- 2285 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
PATLAT BAKAYIM SEKİZ KİŞİYE BİR GAZOZ -15-
1970lerin hemen başlarında başlayıp 1990lara kadar devam eden bu seks-avantür ve seks-komedi filmleri döneminde en dikkat çekici husus şuydu: Bu filmler dışındaki tüm filmler çeşitli sudan sebeplerle yasaklanıyor, sansüre uğruyor, kırpılıyor ama bu filmlere en ufak bir sansür uygulanmıyordu.. Askeri idare dönemlerinde de, askeri idareden sivil idareye geçildiği dönemlerde de bu seks filmleri oldukça rahatlıkla sinema salonlarında arz-ı endam ediyordu. Peki bu nasıl olabilmekteydi? Masum bir öpüşme sahnesi yüzünden masum bir film sansüre uğrarken bu seks filmlerindeki olmadık sevişme sahneleri, hatta resmen porno olayı nasıl olabilmekteydi?
Aslında bu durum da tamamen bir katakulliydi. Filmler sansür kurulunun önüne gayet normal, oldukça masum komedi filmleri olarak getiriliyor, kurul oynanmasına izin verdikten sonra ise o porno kısım ekleniyordu filmlere. Ancak şöyle bir durum daha vardı. Filmlere seks sahneleri eklenip gösterime sunulduktan sonra hiç bir Allah’ın kulu çıkıp da ’ Yahu biz bu filmlere bu şekilde oynansın diye izin vermedik ’ demiyordu.
Seks-avantür ve seks-komedi filmleri içlerinde oldukça açık saçık sahneler barındırsalar da önceleri öyle o kadar da seyredilemeyecek filmler değillerdi ki günümüzde TRT kanallarında oynayan bazı filmlerde bile o sahneleri görmek mümkündür. Mesela yakın zamanda Tv kanallarından birinde oynayan ’DESPERADO’ Filmindeki Antonio Banderas ile Salma Hayek’in sevişme sahnesi gibi cüretkar ama porno denilemeyecek filmlerdi pek çoğu. Ama zamanla resmen işin cılkını çıkardılar.
Seks filmlerinin tutması üzerine (tabii ki bu olay bir arz-telep meselesiydi) artık öpüşmeli, sevişmeli filmler yetmez oldu seyirciye...Alışmış kudurmuştan beterdir misali seyirci artık daha fazlasını, daha da fazlasını istemeye başladı.
Efendim..Şimdi bir hususu daha belirteyim işin cılkını çıkaran filmlere geçmeden önce :
O dönemde o filmlerde oynayan hiç bir aktör ya da aktrist şimdilerde -zamanında oynadıkları o filmlerin - porno film olduğunu kabul etmiyor. ’ Biz avatür, komedi filmleri yaptık ’ diyorlar...Bir külahım olsa, koysam da ona anlatsalar...Aynı şekilde o gün sinema salonlarını hınca hınç dolduran vatandaşlara sorsan bu gün hiç birisi o filmlere gitmemiştir zamanında...Yahu kimse gitmediyse ben o filmleri tek başına oturup cinlerle beraber mi seyrettim...Herkese yedirirsiniz de bana değil...Devrimcisi, ülkücüsü, akıncısı, dev genci, sev genci, Atatürkçüsü, enteli, danteli hepimiz de gittik. Gitmekle kalmayıp ağzımızdan akan sulardan memleketi sel bastı biz filmleri seyrederken...O bakımdan şimdi burada özellikle ben emsal hiç kimse hava atmaya kalkmasın ’ Ben seyretmedim ’ diye...Sen, ben, o, biz, siz, onlar seyretmediyse uzaylılar mı seyretti o filmleri? Hepimiz seyrettik efendim...Hepimiz....Kimimiz bir iki tane, kimimiz yüz- ikiyüz tane olsa da hepimiz mutlaka seyrettik o filmleri.
Artık seks filmi yapımcıları arasında da kıyasıya bir rekabet başlamıştı elbette..Hangi filmde açık-saçık sahne daha fazlaysa o filmin seyircisi, dolayısıyla da hasılatı daha bol oluyordu.İşte bu durum, yapımcıları yeni bir metoda itti ve ’ Parça ’ olayı başladı filmlerde.
Parça nedir?
