SON SAHNE:
Genç adamın sesiyle arkasına dönen kadın kendisine doğrultulmuş silahın namlusuyla karşı karşıya kaldı. Hafif gülümser gibi konuştu:
- Korktuğumu mu düşünüyorsun ?
- Asla korkmayacağını biliyorum. Seni korkutmak için böyle şeyler yapmayacağımı da biliyorsun. Ancak artık ikimizden biri olmamalı galiba.
- Hala olduğunu düşünebiliyorsun yani.
- Hala acı çekiyorum ama.
- Cehennem azabı olsa gerek. Sanırım benim ölmem gerektiğine karar vermiş olmalısın.
- Kendimi öldürmekten korkuyorum. Sen yaşadığın sürece de korkularımdan kurtulamıyorum. Galiba ölmesi gereken sensin.
- Hangi korku ?
- Bir başkasıyla olabileceğin korkusu.
- Bu söylediğin kıskançlığın tanımıdır.
- Sana göre kıskançlık, bana göre paylaşamama duygusu.
- Ne olursa olsun sen çok farklıydın. Farkını bir kez daha gösterdin. Gerçekçi olmak gerekirse böyle son bulacağını düşünmemiştim. Yaşaması için tuttuğun el tarafından ölmek heyecanlı olsa gerek.
( Çöpteki kedinin bir gece daha ac kalmasına sebep olan şey iki el silah sesi oldu. Sabah mesaiye kaldırımdaki kanları temizleyerek başlamak zorunda kalan cılız çöpçü bir bardak sıcak çayın hayaliyle umursamaz tavırlar sergiliyordu. Küçük bir çocuk taze ekmeği eve götürürken yerden bulduğu bir kağıt parçasını okuyordu. "Yalnız gönderemezdim seni bu yolculuğa, gözüm arkada kalırdı."
A. SERKAN TOPTAŞ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.