- 1137 Okunma
- 3 Yorum
- 1 Beğeni
KIYAMAM
Kıyamam ne elimdeki çiçeğe ne de sana. Sanıyor musun ki uzağındayım ya da haricinde düşlerinin.
Ne varsa haricimde ve ne varsa beni ben yapan. Ne imgeler, ne sıfatlar ne de kesilen ahkâm.
Haricinde herkes şu dünyamın. Muhteva eden ne varsa zaten bilmektesin. Olması gereken değil, gerçeğin ta kendisi.
Mümkün olan değil belki ama bir bir sıraladığım adını her andığımda. Ve adım her anıldığında tarafınca.
Hep düşmandım zamana öncesinde ve hep kavgalıydı akreple yelkovan. Takılıp kalırdı zaman, mıhlanırdı dakikalar şimdi kalbimin mıhlandığı gibi.
Saat kaç? Günlerden ne?
Ne zaman tekelimde ne de nezdindeyim başkalarının. Başkaları, başka dünyalar, başka zihniyetler. İçinde varmışım yokmuşum değil düşünmek aklıma bile gelmiyor.
Mümkünatı olmayan bir düş olduğunun farkındayım. Binlerce ışık yılı ötedesin peki nasıl bu denli yakın hissedebilmekteyim… Sebep aramıyorum artık ya da bahane.
Boyut denen mefhum da çok uzağımda. Kavramlar, sanrılar, tüm kötülükler.
Saflığımın boyutu inanılmaz bir ivme kazanmışken şimdi hayallerim yarışa girdi gerçeklerle. Bazen karışmıyor değil olan ve olması gereken ya da olmasını istediğim.
Mecburiyetler saf tuttu ömrüm boyu. Yıkılmaz kaideler, mermer suretler, çelik ruhlar ve onca kifayetsiz ve yalancı tutum. Hep görmek istediğimi gördüm keza görmek istedikleri bir profildim, bir önyargıydım hatta taştan bir heykel.
Gerçi anın tek getirisi hayatımdaki bu devinim bazen hızlı bazen yavaş. Sancılar için için yakmadı mı canımı ya da solumadım mı o boğuk havayı nerden kaynaklandığı belli olmayan.
Meğer derin bir nefes almam gerekiyormuş. İsli, puslu bir hava ve binlerce yanılgı ve bir o kadar öngörü.
Öfke çoğunlukla, fazlaca hayal kırıklığı ve bencil istekler, dayatma ve derken sürecin içine girdiği o dönüm noktası.
Tanıdığımı sandığım ve köşeye saklanmış bir ben. Ve derken bir ben, bir ben ve içi kof bir bebek, kolu kanadı kırık. Kırık olan nice bebek içimde saklı, hırpalanmış, örselenmiş hatta ötelenmiş.
Naif, asil, nazenin ve derken öfke, hüzün ile yoğrulmuş bir alt kimlik içten içe yanık ve savruk.
Kolay ve doğru ne varsa ve her kim ise öncü birliklerin komutanı şimdi de ben tayin ediyorum artık rotamı. Ne varsa tayin edip belirlediğim kısaca döngü tersine döndü.
Işıklar çoktan sönmüş derken bu sefer güneş batmaz oldu yeni dünyamda. Ne karanlık ne kötülük ne de ihanet…
Ne yalan ne riya ne de aczi yet: Ne tarafımca ne de tarafınca. Olsa olsa pembe yalanlar, olsa olsa küçük tümsekler aşılması mümkün.
Gerçek en az ölüm kadar.
Zor biliyorum en az hayat kadar.
İmkânsız belki de en az dönmemek kadar.
Hatta belki de bir düş uyandığımda sona erecek.
Ne fark eder ki, o düşü bir kez görüp yaşadıktan sonra.
Yaşanmamış onca eksiklik eksik diye tasavvur bile etmediğim ya da onca yaşanmışlık dertle, acıyla örülü.
Belki de bir yumağım ne çözebildiğim ne de çözülebilme imkânının olduğu. Aslında adım kadar eminim çözümümün olmadığının ama ben çoktan geçtim çözmeyi de anlamayı da. Beş duyu organım da işlevini yitirdi bunca şeyi görüp hissettikten sonra. Bunun için ne anlamanın derdindeyim ne de anlaşılmanın.
Düzenekte yer teşkil etmediğimin bilinci belki de bu kadar gözü kara ve fütursuz yaptı beni. Zira mücadelem aralıksız sürdü keza sürmekte de. Ama sonucun ne olacağı ya da nasıl olması gerektiği tamamen ilgi alanımın dışında.
Olsa olsa hayal kırıklığı kalır elimde ki öylesine de alışkındır bünyem. Panzehiri yalnızlıktır, bilirim ve sessizlik ki bir ömür boyu muhafaza ettiğim o kısır döngü.
Tekilden çoğula uzayan bir süreç ama her an tekil kalma olasılığının baki olduğu.
Ve çoğul mefhumuna asla uyum gösterememiş, dirayetsiz bir kimlik.
