SEVGİDİR EMEKTİR KADIN

• 8 Mart 2014 Cumartesi 23:02:13

SEVGİDİR EMEKTİR KADIN

SEN GÜLERSEN
Kızıldeniz avuçlarıma sığar,
SEN GÜLERSEN
Akdeniz Çukurovaya akar,aşk ve bereket yağar Toroslara!
SEN GÜLERSEN
Dicle, Hasankeyfi unutur
Meriç, yatağını şaşırır
SEN GÜLERSEN
İki can ve binlerce şiir dirilir.

Engin Alperen OZAN


Dünya Emekçi Kadınlar Günü her yıl 8 Mart’ta kutlanan uluslararası bir gündür. Bu anlamlı ve özel günde kadınlarımızın sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasi alanda güçlenmelerini sağlamak ve bu alandaki başarılarının da kutlanmasına ayrılmaktadır. Sevginin ve gücün anlatımı olan kadınlarımızın bu özel gününü, kadın olmanın gururunu taşıyarak bugünden kutlamak istiyorum.

Bir toplumun medeniyet seviyesi, insan haklarının ayrılmaz parçası kadınlarımıza ve kadın haklarına verdiği değerle ölçülmektedir. Hayatın bütün zorluklarıyla mücadele eden, göğüs geren, elleri öpülesi, cefakâr, vefakâr kadınlarımızın hak ettikleri saygıyı, sevgiyi ve değeri yılda bir defa değil her gün verilmesi gerekir. Yaşamımızın anlamıolan her şeyden önce annelik mertebesiyle onurlandırılan kadınlarımız aileyi oluşturur. Fedakâr yapılarıyla ailenin temel taşı olan kadınlarımız mutlu, huzurlu bir gelecek için fertleri eğiten, yetiştiren olağan üstü varlıklardır. Yüreklerinde taşıdıkları sevgiyi, şefkati hiç karşılık beklemeden verirler. Kadının mutsuz olduğu ve ihmal edildiği bir toplum sağlıklı gelişebilir mi? Ebetteki hayır. Mutlu toplum mutlu gelecek ve mutlu millet demektir. Bir milletin uygarlıktaki yeri, kadına verdiği değer ve tanıdığı haklarla belirlenmelidir. Toplum ne kadar ilkelse kadınını o ölçüde küçümser ve ona gerekli değeri veremez Türk kadınlarıvarlıklarını, kadının her bakımdan toplumun temeli olduğunu sık sık dile getiren, Büyük Atalarına borçludur. Ayrıca Türk kadınları şanslıdır; Çünkü Cumhuriyetimiz Atatürk gibi çağdaş düşünce ve çağdaş eylemi kişiliğinde birleştirmiş bir önder tarafından kurulmuş ve yönlendirilmiştir.



Atatürklün 1923 yılında söylediği şu sözler Türk kadınının, Türk milletinin kalkınmasındaki değerini bütün açıklığıyla vurgulamaktadır: “Milletimiz kuvvetli bir millet olmaya azmetmiştir. Bugünün gereklerinden biri de kadınlarımızın her hususta yükselmelerini temindir. Bu sebeple kadınlarımız da âlim ve teknik bilgi sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün eğitim kademelerinden geçeceklerdir. Sonra kadınlar toplum hayatında erkeklerle beraber yürüyerek birbirinin yardımcısı ve koruyucusu olacaklardır.”



Görülüyor ki Atatürk ve onun gibi düşünen aydınlar, kadının erkekle birlikte öğrenim yapması, sosyal, kültürel ve ekonomik yaşamda onlarla yan yana görev alması ve her iki cinsin birbirine güvenle destek ve yardımcı olması görüşünü yıllarca önce benimsemiş ve savunmuşlardır. Bu konuda Atatürk zaman zaman milletine seslenmiş, onlarıuyarmıştır: “Mümkün müdür ki bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlıkaldıkça, diğer yarısı semalara yükselsin? Şüphe yok ki ilerleme adımları, dediğim gibi iki cins tarafından beraber arkadaşça atılmalı, ilerleme ve yenilik alanında birlikte yol alınmalıdır.” işte bu görüş ve uyarılar sebebiyledir ki Türk kadını, birlikte düşünerek, birlikte karar vererek aile kurma, eğitim yapma ve istediği mesleği seçme hak ve özgürlüğüne, kendilerini gelişmiş ve uygar sayan ülkelerden çok önce kavuşmuştur.




