Ferhatlığım Dağları Ağlatır, Aşkın Harflerini Deler.
hayrettin taylan
Annemin yufka ekmeğini senin de yufka yüreğini özledim.
Kızarmış ekmek ve kızarmış yüzünle doydum sevgilim.
Meleklerin sevdası gibi sonsuz ve mistiktin
yar’yüzüme inen melektin
Bu yüzden saflığımı verdim dize yüreğine.Bu yüzden ezelin özleminde yitiklerimde betimlendi sevda yelin.
-Ateşin suyla raksı gibi, yüreğin aşkla raksı gibi uzun düşlere teslim oldum,
Figanın deldi gökte Ferhat dağımı. Yeni bir Ferhat olmama gerek yoktu.Keşke benim işim de Ferhat gibi olsaydı.Sonuçta bir dağı delip gelmek , kavuşmak, varmak umudu vardı.Benim Ferhatlığım daha zor.
-Ahların dağında, vaveylanın çölünde, soyut bütün sözcüklerin denizinde, manaya inmiş anlamların dilsiz nidasında, anlatılmazlığın ovasında, yalnız seninle yeşeren cümlelerin tarlasından, umuda beş kalanın kalakalış kallavasinde, özetsiz güncelerin yangınında, en çok da bir gün gelişinin sessiz hışmındaydım.
-Benim Ferhatlığım dağları ağlatır, aşkın harflerini deler.
Visal deminde derlenir alevim. Şuleler teslim olmuş bir çağ yanar içimde.Annesine teslim olmuş bir bebek gibi, aşkımın emziği çok gelir sana.Aşk, mamayı sevmez, aşk yüreğin memesinden emmek ister gerçeği.
-Aşk, üveysi, üveyiksi demleri sevmezdi.Aşk, bir anne kucağı değildi sevgili.
Aşk, bir sevgili kucağı gibi, bir sevgili sızışı, tüyleri diken diken eden, kalbi yerinden oynatan, aklı durduran, duyguların çeşnisiydi…
-Aşk, münferit olaylara teslim olmak değildi, annesinin can şulesi…
Benim kalbimde ürer kehribar düşler.Benim gönlümde çekilir esma’nın dilsiz, mistik algısı.Sen bilmezsin, imamesini kopardığın tespihlerin,
aşk teşbihlerini.Benzete benzete seni çekimledim aşka.
-Sıradağ içimde yanarak ova olur dilsiz güncelere.Hayat seninle düz ova gibi kendi yüreğini süreç yapar.
-Sensizlik yeşerir, hedef kendine mevzi, hayat kendine safilik. Ruhun sucusundan yeni damlanı istedim.
-Ağlayış, seziş benle kalmış. Ağlayışındaki duygu yok. Kimliğinle , kimde olduğun arasındaki vicdanın nadasında olmalı ki damlaların ünleme benzemiyor.
-Çokluğun yokluğundayım. Huzurun duruşunda durulanıyor geleceğim. Gelmek senin içinde masal, benim içimde destan… Dönmek, senin dolabında ip, benim yüreğimde sevda yünü…
Efsunlu deliller var uzaklığında.Şansını yenilemiş hayatların seyrindeyim.
-Umarsızlığımda toplanmış hevesler var.Nefsinde birikmiş sular şehrin var.
İlk bakışına, ilk harfine, ilk dokunuşuna değmiş hazlarım var.Hayatın seyrinde birikmiş kayıtlarım var.
-Yanık uçlu soruların seçmeli şıkında belirir şıklığın. Delinmiş bir cevabın cebinde bırakır günceler.
-Uhdeler tırmanır, içselliğin denizi yanar. Hayatın şansını yamalar risk. Tezatlarına teslim olur temas ettiğimiz tenasüpler.Hüsnüne talip olur hüsn-ü talilim.Güzel bir nedendin .Bu güzelin nedenlerinde sevdim.Bu sevmenin nedenlerinde aradım kendimle cevapsız kaldığım zamanlar.
Yanık sorular kurgulanır senli vakanın kuyusunda.Huyumun diline çevrilir nazların. Yusufluğumun yırtık gömleği ütülenir.Yunusluğumun denizleri kızartılır, Davudiliğim bilenir nidalarında, İdrisliğimin sözcük kıyafetlerinde nakışlanır mistik algı…Dua ..dua..dua…aşka en yakın zamandır.
-Sevmek katlanmaktır.Sevmek, sevdiğinle kat kat katlanmaktır.Ben de senli bir kattayım.Devir nazariyesinde tümlenir dualar.Dualarla geldim sana. Sana haykırışımın dilisin.
-Dua, dua, aşka en yakın zamandır…
Ruhumun utkun kıyısına gelir gözyaşların. Gözyaşı bir zaferin fişeğidir mutluluğuna…Tutkunun yolunda en tanıdık yolcuyum.Kaptanlığım kendime.
İnsan kendime gitmekle yolcudur.Son durağımda seni yeniden görmenin hayal ucundayım.Üç noktalarımı bıraktım, ünlemlerinin yanına.
Yarın çok uçta, yarim üç noktada…Artık sen kadar şule, aşk kadar kül, gül kadar kul olan sevmeler zaferiyim.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.