- 20108 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
ANKARA DİKMEN'DE YAŞAYAN DERTLİ ŞAİR İBRAHİM SAYAR AMCA İLE TANIŞMAM.....
İbrahim Sayar amcayı ilk olarak geçen ay Ankarada Numune Hastanesinde tanıma imkanı buldum.
Göz polikliniğinde sıramızı bekliyorduk.
İbrahim Sayar amca şiir kitabını göstererek şiirlerini okuyordu.Yanında taşıdığı çantadan çıkardığı bir şiir kitabını alıp incelediğimde,hece ölçüsüyle yazılmış şiirlerde benzeştiğimizi,tarihi,milli,dini,lirik,vatan,millet,şehadet,cihat konulu,özellikle de Peygamber aşkını nakış nakış işlemiş olduğunu gördüm.
Biraz konuştuğumuzda sanki birbirlerini yıllardır tanıyan bir amca yeğen gibi olmuş her konuda fikirlerimiz uyuşmuştu.
İbrahim amcaya senin şiirlerin kitap olarak basılmış ama seni istersen internet ortamına atmamı ister misin dediğimde sana zahmet olacak ama şiirlerimden bazılarını şiir sitelerine taşıyabilir,beni tanıtabilirsin dedi.
Gönül Kervanı 1 adlı şiir kitabını imzalayarak bana hediye ettiler.İbrahim amcanın basılmış 4 şiir kitabı piyasaya çıkmış,kütüphanelerde yerini almış durumda yüzlerce şiirin sahibi bu kıymetli insanı tanımakta yarar var..
İbrahim amcamız Tokat Erbaa’da 1933 yılnda dünyaya gelmiş.İlk okulu Uluköy Kasabasında okuyan amcamızı babası bir Kuran Kursuna göndererek hoca olmasını arzu etmişler.Kısa zamanda Kuranı Kerimi hatmetmişler.
Babası okuyup hoca olmak istersen seni büyük şehirlerde okutayım yoksa benim gibi berberlik mi yapmak istersin dediğinde,İbrahim amca baba hoca olursam başkalarına el açmak zorunda kalırım diyerek berberlik sanatını öğrenmek istemişler..
O sıralar Devlet her okuyanı din hizmetlerinde istimdam etmediği için ancak köylerde fahri olarak bu hizmetler yapılır,karşılığında köylüler Hocanın maaşını harmanda ekin vermek suretiyle karşılarlardı.
İbrahim amca yakında Samsun Ladik de açılan Köy Enstütüsüne gitmeyi istemişkler ama babası oğlum okuyup da komunist mi olacaksın diye müsaade etmemişler.
Köy Enstütüsüne giden bir çok gençlerin bozulduğunu,yoldan çıktığını görünce iyi ki gitmemişim demişler..
İbrahim amca askere gitmeden önce Taşova’da berber dükkanı işletmiş.
İlk şiirlerini askerde iken yazmaya başlamış benim gibi..
Tokat Reşadiye’de Taşova’da askerlik sonrası berberliğe devam etmiş.
Ankarada TerminalOtelinde berber iken oraya gelen bir müşteriden şiirlerini dosyalama sistemini öğrenmiş bu işini kolaylaştırmış,ondan önce yazıp bir kenara salıyor kaybediyordum diyor.
Bende şiire 2011 yılından önce beş on şiirim vardı,bir kitapta saklıyordum.
Sendika binamızda tanıştığım Şair abim Ömer Çetinkaya’nın Antoloji şiir sitesini bana göstermesiyle hergün şiir yazıp sitede saklayarak bugün bir çok şiir çalışmasını sergilemeye muvaffak oldum.Kendilerinden Allah razı olsun..
Her ay katıldığımız Şairler Toplantısında da kural öğrenerek düzenlemeye başladım eski şiirlerimi,faydasını gördüğüm hiç bir ilimden yoksun kalmak istemem..
İbrahim Sayar amcamız 1977 yılında çalışmak için Medineyi Münevvereye gitmişler ve orada 1986 yılına kadar bulunmuşlar..
Medine ve Mekkeye sayısız şiirler yazmışlar dini duygularını coşturmuşlar..
Medinede bir daktilo alarak şiirlerini düzgünce yazıp dosyalamışlar.
Bir sekretere söyleyip yazdırayım derken köylüsü bir edebiyat öğretmeniyle tanışarak ilk şiir kitabına doğru yol alan amcamız yıllar içerisinde dört kitap çıkarmışlar.
