- 393 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
HİÇ DEĞİŞMEMİŞSİN HOCAM
Temel sahilden uzakta, Karadenizin iç bölgelerinde bir dağ köyünde işiyle gücüyle uğraşan cemaate karışıp camiide sıklıkla görünmeyen abdestle namazla pek ilgisi olmayan birisidir.
Cuma vaazlarında imam, cemaati genellikle suçlayan, azarlayan, sindiren konuşmalar yapar. Cemaatin camiye coşkulu gelmediklerini, dünya malına çok tamah ettiklerini, bu dünyanın boş, fani, yalan ve aldatıcı bir dünya olduğunu, gerçek mükâfatın öte dünyada olduğunu, bu dünyanın bir imtihan dünyası olduğunu, uzun uzun süslü cümlelerle anlatır da anlatır. Temeli de iki de bir örnek gösterir. Dünya işlerine daldığını camiye, namaza hor baktığını camiye hiç gelmediğini ahiret hayatının karanlık olacağını sıklıkla vurgular .
Arkadaşları zor bela Temeli bir sonraki Cuma namazına getirirler. Temel uzun süren vaazdan çok sıkılmıştır. İmam, cemaati gagalamaya, dünyanın, dünya hayatının ve insan bedeninin akıbeti hakkında Temelin ismini özellikle söz konusu ederek vaazına devam eder.
İmam:
- İnsanoğlunun bedeni diyelim ki Temelin bedeni. Şimdi Allah geçinden versin Temel öldü ne olacak. Temelin bedeni yunacak yıkanacak, namazı kılınacak kara toprağa verilecek. Bitti mi bitmedi. Börtü böcek Temelin cansız bedenine musallat olacak etini yiyecek kanını emecek sonra temel atmosfere dağılacak, sonra yağmurla temelin zerreleri toprağa gübre olacak, sonra o gübreden otlar beslenecek, sonra o otları gelecek bir inek yiyecek, o inek ne yapacak, bir müddet sonra bir yol kenarına dışkılayacak değil mi? işte Temelin macerası, serüveni böylece noktalanacak böyle bir son ortada iken dünya için didinmeye değer mi?
İmamın Temel üzerinden örnek vermesi zaten camiye isteksiz gelen Temeli çok gücendirir, incitir ve yaralar. Temel bu yarayı içinde büyüterek hep taze tutar. Aylar geçer camiye uğramaz. İmamın zoruyla arkadaşları yine rica minnet kolundan tutarak Temeli Cuma namazına getirirler. İmam yine aynı bayat konuşmaları uzun uzun tekrar eder mevzuyu sündürür de sündürür. Temel dayanamaz. İmamın sözünü kesercesine söze başlar.
Temel:
Dünya hayatının beyhudeliğini boş olduğunu anlatıp duruyorsun bir saattir. Bundan önceki cumada da mevzu aynı idi. Şimdi de ben bir örnek vereyim imam efendi. Senin akıbetin ne olacak şimdi de sen beni dinle.
Diyelim ki sen öldün imam efendi. Sen öldüğünde salâ okunacak seni yıkayıp namazını kılıp defnettikten sonra. Böcekler, yılanlar, çıyanlar seni bir güzel yiyecekler. Sonra onların marifetiyle toprakta gübre olacaksın. O gübre ile otlar büyüyecek. Sonra bir inek gelip o otları yiyecek. Sonra bir yol kenarına o inek dışkılayacak. Ben de hayvanları yayladan köye getirirken o dışkıyı göreceğim ve başında durup necaseti seyrettikten sonra diyeceğim ki; hocam, hiç mi hiç değişmemişsin, dünya hayatında da böyle bir şeydin zaten.