Sinemalar
Başımızda kavak yellerinin, aynı zamanda da sevda yellerinin estiği günlerdi.Kardeşim,ben
ve arkadaşımız(isim yazmıyorum,sorun çıkmasın diye)üç kafadar yani.O zamanlar üçümüze
bir isim bulmak için ne çok uğraşmıştık gülüşerek. Birbirimizden nerdeyse sabah akşam hiç
ayrılmazdık. Bir onların balkonda, bir bizim balkonda-en çok da bizim balkonda elimizde
bir yandan nakışlarımızı işlerken diğer yandan biraz da eğlenerek, bazen tiye alarak gönül
konularımızı konuşurduk. Daha doğrusu konuşamazdık gülmekten. Gülmelerimizin nedeni
ne olabilir diye düşünürken sonuca varmak çok zor.
O günlerde bizim eve nerdeyse ekli çok yakın komşumuza akrabası,bir genç konuk gelmişti
Hepimiz sözde onu beğeniyorduk. En çok da arkadaşımızın beğendiğini daha sonraları
öğrenecektik. Genç, yandaki evin sedirine bizi görebileceği köşesine oturur gülümseyerek
bize bakardı.Biz hemen bizim gencin oturduğu odayı gören odaya geçer bir yandan makyaj
yaparken, diğer yandan bakıyor mu diye gence bakardık, sözde hissettirmeden, sırayla.
Arkadaşım birgün sevinç içinde bize geldi:
"Kızlar bilin bakalım bugün nereye gideceğiz?"
Kardeşimle, ikimiz birden sanki arkadaşımızın ağzına düştük:
"Nereye?"
O biraz nazlandıktan sonra ağzındaki baklayı çıkardı:
"Sinemaya."
"Sinemaya mı?"
"Evet."
"Ne filmi oynuyor ki?"
"Flim güzel! Fatma Girik var."
"Amaa, esas söylemek istediğim bu değil."
"...."
"Söyle ya, insanı çatlatma hadi."
" Sinemaya bizi kim götürüyor biliyor musnuz?"
"Kim?"
"İşte o.."
"O kim?"
"Yan komşumuz Murat." İ(smi şimdi uydurdum.Oğlanın adını unuttum.Belkide Murat’tı.)
Kardeşimle ikimiz şimdiki moda deyimle şok olduk.
"Sahimi?"
" Ya, annemden nasıl izin alacağız. Gece gitmemize kızar mı acaba?"
Arkadaşım, bütün sevimliliğini takınarak. "Siz Fikriye teyzeyi bana bırkın dedi. Hem annem
ve Leyla abla da gelecek."
Arkadaşımız annemden sinema iznini koparmıştı. Sinemaya giderken fazla gülüşmemişizdir
sanıyorum. Arkadaşımızın annesi oldukça anlayışlı biriydi gençlere karşı. Sanki o da bizim
gibiydi. Canınız sıkılmasın diye bizi parka götürür, Çubuk’un çarşı caddesinde dolaştırırdı..
Sinema salonu Ankara’daki sinemalar kadar büyük olmasa da Çubuk’luya yetiyordu.Köylüler
de gelirdi sinemaya.Çoğunlukla tanıdıklar olurdu.Gündüz bayan matinesiyse kadınlar arada
el işlerini bile yapardı. Yukarda oturanlar aşağıdaki tanıdıklara lâf atardı:
"Ne o Ayşe aba, bugün hoca dayıyı erken yollamışsın camiye."
"Ne biliyon gız? Valla öyle oldu canım. Herife sinemaya gidecem deseydim, bir sürü uğraş vermem ilâzımdı, neme gerek."
