız düşmanınızı hafife almayın Yüzbaşı Onca silah ve teçhizat üstünlüğümüze rağmen hala başarılı bir sonuç alamadık.
- General onların bütün üst rütbeli subaylarını Birde adı neydi
- Albay Mustafa Kemal
- Evet Kemal onu avlayacağım
- Mustafa Kemal’i hafife almayın Dahilik derecesinde zeki, ve yüz askere karşı savaşacak kadar cesurdur
- Bana güvenin General
- Peki Yüzbaşı yarın Bristoldan kalkacak askeri gemiyle sizi Çanakkaleye ulaştıracağız Tanrı yardımcınız olsun Yüzbaşı
- Tanrının yardımına ihtiyacım yok general sadece Dürbünlü bir AS50 Keskin Nişancı tüfeğine ihtiyacım var General
Bir gün sonra
Yer Bristol Limanın da bir bar
Adela Pantolon ve kabanlı sırtında asker çantası omuzlarında yüzbaşı rütbesi ile içeri girer bar a doğru ilerler içeride Çanakkale cephesine sevk edilmeyi bekleyen çok sayıda asker vardır Adela içeriye göz gezdirir ve barmene :
- Hey barmen bir bira lütfen
Birden gözüne masada oturan bir gözü sargılı bir adam ilişir Adam hiç kimse ile ilgilenmeden birasını içmektedir. Adela Adamın yanına doğru yanına gelir.
- Hey sen Henry değimlisin
- Evet siz kimsiniz
- Benim Adela Harp Akademisinden
- Hey Adela çok değişmişsin
- Evet ben Yüzbaşı oldum sana ne oldu Henry sanırım okuldan teğmen olarak mezun olmuştun şu haline bak kötü görünüyorsun dostum
- Evet Adela ben Çanakkale cephesinden geliyorum artık Asker değilim
- Seni bu hale o pis barbarlar mı getirdi Henry merak etme Henry senin intikamını alacağım
- Onlar barbar değil gerçek bir centilmen ve vatanlarını korumaya çalışan bir avuç kahraman Tanrı yardımcın olsun Adela
- Neden herkes bana Tanrıdan yardım diliyor, benim yardıma ihtiyacım yok sadece dürbünlü bir tüfeğe ihtiyacım var hem onlar centilmen ve kahraman demek de ne oluyor sen Britanyaya olan inancını kaybetmişsin
- Dinle Adela cephedeydik şiddetli bir taarruza geçmiştik tam mevzi kazandık ve onların siperine geçtik bu sırada bir el bombası tam yanımda patladı ve mevziiyi kaybettik ben Osmanlı siperinde yaralı bir halde kaldım Osmanlı askerleri beni görünce hemen yaralarımı sardılar beni yere uzattılar bana su verdiler ve onların yanında 6 saat kaldım sonra çatışma durdu Bir Osmanlı askeri beni sırtına alıp Bizimkilerin siperine götürdü Sonra ne oldu biliyor musun? Adela bizimkiler beni sırtında taşıyan Osmanlı Askerini makineli Tüfekle öldürdüler. Göğsüne binlerce mermi sıktılar. Ölürken göz göze geldik gülümsüyordu. Sanki meleklerle beraberdi.
- Onlar barbar Henry
- Onlar centilmen ve kahraman Adela gerçekten tanrının yardımına ihtiyacın var
Henry masadan kalkar bir bacağı yarımdır ve koltuk değneği kullanmaktadır.
Geminin kalkış düdüğü çalar. Yüzbaşı Adela koşar adım geminin merdivenlerine çıkar.Gemi sivil bir yolcu gemisi olmasına rağmen seferberlik emri ile ordunun kullanımına alınmıştı. Gemi yolcuları Çanakkale Cephesine giden İngiliz askerleri ile doluydu. Yüzbaşı bir süre güverteden limanda toplaşan halkı seyrettikten sonra kalacağı yeri öğrenmek için yetkili aramaya başladı. Bu sırada bir asker Adela’ya yaklaştı. Selam verdi.
-Yüzbaşı Adela
-Evet benim
-Beni takip edin Kaptan Binbaşı Jhon sizi görmek istiyor.
Asker önde Adela arkasında kaptan köşküne doğru yürümeye başladılar. Bir kat yukarı çıkıp kaptan köşküne vardılar.
-Yüzbaşı, gemime hoş geldiniz Gelibolu’ya kadar misafirimsiniz.
-Teşekkür ederim Kaptan
-Sizi rahat ettirmem konusunda ihtiyar kurtlardan emir aldım. Siz en önemli yolcumsunuz.
-Kalacak yer göstermeniz yeterli kaptan
- Hemen alt katta özel odada kalacaksınız. Yemeklerde bana eşlik ederseniz mutlu olurum Yüzbaşı
-Bana Adela diyebilirsiniz aşırı resmiyetten hoşlanmam
-Sizde bana Jhon deyin Yüzbaşı
-izninizle odama gidip eşyalarımı yerleştirmek istiyorum
-Elbette Yüzbaşı
-Sormam da sakınca yoksa Gelibolu’ya ne zaman varırız
-her şey yolunda giderse Yaklaşık 20 gün sonra
-Desenize birbirimizi tanımak için çok vaktimiz olacak.