Efendim...Bir filme gidersiniz...Filmin adından ve afişlerinden bellidir seks filmi olduğu. Mesela filmin adı ’ KARTAL PENDİK, GİTTİK GELDİK ’... Oturmuş seyrediyorsunuz...Filmin ilk yarısı biter. Paranız varsa bir gazoz içer ya da bir külah patlamış mısır alırsınız ve filmin ikinci yarısını seyretmek üzere oturursunuz koltuğunuza..Işıklar kararır ve bakarsınız seyrettiğiniz filmle uzaktan yakından hiç alakası olmayan bir Danimarka pornosu...Bildiğiniz porno film...En azından on dakika bu ana filmle alakası olmayan porno film oynar, sonra ana filmin öteki yarısı başlardı. İşte bu film arası seyrettiğiniz on dakikalık ( bazen daha uzun ) her şeyiyle porno olan filme ’Parça ’ denirdi. Ana filmin ikinci yarısından önce böyle bir parça konmadığı takdirde o sinema salonunu yıkardık adeta ’ Parçaaaa...Parçaaaa ’ diye.
Bu filmlere geçmeden önce bir iki konudan daha bahsetmek istiyorum:
Bu tür filmlere sadece erkekler mi giderdi?
Tabii ki bu tür filmlerin seyircileri genelde erkeklerdi. Ancak sinema salonlarında zaman zaman bayan syirci de görrmek mümkün oluyordu. Peki kim miydi bu bayan seyirciler. Elden ayaktan ve çaptan düşmüş fahişeler mesela..Artık ne randevuevlerinde, ne genelevlerde ne sokaklarda iş bulamayan yaşlı fahişeler bu sinemalara gelirler ve müşteri ararlardı. Bir bilet parasına, bazen bir ekmek, evet kuru bir ekmek için ağzı salyalı, dişleri sararmış, Allah’ın nurunun n harfi bile suratında olmayan bir itle beraber çıkar o sinemadan kim bilir hangi kuytuda o köpeğin azgın nefsini , kim bilir ne şekilde söndürürdü o yaşlı fahişeler.
Başka?
Sokak çocukları gelirdi. Evsiz, barksız , sokak çocukları, kız çocuklar...Onların durumları da yaşı fahişelerin durumlarından farklı olmazdı tabii ki.
Ve yazınca inanmayacağınızdan eminim ama karısını alıp gelen erkekler olurdu bazen...Öküz oğlu öküz alır karısını getirirdi ’ Bak da muamele nasıl olurmuş öğren ’ Diye..Çok sık olmasa da böyle manzaralarada da şahit oluyorduk.
Efendim...Bir de bu filmler sabahın onu gibi başlar gece 12 ye kadar sürerdi. Yatacak bir yerin, sığınacak bir yuvan yoksa özellikle kış günlerinde bundan âla mekan olamazdı. Sinema salonlarında uyuyan çok insan görmüşümdür o yıllarda.
En çok da zihinsel engellilere üzülürdüm. Kız ya da erkek farketmez, zihinsel engelli biri o sinema salonlarına düştüğü takdirde hapı yutardı resmen. Çok afedersiniz uğradıkları en basit cinsel istismar parmaklanmak olurdu...Gerisini siz düşünün işte.
Yönetenler, ülkeyi anarşi ve terör belasından kurtarmak için insanları böyle bir dünyanın parçası olmaya itiyorlardı işte. Ya parmaklayan olacaktınız, ya da parmaklanan....
Ben çok gittim bu filmlere...Pek çoğunu seyrettim. Ama bir gün yanımdaki arkadaşımın kendi yanındaki zilzurna bir yaşlı fahişenin pantolonundan içeri elini sokup onun en mahrem yerini karıştırmaya başladığını, kadın ( tabii ki ona kadın demek ne derce doğrudur o da ayrı bir konu ) uyandığında ise eline sıkıştırdığı bir yirmi beş kuruş karşılığında bu iğrençliğie devam ettiğini gördüğümde kendimden de o filmlerden de iğrendim artık ve bir daha gitmedim.
Bir tiyatro oyununda duymuştum ’ Ahlaksızlığın da bir ahlakı vardır ’ Maalesef öyle bir ahlaksızlık vardı ki bunun en ufak bir ahlakı yoktu o devirlerde ve devlet resmen böyle bir ahlaksızlığa göz yumuyor, hatta teşvik ediyordu.
