- 924 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Zaten işe yaramıyor ki!....
"ZATEN İŞE YARAMIYOR Kİ!"
Sevgili Kardeşlerim "Anneler Günü", "Babalar Günü", "Sevgiler Günü" gibi "3 Aralık’ta Dünya Engelliler Günü". Annelere, babalara ve sevgililere bu günlerde çeşitli hediyeler alınarak gönüller alınır. "Dünya Engelliler Günleri"nde ise buruk kutlanır. Engellilere sevdiği hediyeleri o gün götürsenizde sevinemezler. Engelliler, sağlıklı sizler gibi özgür değillerdir. Dört duvar arasına mahkum edilen bir çok engelliler o gün de yine evlerinde yapa yalnız kalırlar. Kimseler onları aramaz, sormaz. Engellerinden dolayı sokağa, kendilerinin günü nedeniyle yapılan toplantılara araç yokluğundan çoğu katılamaz. Çoğu tekerlekli sandalyesi üzerinde haberleri seyrederken farkında olur; 3 Aralık gününün "Dünya Engelliler Günü" olduğunu. Toplum olarakta bizler engellilere karşı duyarsız bir toplumuz. Yıllar önce bu konuda yazdığım bir yazımı sizlerle paylaşmak istiyorum. Yazımı sonuna kadar okursanız memnun olurum. Çünkü bu yazımda hayatın gerçekleri var.
Tüm engelli kardeşlerimin "Dünya Engelliler Günü"nü kutluyorum
Zaman zaman özellikle engelli kardeşlerimizin sorunları, sosyal içerikli ve millî konularda yazılar yazıyorum. Üzülerek ifade edeyim ki bizler okumayı sevmeyen bir toplumuz. Dolayısıyla yazmış olduğum yazıların bir çoğunun okunmadığını da biliyorum. Ama ben okunmasa da yazmaya devam edeceğim; belki okuyan bir kaç kişi çıkar diye!;
Bugün yine sizlere hayatın gerçeklerinden bir kesit sunacağım.Tabiki bu yazımı sonuna kadar okumak zahmetine katlanırsanız çok memnun olurum. Özellikle yazımın son paragraflarını bir kaç kez okumanızı tavsiye ederim.
Keçiören Subayevler semtinde, Altınpark karşısında 22.08.2007 tarihinde beş engelli (üçü tekerlekli sandalyeli ) ve bedensel engelli bir kız çocuğa sahip eşim ve ben olmak üzere yedi arkadaşla birlikte "Altınpark Engelli Eğitim Dayanışma Derneği"mizi kurmuştuk.
Altınpark Engelli Eğitim Dayanışma Derneğimiz,"Tüm engelli grupların sosyal dayanışma amacı etrafında birleştirilmesini sağlamak; engelli gruplar için yapılacak çalışmalarla ilgili kurum ve kişilerle işbirliği yapmak; engel gruplarının ruh ve bedenen kendilerine yeterli olabilecek gücü kazanabilmesi için eğitici, birleştirici, engelleri azaltıcı eğitim ve mesleki çalışmalar yapmak; engellilerin tüketici durumdan kurtararak üretici konuma getirmek, engellilere maddi ve manevi yardımda bulunmak; engellileri ve ailelerini korumak ve destek olmak amacı ile kurulmuştu."
Bedensel engelli bir kız babası olarak, engelli çocukların beyni ve ayakları, eşim de bir anne şefkati ile engelli çocukların kolları olacaktı; onları bir anne-baba sıcaklığı ile kucaklayacak, bağrımıza basacaktık.
Bu güzel duygularla yola çıkmıştık....
25 Ekim 2007 tarihi saat 18’de Keçiören İlçemizin "Özel Çağrı Okulları" ile Derneğimizin birlikte düzenlendiği "Üyelerimizle Dayanışma ve Tanışma Gecemiz" muhteşem bir şekilde kutlamıştık. Bu gecemize Çorum’un Sesi Gazetesi Sahibi Sayın İsmail Çabuk ve Çorum’un Medarı İftarı TRT’den emekli özel giysileriyle insanları büyüleyen Halk sanatçısı Aşık Halil Demiral ve Aşık arkadaşları gecemize renk katmışlardı ve bizlere unutamayacağımız dakikalar yaşatmışlardı.
Aşık Demiral ve arkadaşlarının engelli çocuklarımıza sundukları müzik ziyafeti hafızalardan hiç silinmeyecektir. Bize ev sahipliği yapan Özel Çağrı Okulları sahibi Sayın Nuran Altuntaş Hanıma, Rehber Öğretmeni Sayın Yelda Hanıma, Okul Müdürlerine, öğretmenlerine ve bizlere çok nefis bir yemek sunan aşçılarına ve servis yapan görevlilere sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Ayrıca Çorumun Sesi Gazetesi Sahibi Sayın İsmail Çabuk’a, Aşık Halil Demiral ve arkadaşlarına ne kadar teşekkür etsem azdır.
