SELAM OLSUN ŞİİRİ ve ÜMİTTİN UZAK BİR TAHLİL DENEMESİ
SELAM OLSUN ŞİİRİ
VE
ÜMİTTEN UZAK BİR TAHLİL DENEMESİ
Selâm olsun bizden güzel dünyaya
Bahçelerde hâlâ güller açar mı?
Selâm olsun sonsuz güneşe, aya,
Işıklar, gölgeler suda oynar mı?
Sen gideli değişen bir şey yok. Deliren yine biziz. Dünya yine o dünyadır. Aleykümselâm efendim. Merakını gidermeye çalışayım kısmen. Evet, halen bahçelerde güller açmaya devam ediyor. Sarı, kırmızı, mavi, siyah güller… Sarmaşık güller, minyatür güller, çalı güller, demet güller, melezçay gülleri ve daha nice gül ve çiçekler. Açelya, akasya, kasımpatı, fulya, kardelen, karanfil, manolya, menekşe, nupelda, sardunya, zambak ve daha diğerleri… Hepsi birbirinden güzel, dünyaya çağırıyor bizi, içine içine…
Işıklar, gölgeler hala suda oynuyor. Dans ediyorlar suyun üzerinde. Bir de sular, güneş ve ay da hep aynı. Ayın halleri, şavkı, rutubetin üzerine düşen gölgesi eskisi gibi… Yağmurlar eskisi kadar yağmıyor. İnsanlar her şeyi kirlettiler. Küresel bilmem nelerin belasını çekiyoruz şimdilerde. Kendi eliyle insanoğlu, kendi sonunu işaret ediyor durmadan.
Günahlar öyle süratli bir şekilde irtikâp ediliyor ki, muhtemelen yakında güneş bile küsecek bize. Ama Allah var, vazifelerini asla ihmal etmiyorlar. Sabahları bizden önce uyanır güneş. Akşama kadar enerji ve görüş dağıtır bizlere. Biz ise, har vurup harman savuruyoruz. Gölge adamlar, gölge aşklar, gölge ilişkiler üşütüyor bizi. Kezzap döküyor ciğerlerimize. Hayatın değişen öznesi biz oluyoruz anlayacağın. Ne varsa -şu yapma ve yıkma adına- biz insanlarda var.
Güzellik izafi bir kavram. Kimine göre güzel olan başka biri için gayet çirkin olabiliyor. Hele bu dünya için… güzel dünyaya selam çakmışsın. Evet ama her güzelin iyi niyetli talipleri olmuyor her zaman…
Hepsi güzeldir kar, tipi, fırtına
Günlerin geçişi ardı ardına.
Hasretsiz bir kanat şakırtısına
Mavi gökte kuşlar yine uçar mı?
Kar, tipi, fırtına, günlerin geçişi ardı ardına güzeldir. Çünkü rahmanın izni ve planı dâhilinde gerçekleşir bunlar. Günlerin ardı ardına geçişleri, bizlere ya ‘ah’ ya ‘oh’ dedirtecek şekilde. Ancak ‘oh’ sesleri çok kısık bu zamanda. Kara, tipiye, fırtınaya da kimse güzel gözüyle bakmıyor pek. Neşeyi kaçırıyor, rahatı bozuyor diye. Gününü gün etme derdinde olanlar, eti kemiği üzerine tir tir titreyip kalbini unutanlar ve bunu en doğru iş olarak görenler için bunlar felakettir efendim. Kanat şakırtıları o kadar da özlenecek şeyler değilmiş. Mavi gökte uçan kuşlar uçmaya devam ediyor. Ama özgürlük hiç bu kadar kamplarda yaşamaya mahkûm edilmemişti efendim. Kuş uçar, kervan geçer, günler ardı ardına dizilir. Ne yazık ki, her giden çok kısa bir süre sonra unutulur. Herkes sizin gibi, mısralar dizip kendisini hatırlatmayı pek beceremiyor efendim.
Uzak, çok uzağız şimdi ışıktan,
Çocuk sesinden, gül ve sarmaşıktan,
Dönmeyen gemiler olduk açıktan,
Adımızı soran, arayan var mı?
Yok, efendim yok. Dedim ya vefa almış başını gitmiş. Dostluklar muslukların içinden akıp gitmiş. Ahde vefa lügatlerde kalmış. Herkes bir köşesinden tutup kendine çekmeye çalışıyor dünyayı. Böyle olunca da kimse kimsenin pek de umurunda olmuyor. Kimsenin kimseyi pek sorduğu da yok. Gidenlerin her biri memnundur yerinden falan diyorlar. Onun için çabuk unutuluyor gidenler. Orada ne var ne yok. Buralar sorulmayı pek hak etmiyor. Ne arayan ne de soran var. Işıktan uzak olanlar bilir dertleri. Çocuk sesleri, gül kokuları, sarmaşık manzaraları ve daha nice güzellikleri ancak yitiren bilir. Yitirdiğimiz bir cennetimizdir yüreğimiz. Tar u mar olmuş o şimdi. Uyuyoruz. Ne zaman kadar belli değil. Ölünce uyanacağız galiba. Bir şiir tadında yaşamak varken oysa. Bir anne kucağında şefkatle oluşmak, saf bir suyun kıyısında kurulmak, insanlığımızı kurmak ve insan olmak… zor efendim zor.
Gün ışıyınca her şey ayan beyan olacak.
Gün ağarınca defterler sayfalarını keyifle açmaya başlayacak.
Defterler açınca gerçekler ile gölgeler belirginleşecek…
Bekleyin biz de geliyoruz efendim…
NOT: ŞİİR AHMET KUTSİ TECER’E AİTTİR.
m. zahir ertekin
YORUMLAR
Bugün okuduğum en güzel yazılardan biriydi. Evet çok haklısınız. Yabancılaştık. Sadece doğaya mı? Sadece topluma mı? Hayır insana da kendimize de yabancılaştık. Çok haklısınız, sahte kamplara ayırdılar bizleri, insana düşman kamplardı bunlar. Farkına bile varamadık. Düşünmeden söylenen her söz yapılan her eylem nasıl zarar verirse biz de öyle zarar verdik doğaya, topluma, insanlığa. Ve unuttuk en unutulmayacak acıları ve hatta uğruna büyük emekler verilmiş kazanımlarımızı da..
Gün ışıyacak ve her şey ayan beyan olacak belki
Gerçeklik yaşıyorsa hala gölgelerden ayrılacak
Ama gerçeklik diye sunulan simülasyon bir dünyadayız artık sanki
İnsanların feryatlarını, savaşları, doğal afetlerde can çekişenleri bile televizyon ekranlarımızdan sanki pembe dizi izler gibi izliyoruz
Gerçek ve gölge birbirine karışmış
Zor efendim zor gerçekten
unutulan insanlık olunca hatırlamak zor
Çok anlamlıydı yazınız. Teşekkürler.