SEVGİNİN RENKLERİ
Hayata gözlerimi açtığımda ve ilk nefesimi aldığımda annem yanımdaydı. İlk adımımı onun yanında attım ben. İlk aileme tebessüm ettim sevecence. İlk onların yanında konuştum... Bir süre sonra okula başlıyorsun dedi annem.”Aa o mavi önlüklü ablaların ve abilerin gittiği yere mi gideceğim”dedim anneme sevinerek.”evet yavrum, seni orada kollayan yazmayı ve okumayı öğretecek bir melek bekliyor” dedi.”senin gibi bir melek mi” diye sordum. Annem sadece gülümsedi. Okuluma gittiğimde annem gidecek diye ağlamaya başladım. Sonra bir elin bana uzandığını gördüm. Hiç çekinmeden tuttum o eli. Aklımda kalan tek şey o elin sıcak olduğuydu. Sevgisi ve bilgisi ısıtmıştı o eli. İlk kez göz göze geldik onunla Ve hala o bakış hafızamda kazılı bir şekilde hatırlanmayı bekliyor. Zaten ben o ilk ve duygu dolu bakışı hiç unutamadım ki...
İlk başta öğretmenin anne, ya da baba gibi olduğunu düşünürdüm. Zaman geçtikçe öğretmenliğin anneden de öte bir şey olduğunu fark ettim. Bir gün beni kimsenin anlamadığı anda Hayat kapkara oldu gözümde. Evde annemle tartışmıştık. Bağırdı, çağırdı bana. Oysa ben o okula ilk başladığım zamanki annemi istiyordum. Beni anlamalıydı. Bu zamanlarda sığınılacak bir liman arıyordum kendime. Evden kapıyı çekip çıktım. Nereye giderdim ne yapardım bir başıma. Ve kalbimin sesini dinledim o an. Gittim ayaklarımın beni götürdüğü yere... Gittiğim yer, çaldığım kapı, ulaştığım liman sendin. Bir öğretmenin görevi kara tahta önünde bize ders anlatmak değilmiş. O gün bunu çok iyi anlamıştım. Elinde tebeşir bizlere hayat bilgisi dersi anlatan öğretmenden çok daha öte bir şeymiş. O gün bana söylediğin her kelime içimdeki karanlığı aydınlattı. Daha bir rahatlamıştım sanki. O an onun boynuna sım sıkı sarılmak istedim. İçimde yeni filizlenen çaresizliğin ümidi oldun. O evden çıkarken daha bir rahattım sanki hayat daha bir güzel gözüktü gözüme. İnsanlar, ağaçlar, herşey, her şey senin kadar güzel ve iyiydi artık...
Şimdi düşünüyorum da ilkokula başladığımda öğretmen benim için bir melekti. Yani anne gibi... Şimdi ise büyüdüm ve hayatta bir öğretmenin bazen sığınılacak bir liman, bir dost gibi olduğunu çok iyi anladım artık. Çünkü o yeni filizlenen çaresizliğin ümidi oldu. O bir fidana meyve vermeyi, çiçek açmayı öğretti. Açtık, susuzduk bilgiye. O karşıladı tüm ihtiyaçlarımızı. Her zil çalışında ufkumda yeni dağlar çizdi hep. Gökyüzünü boyadı sevginin renklerine. Ve bugün senin bize sunduğun her şeyin demet demet yapılıp sergilendiği gün. Bugün 24 Kasım öğretmenler günü. Bilgilerle donatılmış bir mum yaksak geleceğe, hiç erimeyecek ve sönmeyecek bir mum... Atatürk’ün adını yaldızlarla yazalım gökyüzüne. Canım öğretmenim; senin ve tüm öğretmenlerin kaleminin mürekkebi hiç bitmesin. Bilginizin ışığı hiç sönmesin. Tüm öğretmenlerimizin bu mutlu günü kutlu olsun. Atatürk’ün de dediği gibi “MİLLETİ KURTARANLAR ANCAK VE YALNIZ ÖĞRETMENLERDİR”.
AYŞE…