- 466 Okunma
- 1 Yorum
- 1 Beğeni
Kur'anı Mehcur Bırakmak
Kur’an… Bir rahmet sağanağı… Küçük bir alem olan insanın, yüreğinde ki iman ağacını besleyen, hayatlandıran ilahi bir rahmet yağmurudur.
Kainatta bir zerre hükmünde olan insanın, Kainatın Rabbi olan Allah tarafından muhatap kabul edilmesidir.
Muhatap alınmak… Ne güzel bir nimet… Bazen kendisi gibi bir insan tarafından bile hesaba alınmayan, muhatap kabul edilmeyen, sözlerine bir cevap verilmeyen insanın, Yaratıcı tarafından muhatap alınması ne güzel. Elhamdulillah…
Peki, hesaba alınarak ilahî vahye muhatap kılınan biz insanların bu lütuf karşısında ki tutumu nedir? Bizi muhatap kabul eden Rabb-i Rahim’in sözlerini anlama çabamız hangi noktada?
Kur’an bizim için ne ifade ediyor? Herhangi bir odamızın herhangi bir duvarını mı süslüyor, işlemeli kılıfıyla? Ya da çocukların ulaşamayacağı bir yerde mi duruyor? Hayat kitabımız olması gereken Kur’an, hayatımızda ne kadar yer tutuyor?
Dedik ya Kur’an bir kitap. Bir hayat kitabı… Okunulası, yaşanılası bir kitap. Kur’an yaşanmak için, hayata indirgenmek için, kalbe nazil olmak için indirilmiştir.
Kur’anı hayata geçirmenin, hayatı Kur’an’la anlamlandırmanın ilk şartı da kendini Kur’an’ın anlamına açmaktır. Çünkü Kur’an Fatiha sûresiyle -ki Fatiha açmak demektir- insana açıldığı gibi, insan da zihnini ve kalbini Kur’an’a açık etmelidir.
Çünkü Kur’an’ın nüzulu bitmiş olmakla beraber, ayetlerin biz insanların hayatına nazil olması devam eden bir süreçtir. Zaten yazılan tefsirler, makaleler, Kur’an’a dair okumalar bu cümlemizi desteklemektedir.
Fakat, hayatımıza taşımamız gereken Kur’an’ı anlama adına maalesef yeterince çaba harcıyor değiliz. Kur’an’ın anlamıyla buluşma gayretimiz yok denecek kadar az.
Kur’an’ı daha çok belli gecelerde ölmüşlerimizin ruhuna hediye etmek için açıyoruz. Bu yanlış bir tavır değil. Ancak gözden kaçırılan nokta Kur’an’ın anlaşılmak ve yaşanmak için indirilmiş bir kitap olmasıdır. Çünkü Kur’an-ı Hakim’in ilk muhatabı dirilerdir. Ve ölülerden önce dirilere okunması, diri olanlarca okunması gerekir.
Kur’an’ı okuyor ama hayatımıza taşıyamıyorsak, Kur’an okumanın hakkını verebilmiş değiliz demektir. Ve böyle bir okuma İlahî Kelam’ın ifadesiyle Kur’anı’ mehcur’ bırakmaktır.
O gün Peygamber: “Ya Rabbî, halkım bu Kur’ân’ı mehcur bıraktı!” der.[1]
Kur’an’ı ‘mehcur’ bırakmak…
Yani Kur’an’ı, hayattan uzaklaştırmak. Kur’anî bir hayat yaşamamak. Kur’an’la amel etmemek. Kur’anı okumak ama yaşantımıza taşıyamamak…
Peki, biz uzak mıyız bu nebevî şikayetten?
Masum muyuz bu suçtan?
Ne kadar ürperiyoruz bu ikazın karşısında?
Murat AKGÜN
hayatvekuran.com
[1] Bknz:Furkan-3O.
YORUMLAR
kur'anı mecbur bırakmak..çok haklısınız sanırım dünya haytıyla okadar işikaldurumdayızki malesef dinimizin gerektrdiği ve yaşam şekli olması gerekn yüce kitabımız kuranı kerim i malesefki gerktiğ gibi okuyup anlmaya birçoğumuz gayret etmiyoruz..duyarılı kaleminize selam ve sevglier evgli yazar..
murat akgün
selam ve dua ile...