- 482 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Silinmeyen izler...
Kalın duvarların nefesimi daralttığı yıllardı.
Birçok insanla bir şekliyle müşterekliği paylaşmak zorunluluğumuz bulunuyordu zira adeta kaçınılmaz olan vakıaydı.
Tanış olduğum insanları gözlemlerken terennüm ettikleri nefeslerde hicranın izlerini görmemek mümkün değildi. Aslında saf ve temizlerdi.
Bir güvenle inanmanın…
O manada hadiselere bakmanın…
Bilinmeyenler karşısında niyazda bulunmanın açmazıyla karşılaşıyordum.
Nimetin sebebi belliyken…
Nedenlerini fikredenler irdelerken…
Gayretin nispetinde refahın olacağı aşikârken bu gerçek bilinirken…
Hiç lüzumu gerekmeyen…
İradesini avuntuya yeğleyen…
Hiddet ve adaveti piyasaya sürenler karışıklık ortamında demlenirlerdi…
Kurban olan her insan…
İnandığını mukaddes sayar…
İdealistlik o kadar işlenmiş ki marifetle anar…
Bayrağımız belliyken…
Milletimiz yıların dirliğini özlerken…
Dinimiz vicdanlarımızda bilinmeden yeğlenirken…
Sabah… Öğle… Akşam…
Birilerince yönlendirilen birçok insan…
Vatan… Nizam… Güzelliğinde hep kaygılandırılan…
Yıllara sâri olarak gelişen…
Bir girdabın içinde çaresizliğe mahkûm edilen…
Bir öğrenciyken hatta çocuk yaştayken davalar ilan edilirken…
Örfümün donattığı…
Ailemin yıllarca anlattığı…
Okullarda ezberlerin yaptırıldığı lakin hale yansımadığı…
Konuların sevgi diliyle anlatılmadığı…
Bilinmeyen her şeyden gereksizce kaçıldığı…
Zekânın gereği olan merakın insanlarca kullanılmadığı…
Bağıran şiddeti çağıranlar…
Hamaset uğruna bir yatırıma koşanlar…
Katledilen onca canlar, cahilleşendir bu insanlar…
Ruh aşkı arar… Vicdan nefrette ne arar… Can ona şaşar…
Çaresizsin… Gideceğin yeri bilensin… Sen akleden düşünensin…
Hak için derlenensin sen kalbinin sahibinin sesini ne vakit dinleyeceksin.
Mustafa CİLASUN
YORUMLAR
dinlemek dinlenilmek kadar güzel
evet hakikati dinlemekse daha bir güzel
en güzele ulaşmak duasıyla...