Gönül Kervanı 1 ve 2-Medineden Mekkeye-Sen ki Tanrı değilsin kitaplarından bazıları...
Gönül Kervanı adını verdiği kitabının ön sözünde kendi hayat hikayesini yazmışlar.
İlk şiirin ismi-OKUYUN BU KİTABI-on altı kıtalık bu şiirde neden bu kitabı okumaları gerektiğini anlatmaya çalışıyorlar..
Kırıkkale’yede uğramışlar ona da bir şiir yazmışlar çantasından çıkartıp verdiler bana..
KIRIKKALE’M ŞEN ŞEHİR...
Kırıkkalem şen şehir,
Senden geçer bir nehir,
Sana yetmiyor mehir,
Kırkkalem şen şehir.
***
Doğu karadenize,
Bir çok illerimize,
Güzergah yolsun bize,
Sevgili Kırıkkale.
***
Harp sanayimiz sende,
Öğünürüz seninle,
Asalet var isminde,
Sevgili Kırıkkale.
***
Balışeyh Hasandede,
Ünlüsün Keskininle,
Sulakyurt Delicenle,
Mutlusun Kırıkkale.
***
Geldi sana gelenler,
Seni candan sevenler,
Mutlu sivri kalemler,
Seninle Kırıkkale.
***
Seven kalplere doldun,
Kervan durak oldun,
Aradıklarını buldun,
Değerlisin Kırıkkale.
***
Konuklar şairlere,
Sevgiyle gelenlere,
Seni çok sevenlere,,
Hoşsun sen Kırıkkale.
***
Destan oldun dillere,
Layıksın sevgiliye,
Ve davet edenlere,
Teşekkürler Kırıkkale.
***
Meşhurdur üzümlerin,
Ünlüdür kavunların,
Berrak akar ırmağın,
Şen şehir Kırıkkale.
***
Sevgilimiz camiler,
O selvi minareler,
Var sende daha neler,
Sevgili Kırıkkale.
***
Bu destan uzar gider,
Sana medh güçmü yeter,
Selamlar ve sevgiler,
Sevgili Kırıkkale.
***
Mutlu ettin Sayarı,
Bu yaşlı ihtiyarı,
Selam ve sevgileri,
Al benden Kırıkkale.
Şair İbrahim Sayar
DİKMEN-ANKARA
Şirleri hece tarzında hemen hemen her konuda şiirleri var.Gezdiği,gidip gördüğü yerlere şiirler yazmış,güncel olaylara şiirlerle yorumlar getirmiş.
Bazen İsraile kızmış,bazen Gazze demiş,bazen, Çine kızmış, şiirleri tarihe ışık tutuyor.Dünyada değişen bir şey yok aslında.
Sadece şairler değişmiş olaylar aynı şekilde tekrar edile gelmiş...
Ayasofya için de şiir yazmış bir çok işte ondan bir kıta..
Nice Mimar Sinanlar vardır benim yurdumda,
Ulubatlı Hasanlar yaşar benim yurdumda,
Ayasofya ağlıyor,Fatih Sultan kalk diye,
Kıyamete kadar biz çağırırız Hak diye.
***
Şiirlerinden bir kaç örnek..
Eskişehir
Eskişehir geldim sana,
Neden böyle ettin bana,
Atma beni sen yabana,
Eskişehir geldim sana.
Hasta geldim hasta kaldım,
Otel Hasa gelip konuk oldum,
Kaplıcana girdim yundum,
Eskişehir geldim sana.
Aşık Yunusun ilisin,
Ol sebebten sevgilisin,
Tarihlerden ne bilirsin,
Eskişehir geldim sana
Medineden gidiyorum..
Gidiyorum hoşca kalın,
Kardeşlere selam salın,
Dualarda bizi anın,
Gidiyorum hoşca kalın.
Medineden ayrılırken,
Kalktım yine sabah erken,
Helalinden bulup yerken,
Gidiyorum hoşca kalın.
Medinede yatar Sultan,
Ümmetleri Ona hayran,
Onun ile hergün bayram,
Gidiyorum hoşca kalın
Dokunma örtüme..
Bu mu medeniyet,bu mu kurtuluş,
Bu mu layık olmak,çağdışı buluş,
Bu mu demokrasi,bu mu hür oluş,
Dokunma örtüme kıyafetime.
Tarih kara yazar senin yazını,
Açma benim gelinimi kızımı,
Rezil rüsvay etme körpe kuzumu,
Dokunma örtüme kıyafetime.