-sanırım öyle olacak.
-görüşürüz kaptan
- görüşürüz yüzbaşı.
Adela önünde bir askerle aynı katta ki odasına doğru yürüdüler. Birkaç kapı geçtikten sonra bir kapının önünde durdular Asker;
- Odanız burası yüzbaşı
Yüzbaşı odaya girdi. Oda tek kişilik bir kamaraydı. Duvar kenarında battaniyesi katlanmış bir yatak, duvar Meryem ana ikonu yastığın yanında bir çekmece vardı.Adela etrafa göz gezdirdikten sonra çekmeceyi açtı. Çekmecede İncil vardı sayfaları karıştırdı. Sonra çantasını dolaba koydu. Yatağa uzandı. Bir müddet yatağa uzanmış halde kaldı. Neden sonra kalktı. Kıyafetini yazlık rahat kıyafetle değiştirdi ve akşam yemeği için kaptanın yanına indi. Rütbelilerin yemek salonunda subaylarla yemek yedi. Bu arada Kaptan Jhon’la samimiyeti ilerletiyordu. O gece rahat bir uyku uyudu.
Ertesi gün sabah uyandı kahvaltısını etti. Bir müddet gemiyi dolaştı. Odasında kitap okudu. Akşam yemeğini yedi. Gece saatlerinde aşağı ki katlardan şarkı sesleri gelmeye başladı. Aşağıya indi askerler şarkı söyleyip dans ediyorlardı. Oda eğlenceye katıldı. Az sonra içeri Kaptan Jhon girdi. Askerler bir anda sustular. Kaptan “devam edin çocuklar” dedi. Askerler eğlenceye kaldıkları yerden devam ettiler Kaptan Adela’nın masasına oturdu.
- Eğleniyor musun Adela
- Elbette Jhon
- Biraz kendinden bahsetsene Adela
- İlginç bir hayatım yok basit biriyim basit bir sömürge valisi
- Ben öyle düşünmüyorum yaşlı kurtlar senden çok şey bekliyor
- …..
- Savaştan sonra ne yapmayı düşünüyorsun
- Bilmem hiç düşünmedim
- Belki İskoçya ovasında bir çiftlik belki çocuklar kocanla beraber mutlu bir aile hayatı ha ne dersin Adela
- Hahahaha hiç bana göre değil
- Neden seni bekleyen şanslı kimse yok mu
- Maalesef yok
Kaptan da sevinç belirtileri. Sohbet gittikçe koyulaşmaya başladı. Sonra Güverteye çıktılar. Bir süre daha sohbet ettiler. Sonra Adela odasına çekildi
Günler geçtikçe Jhon’un Adela’ya ilgisi artıyordu. Bir gece Adela Jhon’u odasına aldı. Ateşli bir sevişme yaşadılar. O günden sonra Adela Jhon’a ilgi göstermez oldu. Jhon’u asıl yıkan ise Adela’yı bir gece düşük rütbeli bir subayla gece ayrısı odasına girerken görmesi oldu. Adela kahkahalar atıyordu.Jhon adeta yıkıldı.
Aradan iki hafta geçmişti bir gün Jhon Adela’yı güverte’de yablız yakaladı. Jhon
- Konuşmamız lazım Adela
- Ne konuşacağız Jhon
- İki haftadır benimle ilgilenmiyorsun ben sanmıştım ki…
- Ne sanmıştın Jhon seninle evleneceğimi İskoçyada bir çiftlikte çocuk yapacağımımı hahaha komik olma jhon
- Ama o gece
- Sadece seks di Jhon ikimizde zevk aldık unut o geceyi Jhon dedi ve odasına çıktı
Jhon’un kalbi kırılmıştı. Bi’kaç gün sonra Gelibolu açıklarına varmışlardı
Yer: Gelibolu sahilleri
Tarih 23 Temmuz 1915
Hava çok sıcaktı. Adela’nın gemisine bir filikalar yanaştı. Adela Sırtında çantası ve keskin nişancı tüfeği başında miğferi ile filikaya bindi. Yarım saatlik bir yolculuktan sonra kıyıya vardı.Havada sessizlik vardı. Kendisini bir yüzbaşı karşıladı.
-Ben Yüzbaşı Edward
-Yüzbaşı Adela
Bu sırada Müthiş bir patlama oldu.
- Osmanlılar hucuma geçti başınızı eğin yüzbaşı beni takip edin
Biraz sonra bir çadıra girdiler.
- Tekrar hoş geldiniz yüzbaşı nasıl bir hoş gelmeyse artık gerçek bir savaştayız buranın şartlarına uyum sağlamalısınız sizi iki saat sonra cepheye göndereceğiz görevinizi biliyorsunuz yüksek rütbeli subayları vuracaksınız size iki kişi eşlik edecek tanrı yardımcınız olsun
- Cepheye gitmek için sabırsızlanıyorum
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.