Gülüşmeler. Bütün kadınlar, aşağı mahallelisi, yukarı mahallelisi birbirini tanır. En azından
sokakta karşılaşmışlığı vardır. Sinema seyretmek bir curcuna içinde geçerdi. Çıkışta eğer
flim acıklıysa ve de ağlamışlarsa gözyaşlarını birbirlerinden saklarlardı. Çıkışta oğlanlar ise
kızları beklerdi sanki. Kalabalık kadın topluluğu çarşı yoluna ve bizim yolumuz olan hükümet caddesine ve bir kısmı da ters yöne karşı mahalleye dağılırdı.
Konuyu dağıtmayayım. Annemden izin koparıp geldiğimiz akşama geri döneyim.
Hepimiz bir sıraya dizilip oturmuştuk sandalyelere.Bizler o kadar kendi aramızda fıkırdaşıp
gülüşsek de gerçekten çekingen kızlardık. Başkalarının yanında ağır, altına bir söyleyen gümüşeyse hiç konuşmayan cinsinden. Ellerimize birer gazoz uzatıldı sanıyorum flim arası
çekirdek çitlemedik sanıyorum. Yoksa sinemacı bizi bir daha sinemaya almayabilirdi. O gün bir başka biriyle daha sinemada karşılaşacağımı tahmin etmemiştim.
Arkadaşım O’nun kuzeninin peşinden dolaştığını söylemişti. Kuzeni de sinemadaydı. Üst bölümdeki sandalyelerde arkadaşlarıyla birlikte oturuyordu. Kuzeni ve benim o zaman
sevdiğimi sandığım kişi buradan bakışır, gülüşürlermiş. Bu sefer öyle olmadı. Beni görünce
ciddi ciddi oturdu. Ara sıra bakışlarını üzerimde hissetim.
Hayattı gerçekte sinemalar. Her güzel şey orada yaşanırdı. Gerçekleri, hayalleri orada görür, soluk soluğa içine dalıverirdiniz.
6. 12. 2013 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
iki gündür
rahatsızlığımdan dolayı okuyamadığım yazıyı
merak
ve
keyifle şimdi
okudum
yazının tek eksisi
kısa olması
ya da seri olmaması
keşke daha uzun yazsaydınız
ya da seri yapsaydınız
bitti diye üzüldüğüm yazılardan biri oldu
o
zamanlar ayrı bir tattı yazlık sinemalar
ve siz
o
tadı anımsattınız yazınızla
tebrik ve saygılarımla düşündaşım
Güzel anılardı...
Beni de o sinemalı günlerime taşıdı.
Yazlık sinemalar, kışlık sinemalar.
Ne güzeldi o günler...
glenay
televizyonların başına,
sinemaları yok ettik,
çok teşekkürler,
selâmlar..
hepimizde bir sinema anısı vardır....ben eşimle sangam filminde tanışmıştım...o anımıda sitede yayınladım...bizi gençliğimizle buluşturdun usta içimiz bir hoş oldu saygılar çok güzeldi
glenay
Ne kadar güzel.
Çok teşekkürler,
selâmlarımla..
Güzel hikaye.
İlk çalışmaya başladığım yıllarda,
Ayaş'ta bulunmuştum bir yıl kadar.
O günlerim geldi aklıma okuyunca hikayeyi.
Bir de o güzelim sinemalar...
Siyah beyaz filmleri...
Güzel komşuluklar, sıcak dostluklar...
Gençlik...
Kaçamak bakışlarla yaşanan sevdalar...
Hoş bir hava estirdi yazı...
Sıcacık...
glenay
Çok teşekkürler,
selâmlar..
:) su gibiydi... yazının ortalarında sıkıldım gibi oldum amma çabuk bitti o bölüm...
romanlarda da fazla ayrıntıya girilen yerleri okumıyorum...tasvirler kısa tutulmalı...
bir o gençle evlenmişlerdir sonradan diye düşünürken...
yazı bitiverdi..
arkası yarın inş:)
selam ve hürmetlerimle...
glenay
Arkasını yazmayı düşünmüyordum.(yazsam mı acaba?)
selâm ve saygılar..