Utanıyorum...
Görünce her yerde açık saçığı,
Allah aşkı için utanıyorum,
İffeti kalmamış kadın ve kızı,
Görünce sokakta utanıyorum.
Avrupalı soydu seni seyreder,
O bu rezalete medeniyyet der,
O öyle biliyor her haltı da yer,
İslamın adına utanıyorum.
Hak içinde yaz kalemim..
Hak için yaz kalemim,
Sahi olsun kalemim,
Allah ismi selamım,
Hak için yaz kalemim.
Söyle Allah kuluna,
Gelsin Hakkın yoluna,
Cümle İslam oğluna,
Hak için yaz kalemim.
Sen ki Tanrı değilsin..
Bilmeyenler öğrensin,sen ki Tanrı değilsin,
Yüce Mevlam sen birsin,sen ki Tanrı değilsin.
Doksan dokuz isminde,ben Tanrı göremedim,
Manasız bu deyime,bir mana veremedim,
Yüce Mevlam,ben san asla Tanrı demedim,
Cahil cuhela bilsin,sen ki Tanrı değilsin.
Sen her şeyden yücesin,diyen kendine gelsin,
Bilmiyorsa öğrensin,Mevlam Tanrı değilsin.
Tanrı uludur diye unutup haykırtanlar,
Hasret kaldı sevgiye,seni tanımayanlar,
Kalp gözü kör olanlar,bilsinler öğrensinler,
Yaratanım yücesin,sen ki Tanrı değilsin.
GELİYORUM..
Aradığım bulamadım,
Makbul bir kul olamadım,
Geliyorum adım adım,
Yaradanım kabul eyle.
Sen kerimsin biliyorum,
Kırma kanadım ve kolum,
Saana doğru geliyorum,
Yaradanım kabul eyle.
Senin ecrin keremin çok,
Hazinende hiç bir yok yok,
Senin gözün gönlün pek tok,
Yaradanım kabul eyle.
MENZİL KAHTA..
Üç beş hane,beş on dükkan,
Ne bir saray ne bir hamam,
İhlas Kuran yüksek iman,
Menzildeki gördüklerim.
Küçük güzel şen bir şehir,
Ne İsteyenler gelir bilir,
Ne ırmak var ne bir nehir,
Menzildeki gördüklerim.
İbrahim Sayar amcayı tanıdığıma çok memnun oldum.Enerji dolu kalbiyle bana hayatta mücadele edenlerin,her şeyi dert etmeyenlerin neşeli ve uzun yaşadıkları düşüncesini verdi.
Hayat öyle böyle geçiyor işte,bir gün de bizler bu aleme veda edeceğiz.
Kalan kimsenin olmadığı herkesin bir gün ahirete yolcu edildiği bu yalan dünyadan önemli olan hoş sedalar bırakarak gidebilmek.
Arkada kalanların Allah razı olsun dinine düşkün,ibadetlerini yağpan ,insanların hayrına çalışan İnsandı dedirtebilmek...
İnsan nasıl yaşarsa öyle ölürmüş ve nasıl ölürse mahşere öyle dirilirmiş.İbrahim Sayar amcada din gayreti,din hassasiyeti ve tarih ve millet vatan şuurunu gördüm.
Bir Hadisi Kutside Cenabı Mevlamız:Seksen yaşını geçen piri fani kullarıma ahirette cehennemde ateşimle azap etmekten ben haya ederim buyuruyorlar.
İhtiyarlamanın Allah yolunda saç sakal ağartmanın böyle bir mukafaatı da var ..
Allah hakkımızda hayırlı olanı nasip etsin,ölüm hak,miras helal derler,kazancımız helal,yaşamımız Allahın emirlerine uygunsa inşallah hesap vermekten korkmayacağız,yoksa helalin hesabı haramın cezasının olcağı o mahşer gününde bizi terletirler..
Bir daha görüşür müyüz bilmiyorum,yaşı sekseni geçmiş bu nurlu ihtiyarla bilmiyorum.
Ankarada Dikmen’de Sokollu mahallesinde yaşadığını biliyorum.
Allah uzun sağlıklı ömürler ihsan etsin..
02.01.2014//KIRIKKALE
HİDAYET DOĞAN OSMANOĞLU***
YORUMLAR
Her sey Ondan siiri bu amcaya ait degildir. Sadece isim benzerligi lutfen duzeltin