Yıkım nedeni
SİZDE Kİ BÜYÜK YIKIM NEDENİ
İnsana verilmiş duyguların iki yönü vardır. Bunlar dan biri iyiliği ve güzelliği tavsiye edip yapan yönü. Diğeri ise ,bunlara engel olacak, kötülüğü emreden yönü. İnsana iki yolun tarifi yapılmıştır. Hangisini tercih ettiğinde, ne gibi bir sonuçla karşılaşacağı kendisine haber verilmiştir.
Bu iki yolun, aynı insanda, ayrı etkiler uyaran duyguları vardır. Bunlar dan biride hırs tır.
Hırs: Aşırı bir istek ve aşırı bir tutkudur. Mutlak edinme için bütün gücünü ve her şeyini o duygusunun yerine gelmesi için feda edebilecek bir hal.
Hırs, hem maddi hem manevi alanda zuhur eder. Duygusal alanda, bir çok duruşlar, beklentiler, ısrarlar, bu hırsın tohumu atılmış, ihtiras yağmurlarını yedikçe büyüyecektir.
Davranışını böylesi bir duyguya hizmet eder hale getiren insan en büyük zararı öncelikle kendisine vermeye başlar. Hırs, ilaç tedavisi ile ortadan kalkacak bir ruhsal hastalık değildir. Bir aç gözlülük, doymak bilmeyen edinme, yığma, çoklukla övünme arzusudur.
Hırs, bir övünme arzusunun durmak bilmeyen nefes nefese kalmış, çatlarcasına koşan atı gibidir.
‘’Çoklukla övünmek, sizi kabirlere varıncaya kadar oyaladı’’(tekasur süresi1,2)
Hırs’a kapılmış bir insanın, bir çok duyarlı yönü ölür. Gözlerini hırs bürümüş, alıcıları sadece hedefine kilitlendiği şeyi elde etmek için çalışır. Onu çok ciddi bir sarsıntıdan başkası bu halin den çıkartamaz.
Sophokles in dediği gibi, ‘’Bir ihtirasın kucağına düşen kimse, kızgın ateşe ayağını basıncaya kadar, hiçbir şeyin farkına olmaz.’’
İnsan için, ölümcül etkisi olan, nefsi kabartan, onu şımartan, sonra ona büyüklük aşılayıp , kibirlenmesine neden olan hırstır. Hırs yapan insanlar için mutluluk güçtür. Hırsla gelen gücün etkisi onlar için huzurun etkisinden daha öncedir.
Hırs, mutlu olamamanın temel nedenidir. Şadi şirazı ‘’ Aç bağırsak, katıksız bir ekmek ile doyar; Fakat yeryüzünün bütün serveti aç gözlüyü doyurmaz’’demiştir.
Hırs insanın, sınırsız duygusunu , sınırlı yaşamında, sınırlı şeylerle doyurmaya çalışır. Oysa yer yüzün de belli bir süre yaşayacağını bildiği halde, hiç ölmeyecekmiş gibi hırslı davranır.
İnsanın çalışması demek hırs yapacak anlamında değildir.
Çalışmak üretmek, hırsa bulaşmadan, faydalı amaca hizmet eden bir eylem olmalı. Gösteriş, riya, kibir, hırsın çocuklarıdır.
. Hırsın bir amacı varsa, o da kişinin ben merkeziyetçi duygusunun ağır bastığı, kişiyi helake sürükleyen bir duygu olmasıdır hırs.
Hırs, diğer kötü hasletleri besleyip büyüttüğü gibi, iyi güzel olan duyguları da öldürür. Hırs ile yapılan kazanımlarda, insanın kendini beğenmesi başlar.
Bu beğeniyi, kazandıkları ile çevreden de bekler. Kendini beğenmiş bu insan tiplemesi, başkalarının, alkışlanmasından son derece mutlu olur. Cömertlikleri sadece, riya gösteriş için verdiklerindedir.
Gözlerini hırs bürümüş insanlar, diğer insanları küçümser, onların avuçlarının bir birine vurarak ses çıkarmasından mutlu olurlar.
Hırs yapmak, bazen bizi azmetmeye, başarıya götürmede bir unsur olarak önümüze de çıkar. Başarıların bir geliş nedeni olarak hırslı olmamız gösterilebilir. Evet, başarı için bu duygu harekete geçilirse, ihtiraslara dönüşmeden güzeldir.
Sonuç olarak, elbette hepimizde tohumu olan bu hırs duygunun beslenmesini engelleyecek yöntemler vardır. O da onu susuz bırakıp, o duyguyu zayıflatacak, o zayıfladıkça iyiyi ve güzeli emreden, güzel duyguların meyve vermesi başlayacaktır. Böylece sizin bahçeniz her çeşit meyveyi veren bahçeye dönüşecek.
Unutmayın, toprağınızı hırsla değil, sabırla sürdükçe, gök ehli de mahsulünüzü sulamak için yardımınıza koşacaktır.