Onca kazanım geçti elime ve derken verdiğim sonsuz kayıp. Kala kala kimliğim kalmıştı kaybetmediğim. Şimdi farklı tezahürlerle yoğuruyorum olmasını istediğim gibi.
Ne arayışındaydım ne de beklenti dâhilindeydi. Gerçi hala da bir beklenti taşımıyorum ama o yanıp sönen ışık her şeye bedel; her an görmek istediğim ve kaçamadığım. Kaçmak gibi bir niyetim de yok diğer yandan. Kaçak bir ömür ve kaçak göçek yaşanmış yıllar çoktan miadını doldurdu. En az miadını dolduran tüm tedavülden kalkmış duygular kadar.
Hayır, rüzgârına kapılmadım tam tersine o esintiyi duyumsamak en güzeli.
Duyumsamak tüm varlığımla ve sonsuza kadar…
YORUMLAR
Ama biliyorum ki şu önümdeki zor zamanları aşınca oturup gün boyu sizi okuyacağım...
Yayınladığınız yazılarınızın bildirimi görüp okuyamadan çıkmak gerçekten üzüyor.
Ama az kaldı hem yazmanın hem de okumanın yaklaştığı güne..
Yazılarınız rahatlatıyor gerçekten seviyor ve okuyorum...
Sevgilerimle kocamaannn :)
Gülüm Çamlısoy
Gerçek anlamda duyumsuyorum yazarken. Çünkü önem arz etmekte benim için. Ne bir hobi ne mesai harcadığım bir iş ama çok şey ifade etmekte ve her şeyin ötesinde. Tıkandığım vakit duyduğum hicap anlatılmaz. Çünkü her nasılsa mesul hissediyorum kendimi. Sadece yazmak mı ? ASLA. Ve paylaşmak, sevgili kalemleri okumak, dolup boşalmak, tek bir yorum, tek bir kelime bile ne çok şey çağrıştırabilmekte.
Anladığınızı görebilmekteyim buradan.
YÜREKTEN TEŞEKKÜR EDİYORUM SEVGİLİ NURAY HANIM.
Sizi sayfamda ağırlamak ne güzel ve yüreklendirici sözleriniz inanılmaz mutluluk verici.
En içten ve yürek dolusu sevgilerimi, selamlarımı gönderiyorum...
Var olun.:)
İnsanın yaptıklarından geriye hayal kırıklıkları kalsa bile en azından kendi hatam, kendi başarım diyebilmeli.
Ne demiş bir düşünür; Hiç hata yapmayan insan hiç yaşamamış gibidir...
Güzel bir mektup, tebrik ederim.
sevgiler
Gülüm Çamlısoy
Olgunlaşıyoruz bir yandan ve büyüyoruz ve öğreniyoruz yeni yeni kavramlar...
Mühim olan hatalardan ders çıkarmak. Zor ama mümkün ve bir o kadar olası.
Gecenin bir vakti kaleme almıştım ve paylaşmak istedim.
Hatalar da başarılar da bize dair ama ne yazık ki başarılardan ziyade hep yanlışlarımız önde gidiyor ve bir o kadar irdeleniyor. Ne diyelim? Sağlık olsun...
Kucak dolusu sevgiler, selamlar...
:))
Emine UYSAL (EMİNE45)
Bir dostun üzüntüsünü herkes paylaşır, gerçek dost başarısını paylaşandır. Başarı kolay hazmedilmez çünkü.
Hatalar da böyle, herkes hata yapar ama hatayı başarılı bir kimse yaparsa getirip getirip gözüne sokarlar.
boş ver, ne yaparsan yap kimseye yaranamazsın, öyleyse bildiğini yap :)
sevgimle
Kıyamadıklarımız içinde en başta kendimiz olalım ki mutluluğu ve huzuru şu kısacık ömrümüzde her an yaşayalım...zaten kendimizin kıymetini biliyorsak her varlığın kıyamadığımız olmasını sağlamaz mıyız yaşamımız içerisinde ... dedim içimden okuyunca yazınızı.
Çok güzel bir düşüngeçler zinciri
Sevgilerimle Gülüm Hanım
Gülüm Çamlısoy
Çok kısa bir zaman bize biçilen ve bir o kadar güzelliklerle dolu. Ve sevginin yüceliği her daim devrede ya da olmalı. Zira değindiğiniz gibi; önce kendimiz ama bazen değer verdiklerimiz bizden bir adım öne de geçebiliyor. Geçmeli mi? Hayır...Ya geçerse...
Gidişat bazen tepe takla olabilmekte. Şu hayatta mümkün olmayan ne çok şey var.
Kısaca katılıyorum: Önce kendimiz. Her ne kadar öngörüler ve öğretiler bu doğrultuda olmasa da. Sonuçta yetmeliyiz kendimize herkese ve her şeye rağmen.
Çok teşekkür ederim gerek varlığınız için gerekse düşünmeye sevk eden kıymetli yorumunuz için.
En içten sevgimle...Yüreğiniz dert görmesin.