Sağ olsunlar var olsunlar.
Geceye katılan tekerlekli sandalyeli engelli kardeşlerimiz, Keçiören Belediyemizin asansörlü araçları ile evlerinden alınarak, Sanatoryum Caddesi yakınlarındaki Özel Çağrı Okullarına getirilmişlerdi. Evlerinde dört duvar arasına mahkum edilmiş tekerlekli sandalyeli engelli kardeşlerimiz bu gece sayesinde çok güzel eğlendiler, güldüler, engelli arkadaşları ile hasretlik giderdiler.
Bu güzel çocuklarımızın mutluğunu sizlerin görmesini isterdim. İster inanın ister inanmayın; bu engelli yavrularımızın gülücükleri bana hayat veriyor. Gerek eşim gerekse de kendim, yapmış olduğumuz bu tür etkinliklerden çok keyif alıyoruz, seve seve bu çocuklara hizmet ediyoruz.
Yaptığımız her etkinlikte "www.engellininsayfasi.com" sitesini kuran ve sadece iki parmağını kullanabilen Sayın Mustafa Samet Beşler kardeşimizin gülen yüzünü görünce, evlerinin birinci katından tekerlekli sandalyesi ile üç kişi tutarak aşağıya indirirken çektiğimiz sıkıntıyı bir anda unutu veriyoruz.
Gecemiz saat yirmibire doğru sona erdi. Geceye katılan engelli olmayan kardeşlerimizin kimi arabalarına kimi de dolmuşa binip gittiler. Okulun önünde tekerlekli sandalyeli on engelli kardeşlerimiz kalmıştı; bu engellilerden beşi Etlik’te oturuyordu. Etlik’te oturan beş kişiyi Keçiören Belediyesi’nin asansörlü aracı ile evlerine gönderdik. Geriye kalan tekerlekli beş sandalyeli arkadaşlarla, eşim ve ben, aracın dönüşünü okulun aşağısındaki yol kenarında bir halka yaparak beklemeye başladık. Hava güzeldi. Hiçbirimiz üşümüyorduk. Bir yandan da sohbet ediyorduk. Ben bir ara Mustafa Samet Beşler’e dönerek:
-Mustafa gelecek sene engellilerle birlikte "Hıdırellez Şenliği" düzenleyeceğiz. Bu şenlikte akülü sandalyeli ve tekerlekli sandalyeli engellileri yarıştıracağız, dedim. Mustafa Samet :
-Şükrü Abi , ozaman ben hemen antıraman yapayım, dedi ve çok süratli bir şekilde gecenin karanlığındaki hafif yokuşa doğru akülü aracını sürdü. Halkanın kenarındaki diğer dört engelli kız arkadaşımız sigara çıkarıp, tüttürmeye başladılar. Ben sigara içmediğim için Yasemin’in gözünün içine bakarak:
-Bak Yasemin kardeşim, sen çok sigara içiyorsun. Sigaranın bir çok zararları var. Bunu öğrenmek istersen internetten "google"a gir, "sigara" diye yaz. Sana sigaranın binlerce zararını anlatan yazılar bulursun, dedim. Yasemin Hanım:
-Şükrü Amca boş ver, dedi. İçende ölüyor içmeyen de.
-Bak Yasemin. Bir akrabam senin gibi çok sigara içiyordu. Önce bir ayağını kestiler, anlamadı, içmeye devam etti. Sonra da diğerini kestiler, dedim. Sözümün arkasını bitirmeden Yasemin elimi tutarak:
-Şükrü Amca "Zaten işe yaramıyorlar ki" diye tekerlekli sandalyesi üzerindeki yürümeyen bacaklarını gösterdi. Ben hiç bir şey diyemedim. Çünkü "sözün bittiği yer" derler ya ; benim için söz bitmişti. O gece sabahlara kadar bir oyana bir buyana döndüm durdum. Gözlerim kapalı idi;ama karşımda tekerlekli sandalye üzerinde oturan Yasemin’in eliyle gösterdiği yürümeyen ayaklarını görüyordum, bir de "Zaten işe yaramıyorlar ki" sözlerini duyuyordum.
O geceyi ve o sözleri hayatım boyunca hiç unutmayacağım.
Engelsiz yarınlarda buluşmak dileğiyle.
Şükrü BİLGİLİ
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.