Devleti yönetme iradesi... Liderlik.
..: Acem hududundan gelen felaket haberleri..
yıl.: Hicri. 1142. senesine girilirken (1730) Osmanlı yönetimi ve halk, siyasi-iktisadi meselelerle bunalmış durumdaydı. ""Ne Garip günümüzdeki hal ve şartlarla ne kadar da örtüşüyor""
Bu yetmezmiş gibi doğu da İran topraklarında ki, Osmanlı kuvvetleri, yıllardır muazzam miktar da,! Askeri kayıplar ve iktisadi kayıplar vermekte,, Sefevi orduları karşısında tam bir hezimet yaşanmakta, Özellikle sefevilerin geri aldıkları şehirleri savunan Osmanlı Askerleri büyük kayıplar vermekte,
ve bu durum özellikle halk arasında büyük bir infiale ve korkunç bir öfkeye neden olmakta..!
"" Çok az düşünelim günümüzle ne kadar örtüşmekte"
Halkta durum..:
Artık öyle bir hal almıştı ki başı bozukluk Halkın büyük çoğunluğu Devletin yönetimindekilerin devleti sattığını düşünür olmuşlardı, en başta İbrahim Paşanın devlet topraklarını İran’a sattığı kanaati hakim olmuştu...! "" Günümüzle ne kadar örtüşüyor""
Devletin zedelenen itibarını düzeltmek ve önü alınmaz tepkileri yatıştırmak için tek çare Osmanlı Padişahı III. Ahmed’in ordunun başında Sefere çıkmasıydı..!
Hemen Sefer kararı alındı, hazırlıklara başlandı..! Ancak Padişahın kararsızlığı bütçenin zayıflığı İSTANBUL da özellikle yiyecek erzak ve mühimmat sıkıntısı had safadaydı..! Devletin sınırlı kaynakları devleti idare edenlere sınırsızca peşkeş çekilmişti...!
"" Düşünelim’mi..? ne kadar da günümüzle örtüşüyor""
Padişah III. Ahmed ile Sadrazamı ve damadı İbrahim paşa sefer çıkmaktan kaçınıyorlardı ve sürekli Sefer erteleniyordu..!
Sefere çıkılacağı için başta yeni çeriler olmak üzere Kapı kulu askerleri de ellerinde ki birikimlerini sefer ihtiyaçları için harcadıklarından ve sürekli de ertelenen sefer yüzünden ordu da Moraller iyice çökmüş durumdaydı,
her geçen gün ordu çorak gibi sökülüyordu ve ordugahta hemen-hemen Asker kalmamıştı...
İdarenin kararsızlığı basiretsizliği önü alınmaz bir hezeyan fırtınasının başlangıcı durumundaydı..!
Günümüz de ki..: ""Kimse bizim sabrımızı sınamasın kimse bizim kırmızı çizgilerimizi ihlal etmesin-
vs vs vs..."".
__________________________________________;ve TARİH’den.
Örnek..; Cengiz Han...
Cengiz Han, elli yaşına kadar Moğolistan’ın çeşitli boylarıyla savaştı, arasıra yenilgiye de uğrasa başarısızlıktan hiç bir zaman yılmadı. Ama Cengiz Han’ın asıl büyük başarıları bu yıllardan sonra başladı.
Cengiz Han önce Çin devleti ile savaştı. 1211 yılında Pekin’i kuşattı, uzun süren kanlı çarpışmalardan sonra Çin hükümdarıyla bir antlaşma imzalandı ve bir Çin prensesiyle evlendi. Bu ikinci evliliğiydi. Ancak savaş birkaç ay sonra yine başladı ve 1215’e, Pekin’in alınmasına kadar sürdü. Bu tarihte Çin hükümdarı Cengiz Han’ın kesin egemenliğini kabul etti ve haraç vermeye razı oldu.