Peki bizler niçin gidiyorduk o filmlere?
Bizler o filmlere gidiyorduk çünkü filmlerde rol alan erkek sanatçıların pek çoğunda bir cazibe olmamasına karşın bizim rüyalarımızda bile göremeyemeyeceğimiz kadınlarla, rüyalarımızda bile göremeyeceğimiz bir cinsel hayat yaşıyorlardı. Mesela kemikleri sayılacak kadar zayıf, kara kuru, hiç bir çekici tarafı olmayan Aydemir Akbaş’ın elinden geçmeyen kadın kalmamıştı neredeyse...Şaşı gözleri ve dişsiz ağzıyla normalde hiç bir kadının yüzüne bile bakmayacağı Mete İnselel bizim için ancak rüya olabilecek kadınların üstünden kalkmıyordu...Bir nevi intikam alıyorduk mahallemizde, sokağımızda bize burun kıvıran o havalı kızlarla ve bir yerde onlara ’ Ulan en kralınızı bile Aydemir Akbaş, Mete İnselel, İlhan Daner, Öztürk Serengil, Tarzan Çetin, Kazım Kartal gibi tipsizler beceriyor, havanız kime ? ’ mesajı yolluyorduk. O tipsiz artistlerin yerine koyuyorduk kendimizi ve ’ Benim neyim eksik ulan ’ Diyorduk.
Bir başka husus da genelev olayı idi...Çoğumuz talebeydik...Genelev önlerinde görülmemiz pek de uygun olmazdı. Hele de peder beyin kulağına giderse geneleve gittiğimiz, ne yapacağı belli olmazdı...Gerçi benim rahmetli ’ Afferin aslan oğlum’ derdi mutlaka ama yine de peder kısmısına pek güven olmazdı. Yahu bir de sinemada cansız bir resme ’ Oh yavrum benim, yerim seni ’ demek ayrı bir olay genelevde ’ Hoş geldin kocacığım gel odamıza çıkalım istersen ’ Diyen bir kartolozla başbaşa kalmak ayrı olay...İşte bu yüzden giderdik o filmlere.
Yok ama...Bu yazdıklarıma bakıp benim geneleve gittiğim hususunda bir zanna kapılmayın...Bu hayatta yemediğim nane kalmadı belki ama işte onu yapmadım hiç. Onlara sarılmak bana hep kasap çengeline asılmış bir koyuna sarılmak gibi geldi.
Şimdi....Yukarıdaki afişe şöyle bir bakın...Bir kadına ( Feri Cansel ), Bir de erkeğe ( Mete İnselel ) baktığınızda bizim o filmlere niçin gittiğimizi daha iyi anlarsınız.
Bir bölüm daha devam edeceğiz bu konuya.
YORUMLAR
hocam evet o tür filimler biz gençlere daha çekici geliyordu merakta vardı haliyle hadi sen sen olda gitme bakalım genelevse orası bir nevi okul çoğu gençlere anadoludan gelipte uğramamak olmazdı zaten oralara gidende kırsal kesimden gelenlerin uğrak yeriydi ilgiyle okudum kutlarım kolay gelsin saygılarımla
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerilerimle.
Şimdi....Yukarıdaki afişe şöyle bir bakın...Bir kadına ( Feri Cansel ), Bir de erkeğe ( Mete İnselel ) baktığınızda bizim o filmlere niçin gittiğimizi daha iyi anlarsınız.
işte tüm anlatılmak istenen konunun çarpıcı özeti.... ellerine sağlık hocam toplumumuzda cinsellik tabu olunca sapkınlıklar kaçınılmazdır. şimdi bu tabu kökğünden çatırdadı...
sami biberoğulları
Cinsellik tabu olmaktan çıkarılmalı elbette ama bu şekilde değil tabii ki..Burada cinsellikten çok sapıklık vardı çünkü.
Selam ve sevgilerilerimle.
SİVAS
Sivasta Gökmedrese,
Bırakılmışlığına,
Terk edilişine ağlar.
İstasyon mahallesinde sinemada,
<Parçala beni> oynar.
