- 389 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Çaresiz ümitler kurban ediliyor...
Ey yar...
Nice gönüller
Çaresiz ümitler kurban ediliyor
Yaratanın bahşettiği haklar dikkate alınmıyor
Her yörenin, töre ve örfü dinden öte görenler bir hak tanımıyor
Hırs ve asabiyeti, ne derler en büyük derdi, güç ve kudret karşısında adal...ete bakılmıyor
Masum yavrular, gözleri yaşlı kadınlar, çaresizlik içinde çırpınıyor ve fakat onlar için hiç bir şey ifade etmiyor
İnsan kimliği ve haysiyeti dışlanıyor, şan ve şöhret uğruna acımadan cefa ve çilenin girdabına terk ediliyor
Ne ölüm, ne kabir, ne berzah, ne Araf ne Arasat ve ne de mizan akıllarına geliyor, köle ve esaret açmazı hüküm sürüyor
Bir kız çocuğunun gönül ilişkisi asla affedilmiyor, irade sahibi denilmiyor, derhal katline hüküm veriliyor ve annesi de bu cinayeti destekliyor
Nefsinin ilahlığına kapı aralayan bu gafiller, her bakımdan din adına fetvaya sığındıklarını söyleyecek kadar arlanmıyor...
Mustafa CİLASUN
YORUMLAR
Yaşarken tanrının öldüğüne inanmakla kendimizi tatmin ederken, ölüme yaklaşırken ardımızdan gelen neslin beynindeki tanrıyı öldürmek mümkün olabilecek mi? Ey tanrım! Ömür biçtiklerin senin tarifin üzerinde fedailik yaparken, sense yukarıdan bahşettiğin aklın sınırlarını zorlayan kullarını izlemekle yetiniyorsun. Ey hallaç ! Derinin yüzülmesi karşısında ben tanrıyım demekten vazgeçmedin, İlminle şuur yolculuğunda , ondan bir parça ararken, sen olduğun fikrini neden kabul etmediler.Kim bilir beki de o gerçek karşısında korktular.
Ey Leyla’nın peşinden koşan Mecnun ! Sense Leyla’ya kavuşunca mecaz-i aşk’tan vazgeçip, ilahi aşk’a koştun. Seni yakan kavuran, onun hayali mi? Yoksa sana aşk’ı bahşedene tekrardan onu iade etmek mi? Sahip olduklarımız, ancak sahibine verilince mi,huzura ereceğiz? Yokluğumuzla hiçliğimizin anlamını neden evrende her dönem ararız ki?Bütün ulaşılması güç duyguların tarifi bizi neden yorar ki?Kavuşma arzusu mu,yoksa anlamda bütünleşemediğimizden mi?Sorular o kadar çok ki kendimize,ancak uyumaya başladığımızda soramadığımız on’larcası.
Ey kıyasta hataya düşen zavallı bizler! Koyulan sınırın ardına geçince, attığımız her adımda her an bir mayının patlamasına vesile olabileceğimizi hala neden anlamayız ? Korkmuyoruz korkularımızın bir gün yanı başımızdan bize gülmeye başlayacağından. Çünkü biz ancak gerçekleşmesi güç hayaller kurarız ki ,işte o hayaller bir gün ,bizim asıl korkularımız olacaktır.
Acılar karşısında boyun eğdiğimiz kullarına el-divan olurken,ruhen esfel i safilin hale bürünür ruhların.Tam tersini yapmaya kalkan kulların,kula kulluktan kaçarken senin nezlin de ala-yi illiyyindir.Şimdi sorarım ey yücelerin yücesi?Seni aramakla ,bulmak derdine düşen bizler ,sana kavuşmanın bunca sınırını geçmekle mükellef midir?
Ey kendini ben zannedenler (firavunlar) !Geç kaldım,Secde yaptım da sona kaldım.Sonum ebedi kaldı da ayıplandım.Kurtarın beni,beni izlerken bu azaptan.Hani tanrı ölmüştü diye yola girdim.Bilemedim tanrı doğmadı ki ben(firavun) olsun.
Saygılar.