- 521 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
IŞİD Mİ? O DA NE?
KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
IŞİD Mİ? O DA NE?
İŞİN İÇİNDE İŞ VAR!
IŞİD Irak’ın en büyük ikinci kenti Musul’u ele geçirdi. Suriye’de ise petrol zengini Rakka’yı elinde tutuyor. Türkiye sınırındaki Karkamış Sınır Kapısı da IŞİD’in kontrolünde.
Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD), Irak ve Suriye’de faaliyet gösteren silahlı bir örgüt. Selefi ideolojiye sahip IŞİD Irak, Suriye, Filistin ve Ürdün topraklarını içine alan bölgede Şeriat’a dayalı bir devlet kurmak istiyor. IŞİD ve lideri Ebu Bekir Bağdadi, ABD, AB ve Türkiye’nin "terörizm listesi”nde yer alıyor.
Örgüt 2004 yılında "Tevhid ve Cihat” adıyla Ebu Musa Zerkavi tarafından Irak’ta kuruldu. Sonrasında Usame Bin Ladin liderliğindeki El Kaide’ye katıldı. El Kaide’ye katıldıktan sonra adını "Mezopotamya’da El Kaide” olarak değiştirdi.
2006’da yayınlanan bir videoda Zerkavi, "Mücahitler Şurası Konseyi”ni kurduklarını açıkladı. Irak’taki Zerkavi, 7 Haziran 2006’da ABD güçlerince düzenlenen bir operasyonda öldürüldü. Yerine Ebu Hamza el Muhacir geçti. 2006 yılının sonlarında El Kaide’ye yakın Ebu Ömer el Bağdadi ise liderliğini yaptığı "Irak İslam Devleti”ni kurduklarını açıkladı.
2010 Nisan’ında, ABD ve Irak güçleri, Sisar bölgesinde Ebu Ömer el Bağdadi ve Ebu Hamza el Muhacir’in kaldıkları eve ortak bir operasyon düzenledi. Operasyonda her ikisi de öldürüldü. Ebu Bekir El Bağdadi örgütün yeni lideri oldu.
2011 sonlarında Muhammed Colani liderliğindeki Nusra Cephesi, El Kaide’nin Suriye kolu olarak kuruldu. 9 Nisan 2013’te Ebu Bekir Bağdadi’ye ait bir ses kaydında Nusra Cephesi’nin Irak İslam Devleti’nin müttefiki olduğu belirtildi. Aynı yıl, Bağdadi Nusra Cephesi ile Irak İslam Devleti’nin "Irak-Şam İslam Devleti” adı altında bir araya geldiğini açıkladı.
Kısa bir süre sonra Ebu Muhammed Colani’ye ait bir ses kaydı yayınlandı. Ses kaydında Colani, Irak İslam Devleti ile yakın ilişki fikrine sıcak baktığını söyledi, ancak iki örgütü bir isim altında bir araya getirme fikrini reddetti. Colani ses kaydında El Kaide lideri Eymen Zevahiri’ye bağlılığını ilan etti.
2013 Şubat’ında, El Kaide, Suriye’deki IŞİD’i tanımadığını ilan etti ve örgütün Suriye’yi terk etmesini istedi. El Kaide Suriye’deki temsilcisinin Nusra Cephesi olduğunu açıkladı. Nusra Cephesi ve IŞİD arasında birçok cephede çatışmalar yaşandı. En sonuncusu ise IŞİD’in Nusra Cephesi’nin kontrolündeki Deyr Ez-Zor kentinde kontrolü sağlamasıyla son buldu.
IŞİD, Suriye’de Mumbuc, petrol zengini Rakka ve Irak sınırına yakın Deyr Ez-Zor kentlerini elinde tutuyor. Irak’ta ise Anbar eyaletindeki Felluce ve Ramadi’de etkili. Son olarak Musul kentini de ele geçirdi.
IŞİD’in Suriye’deki askeri gücünün 6-7 bin civarında olduğu tahmin ediliyor. Savaşçılarının çoğunluğu yabancılar. Irak’taki silahlı üyelerinin sayısının ise 10 binin üstünde olduğu tahmin ediliyor.
Suriye muhalefeti IŞİD’in Suriye’de devrimin sabote edilmesi için Şam yönetimince desteklendiğini iddia ediyor. Şam rejimi Suriye’de muhaliflerin elindeki bölgelere düzenli olarak varil bombası atarken, IŞİD’in kontrolündeki bölgelere saldırmıyor. IŞİD, Rakka’da çıkardığı petrolü de Suriye rejimine satıyor.
