- 772 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Hırsızım ve Katilim - 2
Hırsızım ve Katilin – 2
Babam hastanede uzun tedaviler görmesine rağmen iyilileşmedi,o günden sonra yatağa bağlı yaşamaya mahkum oldu.Babam çalışmadığı için evimize para getiren yoktu.Ana kız halı dokusak da para yetmiyordu.
Ege ‘ nin bu küçük kasabasında işsizlik diye bir sorun yoktu.Çalışmak isteyen herkes kış ve yaş her gün iş bulabilirdi.Pamuk,tütün,zeytin,bağcılıkla geçinen bu kasabada her daim çalışan insanlara ihtiyaç vardı.Gündelik olarak para veriyorlardı.
Annem o günden sonra evde yatalak babama bakmaya başladı,ben de ailemize para kazanmak için çalışmaya başladım.Elimden her iş geliyordu.Tütün kırımlarında hiç kimse benimle yarışamıyordu.Tütün karığının başından,tütünleri kırarak adeta koşarak karığın sonuna gidiyordum.Kışları ise zeytin depolarında çalışıyordum.Babamın rahatsızlığı hepimizi çok üzse de aç kalmıyorduk. Babamın bazı geceler, gizlice ağlatarak Allah’ a iyileşmesi için dua ettiğini duyardım.Yorganın altına girer bende dua ederdim.
Kolumuz kanadımız kırılsa da bu kaza ailemizi çok üzse de bu şekilde yaşamaya alışmaktan,her olaya katlanmaktan başka çaremiz yoktu.Hayat bir şekilde devam etmeliydi...Ediyordu da….
Her şey o yaz başladı.Ben aşık oldum…
Kasabamızın Belediye Başkanın ilk karısından olan oğlu Hasan ‘ ın ara sıra bizim kasabaya gelerek babasının yanında kaldığını duyardım. kasabanın kızlarından,onun havalı,yakışıklı;ama güven vermeyen biri olduğunu da duyardım.Ben, o konunun üzerinde pek durmaz “ bana ne ya! “ diyerek önemsemezdim.
Bir haziran akşamı tütün işini bitirmiş onlarca kişi traktör kasasına oturup kasabaya dönerden,onu çeşme başında gördüm.O’ nun Hasan olduğundan emindim.Kasabada o denli yakışıklı,karizmatik hiçbir kimseyi bu güne kadar görmemiştim…Çocukluğumda dinlediğim Katip şarkısında ki; katip mutlaka bu olmalıydı, beyaz takım elbisesi,siyah gömleği ve kravatı ile bir sanat eseri gibi..Bende onu bir sanat eseri gibi uzaktan seyretmeye başladım.
Tütün tarlasından dönüşlerimizde o hep çeşmenin başında oluyordu.Oyun oynayan çocuklarla konuşurken,bazen onların oyunlarına eşlik ederken görürdüm onu…Ben sadece onu seyrederdim… traktör çeşmenin önünden gelip geçene kadar.Onu gözden kaybettiğimde,yarın O ‘ nu yeniden görmek için umutlar birikmeye başlardı yüreğimde..kat kat umutlar katmer katmer sevinçler dolardı yüreğime…Kalbim çarpıyordu..aşk bu olmalıydı…
Yine bir akşam üzeri ben O’ nu hareket halindeki traktör kasasından hayranlıkla seyrederken,başını bana döndürdü göz göze geldik..İşte o anda ben ölecek gibi oldum,utandım,başımı hemen çevirdim; beni O ‘ da fark etmişti..Kalbimi göğüs kafesinde zor tuttum,sanki dışarıya fırlayacak gibi olmuştu...
O günden sonra ikimizin aşk masalı çok hızlı gelişti,Sağ olsun aracılar (!)
Bir sabah ezanında annemi babamı hiçe sayarak ben Hasan ‘ a kaçtım.
Babam bu üzüntüye dayanamadı ben kaçtıktan altı ay sonra Hakkın rahmetine kavuştu.Bana tek söylediği “Kızım! istediler de vermedik mi? Neden kaçtın.? “ Neden kaçmıştım,bende bilmiyordum.
Hasan çalışıp evimize bakmıyordu.Ben çalışıyordum.Bir depoyu oturulacak hale getirip orada yaşamaya başladık.Hiç önemli değildi bunlar benim için Yeter ki; bir sanat eseri gibi hayran olduğum Hasan yanımda olsun gerisi yalan gerisi boştu benim için..
Hasan benim için Babil ‘ in asma bahçeleri Mısır pramitleri,okyanusum,denizim güneşim,yıldızım,söylediğim şarkı,içtiğim çay nefesim,her şeyim kısaca yaşama sebebimdi.
Bir gün işten geldiğimde Hasan ‘ nı gergin ve sinirli buldum
“Hayat mı bu bizim yaşadığımız,rezalete bak! nerede kalıyoruz,nerede yaşıyoruz,bir depoda..olacak şey değil en iyisi ben Almanya ‘ ya işçi olarak gideyim,sonra seni yanıma aldırırım..”
İşte o anda yıkıldım.Sanat eserim sevdiğim adam çok uzaklara gidecekti,çalışmayı hiç sevmeyen Hasan Almanya ‘ da ne iş yapacaktı?
Niyetinin Almanya ‘ya gitmek olmadığını kendine bir araba almak istediğini çok geçmeden anladım…
“Kızım salak gibi hareket edip durma,amelelikle sadece karnımızı doyuruyoruz…hiç yorulmadan çok para kazanmanın yolları var..”
Lafını duyunca şaşırdım..çok para kolaylıkla nasıl kazanılırdı?
“Nasıl yani,anlat bir kere hele..”
Devam edecek…