intizar

• 2 Mart 2014 Pazar 23:01:05

İNTİZAR
Sözlükteki ilk anlamı “Bekleme,bekleyiş”tir intizarın. Kökü “nazar”dır. “Bakma” mânâsına da gelir. Eskiler bekleme salonuna “İntizar salonu” derlerdi.
Bir de “inkisar” var. İkinci anlam. İnkisar, bedduadır. Yaygın kullanımıyla intizar,inkisarın yerini almış. Halk “İntizar etme”yi, beddua etmek biliyor. Galatı meşhur. Hani derler ya:”Galat-ı meşhur,lügat-i fasihten âlâdır.” Yanlış da olsa genel kabul gören yanlış, sözlükteki doğruyu gölgede bırakır.
Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Kıskanç”ı var. Bestelenmiş. Akın Özkan’ın nihavent şarkısı. “Kıskanç” bestelenince adı “İntizar” olmuş. Zeki Müren, Behiye Aksoy, Neşe Karaböcek, Muazzez Ersoy başta olmak üzere birçok sanatçı yorumlamış “İntizar”ı. Hani derler ya bir kuble. Tadımlık. Ben de son dörtlüğünü yazıvereyim tadımlık olsun:
“ Dilerim Tanrı’dan ki, sana açık kucaklar
Bir daha kapanmadan kara toprakla dolsun,
Kan tükürsün adını candan anan dudaklar,
Sana benim gözümle bakan gözler kör olsun!”
“İntizar” üstünde bu kalem oynatışımız niye? Niyesini anlatacağız. Azz sonra...Hatta hemen başlayalım yahu. Oğulcuk’ta bir seçim arifesi. Yıl 1997. Muhtar adayları Rıfat Şenel ve Ferat Şahingöz. Rıfat Şenel Aşşaa Mahle (Aşağı Mahalle)’nin adayı. Ferat Şahingöz de Yukarı Mahle’nin. Kıran kırana bir yarış. Vaatler, adam adama görüşmeler, ev ziyaretleri...İki adayın ekipleri geceyi gündüze katmış. Hummalı bir çalışma. Köy dışında olan kayıtlı seçmenlere haber uçuruluyor:
“İki elin kandaysa da gel!” diye.
Listeler yapılmış. Listede mavi ile yazılanlar kesin oy verecek olanlar. Kırmızılar rakibin taraftarı. Her iki listede oylar eşit gibi. Kararsızların oyu çok önemli. Kurşun kalemle yazılanlar kararsız seçmenler. Özellikle kararsız seçmenler her iki adayın ilgi odağı. Seçimin sonucunu kararsızlar belirleyecek. Zaman zaman toplanıp durum değerlendirmesi yapılıyor. Listelerde ufak tefek değişiklikler oluyor artı,eksi hanesinde.
Kararsızların oyunu kazanmak için adaylar son kozunu oynuyor. Tahsin amcam da kararsızlar arasında. Hem Rıfat abi, hem de Ferat, Tahsin amcamı yakın markaja almış. Tahsin amcam, köyde sevilir,sayılır. Eski muhtar hem de... Adaylar Tahsin amcamın oyu için ter döküyorlar. Rıfat abi Tahsin amcamın hısımı. Ferat’ın babası Çakır’ın Şaban da arkadaşı. Tahsin amcam iki arada,bir derede kalmış.
Bir akşam Ferat çıktı emmimgile geldi. Kapıyı Tahsin amcam açtı. Hoş beşten sonra Ferat lafı hiç dolaştırmadı. Dobra konuştu:
“Taasin emmi! Babamın selamı var. Senin ve Hatıca ablanın oyunu istiyok...”
Tahsin amcam gülümsedi:
“Aleykumselam Ferat’ım! Getirip gonderen sağ olsun. Seni severim. Baban da arkadaşım. Lakin oy meselesine gelince düşündük,daşındık. Biz oyumuzu Rıfat’a virecağak. Rıfat bizim hısımımız. Babana selam söyle. Gusura galmayın.”
Ferat ısrar etmedi:
“Peki Taasin emmi! “ dedi. Üzüldü üzülmesine de yapacak bir şey yok. Döndü evlerine gitti. Babası Çakır’ın Şaban haber bekliyor. Öğrendi Çakır’ın Şaban. Çakır gözleri çakmak çakmak oldu:
“Ulan Taasin! Senin oyun Rıfat’a da nasip olmaz inşallah...” dedi.
Kaderin cilvesine bakınız. Seçimden bir gün önce Tahsin amcam sizlere ömür...
Aradan geçti bir zaman. Bizim emmoğlu İbrahim, Çakır’ın Şaban’ı ziyarete geldi. Çakır’ın Şaban çok memnun oldu. Gözlerinin içi gülüyor. Yalnızlık köşesinde, gözü kapılarda kalmış biri, geleni gideni nasıl gözler... Nasıl da özler...
“İbraaam! Baban benim arkadaşımıdı. Akranlarım birer birer gidiyo. Gittikçe yalnızlaşıyom. Babanı çok severdim. Oyunu Ferat’a virmedi. Ben de intizar ittim. Taasin’in oyu Rıfat’a da nasip olmasın diye. İntizarım tuttu. Baban seçimden bir gün önce öldü. Çok pişmanım. Keşke intizar itmeseydim Taasin’e.”
Emmoğlu İbrahim, gülsün mü ağlasın mı? Çakır’ın Şaban’ın çakır gözlerinde bir hüzün. Koskoca adam dokunsan ağlayacak. İbrahim gönlünü aldı Çakır’ın Şaban’ın:
“Şaban emmi! Ne yapalım? Ölenle ölünmez.” dedi.