Irak ordusu Kara, Hava, deniz ve Irak Özel Kuvvetleri’nden oluşuyor. 276,000’i silah başında, 342,212 rezerve, toplamda 618,812 askeri gücü var. Silahlı kuvvetler içerisinde bulunan personeller 18-49yaş aralığındadır. Kurmay Başkanı Babaker Şevket B.Zebari’dir. Savunma Bakanı Abdülkadir Muhammed Casim el-Mifraji ve en üst yetkili olan başbakan Nuri El Maliki’dir.
Irak ordusu silah donanımı bakımından, birçok profesör ve uzmana göre Orta Doğu’nun en güçlü ordularındandır. Irak Savaşı öncesi silahlar SSCB yapımıydı. Savaş sonrası ise batılı silahlar da kullanılmaya başlandı. Ordu yakın tarihinde de birçok savaşa girdiği için deneyimli.
Irak ordusunun tankı topu bırakıp kaçtığı IŞİD (Irak ve Şam İslam Devleti), Irak savaşının ilk yıllarında kuruldu. Suriye’de de etkin olan isyancı grup, 2004 yılında El Kaide’ye bağlılığını ilan edip bir süre sonra Irak El-Kaide’si adını aldı. Grup genelde Sünni topluluklar olmak üzere Mücahidin Şûra Konseyi, el-Kaide, Jaysh el-Fatiheen, Jund el-Sahaba, Katbiyan Ansar el-Tevhid vel Sunnah, Jeish el-Taiifa el-Mansoura gibi farklı isyancı gruplardan oluşuyor.
IŞİD, halifeliği kurma hedefinde olduğunu öne sürüyor. Ancak yaptığı baş kesme gibi vahşet dolu cinayetleri ve toplu tecavüzlerle dünyaya Taliban’dan beter bir Müslüman örgüt profili sunuyor.
Irak Savaşı’nın yoğun olarak yaşandığı dönemlerde Irak’ın Anbar, Nineve, Diyala, Babil, Kerkük ve Selahaddin illerinde çok büyük etkinlik gösterdi. Bakuba’yı başkent ilan etti. Halen devam eden Suriye İç Savaşı’nda Suriye’nin İdlip, Rakka ve Halep bölgelerinde varlık göstermektedir. Buralarda şeriat kurallarını uyguladığını ilan etmiştir.
IŞİD tek bir milletten oluşmuyor. İçinde her topluluktan aşırı İslamcı yer alıyor. 2013 yılında El Kaide ile de Suriye konusunda restleşen IŞİD, tam olarak kimin ya da hangi devletin kontrolünde bir muamma!
Allahım, ülkemizi ateşin içine sokma! Filler kavga ederken, çimlerin ezilmesine izin verme! Rusya, ABD, Çin, Almanya, İngiltere, Fransa... her zaman olduğu gibi yine sahnedeler! Bir tarafta; Haçlı ve İslam düşmanı grup, diğer tarafta İslam’ı temsil eden grup! Allahım, Müslümanlara feraset ver! Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi bozdurma! Aklımızı kullanmayı nasip et!
Türkiye’yi her alanda saf dışı etmek, gündem oluşturma özelliğini elinden almak, tarih yapmasına, gelişip ilerlemesine engel olmaya, Orta Doğu’da söz sahibi kılmamaya yönelik ayak oyunları oynanıyor!
Neden petrolün olduğu yerlerde? Neden Irak ve Suriye destekliyor? Musul Başkonsolosu ve ekibi kaçırıldı? Bugün Orta Doğu’da yetkiyi Türkiye’ye bırakmak istemeyenlerin bir oyunu olma ihtimali ağırlıkta! Her ne kadar adı, “İslam devleti” olsa da-ki Taliban da aynı yöntemle yola çıktı!- o kadar çirkin oyun oynanıyor ki, akıl sır ermiyor! Ama bütün mesele; “Müslüman” olan ülkelerin, birlikte hareket etmesi. (14 HAZİRAN 2014)
YORUMLAR
İslam adınıda anarak islam ile uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların kurduğu terör örgütlerinden birisi olan IŞİD ile ilgili kapsamlı, aydınlatıcı yazınız için teşekkür ederiz hocam.Son paragraftaki dileklerinize katılmakla birlikte peygamber efendimizin vefatından sonra 4 halifelik döneminde başlayıp sonrasında hızla ayrışan islam coğrafyasındaki islamiyetten gittikçe uzağa düşen çeşitlenmenin orta doğu ülkelerinin ortak bir paydada buluşup ortak çıkarlar doğrultusunda hareket edeceği ümidinide gölgeliyor.Tarihte her zaman geçerli olan din savaşları adı altındaki çıkar savaşlarının orta doğudaki ayağında son zamanlarda yaşananların asla istemediğimiz bir üçüncü dünya savaşına doğru hızla çekecek olmasıda en büyük korkumuz.İnşallah kendi ülkemizdeki karışıklıkları dindirip hemen dibimizdeki orman yangını bize sıçramadan gereken önlemleri alabiliriz.