İki İyi İnsan
Galip bey meslektaşım, oda arkadaşım. Yaşça başça büyük bizden.
Galip abi diye hitap ediyoruz kendisine. Saygı duyuyoruz, saygılı davranıyoruz. Aceleci ve oldukça telaşlı bir kişilik.
İç dünyası çok güzel. Vaktiyle piyasada iş tutmuş, dış memleketlere bir şeyler pazarlamış, dikiş tutturamayınca mesleğe dönüş yapmış.
Telaşlı hali her şeyine yansırdı. İşine, ilişkilerine, davranışına hemen her şeyine. Dışardan aceleyle gelip masasına oturduğuyla cigarayı dumanladığı bir olurdu ve farklı bir teknikle üflerdi. Duman havada ayrı bir ahenk oluşturur,tavana doğru yükselirken seyirlik bir manzara oluşurdu.
4 K cıydı Galip ağabey.
Nedir diye sorduğumuzda;
Kafa, karakter, kabiliyet, kanaat derdi. Oturup kalktıklarına çok dikkat eder, biz birileri ile ilinti kurdumuzda siz daha toysunuz, ne kadar tanıyorsunuz ki hemencecik muhabbet ediyorsunuz derdi ve 4 K analizi yapıp yapmadığımızı sorardı.
Abi bize göre iyi ve hoş, bak tebessümü de yüzünden düşmüyor dediğimizde;
Aman dikkat, hele bir insan hep gülümsüyor, tebessümü yüzünden eksik olmuyorsa biraz daha dikkat derdi.
Peki neden diye sorardık.
Gülen yüz tüm niyeti gizler, ne düşündüğünü anlayamazsınız,her şeyi perdeler derdi.
Hele falancaya daha dikkat, onu hiç çözemezsiniz, yanıltır sizi derdi.
…………………..
Hemen karşı odada ormancılar oturuyor. Dandin ağabey ve arkadaşları.
Nedense biz ziraatçıları ve ormancıları aynı kuruma toplamışlar, ancak sayıca biz daha fazlayız.
Dandin bizden yaşça oldukça ileri, Galip ağabey ile akranlar neredeyse. Duruşu çok ciddi ama görünümünün aksine oldukça muzip, şakacı birisi. Yüklenmeden edemiyor.
O yokken odaya giriyor, masanın üzerindeki ahşap isimliğe mavi tükenmezle bir ekleme yapıyor. Yüksek Ziraat Mühendisi olan unvan çok ilavesi ile Çok Yüksek Ziraat Mühendisi oluyor.
Dandin yerine geçiyor ve izlemeye başlıyor. Galip ağabey odaya dondurucu soğuk bile olsa hararetle giriyor, oturduğuyla birlikte ilk işi terini silmek oluyor ve sonrasında hemen cigarasını yakıveriyor, dumanı üflüyor ve gözü isimliğe ilişiyor. Gördüğüyle havalandığı bir oluyor. Odada bir gidip bir geliyor bir oturup bir kalkıyor. Kim yaptı bunu diyor. Kim yazdı bunu.
Hangi hınzır,hangi hain...
Dandin’in meselesi bu zaten. Onu şöyle bir havalandırmak hoplatmak gerilimi zirveye taşımak, tavan yaptırmak.. Yetmiyor koridora çıkıyor. Yine bir iki salvo çekiyor. Yavaş yavaş yatışıyor Galip ağabey ve izlediği yerden başını gösteriyor Dandin ağabey.
Hayrola Galip bey bir sorun sıkıntı mı var. Ne dolanıp duruyorsun arkadaş, yardımcı olayım,çözeyim meseleni..
Galip abi başını sağa sola çeviriyor bir ya havle çekiyor ve cigarasını yakıyor, dumanı üflüyor.
Dandin bu, hiç durur mu bir sonraki gün çokun başına pek ekliyor ve bu sefer Pek Çok Yüksek Ziraat Mühendisi oluyor unvan ve aynı sahneler tekrar yaşanıyor.
Allah için her ikisi de renkli insanlardı. Nüktedan, ince espirili ve katlanmayı bilen kişilerdi..
Yaşıyorlar hayattalar mı bilemiyorum ama hep iyi anıyorum onları. İki iyi, iki güzel insan olarak..
Kemal GÜL
14.11.2013
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.