- 701 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
AHHHın ŞEHRİ KONYA
Gökyüzünün en bereketli olduğu şehir Konya. O nasıl bir derya dört bir yan ufuk. Ne bir ağaç, ne taş, ne kuş her yanı parça parça bulut. İfil ifil mavi. Yeşil Bursa mavi Konya. Konya’da şükranlarını sunmuştur Tanrı’ya başak başak altınlarıyla. Tuzun, buzun, bulutun, hasadın şehri Konya. Tatlı bir yorgunluk toprak damlarında. Ağacı küçük, toprağı büyük, Ilgın ağzıyla haydi dostlar gidelim Konyaa.
Lakin Konya’ya konturla gideceksiniz. Kontur cumhuriyeti, dört teker üzerinde yol alan keyfi yolculuklar ülkesi. Ne zaman nerde yolcu alacağı, hangi tesiste ne kadar mola vereceği belli değildir. Sürprizlerle dolu bir yolculuk, aile gibi sıcak bir ortam. Öyle ki birinci ve ikinci kaptan kardeş, muavin kaptanın oğludur. Bizde ya bismillah dedik, gassalın elindeki ölü gibi tabi olduk kaptana düştük yollara. Kaptan, muzaffer komutan edasıyla otobüsün iklimine dahi karar verir bu seferde. Birinci kaptanın kışı, ikinci kaptanın yazı sevdiğini anlamak zor olmadı bizim için. Herşey anlık gelişir bu yolculukta. Servis muavinin keyfiyeti kaptanın oluruyla yapılır. Suyun bardağa ne kadar konacağı bile kaptanın takdiri muavinin inayetiyledir.
Zaman zaman su değil zıkkım içtiğimiz yönünde hissiyata kapılsak da hoşgörü insanı Mevlana Hz. hatırına susuyoruz. Susuyoruz yol boyunca. Sanki bir tek yolcu yokmuşçasına, hiç yaşlısı, uyuyanı, horlayanı, hastası, çocuğu, ağlayanı yokmuşçasına sus pus otobüs. Tebaası olmayan imparatorluk gibi. Yinede padişah hüküm veriyor vezir uyuyan halka aldırmadan emirlere itaat ediyor.
Konya’dan başka şehiri görmeyi haram edercesine gece, mil çekiyor gözlerimize. Güneş anlaşmayı onaylamış olmalı ki tebessüm ediyor Konya sapağında. Yol boyunca itina ile dikilmiş 90 km tabelasını 100 km hızla geçerek yaklaşıyoruz Konya’ya. Koca ovada ağaç denen nesne vaktinden önce olgunlaşmış kavruk ve çelimsiz çocuklar gibi mahçup mahcup bakıyor geçenlere. Onları seyreden yolcular kadar kendileri de bihaberler akıbetlerinden. Gün gelip hazır kıta orman olabilecekler miydi yol boyunca.
Hiç görülmemiş birleşik isimler geçidi gibi uzanan tabelalara bakıyoruz hayranlıkla. Cihanbeyli, Kadınhanı, Sarayönü, Altınekin… ve asfalt bu hayrete zeval gelmemesi için su teraziyle ölçülmüşçesine seriliyor ayaklarımıza. Bolu’da çınlayan kulaklarımız, Ankara’da üşüyüp büzülen bedenimiz rehavetle katılıyor bu manzaraya.
Ne olduğunu merak etmediğimiz birkaç fabrikayı geçerek varıyoruz taşın nakış olduğu başkente. Modernizmin soğuk yüzünü yumuşatan bir kapıdan, sarının tonlarını terkederek giriyoruz mavi şehre. Şehir merkezine ilerledikçe anlıyoruz bazı şeylerin ters gitmeye devam edeceğini. Nasıl ki denizin rengini yerde değil gökte buluyorsak, medeniyeti de âdemoğullarında değil taş duvarlarda buluyoruz maalesef ve marifetin yeşil türbenin etrafının dönülmesi olmadığını anlıyor şems misali kaçmak istiyoruz aşk fukarası sokaklardan, caddelere inat daracık gönüllerden… soluk soluğa varıyoruz Alâeddin Tepesi’ne, haziran ayında ürperen içimizi demli bir bardak çay ile ısıtmak ümidiyle. Uzun menzilli bakışlar altında alel acele içiyoruz çayımızı ve misafirliğin kısasının makbul olduğunu anımsayarak kayboluyoruz gecede.
Akyokuşta soluklanırken bir kez daha hayrete gark oluyordu gözlerimiz. Bir milyonun sere serpe yerleştiği bu şehirde bu daralma kaçma hissi nereden geliyor diye. Geniş ve hatta daha da genişleyen şehir, alt yapısı tastamam içyapısı dağılan şehir diye bir iç çekiş yükseliyor göğsümüze. Konya’ya ihanet etmiş olma hissiyle sıkılırken içimiz, Hazretleri geliyor aklımıza. Seni de sevmemiş senide üzmemişler miydi asırlar evveli ey kutlu. Sevdiğini Allah eri dervişler atmamışlar mıydı bir kuyuya. Ahh Konya.. Ahhhhın şehrisin unutma. Ne karanlık kuyunun içini ışıtabilir güneşin ne de Hazretlerinin ruhuna huzur verir mavi gökyüzün. Maviye inat hep karanlıksın sen. Ey Konya, ey mavinin şehri, sensin ummana sığmayan aşkın katili. Ellerin hoyrat kalbin dar kalacak bundan gayri. Sema bile ağlamaz haline görmez misin? Sen aşkın katilisin. Çatlayan toprak senin lanetin…
Naciye ÜRÜN
Konya dönüşü 2014 Haziran