- 538 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Cemaat, Ricciardone, Hükümet ve Küresel Senaryo
Son günlerde süregelen tartışmalar malumunuz, ortalık toz duman.Bakanların çocuklarına tutuklama getirecek çapta olaylardan bahsediyor haberler kaç gündür.Göz altılar, tutuklamalar da cabası.
Öncelikle hangi siyasi otorite olursa olsun, suça karışan biri varsa ve suç ispatlandıysa hiçbir şekilde taviz verilmemeli, en ağır biçimde gerekirse vatana ihanetten bile yargılayarak yolsuzluğun üstüne gidilmelidir.Hiçbir kişi ve kurum bu milletin parasını çalacak cesareti gösterememeli, bunu aklına dahi getirmemelidir.Eğer babasının bakanlığına güvenerek birileri hırsızlık yaptıysa ve bu ispatlanırsa adalet eşitlikten vazgeçip daha da ağır ceza vermelidir ki ibret olsun sonraki nesillere.
Bu noktada hükümet olayın üstüne ciddi bir biçimde gitmelidir.
İşin Cemaat ile olan tarafına bakacak olursak, dershaneler yüzünden iki tarafın arası ciddi manada açık, hükümetin dershane hareketine karşı cemaatten bir hamle bekleniyordu, bazı köşe yazarları aldıkları talimatla hükümeti Zaman’dan bombalamaya başlamışlardı.Hüseyin Gülerce hatırlarsanız Mustafa Sarıgül’ü öven yazılarla top atışlarına da başlamıştı.
Beklenen şeylerdi bunlar.
Karşınıza devletin her kurumuna ve halkın içine ve gönlüne nüfuz etmiş bir hizmet hareketini alırsanız bunun da bir bedeli olduğunu yaşayarak öğrenmeniz normaldi.Öyle de oldu.Hükümet resti gördü.
Ama bu bakan çocuklarına yapılan operasyonlar ve banka yöneticilerine yapılan operasyonlar birden bire ve kusursuz bir koordinasyonla yürüyünce bu işin cemaati aşan uluslar arası bir mesele olduğu ortaya çıkmaya başladı.
Hükümet Halkbank üzerinden İran ile altın ilişkisinin bedelini öderken, Zaman Gazetesinde ve Samanyolu Tv’de gece gündüz hükümete ateş püsküren haberlerle cemaatin misilleme yaptığı algısını zihnimize kazıdılar.
Ama ABD Memuru Ricciardone yaptığı açıklamalarla bunun bir dış operasyon olduğunu itiraf etti ve bizi çökmekte olan bir imparatorluğa benzetti.
Hala anlamadınız mı?
Adam itiraf etti diyoruz..
Seçim öncesinde bilinmelidir ki bu mesele kesinlikle bir dış operasyondur, bu operasyona alet olmak bu ülkenin zararınadır, bu operasyonlarda cemaat taraftarı olan ve kullanılanlara şunu belirmek isterim.
Hizmet kervanı dediğiniz şey, din ve Allah adına bir hareket ise, sizler Allah Rızası için çalışan insanlarsanız, hükümetin bu şekilde bertaraf edilmesi sizin işinize yaramaz, ve bunu hiçbir dini öğretiyle açıklayamazsınız.
Sizin dershane dediğiniz şey bu ülkenin istikrarından ve istikbalinden kıymetli değildir.
Allah için çalıştığınızı, küresel boyutta İslam Misyoneri olduğunuzu pek çok önde gelen otorite şahsiyetinizden bizzat dinledim, eğer sizler İslam için çalışan insanlarsanız ABD ve yandaşlarının yanında yer almazsınız, ve dershane için bu ülkeyi kaosa sürüklemezsiniz, şahsen hiçbir ticari kayıp bu ülkenin istikbalinden önemli değildir diye düşünüyorum.
Ayrıca cemaatin küresel konumu da dış güçleri rahatsız etmekte, etki alanı pek çok ülkeyi düşündürmektedir, bu yüzden cemaatçi arkadaşlar kendilerine gelmeli, bu savaşta galip gelenin sadece küffar olacağını anlamalı, her iki durumda da kaybedenin İslam ve Müslümanlar olacağını görmelidirler.
Türkiye olmazsa cemaatte olmaz.
Son sözüm ise bu işin bu hükümeti devirmesini isteyen sandığa gömülü arkadaşlaradır.
Eğer siz seçilmiş bir hükümetin böyle gözümüzün önünde devrilmesinden zevk alabiliyorsanız size de yazıklar olsun.
Hadi Kılıçtaroğlu’nu anlarım, daha geçenlerde ABD’ye gidip, koltuğunun altında Kemal Derviş’le gelen Kılıçtaroğlu’nu anlarım.
Ama oyunu göremeyen Ülkücü arkadaşlara, dindar kesimlere gerçekten üzülürüm.
Bu iş bir dış operasyondur, süreç ne kadar çetin olursa olsun bu işten halkın tercih ettiği ve edeceği kişiler galip olarak çıkacaktır.
Hiçbir kirli ittifak halkın önünde duramaz.
Ve bütün hesap yapanların üstünde de bir hesap yapan vardır.
Hesap yapanların en çetini Allah’tır..
Bakalım Mevlam neyleyecek ?
Neylerse güzel eyleyecek…
Tunar Çalışkan
YORUMLAR
Değişik bir yaklaşım.
Türk seçmeni çok değişik bir seyir izlemiştir seçim tarihimizde.
Zorlamaya asla gelmemiştir.
Örneği Ecevit'tir...
Baş tacı da yapmıştır,
yeri geldiğinde yerin dibine de sokmuştur.
O nedenle,
seçimi beklemekte fayda var diyorum.
Bu halk,
en güzeli önümüze getirecektir yine.
Sonsuz güvenim var onlara.