- 535 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Karmaşanın Kargaşası
Karmaşanın da bir kargaşası vardır!
Sen - ben karmaşasının içinde kaybolurken, nasıl da kalabalıklaştığımızı fark ettim. Kalabalıkta kendimi kaybettim, hâlbuki senden başka bir şey yoktu bu kalabalıkta. Karmaşıktı sadece, bu büyük bir kargaşa yaratıyordu…
Beynimin reddettiklerini, kalbim reddedemiyor.
***
Şimdi hangi duacı affettirebilir
Sensiz geçen zamanlarımı?
Yarını sorgulamaktan vazgeç
Eline karmakarışık bir dünyadan başka bir şey geçmez
Tabi ellerini de bulabilirse o karışıklığın içinde…
Noktaydı bu gidiş ve ben bu noktayı ne kadar uzatabilirsem o kadar sonsuzduk. Bir şey yazdığımız ya da yazabildiğimi zannetmiyorum. Amacım noktayı biraz daha uzatabilmek!
Küçücük uzaklıklarda
Dev özlemlerimiz var artık
İki elini yanlardan sallayınca daha mı kolay dengeyi sağladığını zannediyorsun? Sen ne kadar doğru yürürsen yürü, dünya yuvarlak, elbet bir gün düşeceksin aşağıya. Ama büyük. O yüzden düşmüyoruz…
Dünya gerçekten küçük olsaydı elbette düşerdim ve elbette senin ayak izlerine denk gelirdi düşüşüm.
Zamanlar
Muzdarip
Mütemadiyen
Beklemekten
Rahatlığın içime huzur katıyor. Akıl işi değil oysa susmak bu cehennemde. Yine de acı çekmiyor gibi yapmak yürek işi. Katil öldürdükten sonra keşfeder cinayeti. Bazen sadece düşünmek için suçlu olursun. Ölürsün, suç işlemek için. Unutulmak için unutursun bazen. Yapmak için değil de, olmak için yaparsın bazen o eylemi. Sonuç; olmuşsundur, düşünmeden, düşünmeye fırsat kalmadan. Bundan sonra o’sundur artık. Düşünmeye sonradan başlarsın…
Benim huzurum için rahattın belki de. Acının aşkla ilişkisi icat edildiğinde başladı asıl hüzün ve tat.
Ağzının derinliğinde değil de, yüreğinin derinliğinden gelen sözcükler mühimdi bizim için, biz olabilmemiz için, en derinden geldiği belli olan açık cümlelere ihtiyacımız vardı. Doğruluğunun ispatına gereği olmayan, sonsuzluğa giden yolu, sonsuzluğa uzanıp yatmak için, gece olmaya gerek yoktu…
Gündüz gölgelerle boy ölçüşebilirsin ama gece ölçüşemezsin. Gölgeler kaç katı olur boyunun ve yollar daha uzundur geceleri, boş olmasına rağmen. Yüreğine giden mesafede hiç tereddüt yoktu. Gerçekten yüreğine gidiyorsa bu gidişte herhangi bir şüphe barındırılmazdı. Özgürdü cümleler pek tabi aynı zamanda da güvenilir bir yoldu bu. İlk kez gitmiş olmamıza rağmen, hiç yabancılık çekmeyecek gibiydi. Güvenilir her şeyin içinde normalden daha fazla korku vardır. Gün gibi gerçek korkular yaşıyorduk her gece.
Geç kalmış vakitlerde, insan hep yenilmenin acısını ayaklarından çıkarır ama yüreğini suçlayamaz, mesafeleri suçlar. Gecenin üzerine yıkar bu cehennemi. Ölçü birimi mesafeyse, yakınlaşmak zordur gideceğin yere. Zamanla da boy ölçüşülmez.
İnciye benziyorum, saydam, kaygan, beyaz. Kendini renkli zanneden bir şeyim ben. Kendini uzaklarda gören bir yakın, geçmişte gören bir yeniyim ben, yenilmeden önceki son kazancım. Gözlerimin akabildiği kadar uzaklığım, şeffaflığı kadar görünürüm. Suyun altında kalan ülkeler kadar bilinirim. Azlığım kendime, çokluğum göründüğüme…
Sana sızan
Kendime kanayanım
Kendime susan
Sana susayanım ben.
Adımlarından büyük yollara kalkışanların tükenmek bilmeyen tereddütleri var yüzümde, içinde kaybolduğum. Kendimden kaçmayı deniyorum, sende kayboluyorum. Dağılıncaya kadar kopmak istiyorum, hiçbir parçamı kaybetmiyorsun. En çok yüreğimi uzaklara fırlatıyorum, senin uzaklarda olduğunu unutarak. Unutmak akıl işi değil, unutulmayı istiyor akıllı olanlar. Yürek işi değil bu işler, fazla kalabalık, fazla sıkıştırır yüreği. Sanki’lerim emin olduklarımdan fazla, ama şüpheye yer yok bu yolda. Şüphe geçtiği anda unutursun gideceğin istikameti. Yarı yolda kalırsın, yolu bitirmenin rahatlığı çökemediği için omuzlarına daha çok yorulursun. Dinlenmeyi unutursun.
Boynundan büyük mesafeleri hesaplarsın gözlerinle, bazen de yüksek binalara ilişir gözlerin. Yetişmeyi umarsın, yüksekler yetmez sana, en yükseğe uzanırsın, çıkamayacağın yüksekliklerin yükü yüreğini ağırlaştırır, durduğun yerde yorulursun. Yorgunluk bu, en çok beklilerin hücrelerinde dolaştığını hissedersin. Herkesedir kızgınlığın ama yorgunluğun kendinedir. Kimseyle paylaşamazsın, istesen de… Bu yüzden istememeyi öğrenirsin, alışırsın zamanla.
Zamanla derken, oturduğun yerde yıllar geçer, beklediklerin yorar, gelmeyenler artar, gidenler çoğalır. Eksilirsin. İçinde çoğalır eksiklerin. Karmaşa burada başlar, eksildiğini bile fark edemezsin bu yüzden.
Sonra her şey doğal gelmeye başlar, olgunlaşmışsındır artık…
On Şubat İki Bin On Dört 17 50
Nevin Akbulut
YORUMLAR
Bu sitede en güzel denemeleri yazan çok az kişiden birisiniz bana göre... Çok rahat bir kaleminiz var; abartmadan, zorlamadan; kanırtmadan yani; kararlı akıyor mürekkebiniz...
Çok beğeniyorum velhasıl :)
Sevgim ve saygımla...
Kıpkırmızı
Beğenmenize de ayrıca çok memnun oldum, hissettirebiliyorsam bu benim için şanstır...
Çok teşekkürlerimle, :)
Selamlar,