Batıdaki en güçlü İslam devleti Harzemşahlardı. Hükümdarları Sultan Mahmut, kısa süre önce Karahıtay devletini yenilgiye uğratmıştı ve Çin’e saldırıya hazırlanmaktaydı. Cengiz’in başarısından sonra telaşa kapıldı ve ona Seyyid Bahaiddin Razi başkanlığında bir elçiler kurulu gönderdi. Cengiz Han da Harzemşahlarla dostluğun ve ticaretin yararlı olacağını düşündüğünden, bu harekete karşılık olarak, Harzeme Mahmut Yalavaç başkanlığında bir kurul gönderdi. Böylece Moğollarla Harzemşahlar arasında dostluk başlamış ve bir ticaret antlaşması yapılmış oluyordu.
Bu antlaşma üzerine, 1218’de 450 kişilik Moğol ticaret kervanı, o çağın en pahalı mallarını islam ülkelerine götürmek üzere yola çıktı. Ne var ki, Harzem ülkesindeki Otrar şehrinde, Otrar valisi Kayır Han Inaçık bu kervanı durdurttu; mallarını yağmalattı, bütün adamlarını öldürttü. Kurtulabilen tek kişi, durumu Cengiz Han’a bildirdi. Bunun üzerine Cengiz, Sultan Mahmut’tan Kayır Han’ın kendisine teslimini istedi. Ama, Cengiz’in bu isteğini belirtmek için gelen elçileri de öldürüldü. Tarihe ’’Otrar Faciası’’ adıyla geçen bu olay, islam ülkelerine Moğol akınlarının başlamasının sebebi oldu.
Cengiz Han Harzem Devletinden öc almaya karar vererek büyük bir sefer düzenledi. Yolu üzerindeki Karahıtay ve Nayman beyliklerini ele geçirdi. Kervanının yağmalandığı ve adamlarının öldürüldüğü Otrar şehrine geldiğinde 70 bin askerle karşı koyan Otrar valisi Kayır Han’la bir süre çarpıştıktan sonra, oğulları Çağatay ile Ogedey’i orada bırakıp yoluna devam etti. Yolu üzerindeki kendiliğinden teslim olan Zernuk kalesinin bulunduğu şehre ’’Kutlu Şehir’’ adını verdi.
Maverahünnehir denilen islam bölgesi de Cengiz Han’ın ordularınca kıskaca alındı. Ardında Semerkant’ı geçen Cengiz Han,Buhara’yı kuşattı. Üç gün üç gece süren saldırılar sonunda Buhara’yı savunan 50 bin kişilik ordu, kana bulanan şehri Cengiz Han’a teslim etti.
Semerkant’ı kuşattığında da yine halkı kılıçtan geçirdi. Horasan’ı da ele geçiren Cengiz Han oğullarına Harzem’in merkezi Ülgençşehrini kuşatma emrini verdi. Altı ay süren kuşatma sonunda Ülgenç de yerle bir edildi. İntikamı Cengiz Han’ın tarih sayfalarına kanlı hükümdar olarak geçmesine neden olmuştu.
Bütün bu savaşlar, doğudaki islam devletlerinin hemen hepsinin Moğol egemenliğine geçmesini sağladı. Cengiz Han, 1225’de Moğolistan’a döndü. Dönüşte imparatorluğunu dört oğlu arasında paylaştırdı. 1227’de, Tangut seferinde hastalanarak öldü. Cenaze töreni eski Türk hakanlarınınki gibi yapıldığından mezarının nerede olduğu bilinmemektedir.
Bu büyük savaşçı yalnız askeri başarılarla yetinmemiş, Moğol İmparatorluğu’nun hukuk ve askeri işlerini düzenleyen bir kanun da yapmıştı. Cengiz Yasası diye bilinen bu yasa eski Türklerden Moğollara kadar gelen sözlü geleneğin otuz üç defterde toplanmasıydı.
Cengiz Han’ın askeri becerisi ve uyguladığı stratejileri tarihe büyük bir kumandan olarak geçmesini sağladı.
Derleyen...: Kenan SAYIN.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.