O yıllarda yazılmış şiirim,tebrik ederim saygılarımla.
sami biberoğulları
Sivasta Gök Medrese terkedilmişliğine ağlarken İstasyon Mahallesinde sinemada parçala Behçet oynar...Olay buydu işte.
Selam ve sevgilerimle.
HAYIRLI GÜNLER
YİNE OKUTTU YAZINIZ VE ŞÜKÜR ETTİM BAŞTA BABA YOK BİZİ SİNEMAYA GÖTÜRENDEOLMAYINCA BÖYLE
O FİLİMLERİ HİÇ SEYRETMEDİM
EVLENİNCE EŞİM ÇOK SEVİYORDU FAKAT HEP YABACI KOVBOY FİLİMLERİYDİ SEÇİLENLER
AMA TELEVİZYONLAR ÇIKINCA İLK ALANLAR GİBİ OLDUK VE HALA SİNEMAYI SEVMEM KAPALI BİR ORTAMDA FİLİM İZLEMEK HİÇ HOŞUMA GİTMEZ
EN SON İSTANBULUN FETHİNE ÇOCKLAR ZORLA GÖNDERDİLER AMAN ALLAHIM
MEKAN DAR VE BİR SES VERMİŞLER İMKANIM OLSA ŞUNUN SESİNİ KISIN DİYECEK KADAR DI
ŞİMDİ KAÇINCI İZLENİYOR TV DE
KUTLARIM SİZİ YİNE AZİMLE BİR ZORU ANLATIYORSUNUZ BİZE
SAYGILARIMLA
sami biberoğulları
Allahtan sizler vardınız...O sayede tamamen bozulmadık.
Selam ve sevgilerilerimle.
Bir solukta okuduk yine yazıyı hocam.
Anılar denizinde,
kaybolmuş sulara yelken açtık her cümlenizle.
Eskileri yaşadık, delikanlılığımızı kokladık.
Bizler,
Anadolu'nun küçük bir kasabasında doğduk, büyüdük.
Bir tane sinema salonumuz vardı ve oraya da tüm kasaba halkı giderdi.
O nedenle,
bu sex filmleri furyasında fazla ileriye gidemedi sinemacılar.
Ya da,
normal filmler de oynatmak zorunda kaldılar diyelim.
Sonuçta,
o parça olayları orada da yaşandı ama,
en alt düzeyde kaldı.
Nüfus az, herkes herkesi tanıyor. Hareket kabiliyetimiz kısıtlıydı yani.
Durumun bu mertebede olması,
bizleri biraz korudu o fırtınadan.
Ama,
esinti bizlere de sirayet etmedi değil.
Güzeldi yine.
sami biberoğulları
Evet..Küçük kasabalarda o kadar etkili olmadı sanırım. Ama kimsenin birbirini tanımadığı şehirlerde oldukça etkili oldu filmler.
Selam ve sevgilerilerimle.
eskilere yolculuk yaptım her satırda inanır mısın moral hocam sinemaya giderken bile hangi film kaliteli seçiyordum önceleri ailem yardımcı oldu sonra ben kendim seçtim gerçekten de yanılmadım şimdi ise tv de dizilerde seçiciyim çoğunu seyretmiyorum
harika bir paylaşım gönülden kutluyorum sevgiler saygılar
sami biberoğulları
Benim annem cahil bir kadındı..Bize parayı verirdi ama ne tür film seyrettiğimizi bilemezdi...Babam ise senede en fazla iki ay bizle olurdu ki o da bilse bile bir şey demezdi sanırım..Çünkü böyle bir iki filme babamla birlikte gittiğimi hatırlıyorum.
Sizin aileniz en doğrusunu yapmış size rehber olmakla...Bu yaştan sonra artık tv dizilerinde ya da filmlerde seçici davranmıyorum işin doğrusu. Artık ne fikrimi-zikrimi, inançlarımı ne de ahlakımı bozacak hiç bir film olamaz...O bakımdan en saçma iki diziyi hâla seyrediyorum !_ Kurtlar Vadisi 2- Muhteşem Yüzyıl...Zaten onlar dışında sürekli izlediğim bir dizi de yok. Ama Zengin kız Fakir Oğlan dizisine de bayılıyorum hani...Bence mükemmel bir dizi...Bir de sanırım şu Kızıl Elma'yı seyredeceğim başladığında.
Selam ve sevgilerimle.