"SEN NEYİ DÜŞÜNÜYORSAN O SUN" (Talipname'den...)
İnsan vucudunun azalarının her bir ayrı güzellikte olup,her birinin görevi ayrı bir öneme haizdir.Sağlığında sorunsuz çalışan uzuvların kıyymetleri pek bilinmez iken,hastalık anında ya da o uzvu kaybettiğimizde daha çok anlarız o uzvun kıymetini.Varlıkta davul zurna çalıp eğlenen,yokluğu olmayacakmış gibi sürekli ertelediğini düşünen keyifzadelerin durumu gibi,sağlıklı olduğumuz zamanlarda hastalanabileceğimizi pek düşünmez tedbirsiz bir hayat süreriz genelde.Hastalık bazen soldururken bazen de öldürür bizleri.Bilse idik o hastalıktan dolayı öleceğimizi ona sebep olan şeyleri de herhalde zamanında terketmeye çalışırdık.Mesala; sigarayı,alkolü,uykusuz geceler yaşamayı,abur cubur bir yeme alışkanlığını,hantallığı,obezliği herhalde terketmek için çaba sarfederdik.Düzenli bir yaşamın,disiplinli bir yaşamanın farkındalığını ve sağlığımıza kattığı zenginliği görmek için geç olmadan bugünden böyle bir yaşantıyı kabullenmemiz gerekir.Yaşamayı seviyorsanız,sevdiğinize hakettiği değeri de vermesini bilmeniz gerekiyor.
Yüksek moral ve hoşgörülü bir ortamın,iyimser bir komşuluk ve dostluğun,iletişimi sağlam olan bir aile yapısının,işyerindeki insanlarla uyumlu bir çalışmanın insana çok değerler katacağı,yaşam kalitesini yükselteceği aşikardır.Yüzünü dahi görmek istemediğiniz bir kişi ile zoraki aynı ortamda bulunmak mecburiyeti insanın midesine kramplar girmesine sebebiyet verebilir.Şeytan görsün yüzünü dediğimiz nice insanlar vardır.O yüzleri şeytandan ziyade bizler daha çok görüyorsak çekeceğimiz ızdırabı düşünemiyorum bile.
Bazı şeylere alışmak zor gelir insanlara.Kötü insan kötülük damarlarını kötümser duygularla beslediğinden iyilik ona zor gelir,saçma gelir.İyimser bir adamın iyilik damarlarını ise iyimser duygular beslediğinden kötülük ona zor gelir.Sanki herkes fıtratının esiri olur ve o düzlemde bir hayat sürer.İyiye kötüyü yaptırmak ne kadar zor ise,kötüye de iyiyi yaptırmak o kadar zordur.Söylediklerimiz imkansız değildir ama uğraş gerekitiren konulardır.Bugünün iyisi yarının kötüsü,bugünün kötüsü yarının iyisi olabilir.Şartlar ve çevrenin ve içinde bulunduğu sürecin devamı kişilerin farklılaşmasını elbette etkileyebilir.O halde durduğunuz konum ve özünüzün ne kadar sağlam ya da kırlıgan olduğu ile alakalı bir konudur bu durum.Bugün dürüstlükten dem vuran birinin yarının farklı bir eylemle karşmıza çıkması bunun ufak bir örneğidir.
Konumuzun başında uzuvlardan bahsettik.Şimdi uzuvların nasılda düşüncelerin esiri olduğuna bir bakalım.Kalp nazari olarak vucuda kan pompalayan vucudun en hayati organıdır.Diğer boyutta ise iyiliğin ve kötülüğün merkezidir.Bazen deriz;"kalbinden ne geçiyorsa doğru söyle?" oysa kalpten sadece kan geçer,kalp düşünme yeri değildir.Düşünme olgusu beyinde gerçekleşir.İyi insan da,kötü insanda düşünceleri babında iyidir yada kötüdür.Beyne yerleşmiş bir kötü düşünce el ile,dil,ile,göz ile vs.bir organ ile eyleme geçmediği sürece sıkıntı yoktur.Aynı şekilde beyne yerleşmiş iyi düşünceler için de aynı şeyleri düşünebiliriz.Bu demektir ki, örenğin gözü ele alalım ;göz sadece bir görme organı değildir.Güzellikleri görürse farklı,çirkinlikleri görürse farklı bir göz olur.Birinde Allah ile hemhal olur,diğerinde şaytan ile.Çünkü bütün iyilikerin kaynağı Allah tır.Kötülüklere sebep olan ise şeytandır.El; tutma,atma,kavrama organıdır.Ama haram bir meyvayı koprarıyor ise farklı,helal bir lokmayı koparıyorsa farklı bir el olur.Nasıl ki insan fıtraten hem iyiyi,hem kötüyü içinde barıdıdırıyorsa,içerisinde hem Allaha yer veriyor,hem şeytanı misafir ediyorsa,uzuvlarımız da o galebe çalan düşüncelerin esiri olarak vücut iklimimizi şenlendiyor ya da karamsarlaştırıyordur.
İyi ve kötü her ne kadar göreceli bir kavram gibi gözükse de,elimiz,gözümüz,dilimiz,kulağımız bunları anında deşifre edebilecek kapasitedir.Dil ile fitneyi körüklüyorsak iyi çoktan bir kenara hapsedilmiş demektir.Aynı şekilde göz ile Allahın yarattığı güzellikleri müşahade ediyor ve tefekkürün zirvelerine tırmanıyor isek kötü çoktan bir yere hapsedilmiş demektir.Mevlana Hazretlerinin buyurduğu gibi "Sen neyi düşünüyorsan o sun" Yani kötü de sensin iyi de sen.Cennetlik te sensin,Cehennemlik te sen.Melek te sensin,Şeytan da sen.Marifet içimizdeki hangi düşünceleri daha çok ortaya çıkarabilmemizle alakalıdır.Yani kendi kaderimizi biraz da kendimiz çiziyoruz aslında.Suçlu arıyorsak kaderimizle ilgili önce kendimizi bir suçlayalım.Sebeplere amil olan biziz çünkü!Biz isteriz sebep halkedilir.İyi ve kötü her ne istiyorsan vermek Allah tan,tercih ise sendendir.Tercihi kendin yapıp başkasını suçlamaya çalışmak neyle ifade edilir orasını düşünmüyorum artık.
Talip KAZGI
15 Haziran 14 Pazar
Saat : 01:45 / KONYA
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.