Bizi biz yapma yolunda bu vatan ve millet için savaşta da canını ortaya koyan kadınlarımız, hayatın her safhasında erkeğin yanında yer alarak sorumluluk paylaşmıştır. Kurtuluş savaşında vermiş olduğu büyük mücadelede erkeği ile omuz omuza cephede savaşmış, cepheye mermi taşımış, yaralı askerleri tedavi etmiştir. Nene Hatun, Halide Edip Adıvar, Nezahet Onbaşı, Şerife Bacı kahramanlık destanlarına adlarını ölümsüzlüğe yazdırmış savaşçılarımızdır. Bir kez daha saygıyla anıyorum, ruhları şad olsun. Türk kadını, Kurtuluş Savaşında ve Cumhuriyetin kuruluşunda erkeği ile beraber gösterdiği büyük çabanın karşılığı olarak bazı hakları hak etmiştir. Büyük Atatürk, Osmanlı devrinde kafes ardında yaşamaya mahkûm edilmiş Türk kadınına 4 Ekim 1926’da Türk Medenî Kanunu ile siyasal ve ekonomik alanda erkeği ile eşhaklar vermiştir. 5 Aralık 1934 tarihinde Anayasada yapılan değişiklikle kadına milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmıştır. Bu haklar, Türk kadını için vazgeçilmez haklardır. Türk kadını ülkesinin yönetiminde erkeği kadar söz sahibi olmalıdır; bu onun doğal hakkıdır. Unutulmamalıdır ki dünya kamuoyu, Türk kadınının haklarına ilişkin bu durumu Türk inkılâbının en belirgin özelliği olarak kabul etmiştir.



Kültürümüzde de baş tacı edilen, yuvayı yapan olarak üstlendikleri rol ve aldıklarısorumlulukla kadınlarımız yinede ne yazık ki haksızlığa, şiddete ve ayrımcılığa uğramaktadırlar. Töre cinayetlerine kurban gitmekte, tacizlere uğramakta ve horlanmaktadırlar. Çalışma hayatında da ucuz iş gücü olarak görülmekte sosyal güvencesiz bırakılmaktadır. Bu eksiklik bu ayıp hepimizindir. 8 Mart sorunların aşılmasında bir mücadele günü olmalıdır ve bu gün tüm dünya kadınlarına eşit haklar ve özgürlükler getirilmelidir. Kadınlarımız artık layık olduğu onurlu en müstesna yere konulmalıdır.

Bir kadın güçtür
Bir kadın sevgidir
Bir kadın emektir
Bir kadın aşktır
Bir kadın hayatın ta kendisidir
Bir kadın sıcak yuvaların közüdür
Bir kadın baharın anlatımıdır
Bir kadın karanlığın üzerine yürüyen meşaledir
Bir kadın sevda sözünden dökülen nağmelerin en güzel ezgisidir.

Bir kadın umuttur, gelecektir, topraktır, berekettir, aştır, cana can veren annedir. Cennettir, hüznün, gamın yükünü taşıyandır. Kutsaldır, Allahın emanetidir.

Ey kadın! Sen özgürlüksün fırtınalara boyun eğmeyen güçlü başaksın
Ey kadın! Gözlerini mutsuzluktan, umutsuzluktan kaçırıp korkuya terk etme
Ey kadın! Kelepçelere geçirtme yüreğini, kimse hüküm sürmesin ruhunda, bedeninde
Ey kadın! Sen karanlığa değil aydınlığa yakışırsın, sen güçsün...

Dünyayıyaşanabilir kılan ve kıldırandır. Yüreklerde sevgiyi, emeği taşıyan kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyor sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Yarınlara mutlulukla, gülümsemek dileğiyle.



SEVGİYLE KALIN