Onlar Olurum Sandım
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Bir su birikintisi kenarında oynuyordu çocuklar, çok neşeliydiler ne yaptıklarını, neden güldüklerini bilmeden koşup duruyorlardı. Onları uzaktan izlemek ne güzel, insanın aslında bende onlar gibiydim diye düşünmesi ne garip… Şuan bu kadar acı ve karmaşa içindeyken biz de aslında çocuktuk... Artık kanayan dizimiz için değil; yüreğimiz için ağlıyoruz. Bunu bilmek ne garip…
Biran, o su birikintisine bakmak kendimi çocuk görmek istedim, yine üstüm başım kirli koşmak, sebepsizce gülmek istedim, artık gülmek için önemli nedenlere ihtiyacımız var; artık güneşe bakıp gülmek aklımıza bile gelmiyor, artık sadece bir yerlere yetişmek için koşuyoruz.
Gidip o çocukların yanına sımsıkı sarılmak istedim, onlar olurum sandım…
İnsan her saniye daha bir şeyleri geride bırakıyor. Bu insanın içini acıtıyor, her saniye bir anı yakalayamaz kılıyoruz, bir sandığın içine kilitleyip o anı, anahtarını bir akarsuya bırakıyoruz. Her saniye akarsudaki taşlar yerinden oynuyor, her saniye yaşam değişiyor, biz değişiyoruz. Değişmek istemiyoruz belki, istemeyerek değişiyoruz…
İki saniye arasında bizi değiştiren ne bilmiyoruz; ne yapmıştık, ne yaşamıştık ta, o çocuklara imrenir olmuştuk. Ne zaman o çocukluğumuz geride kalmıştı. Bir şarkı mı dinlemiştik, ne şarkısıydı aşk mı? Nazım’ın bir şiiri mi, ustanın hangi şiiriydi? yada bir kavga, neyin kavgasıydı? Ne büyütmüştü bizi? Neydi bize nasıl büyüdüğümüzü unutturan…
Büyüdük işte artık; kimiz bilmiyoruz yarın kim olacağız? Nasıl biri gözlerini kapatacak bizim bedenimizde? Bilmiyoruz … Ama aslında heyecanda veriyor bu, aslında umutlandırıyor, bugün bu çocuklara özendin belki büyüdün diye, yarın iyi ki büyüdüm diyeceksin belki de…
Her gün bir akarsudaki taş gibi yer değiştireceksin, su bedenini zamanla şekillendirecek, çektiğin acılar seni güçlü kılarken mutlulukların o taşa renk verecek sen istemedin belki o renk olmayı, o kadar güçlü olmayı, zaman seni böyle yapacak…
Sonra şuan kim olacağını bilmediğin daha yorgun, kır saçlı bedeninde gözlerini kapatacaksın masmavi bir denizin derin sularında… O an, o çocuklara yine imreneceksin…
YORUMLAR
Çok güzeldi sevgili Ahu,hepimizin zaman zaman yaşamında karşısına çıkıp merhaba ben çocukluğun dönmek ister misin dediği anlardan biri ama yazık ki hepimiz aynı şeyleri düşünürüz karşımızda gördüğümüzde..Yazık ki dedim;
kötü bir çocukluk mu geçirdim?
-Hayır..
Oyunlar oynamadım mı?
-Hem de çok fazla..
Oyuncaklarım olmadı mı?
-Sayısını bile unuttum..
Ya çocukluk aşklarını yaşamadım mı?
-Hem de en güzelini..
Peki neden hala özlem var o günlere dönebilmek için?
Sanırım güzellikleri de o anların içinde bırakıp da büyüdük sevgili Ahu kimimiz bırakıp da büyüdük kimimiz de mecburiyetten bırakmak zorunda kaldık,yine bizler şanslı olanlarız ya bir de bugün daha fazla olan çocukluklarını hiç yaşamadan hayatın çarklarının içine savrulan çocuklar yarın neye özlem duyacaklar yaşamadıkları çocukluklarına mı..hep bir muamma aslında yaşamın kendisi bir muamma çzümü zor bir bilmece gibi..
Keyifle okudum yüreğine sağlık diyorum tekrar sevgiyle ve sevdiklerinle kal her zaman sevgilerimle..
Çınar GÖLE